Jennifer Clement’in 'Dul Bayan Basquiat' kitabından tadımlık bölüm

Jean-Michel Basquait’nın Suzanne Mallouk'la ilişkisi özelinde yeni bir portre yazan Jennifer Clement'in 'Dul Bayan Basquiat' kitabından tadımlık bir bölümü sizlerle paylaşıyoruz.

Google Haberlere Abone ol

Jennifer Clement

Jean-Michel asla kitap okumuyor. Mitoloji, tarih ve anatomi kitapları topluyor, bir de çizgi roman ve gazete. Onu çarpan sözcükleri arayıp resimlerine koyuyor. Suzanne’in söylediği şeyleri dinliyor ve onları çizimlerine yerleştiriyor. Televizyona kulak veriyor. Bir gün, “Suzanne,” diyor, “artık neredeyse ünlü bir ressam sayılırım ama çizim yapmayı bilmiyorum. Kaygılanmalı mıyım sence?” 

Suzanne, “Kendi kendine çizim öğrenirsen sorun kalmaz,” diye yanıtlıyor. O gün, daha sonra, Jean-Michel eve “çizim Nasıl Yapılır” kitaplarıyla dönüyor: At çizimi, çiçek çizimi, Manzara çizimi, vesaire. Eğleniyor. Kitapları gülünç buluyor ve bazı çizimleri kopya ettiği birkaç resim yapıyor. Jean her zaman uyuşturucu kullandı, hiç ara vermedi. Avrupa’ya, Japonya’ya ya da yeni bir yere gittiğinde birkaç saat içinde istediğini nereden bulacağını öğrenirdi. Bir tür radarı vardı sanki. Bir keresinde beni almak için Kanada’ya geldi, beş dakika sonra kardeşimin motoruyla uyuşturucu sa- tın almaya gidiyordu.

Dul Bayan Basquiat - Bir Aşk Hikayesi, Jennifer Clement
Çeviri: Avi Pardo, Siren Yayınları, 168 syf., 2022.

Bir diğer ilgi alanı da kızlardı, kadınlar. Severdi kadınları. Seksi severdi. Her zaman bir sürü kadınla birlikte olurdu. Crosby’deki dairesinde oturduğum birkaç ay dışında bana hiç sadık kalmadı. Pek çok farklı kadınla ilişkisi vardı. Fakat çabuk sıkılırdı. Onun için gerçekten özel olup olmadığımdan bu yüzden emin olamıyordum. Bazen hâlâ emin olamıyorum. Başkaları bana onun için özel olduğumu söylüyorlar. Jean bir keresinde bana hayatında bir tek beni ve Jennifer Goode’u sevdiğini söylemişti. Böyle kabullenmiştim ben de bunu.

Fakat asıl ilgi alanı müzikti. Caza bayılıyordu. Max Roach, Charlie Parker, Miles Davis vs. Crosby’deki dairede bunları dinlerdi. Great Jones’daki daireye taşındığında klasik müziğe ilgi duymaya başladı. (Andy Warhol etkisiyle sanıyorum). Deneysel müzik yapmayı seviyordu. Yapımcılığını üstlendiği bir plak bile çıkardı, kendi cebinden. Bir rap plağıydı, K Rob ve Rammellzee gibi rapçilerle birlikte. Siyah üzerine beyaz plak kapağını da kendi çizdi. Bin adet basmıştı sanıyorum. Bende bir tane vardı, nasılsa bir tane daha alırım diye düşünerek birine hediye ettim ama almadım. Resimlerinin ardında yatan esin kaynağı caz müzisyenleriydi, kendini onlara yakın hissederdi.

Erken dönem caz müzisyenlerinin pek çoğu, tabii ki, çaldıkları otellerin ve gece kulüplerinin ön kapılarından giremiyorlardı, arka kapıdan ya da mutfaktan girmek zorundaydılar ve sanıyorum Jean bunu beyaz sanat dünyasında kendi yerine dair bir metafor olarak görüyordu. O, beyaz sanat dünyasına daha önce hiçbir siyahın yapamadığı bir şekilde dalmıştı.