Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye 'Andımız' çağrısı: Danıştay'ı değil Erdoğan'ı muhatap al

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, okullarda 'Andımız' okutulmamasıyla ilgili Danıştay kararına tepki gösteren MHP lideri Devlet Bahçeli'ye seslendi: "Muhatap aldığı yer yanlıştır. Sen Erdoğan'ı değil, Danıştay'ı suçluyorsun." Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine yönelik "Bitiksin" sözlerine de yanıt verdi: "Karşıma çıkmaya cesaret edemiyor. Çok iyi biliyor ki onu madara edeceğim."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2013 yılında kaldırılan 'Öğrenci Andı'nın geri gelmesine yönelik başvurunun kabul edilmemesiyle ilgili Danıştay kararını değerlendirirken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. 

Partisinin Meclis grubunda konuşan Kılıçdaroğlu'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

TEK YOL CHP'NİN İKTİDAR OLMASI: Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Türkiye'ye huzuru, bereketi, birlikteliği getirmek mümkündür. Bunun tek yolu vardır: CHP'nin iktidar olması. Bütün baskılara rağmen yapacağız. Biz görüşü, kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun vatandaşlarımızı seviyoruz. Biz onların sorunlarına talibiz, devletin bütçesinden malı götürmeye değil. Biz vatandaşın sorunlarını çözmeye talibiz ve çözeceğiz. 

COVID-19'UN MESLEK HASTALIĞI SAYILMASI: Sağlık çalışanlarının bütün hakları teslim edilmedi, talepleri göz ardı edildi. Bir kişinin hayatını kurtarmak için hayatını feda eden kişiye sağlık çalışanı denir. Biz onlara minnet borçluyuz, onların en büyük zevki tedavi ettikleri hastanın yürüyerek hastaneden çıkması... 387 çalışanımız pandemi döneminde hayatını kaybetti. Onlar içinde bulunduğumuz dönemin bir meslek hastalığı sayılmasını istediler ama iktidar bu görevi yerine getirmedi. Parlamento hazır buna ama iktidar tarafından kanun teklifi gelmediği için geçemiyor. Bizim bu konuda verdiğimiz mücadele sayımızın yetersizliği nedeniyle gerçekleşmedi. İlk seçimde iktidar olacağız Allah'ın izniyle, o zaman gerçekleştireceğiz. 

KAPIKÖY SINIR KAPISININ AÇILMAMASI: Ben Uşak, Manisa ve İzmir'deyken bir kısım arkadaşım Van'daydı. En temel sorunları Kapıköy Sınır Kapısı açılmıyor, açılsın diyorlar. Pandemi dolayısıyla kapalıysa neden Habur, Kapıkule açık diyorlar. Bütün esnafı derinden etkilemiş. Vanlılar 'Hükümet Vanlıları cezalandırmak için bilinçli olarak mı kapatıyorlar' diye düşünüyorlar. Biz bununla uğraşacağız. Eğer açamazsak bilinçli olarak Vanlıları cezalandırma konusundaki düşüncede haklı olabilirsiniz. Yarın önünüze sandık gelecek, gidecek ve oy kullanacaksınız. O sınır kapısını açmayan iktidara ders vererek kullanacaksınız, ben de sizi alkışlayacağım. 

SERTİFİKALI TARIM DANIŞMANLARI İÇİN GİRİŞİM: Sertifikalı Tarım Danışmanları var, bunlar sertifika alıyorlar ve Türk çiftçisine hizmet edip danışmanlık yapıyoruz diyorlar. Talepleri var: Çiftçilerle yapılan sözleşmeyle bizimle yapılan sözleşme eşit olmalı diyor. Bakanlık bize 12 ay için 46 binlik destek veriyor. Buradan sigorta primi, vergi kesiliyor. Biz buradan maaş alıyoruz diyorlar. Asgari ücret açıklandığında bizim aldığımız aylık asgari ücretin altına düştü diyorlar. Özlük haklarından yoksunlar, 2520 lira aylık alıyorlar, asgari ücretin altında... Bunlar mühendis. Tarım Bakanlığı'nda çalışan bir mühendis 6680 lira alıyor, teknikeri 5530 lira alıyor bunlar 2520 liraya mahkum ediliyor. Bunlar kıdem tazminatı da alamıyorlar. Bu konuyu da parlamentoda araştırma önergesi vererek kamuoyu ve parlamentonun gündemine getirelim.

'SAYIN ERDOĞAN, ANDIMIZ'IN HANGİ CÜMLESİNDEN RAHATSIZSIN?'  

DANIŞTAY'IN 'ANDIMIZ' KARARI: 2013 yılında Erdoğan, bölücü terör örgütü ile masaya oturdu. Onların şartı Andımız'ı kaldıracaksınız. MEB, Erdoğan'ın talimatı ile Andımız'ı kaldırdı. Türk Eğitim Sen, Danıştay'a dava açtı, yönetmelik değişikliğinin iptalini istedi. Danıştay, MEB'in kararı doğru değil, değişikliği onaylamıyorum dedi. Andımız'ın okunması gerekiyordu. 

