Katar Dünya Kupası Avrupa basınında: ‘İkiyüzlülük dünya şampiyonluğu'

İngiltere takımı FIFA baskısıyla kol bandından vazgeçerken İran’dan gelen eylem de basında kıyaslamalara sebep oldu: ‘’Biz kol bandı konusunda geri adım atarken İran takımı kadınları için direndi."

Google Haberlere Abone ol

Övgü Pınar

ROMA- 20 Kasım’da Katar’da başlayan 2022 FIFA Dünya Kupası, geçen hafta boyunca spor boyutunun dışında türlü tartışma başlıklarıyla Avrupa basınının baş sayfalarında yer aldı. Başta LGBTİQ+ karşıtı ayrımcılık ve göçmen işçilerin sömürülmesi gibi insan hakları ihlalleri nedeniyle Dünya Kupası’nın Katar’da yapılmasına karşı sesler turnuva başladıktan sonra da dinmedi. Alkol yasağından LGBTİQ+ haklarına destek amaçlı kol bantlarının yasaklanmasına, İran milli takımının ülkedeki kadın hakları talepli gösterilere destek için milli marşı söylemeyi reddetmesine kadar bir dizi enstantane futbolla ilgilenmeyenlerin bile gözlerini yeşil sahaya çevirdi.

İngiltere, Galler, Belçika, Hollanda, Almanya, İsviçre ve Danimarka’dan oluşan 7 Avrupa takımının kaptanları maçlara LGBTİQ+ hakları mücadelesine destek amaçlı ‘’One Love’’ yazılı kol bantlarıyla çıkma kararından FIFA’nın sarı kart tehdidi üzerine vazgeçti. Bu gelişme İngiltere’den Daily Mirror gazetesinin 22 Kasım tarihli baş sayfasında şu ifadelerle yer aldı:

‘’FIFA’nın utanç verici OneLove kol bandı yasağı Katar rejiminin gerçek yüzünü gösteriyor.’’

İngiltere, FIFA’nın sarı kart uyarısı nedeniyle 21 Kasım’daki İran karşılaşmasına bu kol bandı olmadan çıktı. Rakipleri İran ise sarı karttan çok daha ağır sonuçlar getirebilecek bir eylemle dikkatleri üzerine çekti. İran milli takımı, ülkede haftalardır devam eden gösterilere destek için milli marşlarını söylemeyi reddetti. İranlı taraftarlar da tribünlerde kadın hareketine destek gösterileri yaptı.

Dünya Kupası 2022 - İranlı futbolseverlerin Masha Amini protestosu 

İngiltere takımı FIFA baskısı nedeniyle kol bandından vazgeçerken İran’dan gelen bu eylem de basında kıyaslamalara sebep oldu. İngiltere’de yayımlanan Metro gazetesi, ‘’Biz kol bandı konusunda geri adım atarken İran takımı kadınları için direndi’’ diye yazdı.

The Guardian da 22 Kasım’da baş sayfasından İran tribünlerinin görüntüsünü yayımlayarak şöyle dedi:

‘’İngiltere daha önce hiçbir Dünya Kupası açılış maçından böylesine keyif almamıştı... Ancak şurası kesin ki bu maç bambaşka bir şeyle hatırlanacak: İranlı oyuncuların, ülkelerinde baskı gören kadınlar ve protestocularla dayanışma amacıyla milli marşı söylemeyi reddetmeleriyle.

Marş, Khalifa Uluslararası Stadyumu'nda çınlarken İranlı oyuncular dudaklarını büzdü, başlarını eğdi ve omuzlarını kenetledi. Onların uzaklara bakışı başka bir şey daha söylüyordu: Kendilerinin ve ailelerinin yakında ağır bir bedel ödeyebileceklerini. Ama yine de devam ettiler... Bir televizyon kamerası tribünlerdeki İranlı bir kadını görüntüledi: Ağlıyordu.’’

ALMANYA’NIN PROTESTOSU ‘ZAYIF’ BULUNDU

23 Kasım’da ise Almanya, Japonya maçına One Love kol bandı olmadan çıksa da konuya ifade özgürlüğü protestosuyla ışık tutmayı seçti. Alman milli takımının sahada elleriyle ağızlarını kapatarak yaptığı protesto ertesi günün gazetelerinin baş sayfalarındaydı.

Bu sene Dünya Kupası’na katılamayan İtalya’da da bu fotoğraf baş sayfalarda yer aldı. La Stampa, Alman milli takımının protestosunu ‘’Sessizliğin çığlığı’’ başlığıyla yayımladı.

Alman basınında ise bu eylemi yetersiz bulan ifadeler göze çarpıyordu.

