İmamoğlu'ndan Karaismailoğlu'na: Sen hayatında bir tane küvette gemi oynatmamış adamsın

Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul'dan gemi geçireceğini söyleyen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu'na tepki gösterdi. 'İBB'de teröristler çalıştırılıyor' iddiasına "Teröristse tutukla" diye yanıt verdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında "Sayın Cumhurbaşkanı’mızı mahcup etmeyeceğiz, İstanbul'u birilerine bırakmayacağız" diyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'na, "Bürokrasi boyunca eli titreyerek hiçbir ilçenin siyasi ilçe başkanından onay almadan imza atamayan, şimdi bakan olmuş isim, 'İstanbul'u birilerine bırakamayız' diyor. Zaten bu millet İstanbul'u birilerine bırakmadı. Yolladı sizi. Kovdu sizi kovdu. Anlayın bunu" dedi. İmamoğlu, Kanal İstanbul ile ilgili de "Memleketin içinden bir kanal geçirdiniz. Paranın nereye aktığını bilmiyoruz. Neymiş, büyük gemileri geçirecekmiş. Sen, hayatında bir tane küvette gemi oynatmamış adamsın. Büyük gemiyi İstanbul Boğazı'ndan geçiremezmiş de Kanal’dan geçirecekmiş" diye konuştu.

Ekrem İmamoğlu, belediye iştiraki KİPTAŞ'ın "Türkiye'nin en ucuz sosyal konut projesi" iddiasıyla hayata geçirdiği sosyal konutların temelini attı. İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada, bütçe görüşmeleri sırasında bakanların İBB yönetimini hedef alan açıklamalarına sert tepki gösterdi. İmamoğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle: 

BU İSTANBUL NE KADAR AĞIR GELDİ BU ARKADAŞLARA: Ankara'daki bakanların mevzusu hep İstanbul. Çünkü İstanbul'da yaşıyor sevgili bakanlar herhalde. Bütçe konuşmalarının herhalde yüzde 50’si, 60’ı İstanbul. Bu İstanbul ne kadar ağır geldi bu arkadaşlara ya. Yani ne kadar üzüldüler. Çok daha üzülecekler.

YAHU ZATEN BU MİLLET İSTANBUL'U BİRİLERİNE BIRAKMADI: Çünkü 16 milyon mutlu oluyor burada. 16 milyonun mutluluğu değil mesele, anlıyoruz ki bunlar kendilerine burayı mülk edinmişler. Ve mülk edilmişlik üzerinden bir kavga içerisindeler. Bürokrasi boyunca eli titreyerek hiçbir ilçenin siyasi ilçe başkanından onay almadan imza atamayan ve şimdi bakan olmuş isim (Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu) 'İstanbul'u birilerine bırakamayız' diyor. Yahu zaten bu millet İstanbul'u birilerine bırakmadı. Yolladı sizi. Kovdu sizi kovdu. Anlayın bunu yani.

BELEDİYELERLE DEVLETİN BAKANI YARIŞIR MI? ŞAŞKIN BUNLAR ŞAŞKIN: Koca devletimizin bakanı belediyeyle yarışıyor. 'Şu metroyu ben yapıyorum, bu metroyu ben yapıyorum'’ Ya yapacaksın tabii, devletin bakanısın, Allah'ın adamı ya. Yapacaksın tabii yani. 'Gayrettepe'den havalimanına metro yapıyorum. Bilmem nereden bilmem nereye metro yapıyorum.' Yapacaksın tabii. Ayıptır, belediyeyle devletin bakanı yarışır mı? Şaşkın bunlar şaşkın. Vallahi şaşkın. Yahu memleketin derdine bak. Bir dolar olmuş 15 lira. Daha dört beş sene önce 3 liraydı, 15 lira.

BİR AVRUPALI 100 EUROYA İSTANBUL’DA DOYA DOYA TATİL YAPABİLİYOR: Cebine 100 lirasını yani 100 euro koyan bir Avrupalı, İstanbul'da bir hafta doya doya tatil yapabiliyor. 100 euro nedir biliyor musunuz? Avrupa'da herhangi bir ülkede asgari ücretin yirmide biridir. Yirmide biri yani. Bu ne anlama gelir biliyor musunuz? Benim vatandaşım da cebine 130 lira koysa vazgeçtik Almanya'dan, Antalya'da bir hafta tatil yapsın ya. Ya yola çıkamaz, otobüs bileti alamaz. Doğru mu? Ayıptır ya. 130 lirayla yola çıkamaz hale getirdin vatandaşı. 100 euroya memleketin her ürününü, her malını, her alın terini, vatandaşın alın terini, emeğini en ucuza satılan ülke haline getirdin. Kalkıp oradan bize laf yetiştiriyorsun işine bak, işine bak.

