Her derde deva öyküler

Ademhan Esen'in kaleme aldığı "Ağrı Kesici"si çıktı. Kitap, Çınar Yayınları etiketi taşıyor.

Google Haberlere Abone ol

Hasan Basri 

DUVAR - Ağrı Kesici için pek çok şey söylenebilir, benim de söyleyeceklerim var! Kitaptaki öykülerden Fena Diktatör’de kurulan distopyanın güzelliği; Ağrı Kesici’nin insanı kendine âşık eden cümlelerinin büyülü dizilişi, Yarım Kalmış Sözler Ofisi’ndeki realizm ile sürrealizmin hissedilir saadeti için okunmaya değer. Ademhan Esen Ağrı Kesici isimli bir öykü kitabı yazmış. Evet, ona göre kitaplar ne için okunursa ona iyi gelir. Hasta mısınız, bir kitap okuyun iyileşin. Yorgun musunuz, bir kitap okuyun bütün yorgunluklarınız bir yağmurla beraber şehrin mazgallarından akıp gitsin. Güzel cümleler inşa edip sevdiğiniz insanın gönlünü kazanmak mı istiyorsunuz, kitap okuyun diyor.

'NE AMAÇLŞA KULLANIRSANIZ ONUN İÇİN BİÇİLMEZ BİR KAFTANIZ BİZ'

Metin, Ağrı Kesici, Ateş Düşürücü, Kas Gevşetici ve Anti Depresan olmak üzere toplam dört farklı bölümden oluşuyor. Ağrı Kesici, isim tercihi açısından kişisel gelişim ve tıbbi bir kitap zannedilemeye pek müsait. Ziyanı yok. Ademhan Esen, ona da şöyle cevap veriyor: “Ne amaçla kullanırsanız, onun için biçilmez bir kaftanız biz.”

Ağrı Kesici,Ademhan Esen,Çınar Yayınları,2017. Ağrı Kesici, Ademhan Esen, Çınar Yayınları, 2017.

Okuyanlar ya da inceleyenler fark etmiştir: Birçok yazarın, özellikle edebiyatçıların mesafeli durduğu, kaleme aldığı metinde başka bir yazarın ismini ve kitabını zikretmeyi bütünüyle reddetmiş Ademhan Esen. Ve öykü kitabı için hayli cüret gerektiren bir şey yapmış. Fuzuli, Oscar Wilde, Ömer Hayyam, Mevlâna, Allen Gingsberg gibi yazarları; Göğü Delen Adam, Dinle Küçük Adam, Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın, Puslu Kıtalar Atlası, Barış Makinesi, Her Şey Ben Yaşarken Oldu, Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü, Şahsi Düşler ve Onur Kırıcı Gerçekler ve Ben Tek Siz Hepiniz gibi kitapları birbirini ardına sıralamış. Bu yazarlar ve eserler ustaca serpiştirilmiş ve en güzeli hikâyenin önüne geçmemiş.

Bazen de okurun zihnine güvenip isim vermeden öyküyü anlatmayı tercih etmiş. Kendimce notlar alırken büyük keyif aldım. Okuduğum kitapları öykülemesi hoşuma gitse de öykülenmiş ve benim okumamış olduğum kitaplardan bahsetmesi ihtimalinden dolayı da bir miktar üzüldüm. Tatlı bir hüzün benimkisi.

İsim vermeden bir öyküden bahsetmek istiyorum: Dünyada büyük bir kıtlık yaşanmaktadır. Alışık olduğumuz, yani tarih kitaplarından okuyup aşina olduğumuz gibi bir kıtlık değil bu. Kelimenin tam anlamıyla edebi bir kıtlıktır. Yazarlar üretecek hiçbir konu bulamıyor, uzun uğraşlar sonunda buldukları konuların zaten yıllar önce yazıldığını öğrenip yine mecburen kıtlığa istemeye istemeye dönüş yapıyorlardı. Olaylar böyle sürüp giderken biri çıkıyor ve çok güzel bir öykü yazıyor. Ve final!

ÖYKÜLERİ OKUMUYORUZ, İZLİYORUZ!

Ercan Kesal’ın yazı yazarken kendine düstur edindiği bir şey var: Okura metni seyrettirmek. Esen, bu tavsiyeye kulak asmış olacak ki, öyküleri okumuyor adeta izliyoruz. Bu konuda sivrilen öykü Fena Diktatör. Kitabın en uzun öyküsü ve en sinematografik öyküsü de budur.

Ben ve okuyan dostlarım bu öykü üzerine konuşurken “sahne,” diye bahsediyor, sanki bir sinema filmini birlikte görmüş de sonra birlikte filmi analiz ediyor gibiyiz. “Şu sahne nasıldı?” “Ben de çok beğendim.” “Evet.. Evet.” Bu da metnin akıcılığını ve anlatıcının çok güçlü olduğunu gösterir.

Okuma aşığı iki genç arkadaşın birlikte yaşadıkları ülke üzerine güzel fikirleri vardır. Ana karakter Yuta Makiri ve en yakın arkadaşı tam bir kitap aşığıdır. Kitapsız yaşayamazlar. Sevdikleri kitapları insanlara okutmak adına çok uğraşırlar.

Ama bunu yapabilmek için Yuta devlet başkanı olmalıdır. Yuta, Vahip ve Fan Filifon bu amaçları üstüne uzun mesai harcarlar. Reklamlar, kampanyalar, bildiriler vs. Çalışmalar meyve verir, Yuta devlet başkanı olur. Ve sonra her şey kitaplara göre tasarlanır. Okuma oranlarında çok ciddi artışlar görülmeye başlanmıştır. Artık tek problem insanların istedikleri kitapları okuyamamalarıdır.

Ademhan Esen Ademhan Esen

Kabul, herkese okuma alışkanlığı kazandırılmıştır ama insanlar yeni şeyleri, kendi istedikleri şeyleri okumak istemektedir. İşte burası! Bana göre öykünün en lezzetli yeridir.

Çünkü toplum, kitap okumayan bir konumdan, kendi kitaplarını seçebilecek bir hale evirilmiştir. Okurun gözünden kaçmayan bu küçük ama önemli detay Vahip’in gözünden de kaçmaz ve Yuta ile arası açılır ve yönetime el koyar. Bir çeşit sivil darbe yapılır. Artık halkın istediği olmuş olur. İnsanlar hangi oyunları ne zaman izleyeceğine kendisi karar verebiliyor, istedikleri yazarların istedikleri kitabından okumaya başlayabiliyordur.

Sizin de şakaklarınızdan başlayıp başınıza yayılan bir ağrınız varsa, eklemleriniz karıncalanıyor, dişiniz sızlıyorsa; kaslarınız geriliyor, damarlarınız damarınızın üstüne biniyor veya boynunuz tutuluyorsa; ateşiniz yüksek, alev alev yanıyorsanız; biraz da depresyondaysanız ve canınız sıkılıyorsa tereddüt etmeden bir ağrı kesici alın, eğlencenin dibine vurun, huzurun zirvesine çıkın, dertlerden arınıp ruhunuza güzel bir tatil armağan edin.