Kılıçdaroğlu: Sedat Peker'in iddialarının tamamı doğrudur

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Sedat Peker'in iddialarının tamamı doğrudur. Çünkü taraf zaten. 'Biz bunu yaptık' diyor," yorumunda bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Serap Belet ve Kürşad Oğuz'un konuğu olarak Habertürk canlı yayınına katıldı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

O SÖZLERİN YANLIŞ OLDUĞUNU BİZZAT GÜLŞEN SÖYLEDİ: Gülşen'in sözlerini eleştirdik zaten. Kendisi de özür diledi. Grup Başkanvekilimiz de imam hatiplerin önemli okullar olduğunu, orada iyi eğitim alındığını söyledi. Olayı saptırmak için çareler arıyorlar. O sözlerin yanlış olduğunu bizzat o sözleri dile getiren sanatçı söyledi mi? Evet söyledi. Bütün hukukçular aşağı yukarı bunun tutuklanmaya neden olamayacağını söylediler. 

KUR'AN'LA DALGA GEÇENLERİ BÜYÜKELÇİ YAPTILAR: 'Bakara-makara' diye Kur'an'la dalga geçenler için bu ülkenin savcısı, hakimi, Adalet Bakanı, HSK, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zat ne yaptı? Kutsal kitabımızla dalga geçen kişiye ne yaptılar? Büyükelçi tayin etiler. Büyükelçi olarak atadılar. Bunların söyledikleri ne kadar samimi?

YARGININ ÇÖKTÜĞÜ YERDE DEVLET ÇÖKER: 2017'de galiba bir değişiklik yapıldı. Kanun Hükmünde Kararname ile. Normalde KPSS'ye girersiniz 70 ve üstü alanlar davet edilirsiniz. 70 puanı kaldırdılar. 40, 20, 10 puan alanı da aldılar. Torpille hakim ve savcı aldılar. Yargının çöktüğü yerde devlet çöker. İki amaç var. Bir gündem değiştirmek, iki 'vay efendim biz imam hatiplilere sahip çıkıyoruz, bu sözleri etti' diye. İmam hatipliler sadece sizin okulunuz mu? Hepimizin okulu. Kendi tabanını konsolide etmek için bunu yapıyor. Vicdan sahibi herkes bunun yanlış olduğunu biliyor. AK Parti'nin içinde de vicdan sahibi insanlar var.

LEHİME KARAR VEREN HAKİMLERİ DEĞİŞTİRDİLER: HSK'ya söylemek isterim, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan hakimlere ne yaptılar. Biz eleştirince de 'Kimse talimat veremez' dediler. Onu külahıma anlatın, talimatla görev yapıyorsunuz. 'Burada tazminatlık bir şey yok' diye lehime karar veren hakimleri değiştirdiler.

SEDAT PEKER'İN İDDİALARININ TAMAMI DOĞRUDUR: Yargı ilk kez 2018 sonrası bu kadar siyasallaştı. Bir suç örgütü lideri var; Sedat Peker. Açıklamalar yapıyor. İtiraf ediyor. Hangi savcı harekete geçti. Biz pazartesi suç duyurusunda bulunacağız. Kişi yer, zaman, saat, isim veriyor. Daha ne versin? Elinden tutup getirse, savcı 'aman bunu getirme, başım belaya girmesin' diyecek.

İÇİŞLERİ BAKANI O İSMİ SAVCIYA BİLDİRMEDİ: 'Mafyadan ayda 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi var' dendi. Üzerine gittik, 'Cumhuriyet savcısına bildireceğim' dendi. Bildirdi mi? Bildirmedi. Acaba İçişleri Bakanı da o suçun ortağı mı? Bu kadar kirlenen, herkesin birbirine gebe kaldığı ortamda kimse çıkıp da konuşamıyor. Peker'in iddialarının tamamı doğrudur. Çünkü taraf zaten. 'Biz bunu yaptık' diyor. Savcı niçin çağırmıyor? Çağırırsam başım belaya girer diye düşünüyor.

