Kocaeli'de 'İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi' kuruldu

Kocaeli'de kurulan İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi ilk ziyaretini Fatma Kaplan Hürriyet'e yaptı: Kadına yönelik şiddetin ve çocukların cinsel istismarının, çocuk yaşta evliliğin her geçen gün daha da arttığı bir zamanda Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi kabul edilemezdir.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesin'den çekilme yönünde iktidar tarafından başlatılan tartışmanın ardından Kocaeli'de İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi kuruldu. İnisiyatif ilk ziyaretini İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'e gerçekleştirdi.

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'le görüşmede amaçlarını anlatan kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanarak kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi için mücadele edeceklerini belirtti. Kuruluş açıklamasını ziyaretin ardından yapan Kocaeli İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi, önümüzdeki günlerde çeşitli eylem ve etkinliklerle seslerini duyurmaya devam edeceklerini ifade etti.

'BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEK İSTEMİYORUZ'

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi yönünde gelişen gündem üzerine kadınlar olarak kentimizde 'İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi' kurmak amacıyla bir araya geldik. Bizler biliyoruz ki kadın olmak yan yana gelmek ve dayanışmak için en güzel sebep. Oluşturmak istediğimiz inisiyatif ile siyasi partilerden bağımsız olarak sadece İstanbul Sözleşmesi’nin bizim için anlamını ve önemini dile getirmek istiyoruz. Amacımız endişe ile izlediğimiz bu süreçte birlikte mücadele etmek ve mücadeleyi genişletebilmektir. Çünkü artık bir kişi daha eksilmek istemiyoruz.

İstanbul Sözleşmesini genel hatlarıyla özetleyecek olursak:

  • Kadına yönelik şiddetin temelinde yatan toplumsal cinsiyet eşitsizliğine neden olan cinsiyetçi tutum ve davranışları değiştirmeyi hedefleyerek şiddeti önlemek,
  • Danışma merkezi, sığınak, cinsel şiddet kriz merkezi gibi destek mekanizmalarını kurarak şiddet riski altındaki kadınları korumak,
  • Şiddete uğrayan kadın şikâyetten vazgeçse dahi şiddet suçu karşısında faillere gerekli cezaları vermek,
  • Ülke çapında kadına yönelik şiddetle mücadele edebilmek için kurumlar arasında gerekli koordinasyonu kurmaktır.

İstanbul Sözleşmesi’nin öncü niteliği kadına yönelik şiddeti sadece kadınları koruyarak sonlandırılamayacağına, şiddetin önlenebilir olduğuna da dikkat çekmek iken T.C. Devletinin sözleşmeden çekilmesi şiddeti önlemeyeceğinin açıkça ilan edilmesi anlamı taşımaktadır."

Açıklamada ayrıca 2020 yılının ilk 6 ayında 123 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü, 2019 yılında ise, en az 328 kadın kocaları ve eski kocaları tarafından öldürülürken, 630 kadının şiddete, 279 çocuğun cinsel istismara, 51 kadının tecavüze, 232 kadının tacize uğradığı ve 712 kadının da seks işçiliğine zorlandığı ifade edilerek şöyle denildi: "Bu çarpıcı istatistikler bir kere daha gözler önüne sermektedir ki İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın çekilmesi değil uygulanması için mücadele etmek her birimizin sorumluluğu ve görevidir. Hemen her gün medyada yayınlanan şiddete maruz kalan kadınlara ilişkin haberler toplumsal vicdanımızı yaralamaktadır. Kadına yönelik şiddetin ve çocukların cinsel istismarının, çocuk yaşta evliliğin her geçen gün daha da arttığı bir zamanda Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi kabul edilemezdir." (HABER MERKEZİ)