İstiklal Caddesi'nde çeyrek asırdır Kürtçe kitap satan Medya Kitabevi kapanıyor

İstiklal Caddesi'nde Kürtçe kitap satan Medya Kitabevi, kapanmanın eşiğinde. Kitabevinin sahibi Selahattin Bulut, “Medya, Kürtlerin evidir. Bir kültür hazinesidir. Sahip çıkın” çağrısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Medya Kitabevi, 1996 yılında Taksim, İstiklal Caddesi üzerinde yer alan Aznavur Pasajı'nda Selahattin Bulut tarafından kuruldu. Kitabevi, 1999’da ise yine İstiklal Caddesi üzerinde yer alan El Hamra Pasajı'na taşındı. İlk Kürtçe kitabevi olarak bilinen Medya Kitabevi, 26 yıldır Kürtçe kitap satmaya devam ediyor. Ancak Medya Kitabevi, 3 bin lira olan kirasının 12 bin liraya çıkartılması nedeniyle kapanmayla karşı karşıya.

Medya Kitabevi sahibi Selahattin Bulut, bir yol bulunmaması halinde kitabevinin 1 Temmuz’da kapanacağını açıkladı. "Kürtçe bir kitabevi kurmak hayalimdi" diyen Bulut, hayalini kurduğu kitabevinin kuruluşunu şöyle anlattı:

"Ben 1990’ların başında İstanbul’a geldim. 6 yıl çeşitli işlerde çalıştım. Ama bütün bu işleri yaparken hep şunu düşündüm. Acaba Kürtler için İstanbul’da bir Kürt kitabevi kurabilecek miyim? Sonunda bunu yapabildim. İstanbul’daki bütün sahafları, yayınevlerini dolaşarak Kürtler üzerine ne var ne yok araştırdım. Hatta bir kitapta eğer 3-5 sayfa Kürtlerden söz ediyorsa, o kitabı da bir Kürt kitabı kabul ederek kitabevine getirdim. Kitapçıların satmaya korktukları kitapları da toplayıp getirdim. Bütün bu kitapları açık bir şekilde satmak çok zordu. 1996’dan 1999’a kadar, polis ayda bir iki defa mutlaka baskın yapardı. İçeride olan insanlara hakaret eder ve bizi itelerdi. Kitaplara basarlardı. Zaman zaman beni emniyete götürüyorlardı, iki gün üç gün nezarette tutuyorlardı. Çok zor şeyler yaşamama rağmen bir türlü elim varmıyordu kapatmaya. Kitaplarımı götürüyorlardı, kitaplar bodrumlarda nemleniyordu. Avukat tutarak kitaplarımı alıyordum. Ama kitapların zarar görmesine rağmen kitaplarımı alırken rahatlıyordum. Zarar gören kitapları satamıyordum ama okurlara hediye ediyordum.

Bütün bu hakaretlere, korkulara rağmen insanlar gelip gidiyorlardı. İnsanlar Medya Kitabevi'nden güç kazanıyordu. Kürtler, grup ve partililere ayrılmıştı. Bütün sömürge halklarında olduğu gibi. Bu gruplar kendi kafesine gidiyor, kendi dergisini basıp satıyordu. Siyasi olarak düşüncesi aynı olan insanlar belli yerlerde yan yana geliyordu. Bunu kırmak istedim. Bütün Kürt siyasi gruplarına ait dergi, gazete ve kitaplarını aldım. Kürtler, o kitapların Medya Kitabevi'nde satıldığını görünce bana güvenmeye başladılar. Daha sonra onlar gelmeye başladı. Birbirleriyle konuşmayan, selam vermeyen gruplar veya partililer gelmeye, selamlaşmaya başladı. Bu nedenle her siyasetten insan geliyordu. Herkes 'Medya mala me ye' (Medya Kürtlerin evidir) diyordu. Ben Medya Kitabevi'nde ayrılıkların, düşmanlıkların, ideolojilerin bir yerde toplanmasını sağladım."

'KÜRT YAZARLAR İLK İMZALARINI MEDYA KİTABEVİ'NDE ATTI'

Kürt yazarların ilk defa Medya Kitabevi'nde okurlarıyla buluştuğunu ve kitaplarını imzaladığını belirten Bulut, şunları söyledi: "Kürt yazarlar, okuyucularıyla ilk Medya Kitabevi'nde buluştu. Medya Kitabevi hem İstanbul’da hem Kürdistan’da hem de dünyadaki ilk Kürt Kitabevi'dir. Medya Kitabevi'nden önce bir Kürt kitabevi yoktu. Medya Kitabevi bir ilktir. Kürt yazarlar da ilk defa Kürt okurlarıyla burada buluştu, ilk imzalarını da burada attılar. Kürt okuyucuları da ilk defa bir Kürt yazardan imzalı kitap aldı ve beraber fotoğraf çektirdi. Medya Kitabevi sadece Kürtlerle ilgili kitap satan bir yer değil, bir buluşma yeriydi. İnsanlar burada buluşur, dışarıya çıkar ve başka yerlere giderlerdi. Çantalarını, eşyalarını ve kıymetli şeylerini teslim ettikleri bir yerdi. Okurlar ve yazarlara memleketten bir kargo geldiği zaman bizim adreslerimizi verirlerdi. İnsanların telefonları yoktu, kitabevinin telefonundan annelerini ararlardı ya da onlar arardı. Böyle çok amaçlı bir şekilde çalışıyordu. 4 parçadaki Kürtlerin bir buluşma noktasıydı. Birçok Kürt ilk defa birbirlerini Medya Kitabevi'nde tanıyordu. Herkes kendi parçasında olan bitenleri aktarırdı.”