ŞENYAŞAR AİLESİ: Bir siyasetçinin baskısıyla bir kişi herhangi bir yere devlet, yargı bürokrasisi içerisinde bir yere gelmişse hakim hukukun üstünlüğü ve vicdanına göre karar veremez. Bütün olumsuzluklara rağmen hala hakim ve savcılarımız var. Bunu da biliyorum. Onların hepsine buradan saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Milletimin önünde söz veriyorum, kirliliğe bulaşan hakim, savcı, genel müdür kimse tamamını devlet kurumundan temizleyeceğim. Şenyaşar Ailesi, çocukları öldürüldü, bu kadın elinde bir kâğıt adalet istiyor. 3 savcı iddianame yazamadı korkudan. Niçin, öldürenler AK Parti'nin yakınlarıymış. Katilin yakını mı olur?

HESAPLAŞMA DEĞİL, ADALET: Hesaplaşma değil, adalet arama. Ben hesaplaşma kavramını doğru bulmuyorum. Haksız bir kavganın içine girerseniz bunlardan farkınız kalmaz. Kişi hangi partiden olursa olsun, ahlakı varsa, temizse onlarla helalleşelim diyoruz. Benim de hatam olabilir. Hiç iddia etmedim, hata insana özgü bir kavramdır. En büyük iddiam, kul hakkı yiyenden hesap sormaktır. Devlet hazinesine el uzatan kişiyi affetmek diye bir şey söz konusu değil.

6'LI MASA VE CUMHURBAŞKANI ADAYI: 6 lider oturup buna karar verecek. Bu süreç gayet güzel işler. Yeri ve zamanı gelince konuşulacak. Yayınladığımız bildiride seçeceğimiz Cumhurbaşkanının niteliğini saydık. Bu adayı elbette belirleyeceğiz dedik. Dayatma mantığı asla doğru değildir. Oturup, konuşacağız. Her birimiz olgun insanlarız. Devlet çarkını düzeltmek, demokrasiyi getirmek, adaleti yeniden tesis etmek, devlete liyakati tesis etmek, işi ehline vermek, vatandaş evine ekmek getiremiyor, bu insanlara hayat standardı sağlamak... Önce kuralları belirlememiz lazım. Kamuoyunu ikna etmemiz lazım.

HER BAKAN OTURUP HESAP VERECEK: Siz neyi nasıl yapacağınızı kamuoyuna açıklamazsanız seçeceğiniz Cumhurbaşkanı ne yapacak? Devlet çarkını nasıl düzelteceksiniz? Hasar tespit komisyonunu açıklamazsanız, devleti nasıl yöneteceğinizi nasıl ilan edeceksiniz. Cumhurbaşkanının, 6 liderin ifade ettiği konuları içselleştirmesi lazım. Göç Komisyonu kurduk, Suriyelileri kendi ülkelerine nasıl göndereceğiz? Türkiye'nin yolsuzlukla sınavı gerekiyor. Sizin bunu düzeltecek mekanizmaları nasıl inşa edeceksiniz. Parlamentoda Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Başına kimi getireceğiz? Her bakan oturup hesap verecek. Bakan göreve geldiğinde 'Aman bürokrat arkadaşlarım sakın hata yapmayın, gidip komisyonda hesap vereceğiz, başımızda da ana muhalefet olacak' diyecek.

