İnsan türü, başparmağın evriminden önce de taş aletler kullandı

Afrika’daki Swartkrans bölgesinde bulunan fosiller, insan evrimindeki en büyük değişimlerden birine ışık tutuyor. Araştırmacıların açıkladığı kadarıyla, günümüzden iki ilâ üç milyon yıl önce yaşayan birden fazla insanımsı tür, başparmakları kavrama becerisini kazanmadan önce de alet üretme ve kullanma yeteneğine sahipti.

Google Haberlere Abone ol

Carly Cassella

Başparmağın bir şeyleri kavrayacak biçimde evrim geçirmesi, genellikle taş aletlerin yükselişi ile eşzamanlı görülür. Bazı bilim insanları, nesneleri güç uygularken hassas biçimde kavrama ya da kullanma yeteneği olmasaydı, ilk insan öncüllerimizin türümüzü asla bu denli büyük bir başarıya taşıyamayabileceğini düşünüyor.

Bu, ilginç bir hipotez ama başparmaklar ve aletler bir zamanlar düşündüğümüz gibi iç içe olmayabilirler de. Gerçekte, ilk insanlar, başparmakları bizimkine dönüşmeden çok daha önceleri de alet yapmış ve kullanmış olabilirler.

DEĞİŞİMDEN ÖNCE DE TAŞ ALETLER KULLANIYORLARDI

Yayınlanan yeni bir araştırma, kavrayıcı başparmağın yaklaşık 2 milyon yıl önce geliştiğini ve eski insanların bunun gerçekleşmesinden önce de taş aletler ürettiğine dair kanıtlar ortaya çıkardı. Son yıllarda, günümüzden iki ilâ üç milyon yıl önce yaşayan homininilerin (insansıların/ç.n.) ilk örneklerinden biri olan Australopithecine türü, ardında alet kullanımına dair dolaylı kanıtları bırakan ilk insanlar olarak öne çıkmaya başladı. Yeni araştırma, o zamanlar, bizimkine kıyasla başparmakların şempanzelerinkine daha fazla benzediğini ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, Australopithecinelerin primat atalarına kıyasla daha iyi bir el becerisine sahip olduğunu söylüyorlar. Buna karşın, elleri modern insanlarla aynı şekilde orantılı olsa da başparmakları günümüzde sahip olduğumuz etkin kavrama becerisine sahip değildi.

Almanya’da bulunan Tübingen Eberhard Karls Üniversitesi’nden paleoantropolog Katerina Harvati, “Verimli bir başparmak kavrayışı şeklindeki el becerisinin gelişmesi, soyumuzun ilk tanımlayıcı özellikleri arasında yer alıyordu ve atalarımıza müthiş bir uyum sağlama avantajı sağladı” diyor.

“Homo türlerinde görülen bu sürekli ve yüksek el becerisi düzeyleri, insan biyo-kültürel evrimi açısından başparmak kavrayışının uyum sağlamaya dair büyük değerinin bir göstergesi” diye ekliyor.

ESKİ FİKİRLERİ ÇÜRÜTÜYOR

Kavrayıcı başparmaklarımızın bir şekilde insan yapımı aletlerin evriminde rol oynadığı fikri yıllardır konuşulmaktaydı ama şu ana dek insanlık tarihinde etkili biçimde başparmak kullanımının ilk ne zaman ortaya çıktığını ve bunun bizim alet üretme hususundaki gelişimimizle nasıl eşleştiğini henüz tam olarak anlayamamıştık.

2015 yılında araştırmacılar, Australopithecus africanus’un başparmağında ve avuç içlerinde iki milyon yıl önce başparmağın güçlü bir şekilde kavramasına olanak sağlayacak bir kemik modeli olduğunu keşfettiler.

2011’de, iki milyon yıl öncesine yakın bir dönemde yaşayan ve ‘A. Sediba’ adıyla bilinen farklı bir Australopitekus türünün de insanlarınkine benzer hassas kavrama yeteneğine sahip olduğu kabul edildi. Ne var ki, yeni araştırma bu eski çalışmaları çürütüyor. Bu yetenek, diğerlerininki gibi elverişli bir anatomiye değil, başparmağın biyomekaniğine dayanıyor.

