YAZARLAR

Kış neden var?

Şarkılara baktığımızda, kış çilelerin mevsimi. Kardan, soğuktan şikayet eden şarkı çok. Belli ki daha çok yakınacağız çünkü mevsim aniden başladı; sonbaharı atlayarak doğrudan kışa girdik. Görünen o ki önümüzdeki yılları aniden düşen ya da yükselen sıcaklıkların etkisi altında bahara hasret geçireceğiz. Yine de şarkılardaki umudu susturmayacağız elbette.

2024 nasıl geldi, nasıl geçiyor derken yılı bitirdik, son düzlüğe girdik. Bugün, yılın son ayının ilk günü. Bir ay sonra takvim değişecek. Kendi adıma konuşayım, bu yıl yavaş başladı, hızlı ilerledi ve bir anda bitti. Bir sürü iş yaptığım, memleket içinde çok dolandığım bir yıl oldu. Henüz bitmediği için bu yıl çıkan albümler, şarkılar, şarkıcılar ve topluluklar üzerine bir değerlendirme yapmayacağım ama arada büyük ve yeri sahiden doldurulmaz kayıplar verdiğimizi söylemekle yetineceğim. Suçu takvime yüklemek elbette saçma ama yine de “iyi ki bitiyor” cümlesini kuracağım.

Yaz boyu sıcaklardan şikayet ettik, yılın bitmesine yakın soğukları dilimize doladık. Kış, dertli mevsimlerden. Çoğu insan sevimsiz buluyor. Ben sevenlerdenim. Kısalan günlere ve yağan kara rağmen. Tek derdim aydınlanmayan, aydınlanamayan sabahlar. Onun dışında kışla bir sorunum yok.

Şarkılara baktığımızda, kış (yılbaşı dönemini saymazsak) çilelerin mevsimi. Kardan, soğuktan şikayet eden şarkı çok. Evsiz kalanları, sabahın köründe (yani kör karanlıkta) okula ve işe gidenleri, evlerini ısıtamayanları düşündüğümüzde sahiden çileli mevsim. Bunlar devreye girdiğinde çocukluğumuzda söylediğimiz neşeli kış şarkılarını unutuyor, yine o yıllarda zihnimize kazınan “Kibritçi Kız” masalını dinlerken hissettiğimiz hüznü hatırlıyoruz.

Nazan Öncel’in 2006 tarihli “7’n Bitirdin” başlıklı albümünde karşımıza çıkan “Kış Baba”, bu tarz şarkılardan. “Kış baba geliyor, eli kulağında / Kaşlarını çatıyor, eli kulağında // Karnım zil çalıyor ama zilim bile yok benim / Damım akıyor ama kovam yok benim” dizeleriyle başlıyor ve ilerleyen dakikalarda “kış baba kış kış, çüş baba çüş çüş” nakaratını takiben şu soruyu soruyor: “Kış baba kimden yana?” Aynı yıllarda buna benzer bir soruyu Turgut Berkes sormuştu. “Kış Neden Var?” adlı şarkısında “Sonbahar, gel biraz / Bir sıcak çay ver bana / İşte yine bitti yaz,” dizelerini müteakip dertlere değiniyor: “Kış neden var? / Neden sonsuz olmuyor bahar? / Neden yağmalı bu kalpsiz kar?” Berkes, ayrılığı da kışla bütünleştiriyor -ki memleket rock tarihinin belki de en güzel kış şarkısı bu.

Rock değil ama pop tarihinin ilk adımlarında önemli bir kış şarkısına rastlıyoruz: “Her Yerde Kar Var”. Sözlerini Fecri Ebcioğlu’nun yazdığı, bizzat bestecisi Adamo tarafından seslendirilen bu şarkı ilk Türkçe sözlü hit’lerden biri. Aynı şekilde “aranjman” akımını yaygınlaştıran, Türkçe şarkıların ortalığa dökülmesini sağlayan şarkı. Batı müziğini Batılılar gibi söylemeye çalışan sanatçılar için bir yol gösterici. O kadar ki, her şeyi Batılılardan öğrenenler, bu şarkıdaki aksanı da aynı şekilde taklit etmişti. Bu yüzden ilk dönem şarkılarda belli belirsiz bir aksana rastlamak şaşırtıcı değil.

