Kemal Kurkut mezarı başında anıldı: 44 yıl geçse de unutmayacağım

Diyarbakır Newrozu'nda polis kurşunuyla öldürülen Kemal Kurkut’un mezarı başında anıldı. Ağıtlarla oğlunun mezar taşını öpen Sincan Kurkut, "4 yıl oldu, 44 yıl geçse de seni unutmayacağım" dedi.  

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Diyarbakır’da 2017 Newrozu’nda polis kurşunuyla öldürülen Kemal Kurkut, ölümünün 4'üncü yıl dönümünde mezarı başında anıldı.

Malatya merkez Batalgazi ilçesindeki Toptaş Mezarlığı'nda yapılan anmaya, ailenin yanı sıra Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA DER), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Malatya İl örgütü yöneticileri ve çok sayıda kişi katıldı. Anmada, Kemal Kurkut’un kemanı mezarının başucuna yerleştirildi. Oğlunun mezarına sarılan anne Sincan Kurkut, Kürtçe ağıtlar yaktı. Aradan geçen 4 yılda gözyaşlarının kurumadığını dile getiren anne Kurkut, "Sen masumsun, sana nasıl kıydılar? 4 yıl oldu, 44 yıl geçse de seni unutmayacağım" diyerek oğlu Kemal Kurkut’un mezar taşını öptü. 

'DAVAMDAN VAZGEÇMİYORUM'

Anma sonrası Ajansımıza konuşan anne Sincan Kurkut, “Aradan geçen 4 yılda çok kötü oldum. Devlet neden böyle yapıyor? Kemalimi suçsuz yere katledenlere neden bir ceza verilmedi? Gencecik bir çocuktu Kemal, üniversiteye gidiyordu. Ben şikayetçiyim. Kemalimi katleden kişi ceza almayana kadar ben davamdan vazgeçmeyeceğim” diye konuştu.
 
Oğlunu babasız büyüttüğünü dile getiren anne Kurkut, “Babasını kaybettiğinde 4 yaşındaydı, büyüdüğünde hatırlamıyordu. Herkes Newroz’a gidiyor neden vurdular? Katledenler neden ceza almıyor. Ben bu devlete hakkımı helal etmiyorum. Adalet yerini bulsun ki gençler ölmesin. Berkin Elvan, 14 yaşında ekmek almaya gitti ama öldürüldü. Öldürenlere ceza verilmedi. Evlat acısı bu, ben 4 yıldır neler çekiyorum” diye isyan etti. 

'KARINCAYI BİLE İNCİTMEZDİ'

Kurkut’un katledilmesini fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök sayesinde “Canlı bomba” iddialarının çürüdüğünü vurgulayan anne Kurkut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çantasından bir şey çıkmadı, şiir kitabı çıktı. Kemal bir karıncayı incitmezdi. Hayalleri vardı, keman çalıyordu. Kemal masumdur, masum, masum.” (MA)