‘KÜRTLER KİTAPTAN ZARAR GÖRMÜŞ’

İstanbul’da yaşamasına rağmen Medya Kitabevi'ni yaşatmak için İstanbul’u yaşamadığını belirten Bulut, sözlerine şöyle devam etti:

"Dünyanın dört bir yanından insanlar İstanbul’u gezmeye gelirdi ama ben Cağaloğlu’nda dolaşır, Kürtlerle ilgili bir kitap var mı diye arardım. Çünkü gezmek için zamanım yoktu. Eğer emekli maaşım olmasaydı, sürdüremezdim. Okuyucuyu suçlamıyorum. Kürt okuyucusunun çeşitli dertleri var. Kürdistan’da ve Kürtler arasında bir okuma kültürünün oluşmasına izin verilmedi. Kitap olarak bir tek Kur’an serbestti. Kur’an dışında her kitap yasaktı. Bu yüzden herkes kitaptan zarar görmüş. Kürtler kitabın hiçbir faydasını görmedi. Bir millet bir şeyden zarar görürse ondan kaçar. Bu yüzden kendi evinde kütüphane kurmaktan kaçındılar. Eğer böyle bir durum olmasaydı ve Kürtler sürekli kitap almak için Medya Kitabevi'ne gelmiş olsaydı bugün durumumuz daha iyi olurdu. İstanbul Üniversitesi'nde okuyan Kürt öğrenciler, tez ve makalelerini gelip Medya Kitabevi'nde yazardı. Bütün bu konuşmalar, sohbetler Medya Kitabevi'nde yapılırdı. Öğrenciler birbirlerine tezlerini ve makalelerini sunardı, tartışırdık. Bütün bu kaynakları da ben onlara bulurdum. Konusu Kürtler olan bütün tez çalışmaları, makaleler Medya Kitabevi'nden temin edilmiş."

‘3 BİN LİRA OLAN KİRA, 12 BİN LİRAYA ÇIKARTILDI’

Pandemiyle başlayan ve dövizin artmasıyla gün geçtikçe derinleşen ekonomik kriz, kiraların yükselmesine de neden oldu. Medya Kitabevi de bu durumdan etkilenen yerlerden biri. Bulut, Medya Kitabevi'nin kapanma nedenini anlatırken şu ifadeleri kullandı:

“Mülk sahibi her sene makul bir zam yapıyordu ve hiç etkilenmedim. Pandemi döneminde bir zorluk yaşadım. Medya Kitabevi zaman zaman kapalı kalıyordu. Çünkü han kapanıyordu. Ancak giderler devam ediyordu. Bu yüzden çok zorlandık. 2 yılın sonunda bir ay önce, tam da gelirler ile giderlerin dengelendiği bir zamanı gördüm. Yani zarardan çıktık. İlk defa kar ile zararın dengesini yakaladık ve çok sevindik. Tam bu sırada mülk sahibi enflasyon gerekçesiyle 3 bin lira olan kirayı 12 bin liraya yükseltti. Pazarlık şansı da bırakmadı. Bir avukatla konuştum. 10 yıldan fazla bir yerde kiracıysan ve sözleşme yoksa mülk sahibi seni çıkarabilir dedi. Ben ilk kiraladığımda bir kere sözleşme imzaladık. Ondan sonra hiç sözleşme yapmadık. 1 Temmuz’da süremiz doluyor. Ben de 1 Temmuz’u bekliyorum. Bazı insanlar aradı, görüşmelerimiz oldu. Ben Medya Kitabevi'nin çeşitli kampanyalarla para toplayarak bunun sürdürebileceğine inanmıyorum. Medya Kitabevi için köklü bir çözüm istiyorum.

Durumu iyi olan ve yurtsever olan bir iş insanı, eğer Medya Kitabevi'ni takip ediyorsa, bu 26 yılda önemini kavramış, biliyorsa, Medya Kitabevi için bir dükkân satın alabilir. Aksi halde Medya Kitabevi kira artışlarıyla sürekli kriz yaşayacak. Bu krizlerin sürekli tekrar edilmemesi için Medya Kitabevi için bir mülk satın alınması gerekir. Kürtlerin arasında yurtsever, zengin iş insanı vardır. Ben buradan onlara çağrıda bulunmak istiyorum. Kürtler için çok kıymetli olan bu Kürt kitabevini yaşatın. Bu bir kültür hazinesidir. Bir hafızadır. 26 yılda çeşitli anılar, hatıralar birikmiş. Bugün roman yazan, şiir yazan onlarca insan Medya Kitabevi'nde yetişti. Medya Kitabevi'nin yaşatılması lazım. Ben hala umudumu koruyorum. Medya Kitabevi'nin kapanacağını düşünmüyorum. Belki de öyle düşünmek istemiyorum. Bir an önce Medya Kitabevi'ne yakışan bir yer alarak oraya taşımak istiyoruz. Bu mekânın İstiklal Caddesi'nde olması gerekiyor. Çünkü Beyoğlu, bir kültür merkezidir. Bütün elçiliklerin, konsoloslukların olduğu, Kürtlerin ve Kürt kurumlarının olduğu bir yer. İstiklal Caddesi artık bir dünya caddesi oldu. Medya Kitabevi de bir Kürt kitabevi olarak İstiklal Caddesi'nde kuruldu. Bir Kürt kitabevine yakışacak en güzel yerin İstiklal Caddesi olduğunu düşünüyorum. Diyarbakır ve Mardin’deki bütün Kürt yayınevlerine ait kitapların satıldığı, dağıtıldığı bir merkezdir Medya Kitabevi. 26 yıldır da bunu yapıyor."