6 LİDERİN ADAYI 13. CUMHURBAŞKANI OLACAK: Merkez Bankası kanuna göre görevini yapıyor mu? Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamak için ne yaptı? Bütün bu ayrıntılar ortaya çıkmadan kalkıp Cumhurbaşkanı adayını belirledik. O da dedi ki, 'Ben bunlara katılmıyorum' o zaman ne olacak? Önce kurallarımızı koyalım ki, Cumhurbaşkanı adayı 'tamam ben bu kuralları yerine getireceğim' diyecek. Cumhurbaşkanı adayı bu sözleri verip, altına imza atacak. 6 partinin ortaya koyduğu temel ilkelere sadık kalacağına dair kamuoyuna söz verip, imza atacak. Olay Cumhurbaşkanı olayı değil Türkiye olayı. Hiç endişe etmeyin 6 liderin çıkaracağı aday 13. Türkiye Cumhuriyeti devletinin onurlu cumhurbaşkanı olacak. 6 liderin konuşmadığı bir olayı benim konuşmam yakışık olmaz.

AK PARTİ'NİN ÜSTÜNDEYİZ: Anketler var. Şimdi az biraz AK Parti'nin üstündeyiz, daha da artacağız, bundan sonraki süreçlerde biraz daha iyi noktalara geleceğiz.

EN CİDDİ KÖSTEBEĞİM SARAYDA OTURUYOR: Allah akıl fikir versin. Gerçekten bunlar devleti yönetemiyorlar, büyük acziyet içindeler. Köstebeği bugün Yeni Şafak manşet almış. Benim en ciddi köstebeğim sarayda oturuyor, Erdoğan. Yaptığımız açıklamaları okusalar, buna ihtiyaç duymazlar. Tablo gereği zaten bu yapılmak zorunda. 3600, Taşeron işçiler, KHK'lılar, borçlar, EYT'leri yıllardır söylüyorum. Şimdi bunlar yapmak zorunda kalıyorlar. Kılıçdaroğlu söylüyorsa doğruyu söylüyor. Bunların tabanından da baskı geliyor. 'Sana oy verdim, bak Kılıçdaroğlu söylüyor' diyor. 

1000 TL BORCA HACİZ GÖNDERİYORLAR: 1000 lira borcu olan adamın evine avukat gönderiyor, haczediyorsunuz. Bu devletin anayasasında Türkiye Cumhuriyeti devleti laik, sosyal, hukuk devletidir yazıyor. Milyarları götürüyorlar, beytülmala el uzatıyorlar, gıkın çıkmıyor; 1000 TL borcu adamın evine avukat gönderiyorsunuz. Çiftçilerin bankalara ve tarım krediye borçları var. Faizleri niye silmiyorlar? Tarım kredi kooperatiflerinin mağazaları varmış, 30 kuruş, 50 kuruş indirim yapacaklarmış. Yüzde 500 zam yaptın. Fabrikanın sahibi tarım kredi kooperatifi. Çiftçiye 75 kuruş, 1 lira indirim yapacağım diyorsun. Git gübrede indirimi yap.

HER PARTİDE ÇOK İYİ EKONOMİ KURMAYLARI VAR: Seçimin biraz erken olmasını istememizin nedeni Türkiye ekonomik olarak çok daha ağır koşullar altında kalmasın diye. Bu kafayla hiç düzeltemezler, her gün zam geliyor. Allah yardımcısı olsun fakirin fukaranın, kışı nasıl geçirecekler, onu da bilmiyorum. Her partide çok iyi ekonomi kurmayları var. Zaman zaman bir araya geliyorlar. Önemli kararlar alıyoruz. 6 ayda bu ülkede vatandaşa bir nefes aldırırız. 3 ay desem doğru olmaz. Bu ülkenin insanının ferasetine, sağduyusuna güveniyorum. Neyi nasıl yapacağımızı bilgilendirirsek, halkı kandırmazsak, doğru neyse ifade edersek vatandaş desteğini bizden çekmez.