HER BAKAN İSTANBUL HAKKINDA GÖRÜŞECEK, BURAYA APOLET TAKACAK: Her bakan İstanbul hakkında görüşecek, buraya bir apolet takacak. Kime karşı, bir kişiye karşı, bir kişi için. Bir kişiyi mutlu etmek için buraya apolet takacak. ‘Bak efendim nasıl konuşayım İstanbul hakkında? Belediye başkanıyla ilgili bir konuştum mu? Nasıl laf ettim ama?’ Bir apolet de buraya. Yahu istediğiniz kadar apolet takın. Biz, milletimizden apolet alıyoruz milletimizden. Biz milletimizden alıyoruz. Ama Allah şahit, bak Allah şahit, bu memleketin ekonomisi iyi olsa da ben sizi doya doya alkışlasam.

YAPAMADIĞINIZ, HEPSİNİN KAPISINA KİLİT VURDUĞUNUZ 10 METROYU YAPIYORUZ: Ama içim yanıyor benim. Benim insanımın fukaralığı benim içimi yakıyor. Ona rağmen burada temel atıyoruz. Ona rağmen sosyal konut üretiyoruz. Ona rağmen 10 tane metroyu, yapamadığınız, hepsinin kapısına kilit vurduğunuz 10 tane metroyu yapmaya çalışıyoruz. Kasım ayında bütçe yaptık, şu anda bütçe yapma zorunluluğumuz var biliyor musun? Yeni baştan, yeni baştan bütçe yapma zorunluluğumuz var.

HAYATINDA KÜVETTE BİR TANE GEMİ OYNATMAMIŞ ADAMSIN: Kanal İstanbul'dan bahsediyorlar ya çıldıracağım Allah'ım. Allah'ım çıldıracağım yani. Kanal İstanbul'dan bahsediyorlar. Memleketin içinden bir kanal geçirdiniz, paranın nereye aktığını bilmiyoruz. Neymiş, büyük gemileri geçirecekmiş. Sen hayatında bir tane küvette gemi oynatmamış adamsın. Büyük gemiyi İstanbul Boğazı'ndan geçiremezmiş de Kanal’dan geçirecekmiş.

DEVLETİN BAKANLARININ DÜŞTÜĞÜ HALE BAK, UTANÇ DUYUYORUM: Devletin bakanlarının düştüğü hale bak ya. Ben utanç duyuyorum. Bundan mutlu değilim ha, üzülüyorum. İsmet İnönü'nün bir kitabını basıyoruz. Taslak yazılarını okuyorum, 24 ya da 25 Aralık'ta çıkacak. Ya bir devlet adamı. Ankara'daydım dün, geçmişte bu ülkeye hizmet etmiş kıymetli genel başkanımız sayın Karayalçın'ı ziyaret ettim. Beylikdüzü, CHP Vefa Ödülleri başlatmıştık 6 sene önce, ona Türkiye adına sosyal demokrasi adına vefa ödülümüzü vereceğiz 24’te. Ya bana bu partinin genel başkanlığını yapmış bir insan, dakikalarca devlet adamı kimliğiyle rahmetli Süleyman Demirel'i anlattı. Seversiniz, sevmezsiniz, eksik vardır, fazla vardır ama devlet insanı olmak, devlete hizmet edebilmek, devlete hizmet edebilme kabiliyetine sahip olmak, onu anlayabilmek, sevmek sevmemek kısmı ayrı, beni de sevin ya da sevmeyin, önemli değil ama ben devletimi, milletimi düşünerek hareket edeceğim. Ona hizmet edeceğim. Bir kişiye bakıp ona hizmet etme bilinci bizde yok. Öyle hazır ola geçme bizde yok ama devletimizin önünde hazır ola geçeriz. 'Allah'a mahcup olmayalım' deriz, 'Memleketimize, milletimize mahcup olmayalım' deriz. 'Atatürk'ün bize bıraktığı emanetlere mahcup olmayalım' deriz.

AYIPTIR DOLAR 15 LİRA: Ayıptır, dolar 15 lira. Ekonomiye bakan insanın sözlerini okumaya çalışıyorum, okuyamıyorum yani. 'Sayın Cumhurbaşkanı'nı kırmayacaklarmış’ veya 'Sayın Cumhurbaşkanı'nı bu konuda mahcup etmeyecekmiş', ekonomiyi mahcup etmeyin, ekonomiyi. Milletim aç, millete mahcup olmayın. Milletin parasını düşünün, yapmayın. Allah aşkına. Herkes işini yapsın. Bu millet zor durumda, herkes işine baksın.

