Kaboğlu: Basın özgürlüğü sürekli baskı altında tutuluyor

CHP'li İbrahim Kaboğlu, 'sosyal medya yasa tasarısı'nı "Gelecek seçimleri güvence altına alırız kaygısıyla yapılan bir düzenleme" olarak nitelendirdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Meclis'e sunulan ve bugün Genel Kurul'da görüşmeleri başlayan 'sosyal medya yasa tasarısı' üzerine açıklamalarda bulundu.

ANKA'nın haberine göre, Kaboğlu, "Geçen nisan ayında 7393 sayılı yasayla AKP ve MHP koalisyonu Seçim Kanunu’nda değişiklik yaptı. Ve seçimleri nasıl kazanırız sorusuna yanıt arayışını dile getiren bir yasaydı. Bu yasa demokratik siyaset alanını nasıl daraltırız ve toplumu nasıl sönümlendiririz sorularına yanıt arayan bir yasa. Gelecek seçimleri güvence altına alırız kaygısıyla yapılan bir düzenlemedir” dedi.

 

'BASIN İLAN KURUMU'NUN NE DENLİ KEYFİ DAVRANDIĞINI BİLMEKTEYİZ'

Kanun teklifinin Anayasa’ya çok yönlü olarak aykırı olduğunu ifade eden Kaboğlu, "İki yıl önce yürürlüğe konulan internet ortamında yapılan yayınlara ilişkin 7352 sayılı yasanın getirdiği ve götürdüğü konusunda etki analizi bile yapılmadan aynı konuda düzenleme yapılması sakıncalı. Neden bu yasa sakıncalı? Türkiye’de bilindiği gibi düşünce ve ifade özgürlüğü sorunumuz var. Düşünce ve ifadelerin siyasal boyutu açısından çok ciddi sorunlar var. Basın özgürlüğü sürekli baskı altında tutuluyor. Anayasa’nın güvencelerine uyulmadan basın özgürlüğü baskı altına alınıyor” diye konuştu.

Kaboğlu, teklif ile birlikte keyfi uygulamaların olabileceğine dikkat çekerken, “Kurumsal açıdan bunların başında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı geliyor. Basın kartı konusunda başlıca yetkili organ olarak. Bunların başında yine Basın İlan Kurumu geliyor. Bugünkü yapısı ile bile Basın İlan Kurumu'nun ne denli öznel, keyfi davrandığını bilmekteyiz” ifadelerini kullandı.

 

'HUKUKA TAMAMEN YABANCIDIR'

Teklifin İletişim Başkanlığı ve Basın İlan Kurumu’na yetkilerini artırdığını söyleyen Kaboğlu, “Buna çok daha fazla yetkiler veriliyor. Bu kurumlara yönetmelik çıkartma yetkisi verilmekte. Ama bütün bunların ötesinde hepsi kurumsal açıdan olsun içerik açısından olsun bu düzenlemelerin yanı sıra bir de 29’uncu madde var ki gerçeğe aykırı bilgi yaymak; halkı endişeye ve kaygıya sürükleyecek gerçeğe aykırı bilgi işte bu tam belki de bu yasanın düğümlendiği yer oluyor. Çünkü bu o denli öznel o denli kişisel değerlendirmelere bağlı ki TÜİK tarafından ilan edilen enflasyon sayısının doğru olup olmadığına dair beyan etmeniz bile bir iktisat profesörü sıfatıyla sizin başına dert açabilir. Böyle bir düzenleme olamaz. Hukuka tamamen yabancıdır” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)