VATANDAŞA GELİNCE NAS AKILLARINA GELMİYOR: Faiz diyor değil mi? Nas var faiz olmaz diyor. Güzel Merkez Bankası faizini indirdiniz, en son 13 oldu politika faizi. Vatandaş vergisini ödeyemedi. Gecikme faizi yüzde 30'a çıktı. Vatandaşa gelince nas akıllarına gelmiyor. Vatandaşın devletten olan alacağı olabilir. Ona da yüzde 9 faiz uyguluyor. Bu kadar halk kandırılır mı? Vatandaşa yüzde 30 faiz uyguluyorsun, 19'dan 30'a çıkarıyorsun, Merkez Bankası'nın politika faizini kimin için düşürdün? Bir avuç kazanan için. Kim kazanıyor? Yüzde 400 gelir elde eden bankalar kazanıyor.

6'LI MASA VE HDP İDDİALARI: 7'nci parti var mı? Yok. 7'nci partinin orada olduğunu söyleyen halka yalan söylüyor. Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil ediyorsun, halka doğruları söylemiyorsun. Bütün partilerle görüşen tek parti biziz. Tarihin bize yüklediği misyon var. Gerçek anlamda demokrasinin gelmesi için mücadele eden partiyiz. Çok partili hayata geçtiğimizde DP kazanmıştır, İnönü anahtarı teslim edip yürüyerek gitmiştir. Bir parti sürekli iktidarda nasıl kalırım diye özel arayışın içine giriyorsa demokrasiye inanmıyor demektir.

SEÇİMİ İPTAL ETMEYE KALKARLARSA, TEKRAR ALIRIZ: Millet seni istemiyor. Milletin oyuna saygı duyacaksın. İstanbul seçimlerinde yapmadıkları hile kalmadı. Aynı zarfın içine 4 oy pusulası koymuş. YSK 1'i sahte 3'ü doğrudur diyor. Bunlar koca koca hakimler, insan utanır. Ya hepsi sahte dersin, eyvallah deriz. Talimat aldılar, gereğini yaptılar. Ne oldu? 13 binlik fark 800 bin oldu. Kim kazandı demokrasi ve halk. Kim kaybetti? Yalan söyleyenler, devletin, yargının bürokrasisini kullananlar, sarayın sözünden çıkmayanlar derslerini aldılar. Yapacağımız en önemli iş bu ülkeye ahlakı ve demokrasiyi getirmek.

SEÇİMİ BİRİNCİ TURDA ALACAĞIZ: Biz birinci turda alacağız, hiçbir sorun çıkmaz. Seçimi tekrar etmeye kalkarlar, yine alırız. En ufak endişemiz yok. Çünkü milletin şurasına gelmiş. Hayatımda bu kadar koltuk meraklısı görmedim. Koltuk insana bir şey vermez. Manevi dünyan, irfanın, bilgin, insana saygın sana bir şey verir. O nedenle lüks itibardır diyor. Aramızda siyahla beyaz kadar fark var.

BELEDİYELERE DÜNYANIN ENGELİNİ ÇIKARIYORLAR: AK Parti 'kayıp bin gün' diyor, kabul etmek lazım, kendileri bin gün yok. Ekrem başkan metro inşaatları başlattı. Parasızlık demedim. Belediye başkanı arkadaşlarıma sizin göreviniz zorluğu aşmak, gereğini yapmak dedim. Dünyanın engelini çıkarıyorlar. İmza atılacak, metro yapılacak, para gelecek bekletiyorlar. Yazıya aylarca cevap verilmiyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI'NI KAPATACAĞIZ: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı kapatacağız. Çevre Bakanlığı olacak. Orada oturan bakan bizim Kargamış Belediyesi'nin diyelim, oradaki parkı imara açabilir. Senin ne işin var orada. Bu yetki belediyelerde olur, orası denetler. Bütün büyük rantların merkezidir orası. 5'li çetenin de merkezidir orası. Askeriyeye ait yerler vardı İstanbul'da. Binlerce dönüm. Erdoğan 'buralar yeşil alan olacak' dedi hepimiz sevindik. Sonra imara açtılar. Çünkü para.

