'Kanal İstanbul'un konut projesi olduğunu duymuş olduk'

İPA Başkanı Resul Emrah Şahan, TOKİ Başkanının İstanbul’da yeni konut alanları açılması açıklamasıyla ilgili, "Merkezi idarenin konut projesi olduğunu en üst mertebede bir yöneticisinden duyduk" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İBB İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Resul Emrah Şahan, TOKİ Başkanı Ömer Bulut’un İstanbul’da bazı yeni konut alanları açılması gerektiğine ilişkin açıklamalarını değerlendirdi. Şahan, TOKİ Başkanı Bulut’un işaret ettiği yerlerin Kanal İstanbul güzergahında olduğunu ve Kanal İstanbul’u referans gösterdiğini söyledi.

Şahan, "Kanal İstanbul aslında hep söylediğimiz gibi İstanbul'un gündeminde olmayan, merkezi idarenin bir konut projesi olduğunu en üst mertebede bir yöneticisinden duymuş olduk" diye konuştu.

Resul Emrah Şahan, şunları söyledi:

“TOKİ Başkanı bundan birkaç gün önce ‘İstanbul'da yeni arsalar üretmemiz gerekiyor yeni araziler üretmemiz gerekiyor. İstanbul'un gelişmesi için yeni konut bölgelerine ihtiyacımız var. Çatalca'ya doğru İstanbul kuzeye doğru ve Batı’ya doğru genişleyecek. Bunun için yeni planlı alanlar üretmemiz gerekiyor’ diye bir açıklaması oldu ve bunu da bunu da yaparken aslında Kanal İstanbul'a biraz referans vererek yaptı. Yani burada Kanal İstanbul güzergahı üzerinde konut bölgeleri açmamız lazım, arsalaşmamız yeni konut bölgeleri üretmemiz lazım diye aslında Kanal İstanbul'un bir konut projesi olduğunu, bir beton projesi olduğuna ilişkin iradeyi bir yönetici olarak koymuş oluyor. Dolayısıyla Kanal İstanbul aslında hep söylediğimiz gibi İstanbul'un gündeminde olmayan, merkezi idarenin bir konut projesi olduğunu en üst mertebede bir yöneticisinden duymuş olduk. 

Sadece bundan yine birkaç gün önce 23 Aralık'ta yapılan bir açıklamada İstanbul'un kentsel dönüşüm yol haritasını Sayın Bakan’ın ve Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı bir perspektifte bazı rakamlar duyduk. Orada hangi rakamlar duyduk? Rezerv yapı alanlarında İstanbul'da önümüzdeki beş yıl 400 bin konut gibi rakam söylendi. Bakın TOKİ'nin sadece TOKİ’nin İstanbul'da 20 yıllık karnesini söylüyorum. 98 bin küsür konut, bunun 60 küsür binini yapmış bitirmiş 30 küsür bini devam ediyor. 20 yıllık karnesi 100 bin konuttur. Ama buradan hareketle bir de şuna geleceğim. 6306 (sayılı Kanun) kullanılarak yani depremle mücadele için yaratılmış yasalar, çıkarılmış yasalar, araçsallaştırılarak İstanbul'da depremle ilgili ilan edilen riskli alan rezerv yapı alanları üzerinden çok ciddi rantlar elde edildi. İstanbullunun hakkı, İstanbullunun rantı İstanbulluya değil, sadece seçilmiş bir avuç Ekrem Başkanımızın dediği gibi gerçekten bir avuç sermayeye teslim edildi. Bugün İstanbul'da makro büyük projeleri incelediğimizde imar artışlarıyla, askeri alanların imara açılmasıyla, kamu alanlarının imara açılmasıyla, yeşil alanların, deprem, toplanma alanlarının, sağlık alanlarının, donatı alanların imara açılmasıyla ve çoğu da yine deprem yasaları araçsallaştırarak yapılan rantın değeri 85 milyar dolar. 

85 milyar dolardan bahsediyoruz. 85 milyar dolar İstanbul'da bütün yapı stoku kötü olan, depremde yıkılması muhtemel olan tüm yapıları yıkıp yeniden yapabileceğimiz bir kaynak demek. İstanbul'un deprem sorunuyla ilgili bütün sorunlarını çözebilecek bir kaynak demek. Dolayısıyla İstanbul'un bu konuyla ilgili merkezi hükümeti tarafından yürütülen film karnesi kötü. İstanbul’da 6306 Yasası kullanarak liste alan ilan edilen alanlara baktığımızda gerçekten zemin açısından yapı açısından, yapı stoğu açısından aslında İstanbul'un gerçek riskli haritasıyla uyuşmayan bir tablo görüyoruz ortada. 

