KESK Eş Genel Başkanı Bozgeyik: Asgari ücret 20 bin TL olmalı

KESK Eş Genel Başkanı Bozgeyik, 2024 yılı bütçe görüşmelerini eleştirerek, ‘’Seçim, faiz ve dinselleştirme bütçesidir’’ dedi ve asgari ücretin 20 bin TL olması gerektiğini savundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Meclis'te 26 Ekim tarihinde başlayan 2024 yılı bütçe komisyonu mesaisi devam ediyor. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun, kamu idarelerinin bütçelerini görüşmeye devam ettiği şu günlerde ise KESK’ten itiraz var.

KESK bakanlık bütçelerinin görüşüldüğü günlerde değerlendirme ve taleplerini içeren basın açıklamaları, basın toplantıları, işyeri faaliyetleri ve eylemlerle ‘'Bütçe süreci eylem etkinlikleri’' düzenleyecek.

Konuya ilişkin görüştüğümüz Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, 2024 yılı bütçesini ‘’Enflasyonist bir seçim bütçesi, faiz bütçesi ve aynı zamanda bir dinselleştirme bütçesi’’ tanımlıyor.

'SEÇİME YÖNELİK BİR BÜTÇE’

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik bütçe komisyonuna ilişkin yaptığı değerlendirmede; iktidarın yerel seçimlere yönelik yeni bir bütçe ve politika hazırladığını belirtiyor.

Bozgeyik görüşmelere ilişkin; ‘’ Ülkede uzun süreden beri izlenen neo liberal politikalar nedeniyle çoklu bir kriz ile karşı karşıyayız. Ekonomik kriz, siyasal anlamda yaşanan krizler ve ekolojik kriz. Bu ortamda ülkede derin bir yoksulluk yaşanıyor. Enflasyonist, yüksek faiz politikaları ile TL’de yaşanan reel kayıp, alım gücümüzde yaşanan erime; geçinememe, barınamama, sağlıklı beslenmeme ve aşırı borçlanma sorununu derinleştiriyor. İktidar yeniden bir seçim sürecine dönük bütçe ve ekonomik politikalar hazırlamakta. Bunun işaretlerini hem OVP'de hem de 12. Sanayi Kalkınma Planı ve nihayetinde 2024 bütçesinde görmekteyiz’’ diyor.

KANUN TEKLİFİNDE KULLANILAN KELİMELER BAŞKA ANLAMLARA GELİYOR

Bozgeyik bütçe kanun teklifinde, ücret-maaş artışlarının gerçekleşen enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre yapılması; böylece emekçilere enflasyon farkı ödenmesinin ortadan kaldırılmasının, emekli aylıklarının daha da düşürülmesinin, emekli olma yaşının yükseltilmesinin, ‘vergi reformu’ adı altında çalışanlara ve halka daha çok vergi, ‘esnek çalışma’ adı altında ise daha çok sömürü dayatılmasının hedeflendiğinin altını çiziyor.

Tüm bunları göz önüne aldığımızda önümüzdeki yıl beklenen enflasyonun Merkez Bankası'nın tahminlerini aşarak yeni bir zirve yapma ihtimaline dikkat çeken Bozgeyik, ‘’Bu kamu emekçilerinin ve emeklilerin ücretlerinde daha çok reel kayıp olacak anlamına gelir. Geleceğe ilişkin iyimser olmak zor’’ diyor.

KESK NE TALEP EDİYOR?

İktidarın uzun süreden beri emekçilere güvencesiz istihdam ve çalışma rejimi dayattığını, sermaye sınıfı açısından da ucuz bir emek sömürüsünü öngördüğünü söyleyen Bozgeyik, Kesk’in taleplerini şu şekilde sıralıyor:

- Öncelikle bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılması
- Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesi
- Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılması. İnsanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde ücret
- Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesi
- Engellilere yönelik kamu hizmetlerinin geliştirilmesi, engelli hizmetleri için ayrılan bütçe payının artırılması, kamuda engelli istihdamının artırılması
- Okul öncesinden üniversiteye kadar eğitimin her kademesinde çocuklarımıza bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek verilmesi
- Vergide adalet: Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması. Çalışanların ve halkın üzerindeki ağır vergi yükünü kaldırılması, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınması
- Emeğe kölelik dayatan politika ve uygulamalara son verilmesi
- Yoksulluğu önleyici, dar gelirlileri koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için ‘Temel Gelir Güvencesi’

‘BÜTÇE ŞEFFAFLIĞI: TÜRKİYE 100 ÜZERİNDEN 55’

International Budget Partnership, Open Budget Survey 2021 araştırmasına da atıfta bulunan Bozgeyik, yapılan bir araştırmaya göre bütçe şeffaflığı açısından Türkiye’nin 100 üzerinden 55 puan ile Rusya (73) ve Zimbabve (59) gibi birçok ülkenin gerisinde kaldığını ifade etti. Bozgeyik, ‘’Bu puanlar içinde Türkiye’nin ‘sıfır’ çektiği bir alan var ki aslında bu sonuç sürpriz değil: Halkın bütçe süreçlerinde karar alma mekanizmasına katılımı’’ dedi.

