İrlanda’nın Ankara Büyükelçisi: Türkiye'nin komşularıyla normalleşme çabaları umut verici

İrlanda’nın Ankara Büyükelçisi Sonya McGuinness, Türkiye’nin AB sürecini, normalleşme çalışmalarını, Kıbrıs meselesini, mülteci sorunlarını ve iki ülke ilişkilerini değerlendirdi.

Fotoğraf: Erçin Top /AA
Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Gazete Duvar, Ankara’nın diplomasi kulislerinin nabzını tutan söyleşi dizisine devam ediyor.

Ankara’da diplomatik temsiliyeti olan ülkelerin büyükelçileriyle ikili ilişkilerin siyasi, ekonomik, ticari, toplumsal yönü, geleceği, zorluklar ve fırsatları ele alan keyifli söyleşiler gerçekleştireceğiz.

Söyleşi dizisinin üçüncüsünü, ikili ilişkilerin Osmanlı döneminden beri gelen çok güçlü bir tarihsel dayanışmayla güçlendiği, günümüzde Suriyeli göçmenlerden, AB sürecine, ticari ilişkilere dek çok farklı boyutlara evrildiği İrlanda’nın Ankara büyükelçisi Sonya McGuinness ile gerçekleştirdik.

Sayın Büyükelçi, Türkiye’nin AB üyelik hedefini destekleyen bir ülke olarak İrlanda’nın Türkiye’nin insan hakları ve demokratikleşme sicili konusundaki mevcut tavrı nedir? Ankara’nın AB adaylık profilini güçlendirmek için hangi noktalarda daha fazla çaba göstermesini önerirsiniz?

İrlanda, Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemeye devam ediyor. Bu yıl, üyeliğimizin ellinci yılını kutlarken, AB’ye kendi katılımımızı İrlanda tarihinin bir zirve noktası olarak görüyoruz. Üyelik konusu dönüştürücüdür ve bizim durumumuzda, AB Komiseri Mairead McGuinness’in söylediği gibi, İrlanda halkının yeteneklerinin, yaratıcılığının ve girişimci ruhunun daha iyi yaşam standartları ve müreffeh, güvenli bir gelecek inşa etmek üzere gelişmesine izin vererek bizi Avrupa ailesine dahil etti. Bu başarıların aynısını Türkiye için de diliyoruz.

Ancak, Türkiye’nin üyelik sürecindeki mevcut durgunluğun sona ermesi için önemli ve sürdürülebilir reformların gerekli olduğu açık. Bu kapsamda insan haklarının savunulması, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğüne katı bir şekilde saygı gösterilmesi dahil olmak üzere temel değerlere bağlılık gibi alanlarda ilerleme sağlanması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde AB ile gerçek bir ortaklığın geliştirilmesi için gerekli adımların atılmasını umuyoruz.

1840’lardaki Büyük Kıtlık sırasında Türkiye’nin İrlanda’ya yaptığı bağışla ilgili tarihi belleğin önemi nedir? Bu tarihsel arka plan İrlandalıların Türkiye algısını halen etkiliyor mu?

Cömertlik ve misafirperverlik, İrlandalıların Türklerle her daim ilişkilendirdiği iki karakter özelliğidir, ister geçmişte kıtlık sırasında açlıkla mücadele eden mağdurlara, isterse bugün savaştan ve zulümden kaçan komşularına desteklerinde olsun... İrlanda’da bu desteği alan Drogheda kasabasının bayrağında halen hilal var ve Drogheda futbol kulübünün Trabzon’daki kardeş kulüpleri ile güçlü bağları devam ediyor. Modern çağda her yıl on binlerce İrlandalı, Türk dostların her daim misafirperverliği ve samimiyetini deneyimlemek ve biraz da ihtiyaç duyulan güneş ışığını almak için Türkiye’ye geliyor.

İrlanda, BM Güvenlik Konseyi’nin daimî olmayan yeni bir üyesi olarak Suriyeli mülteci meselesini ele almak için Türkiye’ye ne ölçüde yardım eli uzatmayı planlıyor? Ülkeniz Suriye’deki insani kriz için Ankara’ya nasıl yardım etti?

Türkiye’nin Suriye’deki çatışmadan kaçan milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapma konusunda üstlendiği büyük sorumluluğun farkındayız. BM Güvenlik Konseyi’nde, Suriye’deki kapsamlı insani ihtiyaçların karşılanmaya devam edebilmesini sağlamak için Suriye insani dosyası üzerinde Norveç ile birlikte çok çalışıyoruz. Fikirleri ve planları paylaşmak için Türk meslektaşlarımızla düzenli olarak konuşuyoruz. İrlanda ayrıca, Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında belirtilen çerçeve kapsamında sürdürülebilir bir siyasi çözüme yönelik çabalarını desteklemek için BM Özel Elçisi Geir Pedersen ile birlikte çalışıyor.

2254 sayılı Karar, mültecilerin Suriye’deki evlerine güvenli ve gönüllü olarak geri dönmeleri için koşulların oluşturulmasına yönelik kritik ihtiyacı kabul etmektedir. Biz de Ankara da bunun olmasını istiyoruz. İrlanda, hem Güvenlik Konseyi’nde hem de bir AB Üye Devleti olarak bu koşulların yaratılmasını desteklemek için çabalıyor.

