Türkiye’nin enflasyon verilerine ve makro ekonomik görünüme değinilen notta şu ifadeler yer aldı: “Makro tarafta veri sinyali olumlu gelmeye devam ediyor. Yıllık enflasyon oranı henüz zirve noktasına ulaşmamış olsa da (muhtemelen bu ay), düşüş eğiliminin ikinci yarıda açıkça görülmesi bekleniyor. Finansal ve makro eğilimlerin de TL'yi desteklemesi nedeniyle dolar/TL'nin önümüzdeki aylarda ılımlı ve yavaş yükseleceğine olan inancımız artıyor. Mevduat faizlerinin yılın geri kalanında sabit kalması durumunda, ikinci yarıda enflasyonun yavaşlaması nedeniyle TL mevduatların daha da cazip hale gelmesi muhtemeldir. TCMB'nin döviz rezervleri mart ayının sonundan itibaren arttı ve net yabancı pozisyonunda iyileşme görüldü. Sürdürüldüğü takdirde, büyük sermaye girişleri de döviz rezervlerinin artmasına katkıda bulunacaktır.”
Bloomberg'in görüşlerini derlediği kurumlara göre mevcut politikaların devamı ve enflasyonda düşüş ivmesinin etkisiyle TL'de carry trade işlemlerinin getiri sunmaya devam edeceğini ifade etti. ABD doları cinsinden borçlanıp Türk lirası varlıklara yatırım yapmak, gelişmekte olan piyasalarda son 6 ayın en fazla getiri sağlayan “carry-trade” işlemi oldu. Bazı bankacılar ortodoks politikaların devamı ve enflasyonda düşüşün başlayacak olması nedeniyle bunun daha başlangıç aşaması olduğunu düşünüyor.
Yatırımcıların ABD, Avrupa ve Japonya gibi daha düşük faizli bölgelerde borçlanıp bu parayı Türkiye gibi yerlerde daha yüksek getirili finansal varlıklara yatırdığı arbitraj ticareti, dolar cinsinden borçlanan yatırımcılara son altı ayda yaklaşık yüzde 12’lik bir kazanç sağladı. Bu orana en yakın getiriler Meksika ve Rusya’da, yaklaşık yüzde 8 ile sınırlı kaldı.
William Blair International’da portföy yöneticisi olan Daniel Wood, bunun Türkiye’nin yükselişinin sadece başlangıcı olabileceğini düşünenler arasında.
“Türkiye enflasyonu anlamlı bir şekilde düşürmeyi başarırsa, Türk lirasının uluslararası yatırımcılar için güçlü bir carry cazibesine sahip olmasının sonundan ziyade başlangıcına çok daha yakınız demektir” diyen Wood, “Bu stratejinin değerini artıran en önemli faktör politikaların sürekliliği” değerlendirmesinde bulundu.