‘BÜTÇE SARAYDA YAPILIYOR’

Bütçeler kimin ihtiyaçlarına göre hazırlanıyor?’’ sorumuzu yanıtlayan Bozgeyik,

‘’Bütçe hazırlama süreçlerine kamu emekçileri işçiler ve toplumsal kesimlerin dahil edilmediğini görmekteyiz. Bu da ülkemizde bütçe hakkının ortadan kaldırıldığının açık bir göstergesidir. Bırakın bizleri parlamentoda halk adına seçilen milletvekillerinin dahi bütçe yapım süreçlerine dahil edilmediği yeni rejim ile birlikte bütçenin sarayda yapıldığını hepimiz bilmekteyiz. Sadece bütçe yapım süreçlerini değil iktidar tüm toplumu ilgilendiren yasama faaliyetlerini de emek ve meslek örgütlerini, toplumsal kesimleri, sosyal tarafları dahil etmeden yürütmektedir. Bazen kendisine yakın meslek örgütlerini, sivil toplum örgütlerini toplantılara çağırarak bir demokratik süreç işletiyor algısı yaratmaya çalışmaktadır. Bütçe hakkını konuşurken kendini özgürce ifade, basın ve örgütlenme özgürlüğü hakkını da es geçmemek gerekir. Bunlar da temel bir bütçe hakkıdır. Çünkü bütçe hakkının olabilmesi ve ekonomik hakların hayata geçebilmesi için öncelikle insanların düşünce, ifade, örgütlenme özgürlüğüne ve özgür bir basına sahip olmaları gerekiyor’’ dedi.

‘’Halk ve emekçiler bütçe yapım süreçlerine dahil edilmediği için doğal olarak da hazırlanan bütçeler sermayenin ihtiyaçlarına göre düzenlenmektedir’’ ifadelerini kullanan Bozgeyik, ‘’Bir ülkede mevcut sistemin ve iktidarın kimden yana olduğunu anlamanın en kolay yolu bütçesine bakmaktır. Bu açıdan baktığımızda 2024 bütçesi bugüne kadar hayata geçirilen en katıksız biçimde güvenlikçi, militarist eril ve sermayeden yana bir bütçedir. Buna göre 2024 yılında toplanması hedeflenen her 100 TL’lik verginin 27 TL’sinden daha baştan sermeye lehine vazgeçilmektedir. Bu durum 2024 bütçesinin emek karşıtı sermaye yanlısı bir bütçe olduğunu tek başına ortaya koymaktadır’’ dedi.

‘SEÇİM, FAİZ VE DİNSELLEŞTİRME BÜTÇESİ’

2024 Bütçesini, ‘’Enflasyonist bir seçim ve faiz bütçesi’’ olarak değerlendiren Bozgeyik, ‘’Sermayeye kaynakların daha çok aktarıldığı, buna karşılık sermayeden daha az vergi alınan bir bütçedir’’ diyor.

2024 Bütçesini aynı zamanda ‘’bir dinselleştirme bütçesi’’ olarak tanımlayan Bozgeyik, ‘’Kaynaklarımızın diyanet aracılığı ile tarikat ve cemaatlere aktarıldığı, eğitimin projelerle dinselleştirildiği bir bütçedir. Örneğin; ödenekleri en fazla oranda artırılan kuruluşlardan biri yüzde 154 ile Diyanet İşleri Başkanlığı. DİB’ye 2023’te: 36,2 Milyar TL ödenek ayrılmış iken, 2024’te bu rakam yaklaşık 92 Milyar TL’ye, 2025’te 114 Milyar TL’ye ve 2026’da 131 Milyar TL’ye çıkacaktır’’ ifadelerini kullandı.

