Yalçın: Türkçeyle evrensel piyasaya çıkmak zor

İlk öyküsü 1989’da yayımlanan yazar ve editör Murat Yalçın'la edebiyata dair sohbet ettik. YKY'nin Türkçe Edebiyat Editörü Yalçın'a göre "Türkçeyle evrensel piyasaya çıkmak gerçekten çileli ve uzun bir yol. Bu yolu kısaltan, kolaylaştıran imkânları yaratmakta Kültür Bakanlığı’na, yayınevlerine, telif ajanslarına, üniversite ve belediyelere de görevler düşüyor."

Google Haberlere Abone ol

Yapıkredi Yayınları Türkçe Edebiyat Editörü Murat Yalçın ile son dönem Türkçe edebiyatın sorunlarını, yazar ve editör ilişkisini konuştuk. Yayınevinin yayın politikasından bahseden Yalçın, “Çizgimize, beğenimize, yayın yelpazemize uygun edebi ürünlere belirli oranlarda yer vermeyi, yeni sesleri bulup çıkarmayı amaçlıyoruz” diyerek düşüncelerini açıklıyor.

İlk kitabını yazan bir yazar, size nasıl ulaşıyor?

Dosyalar kargoyla ya da mail yoluyla adresimize gönderiliyor. Gelen dosyalar ayda bir gözden geçiriliyor ve yayınevine uygun görülenler Yayın Kurulu'nda incelenmek üzere ayrılıyor. Bir iki ay içinde yayınevi kararı dosya sahiplerine bildiriliyor.

İlk kitap özelinde çalışma yapan yazarlar öyküye mi ağırlık veriyor, romana mı?

Son yıllarda roman dosyaları sayıca öykünün ve şiirin önünde. Elbette bir yayınevi hangi türlere ağırlık veriyorsa gönderilen dosyalar da o türde ağırlık kazanıyor.

İlk kitabını yayımlatmak isteyen bir yazarın editöre bakış açısı nedir?

İlk kitabını yayımlatmak isteyenler yayınevine daha bağlı, daha bağımlı davranırlar. Yayıncılığı, bir yayıneviyle ilişki biçimini öğrenmeleri zaman alır. Bazen olmadık beklentilere kapılır, yersiz taleplerde bulunabilirler. Aslında yayınevlerini iyice araştırmaları, seçmeleri gerekir.

Geçen seneki üretiminiz nasıldı? Ekonomik krizin yaptırımı oldu mu? Krizin sürekliliğinden ve üretiminizin niteliğini etkilediğinden bahsetmek mümkün mü?

Yıllık üretimimiz yıldan yıla büyük değişiklikler göstermiyor. Ekonomik krizler nicelik ve nitelik bakımından etkilemiyor. Ancak öncelikler belirlenirken ülkenin ekonomik ve kültürel durumu daima göz önünde tutulur. Nitelikli çevirmen yetersizliğinin ve okur eğilimlerinin bizi daha çok etkilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

'EDEBİ SEÇİMLERİMİZDE SOSYAL MEDYANIN ETKİSİ YOK'

Sosyal medyanın okur ile iletişimde edebiyat editörlerine ne gibi katkıları oldu? İnternetin üretim ve tüketim bağlamında edebiyata etkisi sizce nedir?

Okurun eğilimlerini, ilgilerini takip açısından sosyal medya da dikkate aldığımız bir mecra. Ancak kararlarımızı direkt etkileyen bir güç değil. Geniş bir yayın kurulu, donanımlı bir editör kadrosuyla çalışıyoruz. Edebi seçimlerimizde sosyal medyanın herhangi bir etkisi yok. Çizgimize, beğenimize, yayın yelpazemize uygun edebi ürünlere belirli oranlarda yer vermeyi, yeni sesleri bulup çıkarmayı amaçlıyoruz. Bunun dışında sosyal medyadaki yankılara da elbette kulaklarımız açık.

İçinde bulunduğumuz yıllar itibariyle 90 kuşağı olarak nitelenen bir yazar grubundan söz edilebilir mi? 90’lar hemen hemen tüm dünyada dönüşüm ve değişim yılları… Bilim ilerledikçe şiddetin çoğalması, teknolojinin artması ve iletişimin yaygınlaşması bu dönemin edebiyatına nasıl etki ediyor veya edecek sizce?

1990’larda ilk kitapları çıkmış yazarlar Günümüz Edebiyatı’nın verimlerini ortaya koyduğundan sanırım böyle bir soru yöneltiyorsunuz. Edebi eğilimleri belirleyen parametreleri sayıp dökmek eleştirmenlerin işi… Ama yayıncılar da işin bir tarafında. Kuşak meselesi de apayrı bir tartışma, araştırma konusu. Değişen araçlar, yani teknoloji, değişen hayatlar demek. Bu da ister istemez edebiyatın içeriğini de biçimini de etkiliyor.

'ROMANIN ÜSTÜNDE PİYASANIN BASKISI VAR'

Türkçe edebiyatın, dünya edebiyatı karşısındaki eksisi ve artıları nelerdir? Özellikle Orhan Pamuk’un Nobel alması sonrası, Türkçe edebiyata olan rağbetin sürekliliğe dönüştüğünü söylemek mümkün olur mu?

Orhan Pamuk elbette Türk edebiyatının dünyaya açılmasında bir ivme kazandırdı. Ama bu iş çok kapsamlı, çok karmaşık, zorluklarla dolu bir süreç… Türkçeyle evrensel piyasaya çıkmak gerçekten çileli ve uzun bir yol. Bu yolu kısaltan, kolaylaştıran imkânları yaratmakta Kültür Bakanlığı’na, yayınevlerine, telif ajanslarına, üniversite ve belediyelere de görevler düşüyor.

Yeni dönem Türkçe edebiyatta içeriksel yaklaşımların ve biçimsel arayışların ortaklığından söz edilebilir mi? Kent ve kır denkleminde geçen hikâyelerin hısımlığı mümkün müdür? Yeni dönem edebiyatçılarının birbirinden beslendiğini iddia edebilir miyiz?

Bugünün yazarlarından bugünün dünyasına, sorunlarına, toplumsal ve bireysel değişimlerine el atmaları beklenir. Bu bir ölçüde yapılıyor. Kuşkusuz şiirdeki, öyküdeki gelişmelerle romandaki eğilimleri bir arada değerlendirmek zor… Romanın üstünde her zaman olduğu gibi piyasanın baskısı var. Oysa şiir ve öyküde yazarlar daha bağımsız. Geçmişte yazarlar birbirini takip ederlerdi.

Bugünse hem çeviri edebiyat çok güçlü, daha da önemlisi başka dillerde kitap okuyabilen yazar sayısı bir hayli fazla. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda yazarların birbirlerini ne kadar okudukları ya da birbirlerinden nasıl beslendiklerini belirlememiz güç.

Yeni sezonda Yapı Kredi Yayınları edebiyat kapsamında hangi kitapları basacak?

YKY 5000'inci kitaba doğru giderken telif ve çeviri edebiyatta önemli yazarları, değerli kitapları yayımlamayı sürdürüyoruz. Yeni yazarlarımız Halid Ziya (Kırk Yıl, Aşk-ı Memnu), F. Celâlettin (Bütün Öyküleri), Mahmut Yesari (Bütün Öyküleri) yanı sıra mevcut yazarlarımız Faulkner, Thomas Benrhard, Philip Roth, Giorgio Bassani kitapları bu yılın programında hazırlık aşamasındalar.