Kılıçdaroğlu: Yangınlara müdahalede yasaya göre bakan koordinasyon yapamaz

Orman yangınlarıyla ilgili konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Koordinasyonu mahallin en büyük mülki idare amiri yapar deniyor. Yasaya göre bakan koordinasyon yapamaz. Valinin eli kolu bağlı” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, orman yangınlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Habertürk Televizyonu canlı yayınına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yangınlara müdahale konusunda hükümeti eleştirdi. Hava araçlarıyla ilgili farklı açıklamalar yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Kendi içinde kaos, söylem birliği sağlayamayan bir iktidarla karşı karşıyayız” diye konuştu.

Tarım ve Orman Bakanı Pekir Pakdemirli'yi de eleştiren Kılıçdaroğlu, “Orman Bakanı'nın ormandan haberi yok” ifadelerini kullandı.

Yasa göre çalışmalarda koordinasyon sağlama yetkisinin valilerde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Koordinasyonu mahallin en büyük mülki idare amiri yapar deniyor. Bu yasaya göre bakan koordinasyon yapamaz. Valinin eli kolu bağlı. Vali, büyükşehir belediye başkanını davet edemiyor korkudan” dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

SÖYLEM BİRLİĞİ SAĞLAYAMAYAN BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ: Bir tarafta “Neden zaman önlem almadınız” diye sorulduğunda “Uçaklar var, helikopterler var, niye soruyorsunuz” deniyor. Kimisi “envanterimizde uçak yok”, kimisi “yeterince uçağımız var”, birisi “THK'nın uçakları pert oldu”, diğeri “hayır efendim” diyor. Kendi içinde kaos, söylem birliği sağlayamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bizim bu soruları sorma hakkımız var. Bunları sormak ne zamandan beri kutuplaşma oldu?

ORMAN BAKANI'NIN ORMANLARDAN HABERİ YOK: THK'nın şu anda çalışan hem uçak hem helikopteri var. Sivil Havacılık'ın kriterlerini taşımayan uçakları var. Destek sağlanabilirse bu uçakları da kullanabiliriz deniliyor. Bu kuruma sahip çıkmamız gerektiğini söyledim. Orman Bakanı'nın ormandan haberi yok. Konuşması gereken kim? Orman Genel Müdürlüğü. Bakanlıktan daha bağımsız bir yapıya sahip. Yangın söndürmeyle ilgili yeterli bütçesinin ayrılıp, ayrılmadığını gazeteci olarak sordunuz mu? Hayır. Neden engellendi? Orman Kanunu'nu okuduğum zaman gerçekten bu büyük bir devlet.

İSTASYONLARDA ADAM YOK, BÜTÇEYİ KESTİLER: Yardımla ilgili bizim belediyemiz suçlandı. Belediyeler bu yangınları söndürecekler diye. Yangın ormanda çıkmış, bunu bilmiyor musun arkadaş. Ayrıca bizim belediyeler bütün arazözleri göndermiş. İstasyonlarda adam yok. Fazla mesai ödememek için. Çünkü para yok, bütçesini kestiler. Koordinasyon deniyor değil mi? Orman idaresi her türlü hizmeti yapar ve yaptırır diyor yasa. Orman Bakanı ise “Orman Genel Müdürlüğü değil belediyeler sorumlu” diyor. Türkiye'de orman idaresi en köklü kurumlardan birisi. Ormanları koruma konusunda en duyarlı olan kurumlardan. THK'nın devre dışı bırakılması bakandan ve onun tepesindeki kişiden kaynaklanıyor.

VALİ, BELEDİYE BAŞKANINI DAVET EDEMİYOR KORKUDAN: Birlik olmasa bizim bütün belediyelerimizin arazözlerinin ne işi var orada? Ayrıca çok personel gönderdik. Koordinasyonu mahallin en büyük mülki idare amiri yapar deniyor. Bu yasaya göre bakan koordinasyon yapamaz. Valinin eli kolu bağlı. Vali, büyükşehir belediye başkanını davet edemiyor korkudan.

