Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu: Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle İstanbul'da yapılan eylemde, kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri için etkin kovuşturma ve soruşturma yapılması ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması talep edildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamak için kadınlarla bir araya geldi. İstanbul'da Beşiktaş İskele Meydanı’nda düzenlenen eylemde “Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız" pankartı açıldı.

Çok sayıda kadının bir araya geldiği eylemde, “Yaşam hakkımızı alacağız”, “Adalet bizim susmayacağız”, “Yasayı uygula kadını yaşat”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganları atıldı.

GÜLSÜM KAV: ETKİN KOVUŞTURMA YAPILSIN

Eylemde, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, bir konuşma yaptı. Konuşmasına LGBTİ+’ları selamlayarak başlayan Kav, LGBTİ+’ların hedef gösterilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi ve şöyle devam etti:

“Şimdi size yoksunuz diyorlarmış. Bir zamanlar kadın cinayetleri de yok diyorlardı. Kadın cinayeti diye özel bir kavram yok diye bize resmi makamlardan yazılar geliyordu. Şimdi aynı resmi makamlar kadın cinayeti rakamları yayınlıyor değil mi? Bu 10 senelik mücadelemizde işte bunu nasıl başardıysak LGBTİ+ arkadaşlarımızın da bu memlekette ve dünyada neler yaşadığını anlatan o raporları da birlikte yayınlatacağız. Sizin varlığınızın kabul edilip teslim edildiğini görmeden durmak yok arkadaşlar.”

Kav, kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri için etkin kovuşturma ve soruşturma yapılması gerektiğini vurguladı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav

'EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAYAN KADINLARA TAHAMMÜLLERİ YOK'

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise konuşmasına farklı yaşlardan, farklı görüşlerden ve farklı cinsel yönelimlerden kadınların bir arada aynı meydanda buluştuğunu vurgulayarak başladı. Ataselim, şöyle konuştu:

“Eşit ve özgür yaşayan, dik duran kadınlara tahammülleri yok. Bu yüzden 6284’ün altını boşaltmaya İstanbul Sözleşmesi’ni seçim malzemesi yapmaya çalışıyorlar. Kadınların hayatını pazarlık konusu yaptırmayacağız."

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim

Ataselim, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’na da değindi. Kadına yönelik şiddetle ilgili maddelerin yer aldığı planın takipçisi olacaklarını ifade ederek şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanı, ‘6284 çok etkin bir yasa, kadın cinayetleriyle ilgili özel soruşturma büroları kuracağız, eski eşe karşı işlenen suçları ağırlaştırma sebebi yapacağız’ dedi. İstanbul Sözleşmesi’ni ağzına almadı, bunun farkındayız. Ama hiç kimse bunları mücadelemizle Cumhurbaşkanı’na söylettiğimizi yadsımasın.  Cumhurbaşkanı her ne dediyse, hepsini birer birer uygulatmak üzere peşinde olalım. O savcılıklarda soracağız, ‘Nerede özel soruşturma büroları?’ diye, o karakollarda soracağız ‘6284’ü neden uygulamıyorsunuz?’ diye, kadın eski kocası tarafından şiddete uğradığında o mahkemelerde soracağız ‘Neden indirim uyguluyorsun?’ diye. 

‘YAVRUM KESİNLİKLE İNTİHAR ETMEZDİ’

Üç yıl önce şüpheli şekilde hayatını kaybeden Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım da eyleme katılanlar arasındaydı. Yıldırım, “Kapatıldı yavrumun dosyası, neye uğradığımızı anlayamadık. Yavrum kesinlikle intihar etmezdi, bunu da biliyoruz. Adalet istiyoruz. Etkin soruşturma yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.

‘DİRENİŞİN SÜSÜ DEĞİLİZ, DİRENİŞİN KENDİSİYİZ’

Üniversite Kadın Meclisleri’nden Ebru Batur’un gündeminde ise Boğaziçi’ne atanan kayyum rektör vardı. Batur, konuşmasında şu ifadelere yer verdi. “2021 yılına beş üniversiteye hukuksuzca atanan kayyumlarla giriş yaptık. Biz bu kayyumlara karşı bütün üniversitelerde tam 60 gündür direnişimize devam ediyoruz. Bizler genç kadınlar olarak da LGBTİ+’lar olarak da hiçbir zaman bu direnişin süslü, rengi olmadık. Biz bu direnişlerin eylemlerin ta kendisi, öznesi olduk. Bütün kayyumlar gidene dek, bütün arkadaşlarımız serbest bırakılana dek direnişimiz sürecek. Biliyorsunuz şu anda 8 öğrenci tutuklu, 25 arkadaşımız ev hapsinde. Yetkililere sormak isterim: Siz öğrencileri tutuklama, ev hapsine alma, yüzlercesini gözaltına alma kararını 24 saatten az sürede aldınız. Madem bu kadar gücünüz vardı, madem bu çarklar böyle tıkır tıkır işliyor o zaman Aleyna Çakır soruşturmasında DNA örneği almak için neden aylarca beklediniz?”