İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri: Barış için mücadele etmeye devam edeceğiz

1 Eylül Dünya Barış Günü'nde İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, dünyada ve bölgede devam eden savaşlara dikkat çekerek, 'Barışın hiçbir zaman olmadığı kadar yüksek bir sesle haykırılmasını' istedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi. Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen açıklamaya çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. “Savaşlara karşı barışa ses ver" yazılı pankart taşınan açıklamada sık sık "Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı. Açıklama Praksis Müzik Grubu'nun ezgileriyle başladı.

'DÜNYA HALKLARI 1 EYLÜL'E BARIŞA SUSAMIŞ OLARAK GİRDİ'

Ardından grup adına açıklama yapan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Hitler faşizminin 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek ikinci dünya savaşını başlattığı tarih olan 1 Eylül'ün, barış içinde bir dünya mücadelesini unutturmamak için “Dünya Barış Günü” olarak ilan edildiğini söyledi. 82 yıl sonra 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü selamlarken, Dünya ve bölge halklarının bir Dünya Barış Günü’ne daha savaşların kuşatmasında, barışa susamış olarak girdiğini belirten Sarı, şöyle devam etti:

"Sayıları son yıllarda hızla artan mülteciler ile dünya büyük bir insanlık krizi yaşıyor. Ülkemiz ise bu insanlık krizinin yaşandığı yer haline geldi. Sadece geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin sayısı 3 milyon 700 bini aştı. 2014-2021 yılları arasında üçüncü ülkelere yerleştirilen Suriyelilerin sayısı ise 17 bin 600 ile sınırlı kaldı. Suriye, Afganistan ve Libya başta olmak üzere, yaşanan güç ve iktidar savaşlarında en çok kaybedenler; işçiler, kadınlar ve çocuklar oldu."

'EMPERYALİST ÜLKELER HER YERE SAVAŞ VE YIKIM GÖTÜRÜYOR'

Bölgemizin çatışma ve yaratılan gerilimlerin başlıca odaklarından biri olduğunu söyleyen Sarı, "Suriye ve Libya harabeye döndü. Karadeniz kıyıları, Ortadoğu ve Kafkasya ülkeleri, Akdeniz’in kritik bölgeleri emperyalist yığınak altında bulunuyor. Başta ABD olmak üzere emperyalist ülkeler ‘barışın tesisi’ iddiasıyla gittiği her yere savaş ve yıkım götürüyor" dedi.

'TALİBAN MEŞRU GÖRÜLÜRKEN HDP HEDEFE KONUYOR'

"Halklara 'ulusal çıkarlar' diye yutturulmak istenen savaş politikalarının işçi sınıfına ve ezilen halklara zerrece yararının olmadığının artık üstü örtülemiyor" diyen Sarı, tek adam yönetimi yapay kutuplaşmalarla ülkeyi gerilimlere sürüklerken Kürt sorununa ilişkin geleneksel inkâr çizgisinin de devam ettiğini belirti.

Kayyum sistematiği ve kitlesel tutuklamalarla Kürt halkının iradesinin yok sayıldığını ifade eden Sarı, şunları kaydetti:

"Taliban meşru görülürken 6 milyon insanın oy verdiği HDP terörist olarak hedefe konuyor. Siyasal cinayetler ve ırkçı saldırılar cumhur ittifakının kışkırtıcı kutuplaştırıcı politikaları ile desteklenirken halklar, tüm bu kışkırtmalarla ile savaşsız, çatışmasız bir ülkenin mümkün olmayacağına ikna edilmeye çalışılıyor. Oysaki Kürt sorununun Kürtlerin kimliğiyle, diliyle, eşit hak ve özgürlükler temelinde çözülmesi demokrasi ve barışın bir arada yaşamanın teminatı olduğu her geçen gün daha çok anlaşılıyor. Savaş ve yıkım politikaları kaybediyor. Kaybetmeye devam edecek."

'SAVAŞSIZ, SINIRSIZ, SÖMÜRÜSÜZ VE SINIFSIZ BİR DÜNYA İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ'

Son olarak barış için mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayan Sarı, şunları söyledi:

"Savaş; demokratik, eşit, özgür ve adil bir yaşam hakkını engeller, işçi sınıfına daha fazla işsizlik, daha fazla yoksulluk ve sömürü getirir.  Emek sömürüsü, açlık, yoksulluk, işsizlik anlamına gelen savaşlardan doğrudan etkilenen işçiler, emekçiler halklar olarak bizler yaşanır bir dünya talebini yineliyoruz. Bu nedenle şiddetin çözümü emek, barış ve demokrasidir diyoruz. Barışın hiçbir zaman olmadığı kadar yüksek bir sesle haykırılması, 'çocuğun gördüğü düş' olmaktan çıkıp somut koşullarının sağlanması için mücadele etmeye devam edeceğiz. İşçi sınıfı ve ezilen halklar olarak, emperyalizme ve işbirlikçi rejimlere karşı demokrasi, bağımsızlık, barış ve eşitlik mücadelesini yükselteceğiz. Savaşsız, sınırsız, sömürüsüz ve sınıfsız bir dünya için mücadele edeceğiz." (DUVAR)