Bunun üzerine bana soruldu, açıklamamda şöyle demişim; Eskiden beri okunuyor Andımız. Erdoğan'ın Danıştay hakimlerini azarlayarak meydan okuması insanın ağrına gidiyor. Hakim çıkış konuşamaz, kararları ile konuşur. Danıştay kararlarını vermiştir. Yerinde bir karardır, karara uyulması lazım, yani Andımız'ın okunması lazım. Danıştay Genel Kurulu'nda Erdoğan'ın istediği şekilde karar çıkacaktır, bunu bir kenara yazın diyorum, 2018 yılında.

Andımız konusu, doğruluğu, sevgiyi, saygıyı çocuklara anlatıyor. Danıştay İdari Davalar Dairesi kararı verdikten sonra, ben daha önce şu çağrıyı yapmıştım, Andımız'ın hangi cümlesinden rahatsızsın çık millete bunu anlat demiştim. Bunu söyledim, 2013'te, 2021'e geldik bu soruma cevap alamadım. Ben bütün kardeşlerime seslenmek istiyorum. Bahçeli'ye de seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan, Andımız'ın hangi cümlesinden rahatsızdır? Çıkıp açıklasın. Sayın Bahçeli, Erdoğan'ı değil, Danıştay'ı muhatap alıyorsa muhatap aldığı yer yanlıştır. Sen Erdoğan'ı değil, Danıştay'ı suçluyorsun. Andımız'ın okunmasını istiyorsan, açarsın Erdoğan'a telefon, 'Bu ant okunmadan tekrar bir araya gelemeyiz' dersin. Ben ülkemi, bayrağımı seviyorum, Andımız'ın okunmasını istiyorum dersin. 

EKONOMİ İÇİN 13 MADDE

2002'den bu yana toplam 23 reform paketi açıkladılar. Açıklanan her reform paketinden sonra işsizlik arttı, döviz tutulamadı. Türkiye'nin sorununu bunlar çözemezler, Türkiye'nin sorunlarını çözme kapasiteleri yok. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Eski kalkınma planlarından, programlardan cümleleri kopyalamışlar, alt alta yazmışlar. Ekonomi böyle düzelmez. Nasıl yapılacağını anlatacağım:

1. İktidar olduğumuzda kamuda israfa derhal son vereceğiz. 

Bütün bakanlıklar ve kamu kuruluşları kendi binalarında oturacak. Yandaş için mi kira veriyorlar? Araba saltanatına son vereceğiz. Fakir fukaranın açlıktan nefesi kokuyor bunların altında lüks araba var.  Döviz garantili işler ivedilikle Türk lirasına çevirelecek. Yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gideceğiz. Bütün kamu ihalelerini canlı yayınlayacağız. Bizim belediyelerin yaptığı gibi. 100 liralık işi 1000 liraya yaptırmayacağız.İsrafın ve yolsuzluğun kaynağı olan kamu ihale kanunu değiştireceğiz. Vatandaşı iliğine kadar sömüren Özelleştirme Kurumlarını kapatacağız. Kamulaştıracağız. 600 milletvekili var. 450 neyine yetmiyor. 600'ün yarısı el kaldırıp indirmekle meşgul. El kaldırıp indiren adamlara fakir fukaranın parasından ödemeyeceğiz. Saray'da şatafata son vereceğiz. Devleti yöneten örnek olacak topluma. 50 bin avroluk çantayla gezerseniz devlete güvenmezsiniz. Devlet de size güvenmez.

2. Herkesin can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Yargının bağımsızlığını sağlayacağız. Bir partinin genel başkanı mahkemeye hakim tayin edemeyecek. Andımız'da gördük ne olduğunu. Devleti yönetenler mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edemeyecek. Demokrasiyi getireceğiz. Seçimle gelen seçimle örnek olacak. Tüm Müslüman ülkelere ve mazlum ülkelere örnek olacağız. Benzerini biz de yapacağız diyecekler. Can ve mal güvenliğinin olduğu yere yabancı sermaye gelir. Yatırım yapmak için değil vurgun için geliyorlar.

3. Devlet yönetiminde liyakat olur. Devletin kadrolarına eş, dost, partili, akraba atanmayacak. Bu rezaletlere son vereceğiz. Rüşvet alandan büyükeçi olmaz. Hırsız Türk bayrağı taşıyor. Hiç mi onur yok sizde?

4. Kuruluş kanununa göre bağımsız kurumlar var. Bu kurumlara müdahale olmayacak. Fiyat istikrarına kilitlenecekler. 

5. Devleti yönetenlerin iç borçlanmada işledikleri ilk günah bizim yönetimimizde olmayacak. Kendi vatandaşınızdan Türk lirasıyla borçlanırsanız bunun adı iktisatta ilk günahtır. 

6. Bir Anayasal kurum olan Ekonomik ve Sosyal Konsey'e işlev kazandıracağız. Rahmetli Ecevit'în bu ülkeye getirdiği en önemli kurumlardan bir tanesi. Ekonomi Koordinasyon Kurulu kuracağız diyorlar. Varolan kurumu bir daha kuruyorlar. 

