Göçmen kuşlar misali mülteciler

Google Haberlere Abone ol

İbrahim KILIÇ

DUVAR - Anadolu, hayli zamandır onu var eden halklardan mahrum, hatta onu var eden o renklere karşı düşman. Bir üvey anayı andırır ötekilerin gözünde Anadolu. İşte tam da bu günlerde bütün çıplaklığıyla gözlerimizin önüne getirilen mülteciler aslında bize o kadar tanıdık ki! Yanı başımızdan birer birer uzaklaşan Anadolu insanını düşündüğümüzde mülteci kavramının yaşadığımız bu toprakların doğal sonucu olduğunu anlamak hiç de zor değil.

Mülteci adlı roman uzun süredir bu topraklardan göç eden insanların kaderini dile getiren, bu zorlu ve acı verici göç yolculuğunu anlatan bir roman. Anlatmakla kalmayıp okuyucuyu alıp denizleri ve karaları aşmaya zorlayan, kimi kez gülümseten ama çoğu kez ağlatıp düşündüren bir çalışma.

DAĞLARIN KUYTULARINDA KAMER'İN HAYATI

catpat Mülteci, Alakarga Sanat Yayınları etiketi ile okuyucuyla buluştu.

Binboğa Dağlarının erişilmesi güç kuytuluklarında başlar Kamer’in hayatı. Ama o doğmadan kaderi çizilmiştir. Belki de coğrafyanın kader olduğu gerçeği bütün bu hayatları anlamak için yeterli bir neden haline gelirken Kamer ile beraber göç eden mültecilerin her birinin göç nedeni ise romanın zenginliği haline gelmiş. Bu göç yolcularının ortak değeri ise sadece umut…

Kamer’in göç yolculuğu sırasında gördüğü rüya bir kuş figürüyle ona onca şey anlatır.

O kuşu pepuk kuşuna benzetir Kamer. Onun hikâyesinden bahseder. Göç edenler ötekilerdir. Ve ait olmadıkları mekanda çektikleri acıları dile getirirler. Pepuk motifi adeta Anadolu’nun kaybolan renklerini ve göç eden her bir umut yolcusunun kaderi olur tıpkı coğrafya gibi.

Kamer bütün engelleri bir bir aşar ama bu göç yolculuğu sırasında karşılaştığı ölümler gelip boğazına düğümlenir. İnsanca yaşamak adına canından geçenler bir suale neden olur. Ve kendince yanıt arar yaşadıklarına sebep…

GÖÇLER, MEKANLAR VE ZAMAN

Göç yolculuğu neredeyse aylar sürer ve sona ulaşmak hayli zordur. Zaman ve mekânın bilinmediği her an her birine acı verir. Karanlık içerisinde bir süre sonra seslere odaklananlar kendi hikayelerini dile getiriler. Kimi havasızlıktan kimi açlıktan dert yanar. Kimi de daha önce başarısızlıkla sonuçlanan girişimlerinden.

Kimi defalarca umut tacirleri tarafından dolandırılırken kimi de susup zamanın ne getireceğini görmeyi bekler. Çok sesli bir roman mülteci, düne, bugüne ve yarına dair onca sistemsel çarpıklık sual edilirken Anadolu’nun göçleri birer anlatıcı tarafından sanki dile getirilir. Takvimler eskise de Anadolu’nun kaderi değişmez.

Göçe meyledenlerden yolu tamamlayanlar şanslı olurken, geride kalanlar ise insanoğlunun kurduğu sistemin yemi olur. Ama asıl mücadele bitmez. Mülteci olmak sömürülmek değil midir? sorusunun da yanıtını arar Kamer. Ve başka bir hikayeye özgüler romanı.

Orhan Veli Alıcı'nın romanı Mülteci, sıcak gündemin içinde tam da bugünlere parmak basan bir roman. Roman olabildiğince canlı, can alıcı bir mülteci hikayesi. Çağının tanığı bir yazardan bugüne yakılmış bir ağıt, bir yakarış mülteci...