‘'ASGARİ ÜCRET 20 BİN TL OLMALI’

Var olan ekonomik koşullar içerisinde emekli ve asgari ücretlinin durumunu değerlendiren Bozgeyik, en düşük emekli aylığının açlık sınırının üzerine çekilmesi gerektiğini şu sözlerle anlatıyor:

‘’Bugün ülkemizde açlık sınırının 15 bin TL’ye ulaştığı bir dönemde 7 bin 500 TL ile insanca bir yaşam sürdürmenin koşullarının olmadığı ortada. Yaklaşık 9 milyon emekli benzer durumla karşı karşıya. Emekliler açısından yaşanan sorunların temel kaynağı bu iktidarın sosyal güvenlik sisteminde yarattığı tahribat ve güvencesiz istihdam politikalarından kaynaklanmaktadır. O nedenle yeni demokratik kamusal bir sisteme ihtiyaç vardır. Bu bağlamda mevcut emekli aylıkların gerçek enflasyon oranında artırılmalı en düşük emekli aylığı açlık sınırının üzerine çıkartılmalıdır. Ayrıca kira gıda ve benzeri destekler sunulmalıdır’’.

Ülkemizde ortalama bir ücret haline gelen asgari ücretin de ekim ayı itibari ile 15 bin TL olan açlık sınırının altında kaldığını hatırlatan Bozgeyik, ‘’Asgari ücret ILO normları dikkate alarak belirlenmeli, çalışan bir bireyin yaşam maliyeti üzerinden gerçek enflasyon dikkate alınarak belirlenmelidir. 2024 yılındaki yüksek enflasyon ve döviz kurundaki dalgalanmalar, yine kira gıda ve ulaşımdaki yüksek enflasyon gözetildiğinde aralık ayında belirlenecek olan asgari ücretin en az 20 bin TL’ye çıkartılması gerekmektedir. Bunun içinde asgari ücret tespit komisyonunun demokratikleştirilmesi gerekmektedir’’ değerlendirmesinde bulunuyor.

Bozgeyik, ‘’Bütçe hakkı aynı zamanda barış hakkına da sahip çıkmak olduğunu belirtebilirim. Bugün dünyanın birçok bölgesinde devam eden bu savaş ve güvenlikçi politikalar bizden toplanan vergilerle yürütülmektedir. O nedenle barış hakkına daha fazla sahip çıkmak gerekmektedir. Bu bağlamda da demokratik emekten ve halktan yana bir bütçe içinde birlikte ortak mücadele etmemiz gerekir. Ve bunun içinde KESK olarak 2 Aralık’ta İstanbul ve Diyarbakır bölge mitinglerimize ve tüm illerde yapacağımız etkinliklere eylemliliklerimize tüm toplumsal kesimleri işçileri emeklileri çağırıyoruz’’ diyerek sözlerini tamamladı.

Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerin tamamlanmasının ardından 2024 yılı bütçesinin, 4-15 Aralık'ta, TBMM Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor.

KESK EYLEM ETKİNLİKLERİ

KESK’İN 26 Ekim 2023 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlanan bütçe süreci eylem etkinlik planı şöyle şekilleniyor:

1- İşkollarımız kendi bakanlık bütçelerinin görüşüldüğü günlerde değerlendirme ve taleplerini içeren basın açıklamaları, basın toplantıları, işyeri faaliyetleri vb, eylem ve etkinlikler,
2- 7 - 15 Kasım 2023 tarihlerinde işyerlerinde toplantılar, formlar, bildiri dağıtımı, stant, sosyal medya çalışması, yerel basın olanaklarının aktif şekilde kullanılması,
3- 15 Kasım 2023 Çarşamba günü tüm illerde alım gücümüzde yaşanan erime, kayıplarımız, zamlar, emek karşıtı bütçe eksenli başta işyerleri olmak üzere yerellerin belirleyeceği yer ve saatlerde “Halktan ve Emekten Yana Bütçe Taleplerimizin” dile getirileceği, diğer emek ve demokrasi güçlerinin de katılacağı kitlesel basın açıklamaları,
4- 27 Kasım - 1 Aralık 2023 tarihleri arası işkolu MYK üyelerinin de katılımıyla işyeri çalışmaları, alan etkinlikleri, emek, meslek örgütleri ve siyasi parti ziyaretleri yapılacak ve bu çerçevede 2 Aralık 2023 Cumartesi günü İstanbul ve Diyarbakır’da bölge mitingleri,
5- Tüm bu eylem ve etkinlikler sonrasında taleplerimizin karşılanmaması durumunda emek karşıtı bütçeye karşı Aralık ayı içerisinde bir günlük hizmet üretmeme eyleminin yapılabilmesi için çalışmalar planlanacaktır.