İYİ Partili Çıray: TSK gerçekten FETÖ’den arındırıldı mı?

İYİ Partili Çıray, Milli Savunma Bakan Yardımcılarının 'FETÖ ile iltisaklı olduğu' iddialarını Meclis gündemine taşıdı, 'TSK’nın FETÖ’den tam olarak arındırılmadığı şüphesinin' doğduğunu belirtti.

Aytun Çıray
Google Haberlere Abone ol

ANKARA - İYİ Parti İzmir Milletvekili, Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray, Milli Savunma Bakanı yardımcılarının "FETÖ ile iltisaklı oldukları" iddialarını Meclis gündemine taşıdı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Çıray, görevde olan bakan yardımcılarından Şuay Alpay, Alpaslan Kavaklıoğlu ve Muhsin Dere hakkındaki “FETÖ iltisakı” iddialarının araştırılarak açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtti.

'AKP İKTİDARI FETÖ’YLE MÜCADELEDE SAMİMİ GÖRÜNMÜYOR'

15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından TSK’dan 9 bin 360’ı Milli Savunma Bakanı Akar’ın onayıyla olmak üzere toplam 24 bin 256 personelin ihraç edildiğini, 1185 personel hakkında ise idari sürecin devam ettiğini belirten İYİ Partili Çıray, “Ancak bakan yardımcıları hakkındaki iddialar ve belgeler çok ciddi. Bu atamalar yapılırken MSB hiç soruşturma yapmadı mı? AKP iktidarı FETÖ’yle mücadelede samimi görünmüyor. Nitekim bu zamana kadar parlamentoda FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılsın diye teklif ettiğimiz tüm önergelerimiz Cumhur İttifakı tarafından reddedildi. Cumhur İttifakı’nın üyeleri kendilerine muhalif olan herkesi FETÖ’cü diye niteliyorlar” dedi.

Milli Savunma Bakanlığı'nın üst düzey bakan yardımcıları hakkındaki iddiaları araştırmaya yanaşmadığını, bu durumun “TSK’nın FETÖ’den tam olarak arındırılmadığı şüphesini” doğurduğunu ifade eden Çıray, sözlerini şöyle sürdürdü:

“FETÖ mağduru ve FETÖ ile mücadelede önemli çalışmalar yapan emekli askeri hakim Ahmet Zeki Üçok’un elindeki belgeler soruşturma konusu yapılmalı. Sayın Üçok, MSB Bakan Yardımcılarından Muhsin Dere’nin ‘bylock’ kullanıcısı olduğu ve hatta kız kardeşlerinin kocalarının 672 ve 679 sayılı KHK ile kamu görevlerinden ihraç edildikleri ve bazı yakın akrabalarının FETÖ ile iltisaklı oldukları iddialarının bulunduğu bir bilgi notunu gerekli yargı mercilerine vereceğini söylüyor.”

‘ABD-FETÖ-AKP SARMALINDAKİ BÜROKRATLAR ARAŞTIRILMALI ‘

Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Yunus Emre Karaosmanoğlu ile ilgili WikiLeaks belgeleriyle ciddi iddiaların ortaya çıktığını söyleyen Çıray, Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun ABD elçiliğinin güvenilir irtibatlar listesinde adının geçtiği ve ABD tarafından 'korunması gereken kişi' olarak belirtilmesinin incelenmesi gereken ciddi bir milli güvenlik sorunu şüphesi doğuracağını vurguladı. Çıray, sözlerine şöyle devam etti:

