‘İktidar muhalefet olursa koşa koşa anayasa değişikliğini onaylar’

Altılı Masa’nın anayasa değişikliği önerisinden, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi uygulamasına devam kararı çıktı. Uzmanlara göre parlamenter sistem içinde bu seçim riskler barındırıyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Altılı Masa’nın kamuoyuna deklare ettiği ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi’nin yankıları sürüyor.

Yargıdan temel hak ve özgürlüklere, yürütme organlarının yapısından Olağanüstü Hal koşullarına kadar 84 madde ve 9 başlıkta değişiklik öngören Altılı Masa’nın anayasa önerisinin en tartışmalı başlığı ise cumhurbaşkanının seçilme yöntemi oldu. Cumhurbaşkanının bir dönem ve yedi yıl görevde kalmasını öngören Altılı Masa, cumhurbaşkanının seçilme yönteminde ise değişikliğe gitmedi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde olduğu gibi bu göreve seçilecek kişinin seçimle belirlenmesini önerdi.

Siyaset bilimci ve anayasa hukukçularına göre, cumhurbaşkanı halk tarafından seçildiği zaman parlamenter sisteme aykırı fiili durumlar her zaman olabilir. İster yetkili ister yetkisiz olsun seçimle belirlenen parlamento ve cumhurbaşkanlığı organları birbiriyle çatışabilir.

‘İSTER YETKİLİ İSTER YETKİSİZ OLSUN, İKİ ORGAN BİRBİRİYLE ÇATIŞIR’

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun’a göre Altılı Masa, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de cumhurbaşkanını halk tarafından seçtirmenin dezavantajları üzerine yeterince çalışmamış. “Bir taraftan parlamenter sistemi güçlendiriyorsunuz, yapıcı güvensizlik oyuyla istikrarsızlığı engellemek istiyorsunuz ama diğer taraftan halka seçtiriyorsunuz. Halka seçtirmenin gerekçesi nedir" diye soran Tosun’a göre Altılı Masa’nın bu konuda ikna edici birtakım argümanları yok.

Bir tarafta sandıktan halk oyuyla çıkan bir parlamentonun, diğer tarafta da halk oyuyla, yetkisiz, sorumsuz cumhurbaşkanının olduğunu belirten Tosun, "Cumhurbaşkanını halka seçtirmeye yönelik eleştiri getirenler, ‘Demokratik meşruluğa sahip iki organının olması durumunda ister yetkili ister yetkisiz olsun iki organ birbiriyle çatışır’ diyorlar" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstediğiniz kadar cumhurbaşkanı ‘yetkisiz’ deyin. Sandıktan 50+1 oyla çıkan cumhurbaşkanı düşünelim. Parlamentoda azımsanmayacak muhalefetle cumhurbaşkanının partisinin farklı olduğunu düşünelim. Bu durumda iki organ, ikisi de halktan gelen destek nedeniyle birbirleriyle çatışabilirler. Bu çatışmayı çözebilecek mekanizma var mı? Yok. Bu çatışmanın sistemin işleyişine fiili anlamda olumsuz etkisi olur mu? Olmaz ama ülke siyasetini meşgul eder. Dolayısıyla bu risk. Bence parlamenter sistem, ister klasik ister güçlendirilmiş olsun cumhurbaşkanının parlamentodan seçilmesi parlamentonun gücünü daha da pekiştirir.”

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun


‘BUGÜNÜN İKTİDARI YARININ MUHALEFETİ OLURSA KOŞA KOŞA BU DEĞİŞİKLİĞİ ONAYLAR’

Siyaset Bilimci Tosun’a göre Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı seçiminin halk tarafından yapılması önerisinin altında Cumhur İttifakı’nın ortaya atabileceği “propagandalar” yatıyor. Altılı Masa’nın, “Cumhurbaşkanı seçme hakkınızı elinizden alıyorlar”, “Milli iradeyi tecelli etme hakkını elinizden alıyorlar” gibi söylemlerin önüne geçmek için bu adımı atmış olabileceğini belirten Tosun, "Bir ürkeklik de var. Altılı Masa’nın önerileri içerisinde en ürkek davrandığı değişikliklerden biri bu. Türkiye’de bir milli irade fetişizmi egemen. Demokrasilerde mesele, sandıktan çıkan iradeyi çok çeşitli kurumları da sistem içinde etkili kılarak demokrasiyi inşa etmek. Ama öyle bir dertleri yok” diye konuştu.

Altılı Masa’nın anayasadaki değişiklik önerisine diğer siyasi partilerin destek verip vermeyeceğine dair öngörüsünün ne olduğunu sorduğumuz Tosun, "Bugünün iktidarı yarının muhalefeti olursa koşa koşa bu değişikliği onaylar" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugünün muhalefeti yarın iktidar olursa bu değişiklikleri yapma konusunda ne ölçüde kararlı olur bekleyip görmek gerekiyor. Çok güçlü bir yürütme ile yola devam etme riski de mevcut. Onu da tamamen yok saymamak gerekiyor. Bugünün iktidarı yarın muhalefete düşerse parlamento içi ve dışı dinamiklerin lehine olacağı çok sayıda düzenleme var. Olması gereken bu mu değil. Mesela HDP memnun değil bu düzenlemeden. Parlamentoda sayısal bir denge değişirse bu öneriler daha kapsayıcı ve demokratik bir yönde geliştirilebilir.”