ERDOĞAN GİDİNCE İTFAİYEYİ BEKLETTİLER: Oraya gittiğinizde hizmetin aksamaması lazım. Erdoğan gidince itfaiyeyi beklettiler. Ormanlar cayır cayır yanıyor. Ben bunları söylemezsem görevimi yapmamış olun. İki yerde büyük yangın oldu. Antalya ve Muğla'da. Antalya Büyükşehir Belediye başkanına vali telefon açıyor “Bu işi beraber götüreceği”' diyor, doğru diyor. Ama Muğla Valisi, Muğla Belediye Başkanını kriz masasına davet etmeye korkuyor. Çünkü İçişleri Bakanı orada.

TÜRK HAVA KURUMU'NDA BÜYÜK YOLSUZLUK VAR: THK bu toplumun gözbebeğidir. Kuruluşundan bu yana orman yangınlarıyla en tutarlı mücadeleyi yapan kurum. THK'yı bu duruma kim getirdi? Böyle bir rezalet Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç yaşanmadı. THK'da bu iktidar döneminde büyük yolsuzluklar var. 80 milyon dolar kredi almışlar. THK'nın geliri ne? Gayrimenkullerden kira. 80 milyon dolar nereye harcandı? Bilen var mı, denetleyen var mı? Gerçekten içim yanıyor.

VATANDAŞTAN PARA TOPLAYIP SUDAN'A YARDIM EDİYORSUN: Vatandaştan para topluyorsun. Ondan sonra “Sudan'a ben yardım edeceğim” diyor. Biri çıksın bunun mantığını anlatsın. İnsanlar ölüyor, vatandaşlardan para dileniyorsun. Bütün bunların üstünü kapatıyorsun, hangi akıl ve mantıkla “Ben Sudan'a hibe vereceğim” diyor. 15 Temmuz'dan sonra gaziler için de yardım topladılar. O paraya da çöktüler. Biz olmasaydık o gaziler için vakıf da kurulmayacaktı.

YETERSİZLİK VATANDAŞI İSYAN ETTİRDİ: Hükümetin yetersizliği vatandaşı isyan ettirdi. Ölen insanlar var, canlılar var. Önce RTÜK'ü devreye soktular. Uçak yok, helikopter yok. Azerbaycan'a gittiler, Rusya'ya telefon ettiler. Vatandaş sen böyle yapacağına ben de açayım bir şey isteyen göndersin dedi. Devleti acz içine sokan sarayda oturan kişidir. Orman yangınlarını söndürecek kurumları felç ettiler. 74. maddede orman yangınlarıyla mücadele için katma bütçeye yeterli miktarda ödenek konulur deniyor. Konuldu mu? Konulmadı. Siz fazla mesaiyi dahi ödeyemeyecek pozisyonda bırakılmışsanız bu devleti yönetemezsiniz. Vatandaş 'Buraya uçak, helikopter gönderin' diyor. Üç gündür 'santral yanacak, önlem alın' deniyor, alınmadı.

YANGININ ÇIKACAĞI BELLİYDİ, YAZILAR YAZILDI AMA ÖNLEM ALINMADI: Yangın çıkacağı iklim değişikliği ile belliydi zaten. Birçok insan yazı yazdı. Biz oturduk toplantı yaptık, kitapçığımızı hazırladık. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı orman yangınları çalıştayı yaptı. Geçen yıl yapıldı. Aklı olan her insan bir bakar. Geçen gün bu konuda toplantı yapıyoruz, bir akademisyen orman yangınlarının çıkacağı yazısını yazdım dedi. Gazeteyi buldum, gerçekten yazmış. Akdeniz havzasına bakın, önlem aldık mı? Orman Genel Müdürlüğü'nde yıllarını bu işe vermiş kadrolar var. Hiç yangın olmazdı demiyorum. Kızılçam ormanlarında yangının çıkabileceği söylendi. Kızılçam ormanlarının altı dinamittir dendi. Önlemini almak lazım.

