Bildiğimiz dünyanın sonuna doğru

Lewis Dartnell, “Uygarlığı Yeniden Nasıl Kurarız?” kitabında günümüz insanının bakmaya alışık olmadığı bir aralıktan bugünün yaşam kültürüne eleştirel açıdan bakma fırsatı sunuyor.

Google Haberlere Abone ol

Bugün her yaştan insanın geleceği hakkında kaygılandığı gerçeği, yaşadığımız çağın koşullarıyla bütünsel bir ilişki kurmakta. Aslında söz konusu kaygı, gündelik hayatta pek çok çıkış noktasıyla kendini yaratıyor; fakat daha temel ve uzun vadeli bir kaygı söz konusu. Savaşlar, endüstriyel atıklar, karbon salınımı gibi insanlığın insanlığa ve doğaya karşı mücadelesinin nasıl sonuçlanacağını içeriyor bu kaygı.

Gezegendeki ekolojik ilişkilerin tahribatı, bildiğimiz dünyanın sonunun yaklaştığına işaret ediyor ama yaşamı ortadan kaldırmaya dönük tükenme noktasında hayatın nasıl sürdürülebileceğine ilişkin pek düşündüğümüz söylenemez. Belki kaygılanmamıza neden olan da ihtiyacımız olan bilginin ne olduğuna dair fikrimizin olmamasıdır. “Hayatta nasıl kalırız?” sorusuna cevap bulmak için gerekli olan bilgiyle aramıza uzunca bir mesafe girdiğini hatırlatan ikaz, Koç Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan Lewis Dartnell’in “Uygarlığı Yeniden Nasıl Kurarız?” kitabından geliyor. Kitap, böyle bir tükenme ihtimaline karşın düşünülüp hazırlanmış “kılavuz bakış nasıl olmalı” perspektifi sunuyor.uygarlik

UYGARLIKTAN GERİYE KALAN MALZEMELE

Kıyamet denildiğinde akıllarda çağrışım yapan görüntülerin başında Hollywood film kurgularındaki o kaçış sahneleri geliyor. Doğal bir felaket ya da insan kaynaklı bir nükleer felaket fikrinin senaryolaştırılmasıyla çekilen filmlerde, yazılan romanlarda, kurgulanan bilgisayar oyunlarında temsil edilen yaşam koşulları sahip olduğumuz mevcut koşullardan çok daha farklı. Bu sebeple Dartnell söz konusu koşullara nasıl adapte olunur, yaşam nasıl sürdürülür buna odaklanıyor ve kıyamet sonrası elde kalan asgari materyal ile neler yapılabileceği hakkında ihtiyaç listesini oluşturuyor. “Uygarlıktan geriye kalan malzemeler en iyi şekilde ihtiyaca uygun olarak nasıl değerlendirilir?” sorusu, kitap içinde hiç aklımıza gelmeyecek malzemelerin ilginç kullanımlarıyla cevaplandırılmış. Mesela bulaşık teli ve 9 voltluk pil ile ateş yakılabileceği ya da japon yapıştırıcısıyla yara kapatmak gibi.

Dönüp geçmişe baktığımızda insanın hayatını idame ettirebileceği altyapıyı hazırlamak ve bunu toplumsal kurguya dökmek şüphesiz uzun bir süreci gerektirmiş. Dartnell bu kitapta, bu sürecin temel teknolojik uğraklarını tespit etmeyi ve icatları çatan o rastlantısal bekleme sürelerini kısaltmayı amaç edindiğini belirtiyor. En kestirme yollarıyla tarihi adresleri güzergâhına ekleyip uygarlığın yeniden kurulumuna hız kazandıracak temel mantığın kavranmasını önemsiyor. Gerçekleştirilmesi basit uygarlığa giriş niteliğindeki icatlar, bugünkü teknolojimizi düşündüğümüzde yadırganabilir: Karasaban, pulluk, çıkrık, su değirmeni, el arabası, cam, beton, aspirin… Endüstriyel çağ ile birlikte bilgi üretimi bakımından uzmanlık rolü mutlak hale geldi, tabana yayılmış ihtiyaçların giderilmesi için bilgi üretimine dair eski aktif özneler kaybolmaya başladı. Dartnell’in kaygısı biraz da bu çağın uzman bilgi odaklarına dair; o daha çok teknolojik üretim seviyesi ve arayışının toplumsal öğrenme ve kullanabilme potansiyeli haline gelmesinden yana tavır sergiliyor.

ÇİFTÇİ ROLÜ VE BİLGİSİ

Elbette gün gelecek uygarlıktan arta kalan malzemeler de tükenecek, asıl sorun bu noktada ne yapılacağı. Uygarlığın inşası tam da buradaki edimlerle başlıyor. Bu kalkış noktası insanlığın endüstriyel üretime geçmeden kullanmış olduğu ilksel tarım araç gereçlerinin imalini ve kullanımını öngörüyor. Bilgi kaynaklarına ihtiyaç duymak, kültüre dair hafızayı tazeleme antrenmanlarına dönüşüyor. Kıyamet sonrası karasaban, pulluk vb. aletlerin yeniden yapımı için görsel bir başvuru kaynağı olarak arkeoloji ve etnografya müzelerinin -günümüzde gidip gezildiğinde çoğumuza pek anlam ifade etmediği düşünülen- ziyaret edilebileceği eklenmiş. Bu araç gereçlerin toplumsal ilişkileri üretecek iki çıktısı var: ilk olarak bu araç gereçlerin imalini içeren zanaatkârlık rolü ve bilgisi; ikincisi ise araç gereçlerin kullanımını gerçekleştirecek çiftçi rolü ve bilgisi. Bugün bu iki toplumsal rolün görünmez ve etkisiz olduğu düşünülse de uygarlığın temelinin atılmasına ölçülemez katkılar sunduğu gerçeği Dartnell tarafından kıyamet sonrası yaşam kurgusunda hatırlatılmış.

yenicikanlar YENİ ÇIKAN KİTAPLAR

ALTERNATİF YAŞAM KILAVUZU

Lewis Dartnell, günümüz insanının bakmaya alışık olmadığı hatta belki de hiçbir zaman göremeyeceği bir aralıktan bugünün yaşam kültürüne eleştirel açıdan bakma fırsatı sunuyor. Ancak bu kitabın yazımı her ne kadar bir kıyamet senaryosundan hareket etse de okunması ve pratiklerin hayata geçirilmesi bakımından elbette böyle bir senaryonun gerçekleşmesini beklemek söz konusu değil. Dartnell da harekete geçme taraftarı, kitaptaki kimi pratikler için uygulama videoları çekmiş bile. Kitap, doğada yaşamak isteyen biri ya da alternatif yaşam alanları arayışında olanlar için de ansiklopedik bir kaynak. Hatta söz konusu felaket sonrası kentler, belli bir süre kimi imkânlardan yararlanabilmek (avm yağmaları, petrol istasyonları, otoyollar, taşıt kullanımı gibi) için uygun yaşam alanları olsa da uzun vadeli bir uygarlık temeli için pek elverişli olmayan, insanın yüz yıllar boyunca biriktirdiği yaşam pratiğini unutturmuş bir mekân olarak tasvir ediliyor. Bu nedenle kırsalda uygarlığı inşa etme çabalarının kalıcı olabileceği konusunda ufuk açıcı öneriler mevcut. Kitabı alternatif yaşam kurma kılavuzu olarak okumaya devam etmek bugün için önemli, yaşamın zeminini oluşturacak bilgiye sahip olmak isteyen ilgili kişileri cesaretlendirecek türden bir elkitabı.