İstanbul Tabip Odası raporu: Anadolu'ya 'mutantlı' kavimler göçü yaşandı

İstanbul Tabip Odası, Nisan ayına ilişkin raporunu yayımlandı. Raporda 'Tam kapanma' sırasında yaşanan göçte, mutasyonun ülkenin geneline yayıldığına dikkat çekildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- İstanbul Tabip Odası, nisan ayı Covid-19 raporunu kamuoyuyla paylaştı. Pandeminin geride bıraktıklarına vurgu yapılan açıklamada, "zamanında atılmayan adımların, yetersiz önlemlerin, tutarsız politikaların faturası sağlık çalışanlarına ve vatandaşlara çıkartıldığını, aşı tedarikindeki belirsizlik ve sorunların devam ettiği" belirtildi.

'SALGINI ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLAMA ARACI OLARAK KULLANIYOR'

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, düzenli raporlar yayımlayarak hem kamuoyunu bilgilendirmeye hem iktidarı salgın konusunda uyarmaya çalıştıklarını söyledi. "Bu ay boyunca İstanbul gerçekten salgındaki en kötü günlerini yaşıyor" diyen Saip, "Toplum ve saha çalışması açısından ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Şubat ortasında İstanbul'da yüz binde 60 olan görülme sıklığı nisanın ortasına gelindiğinde yüz binde 900 üzeri oldu. Ve dünyadaki en üst sıraya yerleşmiş durumda. Eski 5 yıllık ölümlere baktığımızda, ölüm oranları yüzde 63 oranında arttı. Bütün ay boyunca iktidarı uyarmak için basın açıklamaları yaptık. Bir an önce acil tedbirlerin alınmasını istedik. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde artan salgını dikkate alınması gerektiğini, 'Ölümleri durdurun' diye basın açıklamasıyla söyledik. Ne yazık ki bu basın açıklamamıza polis saldırdı. İktidar salgını, özgürlükleri kısıtlama aracı olarak kullanmaktadır. Aynı şekilde 1 Mayıs ne yazık ki bu kısıtlamaların içinde kalmış. Bu kapanma sürecine, tam kapanma diyemiyoruz. Uyduruk önlemlerle özgürlükleri kısıtlama aracı olarak kullanıldığını gördük" diye belirtti.

Basın açıklamasını okuyan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç, salgında vefat eden Dr. Vehbi Demirkol, Dr. Melih Aktan, Dr. Özer Arslan, Dr. Nurettin Kaya, eczacı teknisyeni Yaşar Küçükoğlu, filyasyon görevlisi Yaşar Gürlek, eczacı teknisyeni Binnaz Aksoy ve anestezi teknisyeni Ercan Usta’yı andı. 

'SİSTEM ÇÖKTÜ'

Raporda, nisan ayında İstanbul’daki mevcut durum ve gözlemler şöyle yer aldı;

"-Covid-19 salgını Türkiye’de olduğu gibi İstanbul’da da şimdiye kadarki en büyük pikini nisan ayında yaptı. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalara göre 1 Nisan 2021 günü günlük vefat sayısı 176 iken ay boyunca sürekli yükselerek 30 Nisan 2021 günü 394’e çıktı.

-Nisan ayında Türkiye sağlık sistemi çöktü. Bu çöküşün en yoğun yaşandığı il ise İstanbul oldu. İstanbul’da binlerce Covid-19 hastası hastaneye yatması gerektiği halde yatak bulamadı, bir yoğun bakım yatağının “boşalması” ve böylece sıranın kendisine gelmesini beklemek zorunda kaldı.

-Kamu hastanelerinin çoğu fiili olarak pandemi hastanesine dönüştürülmesine rağmen ihtiyaca cevap veremedi. Hastalar evlerinde ya da acil servislerde yatış sırasında can verirken hekimler hastalar arasında seçim yapmak zorunda kaldı.

-Salgınla mücadelenin en ön saflarında görev alan hekimler, sağlık çalışanları Nisan ayı boyunca çok daha yorucu, yıpratıcı koşullarda çalışırken pandemi bahanesiyle izin, istifa, emeklilik haklarının kısıtlanması, engellenmesi nedeniyle de mağduriyet yaşadılar.

-Nisan ayında İstanbul’da dördü hekim sekiz sağlık çalışanı, Türkiye genelinde toplam yirmi bir sağlık çalışanı Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Bu ölümlerle birlikte “Covid-19 hekim/sağlıkçı kırımı”nda kaybettiğimiz sağlık çalışanlarının toplam sayısı 417’ye yükseldi.

-26 Nisan akşamı “tam kapanma” kararının açıklanmasının ardından yüz binlerce insanın tatil beldelerine, köylerine doğru yola çıkmasıyla “Kavimler Göçü” misali virüs İstanbul’dan Anadolu’ya taşındı.

-Bu dönemde bir diğer ayrıcalıklı grup da 'turistler' olarak ön plana çıktı. Bu konuda yapılan bütün uyarılara rağmen farklı bir ülkeye ait pasaportu olan herhangi bir birey hiçbir engellemeye takılmadan yurda girebildi. Ülke neredeyse bütün varyant virüslerin görüldüğü bir rezervuara dönüştürüldü. Yurt dışından gelenlere PCR zorunluluğu bile ancak 30 Aralık 2020 itibariyle uygulamaya sokuldu. Şimdi ise yayınlanan genelgeyle 15 Mayıs 2021 tarihinden itibaren Hong Kong, Çin, Tayvan, Vietnam, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur, Tayland, Güney Kore, İsrail, Japonya, Birleşik Krallık, Letonya, Lüksemburg, Ukrayna ve Estonya’dan Türkiye’ye gelen kişilerin Türkiye'ye girişlerinde PCR testi talep edilmeyeceği kamuoyuna duyuruldu."

“Kapanmanın” salgını tamamıyla durduracak sihirli bir formül olmadığı belirtilen raporda, "'Kapanma' ne kadar sıkı, düzgün uygulanırsa uygulansın sonrasındaki açılma süreci doğru yönetilmezse salgında başa dönülmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle “kapanma” ile vaka sayılarında azalma sağlanması sonrasında 'kademeli, kontrollü açılma' uygulanmalıdır" denildi. (HABER MERKEZİ)