İtalyan edebiyatçı Francesco Marilungo: Kürtçe yazabilmek tek başına bir devrim

İtalyan edebiyatçı Francesco Marilungo, Kürt yazar Mehmet Uzun'un ilk Kürtçe romanı olan 'Tu' (Sen) ve Celadet Ali Bedirhan'ın hayatını konu alan 'Bîra Qederê' (Kader Kuyusu) kitabını İtalyanca'ya çevirdi. Marilungo, “Kürtçe yazabilmek tek başına bir devrim. Kürt edebiyatı birçok zorlukları göğüsleyerek yazılıyor” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İtalyan Francesco Marilungo, Roma'da İtalyan Dili ve Edebiyatı olduktan sonra Türkiye'ye geldi. Bir süre İstanbul'da İtalyan Kültür Merkezi'nde çalıştı. Avrupa Birliği'nin Cumenius projesi kapsamında Diyarbakır'a giden Marilungo, bir yıl boyunca İtalyanca dersler vermeye başladı. Ardından Diyarbakır'dan, Kürtlerden, Kürt edebiyatından çok etkilenen Marilungo, Kürtçe öğrenmeye karar verir. Marilungo, Diyarbakır'da İtalyancayı öğretmeyi ise şöyle değerlendiriyor: “Bu işin ayrı bir ironik tarafı var. Ben kendi ana dilim olan İtalyancayı Kürtlere öğretiyorum ama Kürtler Diyarbakır'da ana dilde eğitim alamıyor. Komik. Mizah gibi.”

'BİR KÜRT YAZAR, MEHMET UZUN'U OKUMAK ZORUNDA'

Marilungo'ya göre İtalya'nın Roma kentinde Kürt edebiyatında çok fazla araştırma ve çeviri bulunmuyor. Üniversitelerde bölümler yok ancak Roma'da birkaç yıl önce bir Kürt Enstitüsü kuruldu. “Kürt Enstitüsü, Kürt kültürünü tanıtmak istiyor. Bende bir araştırmacı olarak Kürt edebiyatı üzerinde çalıştım ve doktora tezim için çalışmaya devam ediyorum” diyen Marilungo, İtalyanlara Kürt edebiyatını tanıtmak istiyor. Kürt Enstitüsü'yle güçlerini birleştirmeyi düşündüklerini belirten Marilungo, şöyle anlatıyor: “Çağdaş Kürt edebiyatında en ünlü ve en meşhur yazar kim diye düşündük. Mehmet Uzun en önemli isimlerden biridir. Neden? Çünkü roman tarzında Türkiye'de çağdaş Kürt edebiyatı Mehmet Uzun ile başlar. Bir Kürt yazarı Mehmet Uzun'u okumak zorunda. Biz de bu yüzden Mehmet Uzun'dan başlamak istedik.”

'İTALYANLARA CELADET ALİ BEDİRHAN'I TANITMAK İSTEDİK'

Marilungo, Mehmet Uzun'un ilk Kürtçe romanı olan 'Tu' (Sen) ve Celadet Ali Bedirhan'ın hayatını konu alan 'Bîra Qederê'(Kader Kuyusu) kitaplarını İtalyancaya çevirme nedenini şöyle açıklıyor: “'Sen' Mehmet Uzun'un ilk romanıdır. Ondan başlamak istedik çünkü kitapta hangi zorluklar çektiğini, bir Kürt yazar olarak 80'li yıllarda Kürtçe bir romanı yazmanın ne kadar zor olduğunu tespit ediyor. Kürt ve Türk toplumunda hapis hikayesi çok yaygın. Bu yüzden bu romandan başlamak istedik. İkincisini ise 'Kader Kuyusu' romanını seçtik çünkü orada Celadet Ali Bedirhan geçiyor. Hayatını anlatıyor. Celadet Ali Bedirhan, Kürt dili ve edebiyatı için çok önemli bir şahsiyet. Biz de İtalyan okurlara bu şahsiyeti tanıtmak istedik.”

.

