Kanal İstanbul’da ‘gönlü olsun’ keşfi

Kanal İstanbul’un çevre düzenine açılan davanın keşfine katıldık. Keşifte itiraz noktalarının gezilmemesi yönündeki itirazlar dikkat çekti. Sonuçta 45 km’lik projenin keşfi yaklaşık 4 saat sürdü.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Tartışmalı proje Kanal İstanbul’u ve çevresinde kurulmak istenen Yenişehri içeren çevre düzeni planına açılan davanın bilirkişi keşfine katıldık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı temsilcisi keşfin başından itibaren alanın tamamını gezmek istemedi. TEMA Vakfı’nın itiraz noktalarından bazıları atlandı. Bir itiraz noktası ise TEMA Vakfı temsilcisinin ‘gönlü olsun’ diye gezildi. Gazete Duvar keşfi başından sonuna kadar izledi.

TEMA Vakfı, Kanal İstanbul projesi kapsamında kanal çevresinde kurulacak Yenişehri içeren ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan çevre düzeni planına karşı dava açmıştı. Davaya Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı müdahil olmuştu. Planın onaylanmasının ardından üzerinde defalarca değişiklikler yapıldı. Vakıf yeni planın ve uzantısı olan plan değişikliklerinin doğal alanlara vereceği zararı anımsatarak iptalini istiyor. Davanın önceki gün bilirkişi keşfi vardı.

‘2 KEŞİF BİR ARADA’

Bilirkişi keşfi için sabahın erken saatlerinde Mahmutbey’deki İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne gittik. Keşfe katılacak iki bakanlığın da yetkilileri, 5 kişilik bilirkişi heyeti ile TEMA Vakfı yetkilileri mahkeme binası çıkışında hazır bulundu. İlgili mahkeme yetkilileri güzergahla ilgili 2 keşfin birleştirildiğini söyledi. Yani 45 kilometre uzunluğundaki projenin planını içeren keşif için yarım gün ayrılmıştı. Kısa bir süre sonra keşfe katılacak hakim geldi ve taraflarla tanıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı temsilcisi daha keşif başlamadan bütün itiraz noktalarının gezilip gezilmeyeceğini sorarak bunun bir Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) davası olmadığını o yüzden tüm güzergahın gezilmesine gerek olmadığını söyledi. Hakim itiraz noktalarının gezileceğini ifade etti.

‘ATLANAN YERLER VAR’

Konuşmaların ardından araçlarla yola koyulduk. İlk keşiften sonra TEMA Vakfı’nın davacı olduğu Kanal İstanbul davasının bilirkişi keşfine geldi sıra. İkinci keşif sabah saat 10.30 sıralarında başladı. İtiraz noktalarından biri olan tarihi Şamlar Bendi’nin bulunduğu bölgeye gidilmesi beklenirken Sazlıdere Gölü’nün bulunduğu alana gidildi. Hakim, davacı TEMA Vakfı’na bu noktayla ilgili itirazını sordu. Temsilci keşif planını yapamadıklarını bu noktaya gelene kadar atlanılan yerler olduğunu belirterek “Onları görecek miyiz yoksa tutanağa not mu düşeriz” diye sordu. Hakimin atlanılan noktaları sorması üzerine TEMA Vakfı temsilcisi “Küçükçekmece Gölü’nün güneyinde bir demiryolu güzergah değişikliği var. Bu keşif olduğu için yerinde görmemiz gerekiyor. Harita üzerinde zaten bütün alanları görebiliyoruz. O güzergah değişikliği bizim dava konusu ettiğimiz yerlerden biri. Çevremizde gördüğümüz her yer özel proje alanı. Bu alanların daha güneyde başlangıç noktaları olan Şamlar Bendi’nin etrafı, tamamen özel proje alanı. Bunlar da dava konusu. Şu an o noktalardan uzaklaşmış ve kuzeye doğru gelmiş bulunuyoruz. O yüzden bunu dönüşte mi görürüz? İtiraz noktalarının görülmesi gerekiyor” dedi.

‘GÖNLÜ OLSUN’

Atlanılan yerler üzerine yapılan konuşmalar sırasında hakim “Aynı, değiştiren bir şey var mı? Şu anda tarımsal amaçla kullanılan alanlar. Özel proje alanına çevrilmiş” dedi. TEMA Vakfı temsilcisinin itiraz noktalarının görülmesi gerektiği ısrarı üzerine hakim “Buradan geri dönmeyelim o zaman. En son oraya inelim. Vaktimiz kalırsa dönüşte bakarız” dedi. TEMA yetkilisi “O zaman orayı görmeye gerek duymadık diye bunu tutanağa düşer misiniz” diye sordu.

Vakıf yetkilisi, bulunduğumuz noktaya ilişkin itirazını ise şöyle özetledi:

“Buradaki içme suyu alanlarını tehdit ettiği ve tarım alanlarını üzerinde yapılaşma açtığı için daha önce burada bir iptal alınmış. Burası sürekli kentsel dönüşüm alanına açılmak isteniyor. Bu etrafta gördüğünüz her yer mera ve tarım yerleri. Bu plan değişikliğinin neden yapıldığına dair önemli bir gerekçe göremiyoruz. Bu planın kamu yararına aykırı olduğunu düşünüyoruz.”