“ABD Büyükelçiliği siyasi danışmanı tarafından gönderilen 26 Temmuz 2007 tarihli telgrafta, bugün Milli Savunma Bakan Yardımcısı olan Yunus Emre Karaosmanoğlu için, ‘Lütfen onu çok sıkı koruyun’ denilmiş olması, 24 Ekim 2007 tarihli telgrafta ise o dönem başbakan Erdoğan’ın özel kaleminde görevli olan Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun ABD elçiliğine bazı konularda uyarılarda bulunmuş olması çok ciddi soru işaretlerini ve riskleri de beraberinde getiriyor. Bu bakan yardımcısının ABD elçiliği ile ilişkisi nedir? ABD ile başka bilgi ve belge paylaşmış mıdır? Bu paylaşımların TCK’nın 328. Maddesine göre suç unsuru oluşturup oluşturmadığı incelenmiş midir? ABD-FETÖ-AKP arasındaki bu sarmalda isimleri geçen üst düzey bürokratlar hakkındaki iddialar şeffaflıkla incelenip gerekli hukuki süreçler başlatılmaz ise buradan yine en zararlı Türk Milleti çıkacaktır.”

‘BAKAN YARDIMCILARINI SİZ Mİ ÖNERDİNİZ, SİZE TAVSİYE Mİ EDİLDİ?’

İYİ Partili Çıray’ın yanıt talep ettiği sorular şu şekilde sıralandı:

- Milli Savunma Bakanlığı'nın en üst düzey bakan yardımcılarının FETÖ iltisaklı olduğu iddiaları hakkında sürmekte olan bir inceleme var mıdır? Eğer yoksa başlatmayı düşünüyor musunuz?

- Bu kişiler göreve getirilirken güvenlik soruşturması yapılmış mıdır? Yapıldıysa bu güvenlik soruşturması nasıl sonuçlanmıştır?

- Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun ABD elçiliğince “güvenilir irtibatlar” listesinde adının geçtiği doğru mudur? Eğer doğruysa ABD’nin “güvenilir irtibat”ı hangi siyasi ve diplomatik kriterlere göre olunmaktadır?

- ABD Elçiliği tarafından aralarında CIA, DIA (Savunma İstihbarat Ajansı), ABD Savunma Bakanı’nın bulunduğu onlarca makama gönderildiği “Wikileaks” belgeleriyle ortaya çıkan 24 Ekim 2007 tarihli telgrafta, dönemin başbakanı Erdoğan’ın özel kaleminde görevli olan Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun ABD Büyükelçiliğini terör olaylarına karşı toplumsal reaksiyonların artarak kontrolden çıkmaya başladığı konusunda uyardığı görülmektedir. Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun ABD Büyükelçiliği ile nasıl bir ilişkisi vardır?

- Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun Milli Savunma Bakan Yardımcılığı görevine geldiği tarihten itibaren ABD Büyükelçiliği ile herhangi bir bilgi veya belge paylaşımı olmuş mudur? Eğer olduysa bu bilgi veya belgelerin TCK’nın 328. Maddesine göre suç unsuru oluşturup oluşturmadığı konusunda bir araştırma yapmayı düşünüyor musunuz?

- Bu bakan yardımcılarının atamaları doğrudan MSB önerisi ile mi, yoksa birileri tarafından size tavsiye ile mi yapıldı? Tavsiye edildiyse kim veya kimler tavsiye etti? Bu şahıslar hakkındaki iddialar doğruysa onları görevden alacak mısınız?

MSB İDDİALARA TEPKİ GÖSTERMİŞTİ

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in söz konusu iddialara dair açıklamasının ardından Milli Savunma Bakanlığı açıklama yapmış ve iddiaları reddetmişti. MSB’nin açıklamasında, “İftiralarla ilgili Bakanlığımız tarafından ilgili basın kuruluşuna cevap ve düzeltme metinleri gönderilmiştir. Bunun yanında Bakan Yardımcılarımız tarafından da suç duyurusu dâhil her türlü hukuk yoluna başvurulmaktadır. Bakanlığımız, basınımızın bilgi ihtiyaçlarını şeffaflıkla karşılamaktadır. İftiralarla oluşturulmaya çalışılan karalama kampanyalarına karşı da hukuk çerçevesinde mücadelemiz sonuna kadar sürecektir” denilmişti. (DUVAR)