İzmir'deki İstanbul Sözleşmesi protestosuna polis engeli

İzmir'de Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını protesto eden kadınlara polis izin vermedi. Biber gazı kullanan polisler kadınları darp etti.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İstanbul Sözleşmesi İzmir Kampanya Grubu'nun çağrısı ile bir araya gelen kadınlar, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı kararıyla çekilmesini protesto etmek için Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde toplandı.

Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde “Haklarımızdan hayatlarımızdan İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyiz” yazılı pankart taşıyarak, “Sözleşme bizim vazgeçmiyoruz”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” ve “Çocuk istismarını aklatmayacağız” sloganları atan kadınlar, polis ablukası ile karşı karşıya kaldı.

Polis ablukasına “Kadınlara değil katillere barikat” sloganları ile tepki gösteren kadınlara karşı polis biber gazı kullandı. Polis ara sokaklara barikat kurarken, ara sokaklara dağılan bazı kadınlar darp edildi.

Öte yandan eylemi takip eden bazı gazeteciler polis tarafından durdurularak GBT yapıldı. 

Polis müdahalesinin ardından barikatı aşan kadınlar Alsancak Vapur İskelesi önüne giderek eylemlerini sürdürdü. Sık sık “Geceler de bizim sokaklarda” ve “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” sloganları atan kadınlar, erkekler tarafından katledilen kadınları andı.

Kadınlar yaptıkları açıklamada, Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile uluslararası sözleşmeleri sona erdirme yetkisinin Cumhurbaşkanına verilmesi öngörülmüş olsa da Anayasanın 104. maddesi uyarınca yasama yetkisine ilişkin konularda ve temel hak ve özgürlükler hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi düzenlenemeyeceğini hatırlattı.

'HUKUKSUZ GİRİŞİMLERİ TANIMAYACAĞIZ'

Bu hukuksuz kararın ardından barolar, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, kadın örgütleri, LGBTİ+ örgütleri ve bireysel olarak birçok kişinin Danıştay’a yürütmeyi durdurma davası açtığını belirten kadınlar, Danıştay'ın 29 Haziran’da yürütmeyi durdurma davasına ret cevabı verdiğini söyledi. İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırmaya yönelik hukuksuz girişimlere karşı mücadeleyi sürdüreceklerini ifade eden kadınlar, "Siz İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı alsanız da Danıştay yürütmeyi durdurmasa da bizler İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaya yönelik hukuksuz girişimleri tanımayacağız ve 1 Temmuz’dan sonra da İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye belirtti.



'SÖZLEŞMEYİ KALDIRMAK SUÇA ZEMİN HAZIRLAMAK DEMEKTİR'

“Şiddetin, kadın katliamının, tecavüz ve tacizlerin artarak sürdüğü, kadına karşı tüm şiddet biçimlerinin sıradanlaştırıldığı, LGBTİ+’ların sistematik olarak hedef gösterildiği, şiddete ve sistematik ayrımcılığa maruz bırakıldığı bir ortamda sözleşmeyi kaldırmak tüm bu suçlara zemin hazırlamak ve izin vermek demektir” ifadelerini kullanan kadınlar, AK Parti hükümetinin iktidara geldiği günden beri bu olayların giderek arttığına dikkat çekti. 2003’te öldürülen kadın sayısı 83 iken, 2020’de öldürülen kadın sayısının 300 olduğuna dikkat çeken kadınlar, 2021 yılının ilk 6 ayında ise 185 kadın öldürüldüğünü söyledi.

Kadınlar, “Her gün neredeyse bir kadının katledildiği ülkemizde bizler hayatta kalabilmek için mücadele ederken, ülkeyi yönetenler 6284 sayılı kanunu etkin olarak uygulamadığı gibi İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı alarak kadın ve LGBTİ+’ lara karşı düşmanlığını açıkça ortaya koymaktan çekinmedi” diye kaydetti.



'EĞER SÖZLEŞME UYGULANSAYDI İSTİSMAR FAİLLERİ CEZASIZ KALMAYACAKTI'

Son olarak ortaya çıkan ve kamuoyunda tepkilere neden olan Elmalı Davası'na da değinen kadınlar, “Elmalı'da 7 yaşındaki kız çocuğu ile 10 yaşındaki ağabeyinin öz annelerinin onayı ile çocukların cinsel istismar ve fiziksel şiddete maruz bırakılmaları ve çocukların istismarı anlatmalarının ardından adli tıbbın da doğrulamasına rağmen anne ve üvey baba yargı tarafından alınan kan dondurucu bir kararla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu durum İstanbul Sözleşmesi’nin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Eğer İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı çocuklara yönelik cinsel istismar failleri tutuklu yargılanacak ve cezasız kalmayacaktı” ifadelerini kullandı.

'DENİZ POYRAZ'IN İSYANIYLA BURADAYIZ'

Devletin yetişkin kadınları, LGBTİ+’ları ve hatta çocukları dahi korumadığının altını çizen kadınlar, tüm bu şiddet, istismar, yıkım ve ölüm karşısında İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacaklarını vurguladı. Kadınlar, açıklamalarında son olarak şunları söyledi: "Tüm bu kirli ilişkiler, cinayetler ortaya serilirken sermayedarlardan hükümet temsilcilerine, bürokratlara, emniyet ve yargı mensuplarına, medyaya kadar yayılan bu çürümüşlük içinde kimse hele kadınlar, LGBTİ+’lar ve çocuklar asla güvende olamaz biliyoruz. Bu nedenle barış, demokrasi, eşitlik mücadelesinden de İstanbul Sözleşmesi’nden de vazgeçmeyeceğiz. Çürümüş düzenin ayakta kalma çabası olarak toplumu kutuplaştırmaya, sindirmeye, hak talep edeni ezmeye dönük nefret saçan kirli politikalarınız Deniz Poyraz kız kardeşimizin katledilmesine neden oldu. Deniz Poyraz’ın isyanıyla buradayız. Gökkuşağının bütün renkleriyle buradayız.” (DUVAR)