Kelepçesiz muayene düzenlemesi suç ayrımı yapılmadan eşit ve adil şekilde yapılmalı

“Kelepçesiz muayene” konusunda yapılması beklenen düzenleme ayrımcı temellidir. Sağlık hakkına erişimi engelleyen kelepçeli muayene uygulaması mahpuslar arasında suç ayrımı yapılmadan kaldırılmalıdır.

Google Haberlere Abone ol

Ruken Altun*

Uluslararası belgeler sağlık hakkını en temel hak olan yaşam hakkı çerçevesinde ele almış ve birçok metinde sağlık hakkına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Sağlık hakkının toplumun her kesimine olduğu gibi mahpuslara da eşit bir şekilde uygulanması devletin bir yükümlülüğüdür ve hiçbir şarta bağlı olmadan tüm insanlar için erişilebilir olmak zorundadır. Devletler özgürlüğünden mahrum bırakılan insanların sağlık hakkından faydalanmasını zorlaştıracak uygulamalar yapmamalı aksine bu haktan faydalanabilmeleri için gerekli önlemleri almak zorundadırlar. Mahpusların sağlığa erişememeleri hapishane koşullarının daha çok ağırlaşmasına neden olacaktır. Avrupa Cezaevi Kuralları 102/2 “Özgürlüğünden yoksun bırakılarak hapsetmenin kendisi bir cezadır. Bu nedenle hükümlü mahpuslara uygulanan rejim hapsedilmenin doğasında var olan sıkıntıyı daha da ağırlaştırmamalıdır” der. Mahpusların özgürlüğünden mahrum bırakılarak hapsedilmeleri bir cezalandırma yöntemidir ve hapishanelerde temel insan hakkı olan sağlık hakkına erişememeleri ek cezalandırmadır.  

Kelepçeli muayene konusu Türkiye’de mahpusların sağlığa erişim hakkını engelleyen ve son süreçte sıkça tartışılan bir konu. Bu uygulama etkin tedavi uygulamalarının ortadan kaldırılmasına ve mahpusların tedavi edilme hakkından faydalanamamalarına sebep olmakta. Bir mahpus tedavi edileceği an onun yalnızca insan olarak görülmesi ve en temel hakkı olan sağlık hakkından faydalanması sağlanmalı. Kelepçeli muayene edilme konusunda tartışmalar son zamanlarda artmışken Adalet Bakanlığınca yapılan açıklamada İnfaz Yasası’nda “kelepçesiz muayene” konusunda düzenleme yapılacağı ve ekim ayında Meclis gündemine getirileceği belirtildi. Yapılacak düzenlemede Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında hapishanede bulunan ve cinayet suçunu işleyenlerde, kelepçesiz muayene kararının hekime bırakılmasını öngöreceği ifade edildi. Mahpusların sağlığa erişim hakkından faydalanabilmelerinin önünde engel teşkil eden “kelepçesiz muayene” düzenlemesinde suç ayrımı yapılması ayrımcılık yasağı, eşitlik ilkesi gibi temel ilkelere aykırılık oluşturmakta. Bu yaklaşım siyasi mahpusların ve söz konusu insan öldürme suçunu işleyen mahpusların sağlığa erişim hakkından yararlanmaya çalışan insan olarak görülmedikleri, “suçlu” olarak kodlandıkları ve kriminalize edildikleri, ayrımcı bir tutumun göstergesi. Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları olan Mandela Kuralları infazda eşitliği öngörmektedir ve hasta mahpuslar özelinde yapılan düzenlemede “hukuki statülerine dayalı ayrımcılık olmaksızın” ifadesiyle hasta mahpuslara uygulanacak standart kuralları belirtmiştir. Ancak “kelepçesiz muayene” konusunda yapılması beklenen düzenleme ayrımcı temellidir ve bu kurallara tamamen aykırılık oluşturmaktadır.

‘Hapis Cezası sadece özgürlükten yoksun bırakmayı içerir, hapsetme koşulları asla ek bir cezalandırma olarak kullanılmamalıdır.’ Ancak en temel hak olan ve doğrudan yaşam hakkıyla bağlantılı olan sağlık hakkından faydalanmak isteyen siyasi ve belli suçu işlediği söylenen mahpusların kelepçeli muayene edilmesi mahpusların ikinci kez cezalandırılmaları anlamına gelmektedir.

Tüm bu sebeplerle mahpuslar arasında ayrım yapmadan eşit ve adil yasa düzenlemesi yapılması gerekmektedir ve insan onurunu zedeleyen, mahpusların sağlık hakkına erişimini engelleyen kelepçeli muayene uygulaması mahpuslar arasında suç ayrımı yapılmadan kaldırılmalıdır.

*Av. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Hukuk Sorumlusu