Araştırma ekibi, bunu başarmak için, hominininin elinde bulunan tek bir kas ve eklem üzerinde yoğunlaştı. ‘Opponens pollicis’ adıyla bilinen kas, ‘trapeziometacarpal eklemde’ (TMC) esnemeye olanak sağladığından, başparmak kavrayışı söz konusu olduğunda büyük öneme bir sahip olduğu düşünülüyor. Bu kasın yeri, yolu ve genel bağlanma bölgeleri, insan türüne ait çeşitli fosillerle karşılaştırıldı.

Tübingen Üniversitesi’nde görevli biyomekanik uzmanı Alexandros Karakostis, “Yaklaşımımız, kemik şeklinin ve boyutunun üç boyutlu analizi ile son teknoloji sanal kas modelleme tekniğini bir araya getiriyor” diyor. “Daha da önemlisi, şu anda yaşayan ‘taksonlar’ -şempanzeler ve modern insanlar- arasındaki farkların geçmiş deneysel çalışmalarda açıklanan şeyleri yansıttığını teyit ederek, modellerimizin öngörülerini doğrulayabildik.”

BENZER İNSANSILAR BİZİM KADAR GELİŞEMEDİ

Neandertaller (Homo neanderthalensis) de dahil olmak üzere, kendi cinsimiz benzer biçimde yüksek düzeylerde el becerisi sergilerken, diğer homininiler bu beceriyi gösteremedi. Başparmak verimliliği ve el becerisi, bütün Australopitekuslarda sürekli biçimde daha düşüktü.

Australopitekusun en son alt türü olan ‘A. Sediba’ bile, TMC ekleminde daha düşük bir esneme becerisi sergiliyordu. Öte yandan, ilgi çekici biçimde, bu zaman diliminde Güney Afrika’daki Swartkrans bölgesinde yaşayan ilk homininiler, bizim ellerimize çok daha fazla benzeyen ellere sahipti.

Aslında, bilim insanları, Swartkrans sakinlerinin başparmak mekaniğinin şempanzeler ve modern insanlar arasında, ortalarda bir yerde olduğunu ifade ediyorlar. Karakostis, “En çok şaşırdığımız şeylerden biri, Güney Afrika’daki Swartkrans bölgesinde bulunduktan sonra yaklaşık iki milyon yıl öncesine tarihlenen ve ilk Homo’yla ya da soyu tükenmiş bir hominini yan dalı olan Paranthropus robustus’la ilişkilendirilen hominini el fosillerinin, modern insanlarınkine benzer bir el becerisine sahip olabileceğini bulmaktı” diyor.

EVRİMDE BİR SIÇRAMA YARATTI     

Böyle bir el becerisi, Swartkans kazı alanında bulunan homininilerin, ateşi ilk kez kullanan ve Güney Afrika’da büyük hayvanları avlamaya başlayan ilk insanımsılar olarak kabul edilmesinin sebeplerinden biri olabilir. Araştırmanın yazarları, bu dönüşümün potansiyel olarak 'iki milyon yıl sonra meydana gelen önemli biyo-kültürel gelişimlerin bir parçası olabilecek kritik öneme sahip bir evrimsel avantaja' yol açtığını belirtiyorlar.

Neredeyse o andan itibaren, ilk insanlar kaynakları kendi yararına kullanmak, Afrika’dan ayrılmak ve karmaşık bir kültür geliştirmek yolunda muhtaç oldukları aletlere sahip oldular. Bununla birlikte, bundan daha önce bile Australopitekus türlerinin daha az hassasiyetle taş aletler kullanmış olması muhtemel görünüyor.

Araştırma yazarları şimdi, kendi başparmaklarımızın zaman çizelgesini ve milyonlarca yıl boyunca elde etmemize yardımcı oldukları şeyleri daha iyi anlamak amacıyla, Neandertaller de dahil olmak üzere belirli hominid gruplarının ellerini daha yakından incelemeyi bekliyorlar.


Yazının orijinali Science Alert sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)