‘HALK TARAFINDAN CUMHURBAŞKANININ SEÇİLDİĞİ PARLAMENTER SİSTEM ÖRNEĞİ YOK DENECEK KADAR AZ’

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker’e göre Altılı Masa’nın cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi önerisi içinden çıkılması zor bir durum. Altılı Masa temsilcilerinin daha önceki açıklamalarında parlamenter sisteme geçildiği takdirde cumhurbaşkanının Meclis tarafından seçileceğini söylediğini, ortak imzayla hazırlanan öneride ise durumun tam tersi olduğunu belirten Köker, “Altılı Masa’nın önerisinde cumhurbaşkanının halk tarafından seçilme usulünün korumasını ben biraz siyasi kaygılara bağlıyorum. Halk tarafından cumhurbaşkanının seçildiği parlamenter sistem örneği yok denecek kadar azdır" dedi.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de cumhurbaşkanının yetkilerinin sembolik olduğunu, icrai yetkisinin olmaması gerektiğini, bir tür onay mercii olduğunu belirten Köker, “Cumhurbaşkanının sembolik yetkilerle donatılması gerekir. O zaman bunu niye halk seçiyor? Halk seçtiği zaman cumhurbaşkanının yetkileri kağıt üzerinde sembolik bile olsa, ‘Beni de halk seçti Meclis’i de halk seçti. Benim de en az Meclis kadar halka karşı sorumluluğum var, yetkilerimin bu şekilde kısıtlanmış olmasını ben kabul etmiyorum’ diyebilir. Biz zaten bu sisteme bu yüzden gelmedik mi? Yani bunu neden değiştiremiyorlar anlam veremiyorum" diye konuştu.

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker

‘HALK TARAFINDAN SEÇİLDİĞİ ZAMAN PARLAMENTER SİSTEME AYKIRI FİİLİ DURUMLAR HER ZAMAN OLABİLİR’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014 yılında halk tarafından seçildiğini, bugüne kıyasla yetkilerinin çok az olduğunu ve partisinden istifa ettiğini, halk tarafından seçilmesinin ardından “Bu iki başlılık yaratır” dediğini hatırlatan Köker, “Siz şimdi anayasada kağıt üzerinde cumhurbaşkanının yetkilerini ortadan kaldırırsanız iki başlılık sorunu ortaya çıkmaz. Tayyip Erdoğan’ın halk tarafından seçilmesinden sonraki davranışları fiili bir iki başlılık yaratmak oldu. O yüzden problem çıktı. Halk tarafından seçilmek tek başına iki başlılık yaratmaz. Önemli olan cumhurbaşkanının yetkileri” dedi ve şöyle devam etti:

“Parlamenter sistem isteyenlerin cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini değiştirmemeleri benim garibime gidiyor. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildiği zaman parlamenter sisteme aykırı fiili durumlar her zaman olabilir. İlk üç sene olmayabilir ama sonra olabilir. “

‘AK PARTİ, ‘BİZ DESTEK VERELİM’ DİYEBİLİR’

Altılı Masa’nın 2023’te anayasa değişikliği önerisini hayata geçirebilecek Meclis çoğunluğunu elde edebilmesinin önemli olduğunu, mevcut sistemde 600 milletvekilinden 360’ının desteğiyle değişikliğin referanduma götürülebileceğini, 400 milletvekilinin desteğiyle ise doğrudan değişikliği yapılabileceğini belirten Köker, "Yani bu zor bir süreç” dedi.

2023 seçimlerinde AK Parti’nin Meclis’teki çoğunluğu kaybetmesi, Altılı Masa’nın da adayının kazanması durumunda AK Parti’nin, “Tamam biz parlamenter sisteme destek verelim, revizyonlar olsun” diyebileceğini ifade eden Köker, “Onlar da bu işe karşı çıkmayabilirler. Parlamenter sistemde Meclis çoğunluğuna hâkim olan bir siyasi parti varsa o partinin genel başkanı en az bugünkü cumhurbaşkanı kadar yetkilidir” diye konuştu.

.

‘ALTILI MASA’NIN TEŞHİSİ YANLIŞ’

Prof. Dr. Köker, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisinin, bugünkü sorunları aşmak için yeterli olmadığı görüşünde. “Bu öneriyi getirenler bugünkü sistemi sorunların kaynağı olarak görüyorlar. Halbuki bugünkü sistem sorunların kaynağı değil, çözülememiş bir sürü sorunun sonucu olarak ortaya çıktı" diyen Köker sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye bazı sorunlarını çözemediği için, en başta da Kürt sorununu çözemediği için, bugünkü sisteme biz geldik. Dolayısıyla Altılı Masa’nın teşhisi yanlış. Bugünkü sistem sorunların sebebi değil, çözülemeyen sorunların ürettiği bir sonuç. Sonucu sebep zannedip de bunu değiştirerek sorunları çözeriz zannediyorsanız büyük bir hata yapıyorsunuz demektir. Dolayısıyla hangi sorunların çözülemediğini, çözülemeyen hangi sorunlar nedeniyle bu sisteme Türkiye’nin düşmüş olduğunu iyi tahlil edip, ona göre yaklaşım geliştirmek lazım. Parlamenter sistem Türkiye için doğru olan ama nasıl bir parlamenter sistem? Nasıl parlamenter sistem sorusunun cevabı, ‘Hangi sorunları biz geçmişte parlamenter sistemin içinde çözemedik de bugünkü başkanlık rejimi ortaya çıktı’ sorusunu irdelemekte yatıyor. Ama Altılı Masa bunu yapmıyor.”