'ŞİŞLİ'NİN KANAL İSTANBUL’U'

Bakın burada bir tane örnek vereceğim. Şişli'den örnek vereceğim daha yeni. Bundan sadece birkaç gün önce rezerv yapı alanı ilan edildi ve tahliyesi yapıldı. Alanın tahliyesi yine merkezi idare tarafından çevik kuvvet tarafından tahliyesi yapıldı boş bir alan. 24 bin metrekare Şişli'nin tam ortasında, merkez mahallesinde belediye binamızın tam karşısında rezerv alanı ilan edildi. Muhtemelen bir plan yapılacak. Bildiğimiz kadarıyla yine 270 bin metrekarelik bir inşaat projesi geliyor buraya bildiğimiz kadarıyla. Bu bile aslında merkezi hükümetin bakanlığın bu yasalarla, bu dönüşüm yasalarıyla merkezde yapmak istediği, tırnak içerisinde merkezin İstanbul'un rantını, konusunun çözümüyle ilgili değil, gerçekten birkaç sermaye grubuna ilişkin çıkar sağlamaya yönelik yürüttüğü politikanın çok basit, net, somut göstergesi. Ben Şişli'deki bu konuyu Şişli'nin Kanal İstanbul’u diyorum. Şişli'de bugün konuştuğumuz önümüzdeki dönemde bunun gerçekten siyasi savunuculuğunu yapacağımız, anlatacağımız konu Şişli'nin göbeğine saplanmış bir hançer olacaktır. 

'İSTANBUL ÇOKLU KRİZ YAŞIYOR'

Şimdi buradan yola çıkarak Kanal İstanbul'un bir beton projesi olduğunu, TOKİ Başkanı’nın biraz önce bahsettiğim açıklamaları aslında çok net bir şekilde anlamış olduk. İstanbullunun bunun farkına varması gerekiyor. İstanbul'un gerçek gündemleri var. İstanbul’un deprem gündemi var. İstanbul'un su krizi var. İstanbul iklim krizi var. Bakın İstanbul'un gıda krizi var. Kanal İstanbul güzergahı içerisindeki tarım arazilerini verimli kullanırsak gerçekten tarım alanı olarak verimli kullanabilirsek çarpan etkisi ile 30 istihdam sağlayabilecek bir yetkiye sahip. Kanal İstanbul projesi dünyada bildiğimiz kadarıyla dünyada bir ilk. Devlet eliyle bir baraj yok ediliyor Kanal İstanbul projesi yapılırsa. Yani bizim bu kadar su kriziyle, iklim kriziyle mücadele ettiğimiz bir yerde böyle bir projeyi bir arsa yaratmak, bir konut yaratmak ve bir beton üzerinden savunmanın siyasi olarak bize getireceklerini İstanbul'a getireceklerini görüyoruz. Çoklu kriz yaşıyor bu şehir. Gerçekten çoklu kriz yaşıyor. Çoklu kriz yaşadığımız bir ortamda biz konuyu sadece bir beton sadece bir metrekare sadece bir arsa özelinde konuşamayız. 

Belediye binamızın hemen önünde, önündeki araziden bahsediyorum. Belediye binamızın hemen arkasının da yine bakanlık eliyle daha önce özel proje alanı ilan edilmiş inşaatı devam eden bir iş var. Hemen önünde de yine rezerv yapı alanı ilan edildi. Bakın rezerv yapı alanı 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulama araçlarından biridir. Yani bu nedir? O bölgede kentsel dönüşümle ilgili, yapı stoğunun dönüşümüyle ilgili, yapı stokunun daha iyileşmesi için depreme, o kentin daha dirençli hale dönüşmesi için olması için yapılan uygulamalardır. Fakat ne için olduğunu bilmiyoruz. Rezerv yapı alanı ilan edildi bir plan yapılacak. Bildiğimiz, duyduğumuz, işittiğimiz çok yüksek katlı 260 bin 270 bin metrekareli bir büyük bir projenin rezidans, AVM vesaire karma projenin geldiği… Bu böyle olmaz. Yani bu kadar yetki karmaşası ile bu kadar sadece o alanı aldık eline onun rantını üç beş müteahhite aktaralım bu böyle yaklaşılamaz artık. Bu konu bitti yani İstanbul bu konuda nefesini tüketti işin açıkçası. Dolayısıyla o proje belediyemizin arkasında devam eden 650 bin metrekarelik diğer proje. Bakın bunların ikisinin toplamı bir milyon metrekare yapıyor. Bir milyon metrekare sadece şöyle bir örnek vereyim. Şişli'de Merkez Mahallesi dediğimiz yoğun bir mahalle, Merkez Mahallesi’nin bütün binaların metrekaresini toplayın dairelerinin bir milyon yüz bin metrekare. Yani bir mahalleyi siz getirip Şişli'nin ortasına koyuyorsunuz. Bunu vatandaşın ve yurttaşın anlayacağı dilden söyleyeyim. Evden çıkıp işinize yarım saatte giderseniz bir saatte. Şu anda yarım saatte dönüyorsanız eve dönüşünüz olur doksan dakika. Yani bu sadece Şişli'nin konusu değil. Bu artık İstanbul'un konusu olur. Ben onun için Şişli'nin Kanal İstanbul’u diyorum oraya gerçekten. İstanbul'da bir Kanal İstanbul gerçeğini ve bir Kanal İstanbul çıkmazını ve bir sür reel hayalini konuşuyorsak orası da Şişli'nin Kanal İstanbul'udur.”