“Her Yerde Kar Var”, pop tarihinde bir kırılma noktası. Ajda Pekkan’dan Nilüfer’e, Candan Erçetin’den Ersan Erdura’ya, Yeşim’den Bulutsuzluk Özlemi’ne pek çok isim tarafından yorumlandı. Bugün söylemeye başladığınızda çevrenizdekilerin eşlik edeceği şarkılardan: “Her yerde kar var / Kalbim senin bu gece / Belki gelirsin sen / Bakarken pencereden / Gözler yalnız özler / Karda senden izler…” Şarkı, 1963 yılında dinleyici karşısına çıkan Adamo şarkısı “Tombe la Neige”nin Türkçe versiyonu. Aynı 45’lik plağın arka yüzünde yer alan “Car je Veux”, yıllar sonra Türkçeye çevrilen (ve bir kış şarkısına dönüşen) bir başka şarkı. Yıllarca dillerde dolaştıktan sonra Emel ve Akrep Nalan tarafından seslendirilen “Karlar Düşer”.

Ayrılık bahsinde önemli şarkılardan biri, Nilüfer-Kayahan işbirliğini başlatan “Kar Taneleri”. 1984 yılında yayınlandığında çok ses getirmişti: “Alıcı kuşlar gibi / Başımın üstünde dönüp durmayın / Kol kola girip yalnızlığımı / Vurmayın yüzüme kar taneleri…”

Nazan Öncel’in “Kış Baba”sından önce müzik tarihimizde karşımıza çıkan bir başka “Kış Baba”, henüz Özkan’ın katılmadığı dönemde Mazhar ve Fuat tarafından yapılan şarkı. İkili, bir 45’lik plak aracılığıyla dinleyiciye ulaşan şarkıya kışın kötülüklerini anlatarak başlıyor: “Gene geldi kış baba / Dört yanımız kar doldu / Kapalı kaldık evde / Dostlar sormaz oldu…” Sonrasında söz bahara geliyor, şarkı umutla sürüyor: “Gene gelecek bahar / Güneş eritir karı / Yeşerecek yapraklar / Sonra yaz, sıcak ve sarı…”

Kış bahsi uzar. Belli ki kardan, soğuktan daha çok yakınacağız çünkü mevsim aniden başladı; sonbaharı atlayarak doğrudan kışa girdik. Son yıllarda baharlar ortadan kalktı, bunun ceremesini bahar sevenler çekiyor. Görünen o ki önümüzdeki yılları aniden düşen ya da yükselen sıcaklıkların etkisi altında bahara hasret geçireceğiz. Yine de şarkılardaki umudu susturmayacağız elbette.

Yıldız Tilbe şarkısı “Kış Gülleri”, aşktan söz ediyor ama kış, şarkının sadece adında. Tıpkı Tarkan’ın sesinden sevdiğimiz “Kış Güneşi” gibi. Mor ve Ötesi imzalı “Kış Geliyor”, rock cenahından yapılan katkılardan; tıpkı Erkin Koray’ın “Karlı Dağlar”ı gibi. Kerim Tekin’in unutulmaz şarkısı “Kar Beyaz”, Müslüm Gürses’in sesinden sevdiğimiz “Gel Bahtımın Kar Beyazı”, Ahmet Kaya’nın da seslendirdiği “Şu Dağlarda Kar Olsaydım” ve Neşet Ertaş’ın sazıyla hafızamıza kazınan “Kar Yağar Kar Üstüne”, ilk akla gelen şarkılar. Teoman şarkısı “Kupa Kızı ve Sinek Valesi”nde karşımıza çıkan bir dize, kışlı ve karlı şarkılara farklı bir boyut katıyor: “Bir kar tanesi ol kon dilimin ucuna / Bar tar tanesi, erir ağzımda…”

