'Şule Çet davası bizim için bir başlangıç'

Şule Çet’in ölümüne ilişkin davanın 3’üncü duruşması 10 Temmuz’da Ankara Adliyesi’nde görülecek. Duruşmaya katılım çağrısı yapan ‘Şule Çet İçin Adalet Komisyonu’ndan Neslihan Duran, “Katillerin hak ettikleri cezaları almaları için adliye koridorlarında olacağız. Şule Çet davası emsal bir dava olacak. Kazandığımız zaman, kadın yanlı bir adalet sistemi oluşturabilmek için büyük bir adım atmış olacağız” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Şule Çet’in geçen yıl Ankara’da bir plazanın 20’nci katından atılarak hayatını kaybettiği iddiasıyla açılan davanın üçüncü duruşması 10 Temmuz Çarşamba günü saat 10.00’da Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Üçüncü duruşmada Şule Çet’in telefon kayıtları, psikolojik durumuna ilişkin raporlar, Adli Tıp ve mahkeme tarafından geçen ay yapılan olay yeri keşfinin bilirkişi raporunun mahkemeye sunulması bekleniyor.

‘O İTHAMLARDA BULUNURKEN TÜM KADINLARA SALDIRDILAR’

İntihar dosyası olarak başlayan sonrasında cinayet yargılamasına dönüşen dava öncesi kadınlar, Ankara’nın dört bir yanını afişlerle donattılar. Çet’in yaşamını yetirdiği plazanın önünde, sokaklarda açıklama yapan ‘Şule Çet İçin Adalet Komisyonu’ndan Neslihan Duran üçüncü duruşma öncesi sorularımızı yanıtladı:

Şule Çet İçin Adalet Komisyonu’ndan Neslihan Duran, Çet davasının emsal niteliğinde olacağını söyledi.

İlk iki duruşmayı da takip ettiniz. İkinci duruşmada sanıklardan Çağatay Aksu, Şule Çet’in babasına “Kızına sahip çıksaydın” dedi ve çok tepki topladı. Duruşmayı izleyen bir kadın olarak siz o mahkeme salonunda ne hissettiniz?

Bu duruşmalarda yaşamlarımıza, nasıl yaşadığımıza karışanlar, nasıl hareket etmemiz gerektiğini söyleyenler yine oradaydı. “O saatte orada ne işi vardı”, “Kızına sahip çıksaydın” o zaman demek bizim yaşamımıza direkt saldırıydı. O ithamlarda bulunurken tüm kadınlara saldırdılar. Bu kadınların öfkesini çok arttırdı. “Gece sokağa çıkamazsın, eğer patronun evine gidersen bunun altında başka bir iş vardır” algısı yaratılmaya çalışıldı. Şule o gün üniversite öğrencisiydi ve yaşamını sürdürmek zorundaydı. Ona verilmeyen maaşı almak için o eve gitti. Biz bu ülkede ekonomik krizin içerisinde yaşamak zorunda olan kadınlarız. Doğal olarak bunu görmeden başka bir tarafa çekilmeye çalışıldı. Birçok kadında ve bende de öfke daha da yükseldi. Bu yüzden üçüncü duruşmaya daha net adımlarla gidiyoruz. Bu öfkenin sağlamlığına dayanıyoruz.

‘KADIN YANLI ADALET SİSTEMİ İÇİN BÜYÜK BİR ADIM’

İntihar soruşturması olarak başlayan bu süreç cinayet davasına dönüştü. Bu süreçte Şule Çet ismi simge oldu. Bundan sonraki olası davaları Şule Çet nasıl etkileyecek?

Şule Çet davası emsal bir dava olacak. Kazanacağımızı da biliyoruz. Önümüzde emsal olarak duracak ve geri döndüğümüzde Şule Çet’te böyle bir şey başardık diyeceğiz. Diğer kadın katliamları davalarında da Şule Çet davasındaki kazanımlarımızla hareket edeceğiz. Eğer Nevin Yıldırım da tahliyesi olsaydı bizim için bir emsal olacaktı. Maalesef ki erkek adalet böyle işlemiyor ve her zaman bizi yargılamaya devam edecek. Şule Çet davasını kazandığımız zaman, kadın yanlı bir adalet sistemi oluşturabilmek için büyük bir adım atmış olacağız. Şule bizim için bir başlangıç. Her katledilen kadın bizim için bir öznedir ve bir yol göstericidir. Tüm katledilen kadınlar için ve katledilme ihtimali olan tüm kadınlar için mücadele edeceğiz.

‘SİZİN SAYENİDE BİZ DE KAZANACAĞIZ’

Bu süreçte afişleme yapıyorsunuz ve Çet davasını duyurmaya çalışıyorsunuz. 2019 yılında hâlâ bu çaba içerisinde olmak size ne hissettiriyor?

Biz dün de Ankara’da afiş yapıştırıyorduk ve Şule için hazırladığımız bülteni dağıtıyorduk. Bunları dağıtırken kadınlar bizlere, “Sizler çok iyi bir şey yapıyorsunuz ve kazanacağınıza inanıyoruz. Sizin sayenizde biz de kazanacağız” dediler. Bunun her birimiz için müthiş bir motivasyon olduğunu söyleyebilirim. Bazen bir afiş bazen bir bülten oluyor ama Ankara’da yaptığımız bu afişlemelerle hiç olayı bilmeden Şule’nin duruşmasına gelen kadınları gördük. Kendi elleriyle hazırladıkları dövizlerle mahkeme koridorlarını doldurdular. Hepsi aynı şey için geliyorlardı. Hepsinin öfkesi aynıydı ve “Biz katledilmek değil yaşamak istiyoruz” diyorlardı.

‘KATİLLERİN YARGILANMASINI İSTEYECEĞİZ’

‘Şule Çet İçin Adalet Komisyonu’nun üçüncü duruşma öncesi çağrısı nedir?

Bu davanın takibine ilk başladığımızda kadın adaletini sağlamak için ortaya çıkmıştık. Şule’nin nezdinde katledilen tüm kadınlar için adliye koridorlarında, sokaklarda, kampüslerde sesimizi yükseltmiştik. Şule’nin yaşadığı olay çok bizden ve hepsi bizim hikayemizden bir parçasıydı. Kurduğumuz bu kadın dayanışması sayesinde kazanacağımıza inanıyoruz. Adli Tıp ve savcıya geri adım attıran, tecavüzün meşrulaştırılmasına izin vermeyen kadınlarız. Bu üçüncü duruşmada da kesinlikle katillerin net bir şekilde yargılanmasını isteyeceğiz. Katillerin hak ettikleri cezaları almaları için adliye koridorlarında olacağız.