ÇİFTÇİ BORÇLARININ FAİZİNİ SİLECEĞİZ: Parti olarak bizim görüşlerimiz var. İlk 1 hafta içerisinde tarım kredi ve bankalara olan çiftçi borçlarının faizini sileceğiz. Kefalette olan esnafın da borçlarının faizini sileceğiz. Süleyman Şah türbesini tekrar kendi topraklarımıza getireceğiz. Kendi toprağını nasıl bırakırsın, bayrağını nasıl indirirsin, türbeyi nasıl kaçırırsın? İnsan orada canını verir.

KUR KORUMALI MEVDUATIN MERKEZ BANKASI'NA YÜKÜNÜ BİLMİYORUZ: Siz her kuruşun hesabını verirseniz kimse yolsuzluk yapamaz. Kur Korumalı Mevduat var. Merkez Bankası'nın yükü nedir? Kimse açıklamıyor, gizli. Hazine'den vergi yükünü öğreniyoruz. Ama dolardaki Merkez Bankası yükünü bilmiyoruz. Devlet gizlilik üzerine inşa edilmez. Devletin sırrı elbette olur. Biz MİT kalksın bütün bilgileri açıklasın demiyoruz.

YAP-İŞLET-DEVRETLERİ KAMULAŞTIRACAĞIZ: Bizim parti olarak düşündüğümüz yap işlet devlet, kamu özel işbirliği, bunların her birisi soygunların olduğu yer. Bunların gerçek maliyetlerini bulup, kamulaştıracağız. Boğaziçi Köprüsü'nden kaça geçiyorsan buradan da o fiyata geçeceksin diyeceğiz. Kendine milliyim, yerliyim diyorsun, paran ABD doları.

AİLE DESTEK SİGORTASI: Biz aile destekleri sigortası getireceğiz. Bu sigorta herhangi prim toplamıyor, belli bölgelerde nasıl aile hekimleri varsa, sosyal hizmet uzmanları varsa, bilgileri topluyor. Ailenin elde ettiği gelir yeterli mi değil mi? Raporunu düzenliyor, sosyal devlet kadının banka hesabına yatırıyor parayı. Kadın gidecek aylığını alacak. Yeni çocuk olursa arttıracağız. Çocuğu üniversiteye gidiyorsa burs verilecek. Evde engelli varsa ailede kadının sosyal güvenlik primini devlet yatıracak. O da emekli olacak.

OKULLARDA YEMEK SORUNU: Bütün okullarda yemek ihtiyaçları karşılanacak. Kantinciler bu işi yapacak. Beslenme uzmanları karar verecek. Bugün bazı belediyelerimiz bu işi yapıyorlar. Akşam ailelerin evlerine götürüyorlar, çantaları teslim ediyorlar. Çocuklar bu çantalarla okula gidiyorlar. Uzmanların belirledikleri yemekleri yiyorlar.

GÖÇMENLERİ IRKÇILIK YAPMADAN ÜLKELERİNE GÖNDERMELİYİZ: Yabancı göçmenler asgari ücretin altında çalıştırılıyor. Bir anlamda kölelik düzeni var. Bir bakan 'Bunlar giderse ekonomi çöker' dedi. Asgari ücretin yarısıyla köle sistemiyle insan çalıştırıyor, ihracatı bunun üzerinden yapıyoruz. 6 partiden sığınmacıların insani koşullarda ülkelerine dönmeyi herkes istiyor. Erdoğan istemedi mesela. Sonra ısrar olunca kamuoyu yoklaması sonucunda bir eğilim olunca biz de gönderelim dediler. Gönderemezler, göndermek istemezler. Suriyelileri köle gibi çalıştırmak istiyorlar. Irkçılık yapmadan, insani koşullarda bu insanları ülkelerine göndermeliyiz.