İrlanda, elbette, insani yardım ve kalkınma eylemleri için toplam 6 milyar euroluk bir bütçeye sahip olan ve FRiT olarak adlandırılan Türkiye’deki mülteciler için AB Yardımı’na katkıda bulunuyor. İrlanda’nın FRiT’nin ilk dilimine katkısı, tamamı ödenmiş olan 22,9 milyon euro idi ve toplamda, küçük bir Üye Devlet için önemli bir miktar olan 33,6 milyon euroluk bir katkıda bulunacağız. Ayrıca Büyükelçiliğimiz bünyesinde bu bölgede tam zamanlı olarak insani konular hakkında çalışan bir memurum var.

Fotoğraf: Erçin Top /AA

İrlanda’nın Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama projeleri konusundaki resmi tutumu nedir?

İrlanda, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarının izinden gidiyor ve Kıbrıs adasında iki bölgeli, iki toplumlu bir federal devlet ve tüm Kıbrıslıların temel haklarını koruyan ve kollayan onurlu, dengeli ve kalıcı bir çözüme olan bağlılığını sürdürüyor. Bir adadaki iki topluluk için eşit saygının gerekliliğini çok iyi anlıyoruz ve elbette bu toplulukların geleceğini inşa etmek için barışçıl ve yapıcı bir yaklaşım görmek istiyoruz. Doğu Akdeniz’de 2020 yılının sonundan beri gördüğümüz gibi sakin ve yapıcı bir yaklaşımı memnuniyetle karşılıyoruz. Uluslararası hukuku ihlal edecek herhangi bir eylemle karşılaşmayı ise hiç istemiyoruz.

Türkiye ile İrlanda arasındaki ticaret hacminde son eğilimler nelerdir? İkili ticarette henüz kullanılmamış bir potansiyel olduğunu düşünüyor musunuz?

İki ülke arasındaki ticareti artırmak için büyük bir potansiyel var. Son on yılda ticaret yüzde 10 arttı, ancak bu rakam büyük ölçüde iyileştirilebilir. İrlanda, fintech (finansal teknoloji) ve agtech (tarım teknolojisi) alanında öne çıkıyor ve bunlar Türkiye ile işbirliği için olgunlaşmış iki alan...

İrlanda açık bir ekonomidir ve açık, ihracata dayalı bir ekonomik model izlemekten büyük fayda sağladık. Çok rağbet gören yüksek teknoloji disiplinlerinden oluşan geniş bir yelpazede yurt dışından gelen yetenekler için cazip ve misafirperver bir ülkeyiz. Bildiğiniz gibi, İrlanda dünyanın teknoloji başkentlerinden biridir ve teknoloji sektörü İrlanda ekonomisi için bir öncelik. Yeteneklerin mevcudiyeti bu tutkunun merkezinde yer alır, bu nedenle özellikle yüksek vasıflı Türk profesyonelleri İrlanda’ya davet etmekle ilgileniyoruz. Ayrıca pek çok genç Türk’ün eğitimlerinin bir parçası olarak İrlanda’ya geleceğini umuyoruz. Bu insanlararası ilişkiler, ülkeler arasında olduğu kadar bireyler arasında da dostluk ve dayanışma inşa etmek için çok önemlidir.

İrlanda’nın yüksek kaliteli eğitim konusundaki dünya çapındaki itibarı, mükemmellik taahhüdü üzerine kurulu... Bugünün uluslararası öğrencileri yarının liderleri, girişimcileri ve yatırımcıları olacak. Onları eğitim için İrlanda’ya getirerek, İrlanda’nın yatırım yapmak ve iş kurmak için harika bir yer olabileceğini göstererek, gelecekteki seçimlerini etkileme fırsatına sahibiz.

Sayın Büyükelçi, son olarak Türkiye Devleti'nin başta İsrail, Ermenistan ve Körfez ülkeleri olmak üzere ihtilaflı olduğu devletlerle ilişkilerini normalleştirmeye yönelik mevcut çabalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye bu bölgede son derece önemli bir ülke ve barış ve istikrara yönelik çabalar hem Türkiye’ye hem de komşularına ve daha geniş küresel topluluğa büyük fayda sağlayacak. Bunlar çok umut verici ve olumlu gelişmeler... İsrail ve Türkiye arasında tam diplomatik ilişkilere dönüş; bölgede işbirliğini inşa etmek, refahı artırmak ve ortak zorluklarla mücadele etmek için bir fırsat sunuyor. Barışla ilgilenen herkes gibi biz de daha ileri adımların atıldığını görmeyi umuyoruz.

Benzer şekilde Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi, Kafkasya’da istikrar ve barış için çok önemli. Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler geliştirilmeden, Ermenistan ile Azerbaycan arasında herhangi bir ilerleme, uzlaşma ve barış inşası çabası çok zor olacak. İyimser bir dönemden geçiyoruz ve biz de bu bölgenin sıradan insanları için bu sürecin fayda doğurmasını umuyoruz.

Körfez bölgesinde de durum aynı. İrlanda’daki kendi deneyimimizden yola çıkarak, çatışmalarımızı ancak diyalog, müzakere ve diplomasi yoluyla çözebileceğimizi biliyoruz.

Tüm bunlar, 2022 için umut verici bir başlangıç...