Tosun, faillerin bulunmasını isteyerek, “Faillerin yargılanması ve bir nevi bu annelerin gözyaşlarının dinmesini istiyoruz biz. Babaların göz yaşlarının dinmesi. Biz her gün sabah erken kalkıp bakıyoruz, çocukların yatağına bakıyoruz. Acaba neden bu 34 insan. 34 keçi mi? Öldürmüşler, yemişler, bir şey olmamış gibi. Burada kalkıp bize tazminat soruyorlar. ‘Tazminat vereceğiz, tazminat vereceğiz.’ Siz önce faillerin yakalanmasına yardımcı olun. Bu failleri bir yakalayın, götürün. Ondan sonra tazminat söz konusu deyin. Eğer sizler de yarın kısmet olup da örtbas edecekseniz, helalleşme diye bir şey yok aramızda. Helalleşemiyoruz o zaman. Çünkü giden bizim evlatlarımızdır. Ama yarın hükümetin başına gelir, bu işi öne alırsanız. Hoş olsun. O zaman biz helalleşmeyi kabul ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Tosun, kendilerine devletin “şehitlikte” ayrımcılık yaptığını ifade ederek, “Biz halen bazı çocuklarımızın parmaklarını, ayak topuklarını görememişiz… Mezarlığa koymamışız. 15 Temmuz’da Ankara’daki FETÖ tarafından öldürülen kardeşimizin hakkı, hukuku neyse, onu bu ailelere de tanısın. Biz de insanız” dedi.
Katliamda çocuğu ölen Felek Encü ise adalet gelene kadar helalleşemeyeceklerini söyleyerek, şunları açıkladı:
“Bu çocuklarımızın hepsi gençti, öğrenciydi. Biz kendi halimizde insanlardık, fakirdik. Ama mutluyduk, huzurluyduk. Keşke benim oğlum bu şekilde öldürülmeseydi, katledilmeseydi. Evimizde oturamıyoruz, inanın. Çocuklarımızla doğru düzgün bir sofra kuramıyoruz. Bu haldeyiz, adalet istiyoruz. Beklentimiz sadece bu. Şimdilik kimse ile kusura bakmayın helalleşemiyoruz. Helalleşemeyiz. Ta Roboski’ye adalet gelene kadar. Bu devletten, sizden beklentimiz budur.”
Katliamda kardeşini ve eşini yitiren Sevim Encü, şunları söyledi:
“Neredeyse 20 sene olacak. Beni herkes dinlesin. Ben Servet Avcı’nın eşiyim. Ben bunlara ana oldum, baba oldum. Bunlar benim kardeşim. Kimse halimizi sormadı. Hiç kimse demedi bu insanlar ne yapıyor ne ediyor? Herkes biliyor, kim yaptı, bilmiyorlar mı biliyorlar. Daha fazla siyaset yapmasınlar. Çocuklarımızın, gençlerimizin üzerinde siyaset yapmasınlar. Biz istemiyoruz. Ne hakları vardı bizi ağlatmaya? Ben kardeşlerime hem ana oldum hem baba oldum. Nerede bu devlet nerede? Daha çocuklarımızın kanları onların üzerindeyken arkamızdan geziyorlar. Biz artık istemiyoruz. Biz barış istiyoruz, kardeşlik istiyoruz, huzur istiyoruz.”