PUTİN DEDİ, TIPIŞ TIPIŞ GÖRÜŞECEK ESAD'LA: Putin söyledi 'görüşeceksin' dedi, tıpış tıpış gidip görüşecek. Ta baştan yanlış olduğunu söyledim Suriye politikasında. Hadi Emevi Camii'nde git cuma namazı kıl bakalım. 33 askerimiz şehit oldu. Vuran Rusya'ydı. Nefesi Putin'in orada aldın. Ne oldu? Kapıda seni bekletti. Bütün dünyaya gösterdi.

TÜRKİYE NİYE BU TUZAĞA DÜŞÜYOR: Esad'la görüşmeye niye gitmeyeyim? İnşallah geleceğiz bütün sorunları çözeceğiz. Niye kavga ediyoruz? Egemen güçler silah satsınlar diye. Türkiye niye bu tuzağa düşüyor? Erdoğan Obama'ya seslendi; "Beni neden yalnız bıraktınız" dedi. Hiçbir emperyal güç elini yakmaz, maşa kullanır. Beyefendi Suriye'ye girdi, hadi buyrun bakalım. 

BAHÇELİ'YE SORDUM CEVAP VERMEDİ: Yabancı bir ülkenin askerlerinin terörle mücadele etmek için Türkiye'ye gelmesi için evet diyorlar mı, hayır mı diyorlar. Kendi ülkemde yabancı asker postalı görmek istemiyorum diyorsa hayır demeli. Bahçeli'ye sordum yabancı askerin Türkiye'ye gelmesine neden evet diyorsun dedim, cevap vermedi. Erdoğan'a sordum tık yok. ("Bundan sonra bütün tezkerelere hayır mı diyeceksiniz?" sorusu üzerine) Elbette, ben kendi ülkemde yabancı asker istemem. Benim milliyetçiliğim vatan ve bayraktır. Bugüne kadar terörle mücadeleyi bu ülkenin polisi, askeri yaptı. Şehit olurken yabancılar mı var mı yanında? Türkiye'nin polisi, askeri terörle mücadele edemiyor mu ki yabancıyı isteyeceğiz? Bu ülkenin insanları terörle mücadele eder. Yabancı bir ülkeden terör geliyorsa sizin tezkere çıkarmanıza gerek yok, BM kararı var. Uyarırsınız, kardeşim terörle ilgini kes diye. Kesmezse ben gider keserim, biz Irak'ta öyle yapmadık mı?

TÜRKİYE'NİN TERÖRLE MÜCADELESİ MEŞRUDUR: Tezkerede hangi yabancı askeri terörle mücadele konusunda Türkiye'ye davet edeceksin diye sordum. Bu yabancı askerler konusu var tezkerede. AK Partililer geliyor, AK Partili gibi duran gazeteciler de geliyor. Onlara sorun, bu tezkereye "hayır" dedi, siz buna hangi gerekçelerle "evet" diyorsunuz. Medyanın en büyük eksiği bu. 'Tezkereye CHP hayır dedi, demek ki teröre evet' diyor. Yahu neden dedi? Terör kimden gelirse gelsin, insanlık bir suçudur, karşı durmak hepimizin ortak görevidir. Bütün dünya bunu bilsin, Türkiye terörden çok büyük acılar çekmiştir. Türkiye'nin terörle mücadelesi de meşrudur.

BAZI YSK VERİLERİ YANLIŞ: Veri madenciliği diye bir kavram var. Herhalde ilk sefer benden duyuyorlardır. Dünya kadar veri olur, onları kullanışlı hale getirilmesi özel çaba gerektirir. Bize YSK'dan veriler geliyor, bazıları yanlış. Örnek; 100 küsur yaşına gelmiş adam ilk kez oy kullanacak. Hepsini tespit ediyoruz. Arkadaşlarımızı gönderiyoruz böyle bir adam var mı, yok mu? Biz gelen hatalı bilgileri kendimizce tespit ediyoruz. YSK bizim verilere güveniyor ve hemen iptal ediyor. O nedenle onların elindeki veriler yok, bizde var diyoruz. (HABER MERKEZİ)