İngiliz hükümetinin başarısızlığı mutasyona nasıl sebep oldu?

İngiltere’de virüs bastırılamadı ve şimdi ülkenin güneydoğusunda yeni bir varyant yükseliyor. Özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkeler İngilitere’ye seyahat ve nakliye konusunda kısıtlamalara giderken, ülkedeki sağlık ve ekonomi krizi yeni bir darboğaza giriyor.

Google Haberlere Abone ol

Anthony Costello*

İngiltere’deki ilk Covid-19 dalgası esnasında, ben de dahil olmak üzere birçok bilim insanı, hükümetin bir ‘maksimum baskı’ ya da ‘sıfır Covid’ stratejisi takip etmesi gerektiğini dile getirdi. Bunun birçok nedeninden biri, ‘doğal seçilimin’** işlemesini engellemekti. Bir virüsün farklı konaklarda zaman geçirerek yayılmasına izin verildiğinde, virüs gelişir ve mutasyona uğrar. Bilim insanları, şimdi virüsün hücrelerimize girmesine olanak sağlayan başak proteinindeki değişiklikler de dahil olmak üzere, Covid-19’a neden olan virüsün genetik dizilerinde 17 değişiklik içeren ‘mutant’ bir varyant keşfettiler.

HÜKÜMET MÜCADELEDE ÇUVALLADI

Uyarılara karşın, hükümetin salgın boyunca uyguladığı strateji Covid’i tamamen yok etmek yerine virüsün yayılmasını yavaşlatmak ve Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) üzerinde yarattığı baskıyı azaltmak oldu. 13 Mart gibi geç bir tarihte, Acil Durumlar için Bilimsel Danışma Grubu (SAGE) tutanakları, 'Covid-19’un yayılmasını tamamen bastırmaya yönelik tedbirlerin ikinci bir zirveye yol açacağını' kayıt altına aldı.

Danışmanlar, Çin gibi hâlihazırda ağır baskı altında olan ülkelerin 'önlemler gevşetildikten sonra ikinci bir zirve yaşayacağı' konusunda uyarıda bulundular. Yürütülen mantık, korona virüsünü ortadan kaldırmak yerine, İngiltere’nin onunla yaşamayı öğrenmesi gibi görünüyordu.

Dokuz ay sonrasında, Çin ve Güney Kore, sırasıyla bir milyon kişi başına üç ve 12 ölüm kaydetti. Buna karşılık, sonucu pozitif olan bir Covid testinden sonraki 28 gün içinde gerçekleşen ölümlerle ilgili hükümet verilerine dayanarak, İngiltere’de bir milyon kişi başına Covid nedeniyle 970 ölüm kayıtlara geçti.

VİRÜS BEKLENENDEN HIZLI DEĞİŞİYOR

Bilim insanları yalnızca Covid-19’a neden olan virüsün her ay bir ilâ iki mutasyon geçirmesini bekliyorlardı; ancak şu anda İngiltere’de tahminen 2 milyon kişi Covid ile enfekte olduğundan, virüs artık mutasyon geçirmek için çok daha fazla fırsata sahip. Yeni varyant bulaşmayı hızlandırıyor gibi görünüyor. Birçok insan bu durumun bir aşı programını olumsuz etkileyip etkilemeyeceğini soruyor; fakat bu, bilim insanlarının büyük ihtimale yeni aşıların RNA kodlamasını ayarlayarak makul bir hızla düzeltebilecekleri bir şey. Virüsün yeni varyantının, ona yakalananlarda Covid-19’un şiddetini değiştirip değiştirmeyeceğini söylemek için henüz erken.

Kesin olan şey, enfekte olan insan sayısı arttıkça bir virüsün gelişme şansının da o kadar yüksek olduğudur. Hükümet haklı olarak, bulaşmanın endişe verici derecede yüksek olduğu güney İngiltere’deki vakalarda yaşanan bir artışın ülke çapında yayılmasından ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin varyantın yayılmasını durdurmak amacıyla İngiltere’den seyahatlere ve sınırlı taşımacılığa yasak getirmesinden korkuyor. Covid’in yayılmasını engellemek için alınan tedbirler eskisiyle hemen hemen aynı; ev buluşmalarını kısıtlamak, sosyal mesafeyi korumak, seyahat kısıtlamaları, hızlı testleri, temas takibini ve izolasyonu, yüz maskesi kullanımını, el hijyenini ve evden çalışmayı sürdürmek. 

Noel’de işyerleri ve okullar kapalı kalacak ve Londra ve güneydoğuda uygulanan dördüncü kademe tecrit, bulaşma olasılıklarını azaltacaktır. Şimdilik, hükümetin önceliği aşılamayı mümkün olan en kısa sürede çoğaltmak ve karantina tedbirlerinden etkilenenlere gerekli desteği sunmak olmalı.

‘GELİYORUM’ DİYEN FELAKET

Öte yandan, bunların hiçbiri kaçınılmaz değildi. Son dalgalanmadan tek başına bir mutant virüs sorumlu tutulamaz; işin aslı, hükümetin kötü salgın yönetimi yüzünden çok daha fazla insan enfekte oldu ve mutasyonların oluşması için gereken koşullar ortaya çıktı.

Hükümetin salgına verdiği tepkinin başarısızlıkları saymakla bitmez. SAGE danışmanı Nick Davies’in aktardığına göre, baharda yalnızca bir hafta daha erken uygulanacak bir karantina, ölüm oranını yarıya indirebilirdi. Bakanlar, sözde ‘dünyayı yendiği’ iddia edilen bir test ve izleme sistemini özel şirketlere devretmek için milyarlarca dolar harcadılar. Hükümet, bireysel karantina oranlarını izleyemedi ve esnek sektörlerdekiler (ing. gig economy) gibi gelirlerini yitirirken evde karantinada kalması istenen kişilere, hastalık maaşı alamayan işçilere dayanarak yetersiz mali destek sağladı. İngiltere’de, bahar karantinasının ardından enfeksiyon oranları düştü ama hükümet virüsü bastırmak için gereken şeyi bir kez daha yapamadı.

Hükümetin Covid-19 üzerindeki yetersiz kontrolü enfeksiyonun gücünü artırdı ve daha fazla mutasyonun gerçekleşmesine olanak sağladı. Karantina tedbirlerinin ekonomik maliyetlerinin yanı sıra, İngiltere artık uluslararası toplum tarafından da etkili bir biçimde karantinaya alındı. Başbakanın süregiden kararsızlığı, gecikmeleri ve destek görmeyen kararları almadaki yetersizliği, İngiltere’yi dünyanın en kötü ölüm oranlarından birine mahkûm etti. Şimdi Noel kutlamalarını iptal ettik ve uluslararası bir alarmı tetikledik. Artık yalnızca Paskalya’ya dek hâlâ bu durumda olmamayı umabiliriz.

*Anthony Costello, University College London’da küresel Sağlık ve Sürdürülebilir Kalkınma Profesörü ve Dünya Sağlık Örgütü’nde eski bir Anne ve Çocuk Sağlığı direktörüdür.


Yazının orjinali The Guardian sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)