Kadına şiddetin önlenmesine yönelik yeni paket: Zehirli elma şekeri! 

Kadına yönelik şiddete ceza artışı getiren düzenlemenin önümüzdeki hafta Meclis'e gelmesi bekleniyor. Kadın örgütlerine göre sadece ceza artışı kadın cinayetlerini önleyemez, koruyucu tedbirler şart.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı kadına şiddetle mücadelede yeni reformlar içeren "acil yargı paketi” başlığını taşıyan yeni düzenlemenin önümüzdeki hafta Meclis'e sunulması bekleniyor.

‘İYİ HAL İNDİRİMLERİ SOMUTLAŞTIRILACAK’ 

Adalet Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamalara göre, kadına karşı işlenen suçlarda "iyi hâl" indiriminin kapsamı yeniden belirlenecek. Sanığa “kravat taktı, boyun büktü, el bağladı” gerekçeleriyle verilen iyi hal indirimlerinin önüne geçmek amacıyla indirim nedenleri somutlaştırılacak, failde "somut pişmanlık emaresi" aranacak.

‘ISRARLI TAKİP SUÇ OLACAK’

Kadın örgütlerinin uzun süredir ‘suç’ olarak kabul edilmesini talep ettiği ‘ısrarlı takip’ de yeni düzenlemede yer alacak. Ayrı bir suç türü olarak mevzuata alınması öngörülen “ısrarlı takip” durumlarında sanığa, 6 aydan 2 yıla kadar ceza verilmesinin yolu açılacak. Böylece gerekli durumlarda “tutuklama” kararı da verilebilecek. 

Meclis’e sunulacak yargı paketiyle artık bütün kadınlara yönelik “kasten öldürme”, “kasten yaralama” suçları katalog suçlar kapsamına alınarak tutuklamaya konu edilebilecek. 

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEKİ BAZI MADDELERİ BİR YIL SONRA İHDAS ETMEYE ÇALIŞIYORLAR’ 

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, kadına şiddet konusunda atılan bu adımların olumlu olmakla birlikte geçen temmuz ayında çıkılan İstanbul Sözleşmesi’nde var olan konular olduğuna dikkat çekti.  

“İstanbul Sözleşmesi’nin içeriğindeki maddeleri bir yıl sonra ihdas etmeye çalışıyorlar” diyen Güllü,  “Bizde bir laf vardır; 'Allah sevdiği kula önce eşeğini kaybettirip sonra buldurur' diye. Yani kaybın acısını yaşatıp sonra sevindirir. 2011 yılından bu yana bu konuları anlatan ve İstanbul Sözleşmesi’nin içinde var olan bu taleplerin iç hukuka entegresini talep edenlerdenim. Dilimizde tüy bitti ve bu ülkede binlerce kadın öldü. Israrla ve inatla yapmamakta direndiler. Tabii ki iyi ama eksik bir adım” ifadelerini kullandı.

‘ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ TEDBİRLERİ NE ZAMAN KONUŞACAĞIZ’ 

Meclis’e sunulacak yeni düzenlemeyle kadına yönelik şiddet sonrası konuların ele alındığına vurgu yaparak, “Şiddeti önleyici tedbirleri ne zaman konuşacağız” diye soran Güllü, şöyle konuştu: “Özellikle ceza artırmak yerine kadına şiddeti tanımlı suç haline getirsek ve ağırlaştırılmış müebbet cezasında indirim yapılamaz desek olay bitmiştir. Bu alınacak kararlar şiddet sonrasına dair konular. Biz öldürülmeyi ve şiddeti nasıl önleyeceğiz? Yani önleme politikalarını ne zaman konuşacağız? Çocuk istismarı, sığınaklar, zihinsel dönüşüm, kadın istihdamı ne zaman konuşulacak? Kadınla ilgili düzenlemeler, kadın örgütleriyle birlikte yapıldığında sonuç verir.” 

‘KATALOG SUÇLARDA SINIR KALDIRILMALI’ 

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Güllü, öncelikle yapılması gerekenlere ilişkin de şunları söyledi: “Katalog suçlarda sınır kaldırılmalı. İndirim maddelerine bir bent eklenerek, 'Kadın cinayetleri ve istismarda uygulanmaz' denilmeli. Cezalar arttırılmalı cümlesine katılmıyorum. Şiddetin önlenmesine dair adımlar atılmalı diyorum. Ayrıca kadına şiddet uygulamış failler için acık cezaevi kararı verilmemeli, bu haktan yararlanmamalı. Erken yaş evliliğini önleyecek 'Resmi nikâh olmadan dini nikâh yapılamaz' maddesi yeniden yürürlüğe girmeli.”  