Bakanlık yetkilisi söz konusu alanlarda deprem kanunu kapsamında yerleşim alanları oluşturulacağını ve söz konusu alanda 3. Havalimanı gibi kamu yatırımlarıyla entegre olacağını anlattı.

Konuşmaların ardından hakimin “Bundan sonraki noktalara gidelim, o dediğiniz yerlere de dönüşte vakit kalırsa bakalım” demesi üzerine vakıf yetkilisinin atlandığını vurguladığı itiraz noktalarının görülmesine gerek olmadığı yönünde itirazlar geldi. Bunun üzerine hakim “Hocam hanımefendinin gönlü olsun” ifadelerini kullandı. Vakıf yetkilisi de “Gönlü olsun diye değil de keşfi usulüne uygun yapalım” dedi. Hakim “Usulüne uygun. Her yeri görmeye çalışıyoruz zaten” diye yanıt verdi.

‘İNEKLER YOLU KESTİ’

Kısa süreli konuşmaların ardından bir sonraki nokta olan Tayakadın köyüne gidildi. Vakıf yetkilisi burada projeyle İstanbul’a eklenecek ilave nüfustan bahsetti. Bakanlık yetkilisi ise şehir içinde deprem riski olan binalarda yaşayan yurttaşların buraya taşınacağını anlattı. Bir sonraki itiraz noktası olan Karaburun, Yeniköy sahiline giderken araçların önünü inekler kesti ve kısa süreli yolda beklendi. Sahile giden ara yollardan geçtik. Manzaramız iri ufaklı tarlalar, meralar ve otlayan ineklerden oluşuyordu. Upuzun Karadeniz kıyısı sahile vardığımızda vakıf yetkilisi özetle şöyle konuştu:

“Burada 38 km boyunca kanaldan çıkacak hafriyatlarla yapılacak bir dolgu alanından bahsediliyor. Bu İstanbul’un içerisindeki riskli yapıların yıkılıp dönüştürülmesi, burada yer gösterilmesi projesi değildir. Burada yeni bir kent oluşturuluyor. 1 milyondan fazla nüfus öngörülüyor. Buradaki mülkiyet değişimlerinden riskli yapısı olan bir vatandaşın burada mülk edindiğini takip edemezsiniz. Buradaki mülkiyet değişimlerinden buraya yeni insanların hatta yurtdışından insanların burada yeni konut aldıklarını takip edebilirsiniz. Burada yeni bir kanal açılıyor ve burada nasıl bir coğrafi dönüşümü nasıl değiştireceğini olacağını öngöremiyoruz. Burada yaşayacak insanlar da risk altında kalabilirler. Bu planın kamu yararına aykırı ve ayrıcalıklı yapılaşma olduğunu düşünüyoruz ve iptalini talep ediyoruz.”

‘4 SAAT SÜRDÜ’

Bakanlık yetkilisi ise “Dava konusu değil ama söylemek isterim. Biz burada yer altı dalgıçlarıyla 4 mevsim tarama yapıp burada endemik türleri tespit ettik. İstanbul’un en önemli içme suyu kaynağı olan Terkos Gölü Karadeniz’le birleşme durumunda. Tuzlu su ile etkileşimi var. Buranın dolguyla güçlendirilmesi gerekiyor. Burası kesinlikle yapılaşmaya kapalı ve sadece dolgu alanı olacak” diye konuştu. Keşif boyunca bakanlık yetkililerinin keşfi erken bitirme konusundaki talepleri dikkat çekti.

Buradaki konuşmaların ardından son olarak Şamlar Köyü’ne gidildi. Burada vakıf yetkilisi Sazlıdere Barajı’nın İstanbul’un içme suyu havzası olduğuna dikkat çekerek “İçme suyu havzasının bütün çevresi özel proje alanı olarak planlanmış durumda. Burada kentsel gelişim görüyoruz. Sazlıdere’yi yok ederek İstanbul’un 25 günlük içme suyunu yok ediyorsunuz ve kentsel gelişime açıyorsunuz. Buranın tamamı içme suyu, tarım alanları ve mera arazileri çevresinde oluşacak 100 bin, 200 bin ya da 300 bin nüfus için koskoca İstanbul’un içme suyu havzasını yok ediyorsunuz. Bilime aykırı bu projenin iptalini talep ediyoruz” dedi. Bakanlık yetkilisi ise Sazlıdere Barajı’nın yakınında yeni bir baraj oluşturulacağını ve Devlet Su İşleri’nin bu konuda çalışmalara devam ettiğini belirterek “Buradaki içme suyu kaynağının yüzde 40’ı karşılanıyor. Şu anda Sazlıdere Barajı İstanbul’daki su kaynağının yüzde 3’ünü karşılıyor tam kapasite çalışırsa” ifadelerini kullandı.

Keşif 14.00 civarı sona erdi ve keşif tutanağı imzalandı. Keşif yaklaşık 4 saat sürdü.