'KÜRTÇE YAZABİLMEK TEK BAŞINA BİR DEVRİM

Kürt halkı ile İtalyan halkının birbirlerine olan benzerliğine vurgu yapan Marilungo, şunları söyledi: “Kürtlerin çok ilginç ve çok önemli bir edebiyatı var. Çünkü Kürtlerin bir devleti yok. Türkiye'de de siyasi bir statüleri yok. Bu yüzden Kürt edebiyatı çok büyük bir önem kazanıyor. Edebiyatı, sanatı, müziği ve hayali olan dünyaları... Kürt toplumu için hayal ettikleri ve hayali dünya gerçek dünyadan çok daha önemli. Bu nedenle Kürt edebiyatıyla çok ilgileniyorum. İtalya durumuna bakarsak, Kürtlerle birkaç benzerlikleri var. İtalyan edebiyatı, İtalya devlet olmadan önce vardı. İtalyanların en büyük yapıtları İtalya kurulmadan önce yazıldı. Bu yüzden Kürt edebiyatı canlı bir edebiyat. Tabi zorlukları da çok. Arkasında bir devlet olmayınca başka dillere çevrilmesi ve tanıtılması konusunda çok zorlanıyorlar. Uluslararası piyasaya girmek Kürt edebiyatı için zor. Siyasi durumları çok kısıtlı. Eğitim de olmayınca daha da zor oluyor. Kürtçe yazabilmek tek başına bir devrim. Kürt edebiyatı birçok zorlukları göğüsleyerek yazılıyor.”

'İTALYAN HALKI KÜRTLERE BÜYÜK İLGİ DUYUYOR'

İtalyan halkının Kürt halkına ve kültürüne büyük bir ilgisi olduğunu söyleyen Marilungo, şöyle devam ediyor: “Edebiyat üzerinden ötekiyi tanıyoruz. Savaş durumlarında ancak ötekiyi tanıyarak çözüme varabiliyoruz. Barışçıl bir şekilde bir çözüm bulabiliyoruz. İtalya'da Kürt edebiyatı pek bilinmiyor. Biz yavaş yavaş başlıyoruz. Güney Kürdistan'dan Şêrko Bêkes'in şiirleri, Bahtiyar Ali'nin bir romanı çevrildi. Biz de Mehmet Uzun'un iki romanını çevirdik. İtalyan halkının Kürt kültürü ve sanatına karşı büyük bir ilgisi var ve bu gittikçe artıyor.”

'KÜRT DİASPORASI İTALYADA GÜÇLÜ DEĞİL'

“Zehra Doğan, uluslararası ününe İtalya'dan yaptığı sergilerde başladı” diyen Marilungo; “Artık Zehra'nın ünü bütün dünyaya yayılıyor. İtalyan halkının Kürt sanatına karşı büyük bir ilgisi var ama edebiyat biraz zor oluyor. Kürtçeden İtalyancaya az sayıda çevirmen var. Yayın dünyası hazır değil. Yazarları tanımıyorlar. Mehmet Uzun, Bahtiyar Ali ve Şêrko Bêkes'ten başka kimseyi tanımıyorlar. Almanya ve İngiltere'de biraz daha biliniyor çünkü Kürt diasporası bu ülkelerde çok güçlü ama İtalya'da Kürt diasporası o kadar güçlü değil. Bu nedenle biz de zorluk çekiyoruz. İlginin artacağına inanıyorum. Çağdaş Kürt edebiyatını İtalya'da tanıtacağız.”

Başka kitaplar üzerinde çalıştığını ve yayın evlerine önerdiğini söyleyen Marilungo, Murat Bayram'ın 'Belkî îşev binive' (Belki Bu Gece Uyur) adlı öykü kitabını, Fırat Ceweri'nin kitaplarını ve Mehmet Dicle'nin hikayelerini de İtalyancaya çevirmek istiyor. Hesenê Metê gibi çok güçlü yazarlar olduğuna dikkat çeken Marilungo, Şerner Özmen'i sevdiğini ve Şener Özmen'in kitaplarını çevirmek istediğini belirtti.