İzmir Uluslararası Mülteci Film Festivali başlıyor

3 Ekim'de başlayacak 3'üncü İzmir Uluslararası Mülteci Film Festivali'nde 25 ülkeden kısa, orta ve uzun metrajlı kurmaca, belgesel ve animasyon film 5 gün boyunca Institut Français’te gösterilecek.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Halkların Köprüsü Derneği tarafından üçüncüsü düzenlenen İzmir Uluslararası Mülteci Film Festivali 3-8 Ekim 2023 tarihleri arasında Fransız Kültür Merkezi’nde izleyicilerle buluşacak. Film gösterimlerinin yanı sıra sergi ve söyleşilerin de yapılacağı festivalde, mülteci olmanın yanı sıra aynı zamanda kadın veya LGBTİ+ bireyler olarak mültecilerin yaşadıkları zorlukları anlatan filmler de yer alıyor. Festival; önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da İzmir Büyükşehir Belediyesi, Fransız Kültür Merkezi, Goethe Enstitüsü ve Gazete Duvar’ın desteği ile Halkların Köprüsü Derneği üye ve gönüllülerinin kolektif, gönüllü emeği ile hayata geçiriliyor.

Festivalin film seçkisinde yine dünyanın dört bir yanından mültecilerin hikayeleri anlatılıyor. 25 değişik ülkede çekilmiş 43 filmden oluşan seçkide; kısa, orta ve uzun metrajlı kurmaca, belgesel ve animasyon filmler 5 gün boyunca Institut Français’te gösterilecek. Önceki festivallerde olduğu gibi, bu sene de filmlerin yönetmen ve oyuncularıyla söyleşiler gerçekleştirilecek.

‘HALKLARIN KÖPRÜSÜ KAMUSAL DOSTLUĞU YEŞERTMEYE ÇALIŞTI’

Festivalin tanıtım bülteninde, “2014 yılında, asıl olarak halklar arasında eşitlik, adalet ve özgürlük temelinde kamusal dostluk ve dayanışma sağlamak üzere kurulan Halkların Köprüsü Derneği, Türkiye’nin büyük bir mülteci göçü ile karşılaşması ve İzmir’in Avrupa’ya kitlesel geçiş merkezi haline gelmesi nedeniyle mültecilerle ilgili çalışmalar yapmaya başladı. O günden bu yana karşısına çıkan, ulaşabildiği ya da kendisine ulaşan her bir mülteci ile dayanışma içerisinde oldu ve hiçbir mülteciye arkasını dönmedi. Halkların Köprüsü Derneği, toplumda filizlenen ve giderek büyüyen birbirinden nefretin, ötekine karşı duyulan korkunun ve yalnızlaşmanın üstesinden gelmeyi faaliyetlerinin temel hedefi haline koydu. Çatışma gütmeyen, ötekine karşı konumlanmayan dostça bir siyaseti, dostça bir yaşamı; kamusal dostluğu yeşertmeye çalıştı. Festival de bu dostluğu inşa etmenin ve her geçen gün artan ırkçılık ve nefret söylemi ile mücadelenin bir parçası oldu” ifadelerine yer verildi.

‘BARIŞÇIL BİR GELECEK UMUDUYLA HERKESİ FESTİVALE DAVET EDİYORUZ’

Tanıtım bülteninde son olarak şu ifadelere yer verildi:

“Programda, mülteci olmanın yanı sıra aynı zamanda kadın veya LGBTİ+ bireyler olarak mültecilerin yaşadıkları zorlukları anlatan filmler de yer alıyor. Mülteci olarak yaşamanın zaten oldukça zor olduğu bir dünyada, kadın mültecilerin, LGBTİ+ mültecilerin yaşadıkları zorluklar katlanıyor. Seçkide bu sorunlara dikkat çeken, kadınların ve LGBTİ+’ların sorunlarını görünür kılan filmler bu açıdan önem kazanıyor. Gerek politik gerek ekonomik sebeplerle göç eden gerekse etnik ve kültürel baskılar nedeniyle göçe zorlanan insanların hikayelerine odaklanan bu filmlerin tüm insanlığın empati duygularını geliştirmesi ve daha barışçıl bir gelecek umuduyla herkesi festivalimize davet ediyoruz.”

“Biz ilk değiliz,
Son da olmayacağız,
Kaldı ki en çok acı çekenler de değiliz.
Sakinlerinin döngüler halinde hareket etmeye devam ettiği
Bir dünya oluşturuyoruz.
Bazen aptallıktan dolayı,
Bazen hoşnutsuzluktan,
Kimi zaman ise
Enkaz ve bombalar arasında,
Çok fazla acı olduğu için.
Zamanın başlangıcından beri hareket halindeyiz,
Saygın bir yaşam bulmak için.”
Johanna Aguilar – Venezuelalı Kadın Şair – Göçmen
Nos Vemos Pronto (Yön: Andrew Kirschenbaum) (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)