SOKAKTA DOLAŞAN İNSANI TERÖRİST İLAN EDİYORSUN: Efendim, '45 bin eleman aldı' dediler bizim için. Sonra 33 bine indi. Büyükşehir Belediyesi’nde, Büyükşehir’de her ay konuşmayı kendine marifet bulan bir kısım muhalefet, İstanbul'un muhalefeti olan AK Parti grubu adına konuşanlar, ‘45 bin eleman aldı’ dediler. Aradan 20 gün geçmedi, bakan, ‘33 bin aldı’ dedi. 12 bin kişiyi, kendileri yalanı tescilledi. Biz de diyoruz ki ‘20 bin 900 eleman aldık’ bizde rakamı var. Bizde veriyoruz zaten yayınlıyoruz da bunu şeffaf. Şimdi orada üç beş isim üzerinden yok efendim terörist, yok bu yok şu. Nasıl gündem değiştiriyorlar ama? Dolar 15 lira ya. Oraya bakma, buraya bak. Neymiş, terörist. Sokakta dolaşan bir insanı terörist ilan ediyorsun ya. Ya bu kamu kurumunun eleman alma prensipleri vardır. Bizim 86 bin çalışanımız var. Bulmuşlar 5-10 tane isim, çevirip çevirip duruyorlar. Bir kısım gazeteci müsveddesi de buna ön ayak olup buradan gündem yaratma çabasındalar koca koca kurumlarda.

DEVLET SOKAKTA YÜRÜYEN VATANDAŞINA TERÖRİST DER Mİ: Sokakta dolaşan insanın ismini vererek, fotoğrafını vererek terörist ilan ediyorlar. Teröristse tutukla kardeşim. Bir insanın terörist olduğunu iddia edemez devlet, iddia edemez. Terörist olduğunu tespit etmişse gider tutuklar. Bu ne ya? Bura, hangi ülkede yaşıyoruz ya? Tutukla. Bize gelen vatandaşın işe alınmasıyla ilgili evraklar vardır, kanunda belli olan. Temiz kâğıdını istersin, gelir. Bilmem nesini alırsın gelir, dosyasını toparlarsın, işe alırsın, iş akdi bellidir. Zaten o insanların o isimleri belirlenmiştir ki vardır onların elinde, oradan bakarlar görürler. Bizdeki 85 bin çalışanın ismi cismi gizli değil ki herkes belli, buradan görürsün. T.C. kimliğinden görürsün. Peki şimdi o vatandaş evine nasıl girecek? Sokağına nasıl yürüyecek? Otobüse nasıl binecek? İş yerine nasıl gidecek? 'Terörist' dedin ona sen. Ya bir devlet sokakta yürüyen vatandaşına terörist der mi arkadaş ya? Buna bir bakan ağzıyla söyler mi ya?

MEMLEKET BİRİLERİNE DÜNYANIN EN UCUZ MEMLEKETİ, KENDİ VATANDAŞINA EN PAHALI MEMLEKET: Söylüyorum. Devlet babadır, anadır. Devletin yöneticisi o anayı, babayı temsil eder; vatandaş evlattır, vatandaşına sıcaklığını, şefkatini gösterir. Sarar, sarmalar. 84 milyon vatandaşın her birisi o sıcaklıkta eşit ısınır. Hiçbirisi kendini dışarıda görmez ister doğudan ister batıdan ister güneyden ister kuzeyden, kurban olayım. Bu dil kimin dili? Milletimize hizmet edelim. Bu millet zor durumda. Parası pul olmuş, memleket birilerine dünyanın en ucuz memleketi, kendi vatandaşına en pahalı memleket.

BEN DE EKONOMİ OKUDUM AMA BİRİLERİ GİBİ "EKONOMİ PROFESÖRÜYÜM" DEMİYORUM: 127 liraya 2020’nin aralığında aldığımız un için geçen hafta verilen fiyat 325 lira. Belki bugünkü kur artışından dolayı onu da veremeyecek. Peki üç katına doğru giden un fiyatından sonra bu millet ekmeği kaça alacak? Efendim yüzde 30, yüzde 40 asgari ücreti artırmak vesaire, ipin ucu koptu. Bakın ekonomi, ben de ekonomi okudum ama birileri gibi 'Ekonomi profesörüyüm" demiyorum yani. Bilenlere danışıyorum ben. Yani 'Ben bilirim' demiyorum, diyemem. Zaten haddime değil. İpin ucu koptu gitti. Bir an önce toparlanmamız lazım milletimiz için.

