Kıbrıs için son zirve nasıl çöktü, Rum tarafı Türkiye'nin son teklifini nasıl reddetti?

Kıbrıs'ta çözüm için Crans Montana'da yapılan son zirvenin BM damgalı tutanakları sızdı. Belgelerde, Türkiye’nin güvenlik ve garantiler için son teklifi ve Rum tarafının olumsuz yanıtı görülüyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kıbrıs son günlerde, 2017’de sonuçsuz kalarak dağılan Crans Montana Zirvesi’nin son ve kritik saatlerinde yaşananların basına sızan tutanaklarını tartışıyor. Birleşmiş Milletler'in (BM) konuyla ilgili bir dizi önemli belgesi Kıbrıs medyasına sızmış durumda. Bu belgelerin en önemlisiyse, 6 Temmuz 2017’de, yerel saatle 21.15’te başlayan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in yanı sıra Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Dışişleri Bakanları ile Kıbrıs’taki iki toplumun liderlerinin katıldığı yemekli toplantıda yaşananları resmediyor.

Rum gazetesi Filelefteros'un yayımladığı belgeler.

İlkin Rum basınında yayınlanan tutanağın giriş bölümünde 6 Temmuz 2017 akşamındaki yemekli görüşme ile ilgili olarak “Heyetler arasında yapılan istişarelerin ve ikili görüşmelerin doruk noktasıydı. Heyetler, Garantiler Anlaşması'nın geleceği ve yabancı askerlerin varlığı konuları üzerinde durdu” gözlemi dikkat çekerken, “(Toplantının) Sonunda, Genel Sekreter değerlendirmesini yaptı ve bir anlaşmanın önemli kısımlarına ulaşılamadığını söyleyerek konferansı kapatmanın muhtemelen en iyisi olduğunu söyledi. Masa etrafındaki mutabakatı dikkate alan Genel Sekreter, anlaşma sağlanamayınca konferansın kapatıldığını belirten kısa bir bildiri hazırlanması gerektiğini belirtti” bilgisine yer veriliyor. 

 

ALTI AÇIK BAŞLIK

Kıbrıs sorununda federal çözüm vizyonunun geleceği açısından belirleyici role sahip gecede, BM Genel Sekreteri “Crans Montana'da tarafların birçok konuda uzlaşmaya vardığını” ancak toprak, güç paylaşımı, mülkiyet, Türk vatandaşlarının hakları, garantiler ve yabancı askerler olmak üzere altı konuda istişarelerin yürütülmesi gerektiği vurgusunda bulunuyor. BM Genel Sekreteri bu gözlem temelinde toprak, güç paylaşımı, mülkiyet gibi başlıklarda tarafların son pozisyonlarını da 6 Temmuz toplantısına katılanlara yansıtıyor. 

 

TÜRKİYE’NİN 'İZLEME MEKANİZMASI' ÖNERİSİ

Sızdırılan belgeye göre, tarihi toplantının ilerleyen bölümünde BM Genel Sekreteri ile taraflar, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafınca uzun yıllar boyunca bir çeşit ‘tabu’ addedilen güvenlik ve garantiler başlığına odaklandı. Söz konusu başlıkla ilgili olarak BM Genel Sekreteri taraflara “Garanti Antlaşması'nın ve içinde yer alan tek taraflı müdahale hakkının korunmasının zor olacağı” ve “sıfır asker sıfır garanti” teoreminin Türkiye için kırmızı çizgi olduğu uyarısında bulundu.

BM Genel Sekreteri ayrıca, güvenlik ve garantiler için Türkiye'nin Garanti Antlaşması'nın, Kıbrıs sorununun çözümü için nihai anlaşmanın uygulanışını denetleyecek olan bir izleme mekanizmasıyla değiştirilmesini önerdiği bir ön belge sunduğunu açıkladı. 

Türkiye ayrıca, konuyla ilgili olarak diyaloğa açıktı. Ancak bu konudaki esneklik diğer başlıklarda kaydedilecek ilerlemeye bağlıydı. Kıbrıslı Rumlar da söz konusu izleme mekanizması için bir ön hazırlık belgesini oluşturmuş durumdaydı. BM Genel Sekreteri'ne göre güvenlikle ilgili yeni fikirler Yunanistan, Türkiye ve İngiltere başbakanlarının katılacağı bir toplantıda ele alınabilirdi. 

 

TEK TARAFLI MÜDAHALE HAKKININ GELECEĞİ

Kıbrıs basınına yansıyan 6 Temmuz 2017 tarihli belgede, Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’ın, adadaki garanti ve güvenlik sisteminin başka bir mekanizmayla değiştirilmesi fikrine mesafeli ve bazı önemli şerhlerle yaklaştığı görülüyor. Rum tarafı tek taraflı müdahale hakkının da ortadan kaldırılması yanlısı görünürken, Yunanistan konuyla ilgili olarak çok sayıda muğlak noktaların olduğu tezini ortaya attı. İngiltere ise ortak Rum-Yunan itirazlarına “Bu son fırsatı kaçırmayalım” mesajıyla yanıt verdi. 

Kritik garantiler ve güvenlik başlığıyla ilgili olarak Türkiye’yi masada temsil eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs basınına yansıyan belgeye göre şunları vurguladı: “Tek taraflı müdahale hakkının “sürdürülebilir olmadığı” ifadesiyle Genel Sekreter'in askerlerin “sıfır asker sıfır garanti”nin Türkiye için bir başlangıç noktası teşkil etmediği yönündeki açıklamaları dikkatlice kayıt altına alındı. (Dışişleri Bakanı) hem Garanti hem de İttifak Antlaşmaları ile ilgili önerileri Genel Sekreter ile paylaştı. Ek bir unsur ekleyerek daha fazla esneklik göstermiş, tek taraflı müdahale hakkının diğer başlıklar üzerinde anlaşmaya tabi olarak gözden geçirilebileceğini belirtti. (Türkiye açısından) Öncelikle kapsamlı uzlaşmaya odaklanmak, bunun nasıl izleneceğini belirlemek ve daha sonra bazı şeylerin tartışılabilmesi önemliydi. (Türkiye’nin) sergilediği esnekliğe rağmen tüm askerlerin (adadan) çekilmesi Türkiye için bir kırmızı çizgiydi”.

Çavuşoğlu ayrıca, açıkta olan birçok meselenin var olduğu gerçekliğine de atıfta bulundu. Crans Montana’daki zirvenin “son toplantı” olduğu gerçekliği temelinde, Türkiye Dışişleri Bakanı ayrıca, BM Genel Sekreteri’nden üç garantör ülkenin başbakanlarının zirveye katılıp katılmayacağını netleştirmesini de talep etti.  

Çavuşoğlu’na yanıt mahiyetinde konuşan Rum lider Ankara’nın öne çıkardığı “esneklik” meselesinin muğlak olduğu mesajını vermeye çalıştı. Atina da söz konusu tezi benimsedi. Rum lider ayrıca, “bir ülkeyi işgal etmenin en iyi yolunun "barışçıl yol" olduğunu” mesajını verdi ve devamında Rum tarafının sunmuş olduğu önerilerin geri çekildiğini ve geçersiz olduğunu açıkladı. 

Rum tarafının karşı adımı ve tarafların olumsuz sonuçla ilgili olarak endişelerini paylaşmaları sonrasındaysa Crans Montana Zirvesi sonuçsuz bir şekilde son buldu.