Bild gazetesi, Japonya’ya 2-1 yenilen Alman takımının ‘’sahada felaket, öncesinde ise zayıf jestler’’ ortaya koyduğunu yazdı.

Der Spiegel de internet sitesindeki bir makalede bu protestoyu eleştirel bir şekilde yorumladı: ‘’Gör, duy ama bir şey söyleme’’ başlıklı yazıda, ‘’Alman milli takımı protesto için ağızlarını kapattı. Bunu farklı bir şekilde de yorumlayabilirsiniz: ‘Çenemizi kapalı tutuyoruz.’ Bu Dünya Kupası için mükemmel bir tanıtım görseli olurdu.’’

Dünya Kupası 2022 - Alman Milli Takımı ifade özgürlüğü protestosu

ORYANTALİZM SUÇLAMALARI

Spor tarihçisi Laurent Grün, Fransız Le Monde gazetesinde 21 Kasım’da yayımlanan makalesinde, Katar’ın ‘’yumuşak gücüne’’ katkıda bulunduğu gerekçesiyle Dünya Kupası’nı boykot etme ihtiyacı hissettiğini söylüyordu. Kadınlara ve azınlıklara ayrımcılık uygulayan bir ülkede, binlerce işçinin ölümüyle lekelenen bir etkinliği protesto etmek istediğini yazan Grün, FIFA’yı da ‘’tek tutkusu milyarlar kazanmak olan’’ bir yapı diye eleştiriyor; şöyle devam ediyordu: ‘’Binlerce Pakistanlı, Filipinli ve Kenyalı işçinin yası ve işçi arkadaşlarının sömürülmesiyle lekelenen bir etkinliği izlemeyi reddediyorum. Şüphesiz onların da birçoğu çocukken hayalini kurdukları bir futbol türünü oynamışlardır.’’

Öte yandan FIFA ve Katar’a yönelik tepkilere karşı eleştiriler de geldi.

Özellikle Orta Doğu medyasında, Katar’a yönelik eleştirilerde ırkçılık ve oryantalizm dozu olduğu şeklindeki yorumlar Avrupa basınına da yansıdı. Alman kamu yayıncısı Deutsche Welle’nin internet sitesinde ‘’Katar’daki Dünya Kupası’na eleştiriler ırkçı mı?’’ başlıklı analizde bu iddialar ele alındı. Makalede şu ifadeler yer aldı:

‘’Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan Katar'a yönelik eleştiriler her geçen gün daha da artıyor. Bu özel spor mega-etkinliğini düzenleyen ilk Orta Doğu ülkesi olan küçük, enerji zengini Körfez ülkesi, göçmen işçilere, LGBTQ topluluğuna ve kadınlara yönelik muamelesinin yanı sıra uluslararası turnuvanın kendisine nasıl verildiğine dair şüpheler nedeniyle kınanıyor. 

Ama aynı zamanda başka bir koronun sesi de giderek yükseliyor. Arapça konuşulan dünyanın hem içinden hem de dışından yorumcular, Katar'ın neden bu kadar sert bir şekilde eleştirildiğini soruyorlar ve bunun siyasi meselelerden çok ırkçılık, oryantalizm ve hatta İslamofobi ile ilgili olduğunu öne sürüyorlar.’’

Dünya Kupası 2022 - Belçika takımının Onelove eylemi

DW’ye konuşan ABD Richmond Üniversitesi hukuk profesörü Andy Spalding, insan hakları konusundaki eleştiriler karşısında Katar’ın iş kanununda değişikliklere gittiğini söyledi ve bu gibi adımların medyada yer almamasını eleştirdi.

Danimarka’da yayımlanan haftalık gazete Weekendavisen de, Katar’daki LGBTİQ+ karşıtı yasalar ‘barbarca’ olsa da FIFA’nın kol bandı yasağının haklı olduğunu savundu. 23 Kasım tarihli ‘’Futbolun özgürlük kükremesi’’ başlıklı yazıda, siyasetin futboldan tamamen uzak tutulması mümkün olmasa da Dünya Kupası’nda futbolcuların bölücü eylemlerden uzak durması gerektiği’’ belirtildi. ‘’Dünya Kupası'nın cazibesi temelde, siyasi ve kültürel farklılıkların ötesinde herkesi bir araya getirebilmesidir’’ denildi.

Alman Der Spiegel ise 25 Kasım’da yayımladığı bir makaleyle Katar ve FIFA’ya yönelik eleştirilerin tutarlılığını sorguladı. ‘’İki yüzlülük dünya şampiyonu’’ başlıklı makalede, ‘’Alman hükümet yetkilileri Katar'a LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) için yalvarırken FIFA'yı Dünya Kupası'nı Katar'a verdiği için eleştirebilir miyiz?’’ diye soruldu.