İdil Yalçıner Şimşek

‘YENİ DÜZENLEME AMERİKA’YI YENİDEN KEŞFETMEK GİBİ OLUYOR’

Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüsü avukat İdil Yalçıner Şimşek de yeni pakette hayata geçirilmesi planlanan düzenlemelerin İstanbul Sözleşmesi’nde var olan konular olduğunu hatırlattı, "Biz de her zaman İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan ısrarlı takip, kadına yönelik şiddette indirimsiz ceza gibi maddelerin iç hukuka entegre edilmesini talep ettik. Bu yeni düzenleme, Amerika’yı yeniden keşfetmek gibi oluyor aslında” dedi.   

Kadın örgütleri olarak cezalarının artırılmasından önce koruyucu tedbirlerin uygulanmasını talep ettiklerini ifade eden Şimşek’e göre, düzenlemede yer alan maddeler kadın cinayetlerini önlemeye yetmez.

‘KORUYUCU TEDBİRLERİ UYGULAMADAN KADIN CİNAYETLERİNİ NASIL ÖNLEYECEKSİNİZ?’ 

Avukat Şimşek, “Bu ülkede cebinde koruma kararı olmasına rağmen binlerce kadın öldürüldü” ddedi ve şöyle devam etti: “Siz istediğiniz kadar cezaları artırın; koruyucu tedbirleri uygulamadığınız sürece kadın cinayetlerini nasıl önleyeceksiniz? Önemli olan kadınların öldürülmemesini sağlamak. Erkeğin kadını öldürmeyi kendinde hak gören zihniyetinin değiştirilmesi gerekiyor öncelikle. İstanbul Sözleşmesi, önce toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını ülkelere tavsiye eder. Biz toplumsal cinsiyet eşitliğini eğitim müfredatından bile çıkardık. O yüzden ben bu düzenlemeler ile kadın cinayetlerinin önleneceğini düşünmüyorum.” 

‘DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN'

Söz konusu düzenlemenin 'dostlar alışverişte görsün” düzenlemesi olduğunu belirten İdil Yalçıner Şimşek “Adım olarak olumlu değerlendirebilir ama çözüm bu değil. Bunların hepsi İstanbul Sözleşmesi’nde vardı; madem bu düzenlemeleri getirecektiniz sözleşmeden neden çekildiniz? Biz kadın örgütleri olarak İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesini, nafaka hakkına dokunulmamasını ve kadınların öldürülmesini engelleyecek bir zihniyet dönüşümü ile koruyucu tedbirlerin uygulanmasını istiyoruz” diye konuştu. 

Rukiye Leyla Süren

‘ZEHİRLİ ELMA ŞEKERİ’ 

Yeni düzenlemenin kadına yönelik şiddetle mücadelede bir ‘makyaj’ olduğunu ifade eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatlarından Rukiye Leyla Süren ise kadınlarla, kadın örgütleriyle yapılmayan hiçbir düzenlemenin somut çözüm içermeyeceğini söyledi.  

İktidarın son dönemde Medeni Kanun’daki kadınların nafaka hakkına ilişkin yapmayı planladığı düzenlemenin içine ‘zehirli elma şekeri’ olarak bu maddeleri koyduğunu kaydeden Süren, yeni pakette yer alan konularla ilgili görüşlerini şöyle açıkladı: “Kadınlarla ilgili böyle bir düzenleme yapıldığı zaman ne yazık ki hiçbir zaman her gün şiddetle karşı karşıya kalan kadınlar ya da bizler gibi her gün o mahkeme salonlarında kadınların sesi olan örgütler o masada bulunmuyor. Türkiye’de iyi hal indiriminin hangi koşullarda uygulanacağı zaten yasalarda var. Mesele o yasaların uygulanmasında. Ama bu ülkede mahkemeler, sanığı görmeden duruşmadaki iyi halinden dolayı indirim verebiliyor. O yüzden yeni olarak ne getirecekler merak ediyorum.” 

'ISRARLI TAKİP=EZİYET' MADDESİ UYGULANABİLİR

Avukat Rukiye Leyla Süren, pakette yer alacak konulardan ‘ısrarlı takip’ düzenlemesine ilişkin de “Türk Ceza Kanunu’nda ‘eziyet’ maddesi varken, neden alt sınır ceza gerektiren bir maddeye gerek duyuyorlar?” diye sordu.  

Süren, “Getirilecek olan düzenlemede 'Biz uygulamadaki hataları gördük, uygulamaya temas edemiyoruz. Yeni düzenlemelerle uygulamalara temas edeceğiz' mi demek istiyorlar. Bu ülkede Emine Bulut Genelgesi yayınlandı; ama bir taraftan da Emine Bulut’u o gün geri çeviren kolluk kuvvetleriyle ilgili suç duyularında yargılama izni verilmedi. Bunlar samimiyet testidir. O yüzden biz bu düzenlemenin makyaj olduğunu düşünüyoruz” dedi.