ALLAH BU MEMLEKETİ CAHİL YÖNETİCİLERDEN KORUSUN: Allah bu memleketi de bu milleti cahil yöneticilerden korusun. Allah bu milleti, cahil yöneticilere emir kulu olmuş yöneticilerden de korusun. Ne derse 'Evet' diyen, ne derse 'Emredersiniz' diyen akıldan da Allah korusun. Ya bu millet zekidir ya. Her evde her insanın akıl alacağı 7 yaşında, 5 yaşında çocuğu var ya. Akıl alacağı o kadar zeki milletimiz var. Ben çocuklarımızın zekasına hayranım. Gençlerimizin yaratıcılığına, girişimciliğine hayranım. Böyle bir toplumun olduğu yer ayağa kalkmalı, biz nelerle uğraşıyoruz ya? Ama biz çalışmaya devam ediyoruz. Bütün bu akıl tutulması yaşayan bu insanlara rağmen çalışmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Benim her arkadaşımın işi iş üretmek olacak, nefes almayacak. Dün bir çalışıyorsa bugün iki çalışacak. İki çalışmayan, üç çalışmayan yol arkadaşım benim yol arkadaşım değildir. Bir seferberlik dönemidir bu. ‘Kaşım var, gözün var’, bahane üreten, işine odaklanmayan benim yol arkadaşım değildir. Devlete hizmet, böyle bir hizmet gerekir kardeşim. Ben bu durumu düzeltmek için ne yapabilirim? Egosunu, kibrini, bütün ön yargılarını çöpe atacak, milletine, memleketine hizmet edecek.

UYDURMA OYUNLARINIZA ŞU TEK ELİM YETER: Bakın, çalışana terörist diyecekler, uydurma soruşturma açacaklar. Daha neler yapacaklar? Biz bilmiyor muyuz onları? Biliyoruz. Sizin bütün oyunlarınızı ezberledik biz. Bütün oyunlarınızı ezberledik. Yani şu tek elim yeter oyunlarınıza, tek elim. O kadar biliyoruz oyunlarımızı. Yapacaklar ama biz yılmayacağız. Biz işimize bakacağız. Milletimize hizmet edeceğiz. Milletimizin tek kuruşunu heba etmeyeceğiz. Milletimizin her kuruşunu iyi değerlendireceğiz. İşlerimizi yapacağız, tasarruf yapacağız. Kendi içimizdeki mekanizmayı vatandaşımıza en iyi hizmet ulaşsın diye kullanacağız. Önceliğimiz bu olacak. Dolayısıyla biz, seferberlik ilan etmiş kamu kurumuyuz. Bir aydır bütün arkadaşlarım gece-gündüz bütçe çalışıyorlar. İşlerini nasıl en verimli yürütürler ona bakıyorlar. Yaklaşık bir ay önce arkadaşlarımı toplayıp ekonomi yönetmeyle ilgili acil eylem tedbirleri çalışması grubu kurduk. Her anımızda bunu çalışıyoruz. Her anımızda tek şart var, millete iyi hizmet.

İSTANBUL’UN DÖNÜŞÜMÜ KANAL'DAN DA ÖNEMLİ BİR KONUDUR: Tuzla Aydınlıkevler projemiz, inşallah bizim sosyal konuta ihtiyacı olan insanlarımızın tuzuna minik bir merhem olacak. Ama bu konudaki faaliyetlerimiz devam edecek. İstanbul'un dönüşümü önemli bir konudur, Kanal'dan da önemlidir. O süslü laflarla dizilen birçok işten daha önemlidir bu şehrin dönüşümü ve bu dönüşümü destekleyici sosyal konut projeleri. Engelli vatandaşlar, şehit aileleri, sağlık personeli, vazife malulleri, dul ve yetimlere dönük birtakım avantajlar sağlanacak. Özellikle Aydınlı mahallesinde oturan hemşerilerimizin öncelikli faydalanmasına dönük avantajlar sağlanacak. Ben bütün bu çalışmaları destekliyorum. KİPTAŞ’ın da buradan geri durmadan, 'Ben ne üretebilirim, ne yapabilirim' anlayışıyla yoluna devam etmesini istiyorum. Ali Bey, bütün çalışma arkadaşlarını buna odaklandır. Biz hem dönüşümü hızlandırmalıyız hem sosyal konut üretmeliyiz. Güngören'de temelini atacağımız yerin heyecanını da yaşıyoruz. 150 konutun dönüşmesi demek, 150 aileyi, Allah korusun büyük bir depremde can kaybından korumak demek. Bir insanın hayatı ölçülebilir mi, ölçülmez. Onun için her gün bu işte yoğrulmalıyız ve koşturmalıyız.” (ANKA)