Güllü Yılmaz davası başlıyor: İstanbul Sözleşmesi kaldırılmamalı, düzgün uygulanmalı

Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde eşi Can Yılmaz tarafından geçen yıl yakılarak öldürülen 3 çocuk annesi Güllü Yılmaz davasının ilk duruşması yarın Diyarbakır Adliyesi’nde görülecek. Kadın örgütleri dayanışma için şehre gelecek, sanatçı Haluk Levent de sosyal medya üzerinden destek verecek. Yılmaz’ın defalarca eşinden şikayetçi olduğunu söyleyen Avukat Gevriye Atlı "Yargının hızlı ve etkili işlemesi için kadınların ölmesi mi gerekiyor?” diye sordu.

Google Haberlere Abone ol

Deniz Tekin

DİYARBAKIR - Ergani İlçesinde 17 Ekim 2019’da eşi Can Yılmaz’ın üzerine benzin döküp ataşe vererek ölümüne neden olduğu 3 çocuk annesi Güllü Yılmaz cinayeti davasının ilk duruşması yarın Diyarbakır Adliyesi’nde görülecek. Güllü Yılmaz öldürülmeden önceki son bir ayda iki defa eşi tarafından darp edildi, ölümle tehdit edildi, darp raporu alıp şikayetçi olmuş, zanlı da suçu kabul etti. Ancak tüm bunlara rağmen serbest bırakıldı. Son şikayetinden iki hafta sonra ise zanlı Can Yılmaz, eşinin üzerine benzin dökerek yaktı. Güllü Yılmaz ağır yaralı olarak getirildiği hastanede polise, “Kocam beni yaktı. Üzerime benzin döktü” ifadesini verdi. Ağır yaralanan Güllü Yılmaz 12 gün sonra hayatını kaybetti.

SUÇUNU KABUL ETTİ, SERBEST BIRAKILDI

Ölümünden sonra ailesinin avukatlığını üstlenen Gevriye Atlı, öldürülmeden önce defalarca şiddet gören Güllü Yılmaz’ın yaptığı şikâyetlere karşı yargının ne tür tedbir ve işlemler yaptığını araştırdı. Atlı, araştırması sonucunda Yılmaz'ı ölüme götüren ihmaller zinciriyle karşılaştı. İddianamelerde ve mahkeme kararlarında, kadının 17 Ekim tarihinden önce 14 Eylül ve 29 Eylül 2019’da Can Yılmaz’ın sistematik şiddetine maruz kaldığını, boğazına bıçak dayanarak ölümle tehdit edildiği yer aldı. Atlı, “Güllü’nün ilk şikayetini yaptığı 14 Eylül’de sanık tutuklanmış ya da etkili bir koruma kararı verilmiş olsaydı 29 Eylül’de Güllü’nün boğazına bıçak dayayıp ölümle tehdit edemeyecekti” dedi.

Avukat Gevriye Atlı.

Son dönemlerde erkek şiddetine maruz kalan ya da öldürülen kadınların sık sık söylediği, “Niye şikayetimi almıyorsunuz, neden etkili bir önlem ve tedbir almıyorsunuz. Bunun için ölmem mi gerekiyor” sözlerini hatırlatan Atlı, “Yargının hızlı ve etkili işlemesi için kadınların ölmesi mi gerekiyor?” diye sordu.

‘ÖLÜNCE DAVA HIZLI YÜRÜDÜ'

Yargılama sürecine değinen Atlı, “Ben 18 yıllık bir avukatım, meslek hayatımda bu kadar hızlı yürüyen bir yargılamaya rastlamadım. Yargı mercileri, Güllü öldükten sonra hakkında neden etkili bir koruma kararı verilmediğinin üstünü örtmek için yargılamayı hızlandırarak sanığa ceza verdi” tespitinde bulundu.

Atlı, Ergani 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin Güllü Yılmaz öldükten yaklaşık 2 ay sonra sanık Can Yılmaz’ı, kasten yaralama, silahla tehdit ve basit yaralama suçlarından toplam 5 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdığını söyledi. Atlı, mahkemenin yargılamayı hızlandırıp kısa sürede karar vermesinin nedeninin şikayetçi olan kadının ölümü olduğunu vurguladı. Atlı, “Bu ihmaller zincirini ağır ceza dosyasında mahkeme önünde tek tek anlatacağız. Adaletin tecelli etmesi için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!

“İstanbul Sözleşmesi’nin neden kaldırılmaması gerektiğini artık sözle ifade edemeyecek bir noktadayız” diyen Atlı, “İstanbul Sözleşmesi’nin neden gerekli olduğuna verebilecek en net örneklerinden biri de Güllü Yılmaz’ın yaşadıklarıdır. ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ diyoruz. Gerçekten İstanbul Sözleşmesi’nin gerekleri yerine getirilmiş olsaydı Güllü bugün yaşıyor olacaktı” dedi.

Atlı, kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın örgütlerine ve bu konuda duyarlı herkese dayanışma için, 14 Eylül Pazartesi günü saat 10.00’da Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan Güllü Yılmaz davasına destek vermeleri çağrısı yaptı.

.

Avukat Atlı, davaya sahip çıkmak için AHBAP Derneği yöneticilerinin duruşmayı takip edeceklerini söyledi. AHBAP Başkanı sanatçı Haluk Levent'in de, sosyal medya üzerinden destek vereceğini ifade etti.

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi ile birlikte davada yer alacaklarını belirten Atlı, konuya dikkat çekmek için bugün Twitter’da “GüllüYılmazİçinAdalet” hashtagı açacaklarını da sözlerine ekledi.

Ne olmuştu?

17 Ekim 2019 tarihinde Can Yılmaz (35), bir fabrikada işçi olarak çalışan 14 yıllık eşi Güllü Yılmaz (32) ile evde tartıştı. Evin banyosundaki bidonda bulunan benzini kızı D. Yılmaz'ın, eşinin ve kendisinin üzerine döken zanlı, çakmakla eşini ateşe verdi. Alevler içinde kalan Güllü Yılmaz, yanmanın verdiği acıyla kendisini ikinci katta olan evin penceresinden aşağı attı. Ağır yaralanan Yılmaz, çevredekilerin yardımıyla önce Ergani Devlet Hastanesi’ne oradan Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı.

Babasının ateşe verdiği 12 yaşındaki D. Yılmaz’ın ise kollarında üçüncü derecede yanıklar oluştu. Hastanede 12 gün boyunca yaşam mücadelesi veren anne Güllü Yılmaz kurtarılamadı. Zanlı ise ölümden 1 gün önce gözaltına alınarak tutuklandı. Adli Tıp Kurumu raporunda, Güllü Yılmaz'ın ölümünün vücudunun yüzde 50-60’ını tutan 2-3’ncü derecede yanıklar ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği belirtildi.

İddianamede, “Eşe karşı canavarca hisle kasten öldürme”, “Çocuğa ve altsoya karşı canavarca hisle öldürmeye teşebbüs” ile suçlanan zanlının 1 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 20 yıla kadar hapsi isteniyor. Zanlı Can Yılmaz’ın 3 çocuğu da babanı velayet hakkı kaldırılarak korumaya alındı. Ergani Sulh Hukuk Mahkemesi’nin çocuklara bakan anneannelerini vasi olarak ataması bekleniyor.