7. Bütçe disiplinini tam sağlyacağız. Ne demek bütçe dışında fon. Bir ayıptan Türkiye'yi kurturacağız. Duyunu Umumiyeyi çağrıştıran Borçlar Genel Müdürlüğü'nü kapatacağız. İnsan utanır ya. Devlet o kadar borç aldı ki yönetemiyor. Osmanlı'nın son dönemindeki Duyunu Umumiye gibi. 

8. TBMM'de kesin hesap komisyonu kuracağız. Geçen yılın bütçesinin hesaplarını muhalefet partisine vereceğiz. Komisyon başkanlığı ana muhalefette olacak. 5 kuruşun hesabını vermekten onur duyacağız. 

9. Ulusal Vergi Konseyi kuracağız. Vergiyi en çok asgari ücretliler ödüyor. Bu ayıptan da Türkiye'yi kurtaracağız. Asıl vergiyi ödemesi gerekenler faiz baronları. 

10. TBMM adına denetim yapan bir kurum var. Vatandaşın ödediği bütün vergileri Sayıştay denetler. Sayıştay'ın evrensel ölçülerde denetim yapması lazım. Sayıştay'ın mali raporu TBMM'ye gelmeden bütçenin görüşülmemesi lazım. Ve Sayıştay, Türkiye'nin en büyük kurumlarını bünyesinde toplayan Türkiye Varlık Fonu'nu denetleyemiyor. Yani TBMM bu kadar büyük bir potansiyeli denetleyemiyor. Tamamını bütçenin içine alacağız. Sayıştay'ın da evrensel ölçütlerde denetim yapmasını sağlayacağız.

11. Kaynakların en verimli ve güzel kullanılmasını sağlamak amacıyla mutlaka bir Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız. Bunlar kalktılar Devlet Planlama Teşkilatı'nı kapattılar. Ordaki insanların tamamını da sağa sola sürdüler. En yetişmiş beyinler. Stratejik Planlama Teşkilatı'nı kesinlikle kuracağız. En nitelikli insanları oraya alacağız. Varolan kaynaklar en verimli ve en çok kalkınmamıza hizmet edecek alanlarda kullanılacaktır. 

12. Türkiye siyasetini kirlilikten arındıracağız. İhale takipçisi milletvekili olmaz. Milletvekilinin temiz ve ahlaklı olması lazım. Bir merkezden talimat almaması lazım. Siyasi ahlak yasasını mutlaka ama mutlaka çıkaracağız. Siyaset ahlaklı insanların alanı olacak. Siyasetçi yalan söylemeyecek milletine. Doğru neyse onu ifade edecek. 

Erdoğan, 12 Şubat 2021'de açıklama yapıyor. "Milli Eğitim Bakanlığı 2 milyonu aşkın tablet dağıttı" diyor. İnanacaksınız tabii, koskoca Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyor, devletin bütün bilgileri ona geliyor. 2 milyondan fazla tablet dağıtılmışsa bunun doğru olması lazım. Bizim arkadaşımız Ömer Fethi Gürer, bir önerge vermiş. "Kaç tablet dağıttınız?" diye sormuş. 15 Ocak 2021'de cevabı gelmiş; "359 bin 120 tablet dağıttık." Arada 1 milyon 600 bin fark var. Devletin en tepesindeki adam kendi halkına yalan söyler mi? 

13. İzlenen kavgacı ve İhvan politikasını tamamen değiştireceğiz. Kavga etmediğimiz kimse kalmadı. Esnaf, sanayici, kamyoncu, ihracatçı, ithalatçı zarar görüyor. Mısır'la niye kavga ettin? Mısır'ın içişlerine karışmak senin neyine? Onlar İhvan'ı terör örgütü ilan etmiş. Sen baş tacı ediyorsun. Şimdi yalvarıyorsun.  Devletler Saray'dan yönetilmez. Akılla bilgiyle yönetilir. Kin ve nefretle yönetilmez. Dış politika ülkelerin çıkarlarıyla inşaa edilmez. Dün söylediğini bugün geri alıyorsan devleti yönetemiyorsun demektir.

'ERDOĞAN BENDEN KORKUYOR'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine yönelik sözlerine de yanıt verdi: "Erdoğan Gençlik Kolları Kurultay'ına katılmış, tabii konusu 'Bay Kemal' ne olacak ki? 15 Temmuz'la ilgili, "Hayatın korkuyla geçti, korkaksın, bitiksin" diyor. "Bu işler korkların işi değil, yürek ister, sandalda kürek değil" diyor. Ben, AK Parti Gençlik Kolları'ndaki bütün gençleri seviyorum, sevgi ve saygımı gönderiyorum. Erdoğan hiç kimseden korkmaz sanıyorsunuz ama Erdoğan benden korkuyor. Çünkü onun televizyon kanalında bile karşıma çıkmaya cesaret edemiyor. Çok iyi biliyor ki onu madara edeceğim." (HABER MERKEZİ)