Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz: Hükümet bu davadan döndü

Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili davanın kapatılmasına ilişkin konuşan nişanlısı Hatice Cengiz, "Alınan karar siyasi bir karardır. Hukuki sürece aykırıdır" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, davanın Suudi Arabistan'a devredilmesiyle ilgili konuştu. Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın davasının kapatılmasıyla ilgili açıklama yapan Cengiz, “Hükümet bu davadan döndü. Ben dönmem” dedi. Cengiz, kararının iptali istemiyle dava açtı. 

Halk TV'den Seyhan Avşar'ın haberine göre, hukuki süreci takip edeceklerini belirten Cengiz, "Mahkemenin verdiği karara itiraz edeceğiz. Bu kararı kabul etmemiz mümkün değildir. Alınan karar siyasi bir karardır. Hukuki sürece aykırıdır. Bizler her şeye rağmen hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Tüm bu yaşananlar hukuki süreçle özdeşleşmiyor. Kabul etmeyeceğiz" diye konuştu.

"Hukuki süreç baltalanmıştır" diyen Cengiz özetle şu ifadeleri kullandı, "Türkiye hükümeti başta bu davayı çok iyi savunuyormuş gibi davrandı. Ben hükümet değilim. Onlar adalet arayışından vazgeçmiş olabilir ama ben vazgeçmeyeceğim. Türkiye’nin bu davadan 180 derece dönmesi büyük hayal kırıklığına uğrattı. Çok üzgünüm."

KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇTI

Bu arada Hatice Cengiz, kararının iptali istemiyle dava açtı. Cengiz'in avukatı Gökmen Başpınar'ın Adalet Bakanlığı aleyhine Ankara 14. İdare Mahkemesinde açtığı davanın dilekçesinde, bakanlığının davanın görüldüğü mahkemeye gönderdiği "olur" yazısı aktarıldı.

AA'nın haberine göre davayı Suudi Arabistan adli makamlarına devreden İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Adalet Bakanlığının "olur"una uyma yükümlülüğü bulunduğu belirtilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:

"İdari işlemin dayanağını oluşturan Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu'nun 'Soruşturmanın veya Kovuşturmanın Yabacı Devlete Devredilmesi' başlıklı 24. maddesi gereği, savcılığın talebiyle kovuşturmanın yabancı devlete devrini Adalet Bakanlığına soran mahkemenin, bakanlığın oluruna uyma yükümlülüğünün bulunduğu şüpheye mahal vermeyecek derecede ortadadır. Fakat devir hakkında merkezi makamların kararlarının salt görüş olarak değerlendirilemeyeceği, devir talep eden adli mercilerin karara karşı çıkma veya karar aleyhine hareket edemeyeceği de şüphesizdir. Bu noktada tarafımızca iptale konu edilen işlemin, idarenin tek yanlı iradesiyle vuku bulan kesin ve yürütülebilir bir işlem olduğu, başkaca bir idari makamın onay ve iznine tabi olmaksızın doğrudan uygulanabilir nitelik taşıdığı ve hukuk düzeninde değişiklik yapacağı da açıktır."

'TÜRKİYE İLE SUUDİ ARABİSTAN ARASINDA ANLAŞMA YOK'

Anayasa'nın 125. maddesindeki, "idarenin her türlü eylem ve işlemlerine yargı yolu açıktır" hükmünün hukuka uygun olması gerektiği belirtilen dilekçede, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında ceza kovuşturmalarının devredilmesine ilişkin herhangi bir sözleşme veya ikili anlaşma bulunmadığı belirtildi.

Adalet Bakanlığı'nın, Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu uyarınca görüş sunduğu bildirilen dilekçede, "Bu aşamada kanun hükmünün yanlış yorumlandığı, öncelikle Suudi Arabistan'da devralınacak bir kovuşturmanın kalmadığı, zira yargılamanın sonlandığı ve bir kısım sanıkların beraat ettiği açıkken yargılamanın yekun olarak devri filen de hukuken de mümkün değildir" denildi.

Suudi Arabistan'da yargılamanın hukuk ilkeleri gözetilerek yapılmadığı ifade edilen dilekçede, Türkiye'de işlenen cinayete ilişkin maddi gerçeğin, Türk yargısının emin ellerinde ortaya çıkması gerektiği kaydedildi.

'YARGILAMA YETKİSİ TÜRK MAKAMLARINA AİTTİR'

Dilekçede, kamu düzenin sağlanması ve vatandaşların idareye olan güveninin korunması için idari işlemlerin hukuk ilkelerine ve kanunlara bağlı olması gerektiği belirtilerek, "Cinayet İstanbul'da işlenmiştir. Soruşturma ve yargılama yetkisi Türk yargı makamlarına aittir. Yargılamanın devrine karar verilmesinin ülkemizin egemenlik haklarını zedeleyeceği tartışmasızdır. İdari işlemlerde maksat daima kamu yararıdır. Ancak bahse konu işlem açıkça kamu yararına aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle davalı idarece verilen idari işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmelidir" denildi. (HABER MERKEZİ)