Söylediğim gibi bahis uzun, üzerinde durulacak kış şarkısı çok. Noel şarkılarını da eklersek liste uzar. Adı “Kış Masalı” olan iki şarkı var örneğin. Biri Sibel Can’ın “Galata” albümünde karşımıza çıkıyor, diğeri Sezen Aksu’nun ’80’li yıllardan kalan albümlerinden birinde… Kendi adıma en sevdiğim Sezen Aksu şarkısının sözlerini Yıldırım Türker’in yazdığı “Kış Masalı” olduğunu söyleyebilirim. Yazının sonuna onunla geleyim: “Bir su damlası ürperir tenimde / Bir temas hatırlarım ta eskiden / Gözlerimi unuttum masallarda ağlayamam ki ben // Su gibi çırılçıplak ve aydınlık / Saz gibi durdum şiddetin önünde / Sevgiyi bilmiyorlar / Söyleyemem ki ben // Yabanım, sevgilim, esmerim, sebebim / Bir gün bir kış masalında sevip yitirdiğim / Şimdi artık korkudan şarkılar mırıldanan / Öpüşünle yaralı bir kız çocuğuyum ben…” Bestesi Onno Tunç’a ait olan şarkıda Sezen Aksu’ya eşlik eden isimlerden biri “Parmaksız” lakabıyla tanınan bağlama ustası Zeki Atsız.

Başa döneyim, kendimle çelişme pahasına Turgut Berkes sorusunu Nazan Öncel’inkiyle harmanlayarak sorayım: Kış neden var ve kimden yana?


Murat Meriç Kimdir?

1972’de doğdu. Çanakkale ve İzmit’te okudu. Ankara’da kimya mühendisliği eğitimi alırken, dinlediği müziğin tarihine merak saldı ve oradan ilerledi. Kendini bildi bileli plak topluyor; okuyor, dinliyor, dinlediklerini yazıyor, sevdiklerini çalıyor. Kedi gibi meraklı. Rakı, roka, bamya, erik seviyor. Çanakkale - İstanbul arasında yaşıyor ama Ankaracı. 1996’da Müzük adlı dergiyi çıkartan ekipten. Sonrasında Roll mürettebatına katıldı. Mürekkep, Birikim, Milliyet Sanat, Virgül, Bant gibi dergilerde yazıları yayınlandı. Yeni Binyıl, Radikal ve BirGün'ün yazarlarındandı. Ankara’da Radyo Arkadaş’ın kuruluşuna katıldı, radyo programları başta TRT, pek çok radyoda yayımlandı; kimi televizyon programlarının danışmanlığını yaptı, metnini yazdı. 2002 - 2003 yıllarında TRT için Kırkbeşlik adlı televizyon programını hazırladı ve sundu. Kalan Müzik için bir Tülay German albümü (Burçak Tarlası 64 – 87, 2001) derledi, pek çok albüme yazar ve danışman olarak katkıda bulundu. Pop Dedik / Türkçe Sözlü Hafif Batı Müziği (İletişim Yayınları, 2006), 100 Şarkıda Memleket Tarihi (Ağaçkakan Yayınları, 2016), Yerli Müzik (bi'bak Berlin, 2018) ve Hayat Dudaklarda Mey / Memleketin Anason Kokan Şarkıları (Anason İşleri Kitapları, 2019) adlı dört kitabı, üzerinde çalıştığı pek çok projesi var. Üniversitelerde ve kültür merkezlerinde müzik tarihi üzerine seminerler verdi, veriyor. Düzenli olarak Gazete Duvar'da, arada bir Kafa’da yazıyor; Açık Radyo için hazırladığı Harici Bellek başlıklı program salı günleri 19.30'da yayımlanıyor.