İKTİDAR MÜDAHALE ETMEZSE THK'YI AYAĞA KALDIRIRIZ: Benim açıklamamdan sonra belediyelere, vatandaşlara THK'ya sahip çıkmak gerektiğini anlatmamdan sonra 11 belediye başkanımız her türlü desteği vereceğini açıkladılar. Burada güven çok önemli. Biz yardım kampanyası açtığımız zaman ertesi gün genelge çıkarıp sizin paranıza el koyarız demeyecekler, pandemide yaptıkları gibi. Şunu bize garanti etmeleri lazım, toplanan para yerinde harcanacak, bağımsız bir kuruluş tarafından denetlenecek, TBMM'de grubu bulunan partilere sunulacak ve THK internet sitesinde yayınlanacak. Bu şartlar kabul edilirse ve iktidar da buna müdahale etmezse, paraya el koymazsa bunu yaparız. Para yerinde ve doğru harcanırsa THK'yı ayağa kaldırırız.

ORTA DOĞU'YA BARIŞ VE HUZUR GETİRECEĞİM: Göçmen sorununu Türkiye'nin başına kim bela etti? Dış politikayı yürüten kimdi? 3 milyon 600 bin Suriyeliyi getiren ben miyim? Bu dış politika Türkiye'ye, bölgeye, Avrupa'ya, dünyaya zarar veriyor. Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim. Orta Doğu'ya barışı ve huzuru getireceğim. Orta Doğu Barış ve İş Güvenliği'ni kuracağız. Gittiler oraya burunlarını soktular, Suriye'yi karıştırdılar. Biz barışı sağlayacağız. 

MÜLTECİLERİ DAVULLA ZURNAYLA GÖNDERECEĞİZ: Benim söylediğim bir söz var, davulla zurnayla göndereceğiz. Hiç kimse asgari ücretin yarısıyla burada dilenci konumuna düşmek istemez. Elbette yüzde 100'ü gitmeyecek. Zaten bir kısmına vatandaşlık verilmiş. Ama burada günün 12 saati çalışan, asgari ücretin yarısıyla gelir elde eden, sigorta primi ödenmeyen insanları kendi ülkelerinde ev sahibi yaptınız zaman, fabrika kurduğunuz zaman giderler. Gaziantep'teki işadamlarına "Buradaki fabrikalardan bir tane de oraya yapın" diyeceğiz. İlk yapacağımız iş Suriye'de büyükelçiliği açacağız, diplomatik ilişkileri kuracağız. Hiç tedirgin olmasınlar, ırkçılık söz konusu değil. Suriye'de yaşam standardını sağlayacağız. Bizim iş dünyamız sadece orayı değil Irak'ı ve her yeri ayağa kaldırır. Suriye'de de kişi başına gelir artacak, bizde de artacak. Orada da demokrasi olacak, burada da olacak.

BOLU'DAKİ KARAR DOĞRU DEĞİL: Tanju Özcan bulunduğu bölgenin politik iklimi içinde öyle bir şey söylemiş olabilir. Erdoğan'a defalarca Suriye konferansı yap dedim, sonuçta biz yaptık. Göçmenlerle ilgili, yangınlar ve iklim konusunda çalışma yapacağız. Burası bir göçmen deposu olmayacak. Bolu Belediyesi'nde öyle bir karar çıkacağını zannetmiyorum. O doğru değil, kimseyi susuz ve aç bırakamazsınız. Hiçbir canlıyı bırakamazsınız. Düşmanınız dahi olsa aç bırakamazsınız. O politik atmosfer içinde, kendi seçim bölgesinin getirdiği politik atmosfer içinde söylemiş olabilir. Ama CHP'nin politikası asla ve asla ırkçı olamaz. İnançlara, kimliklere saygı gösteririz. Temel hedefimiz budur.