İfade özgürlüğü karnesi: 'Sözde muhabir' iddianamede

Türkiye’nin 2022 ifade özgürlüğü karnesi: Karara bağlanan 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl 2 ay 24 gün hapis cezası verildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği tarafından 1 Eylül 2021-20 Temmuz 2022 tarihleri arasında izlenen 210 davayla ilgili ifade özgürlüğü raporu yayımlandı. Raporda, Türkiye’de ifade, basın ve toplanma özgürlüklerinin kullanımına yönelik sistematik ihlallerin artarak devam ettiğine dikkat çekildi.

22 gözlemci, 210 davanın 23 farklı şehirde görülen 446 duruşmasını takip etti. Takip edilen 210 davanın 55’inin görülmesine bu izleme döneminde başlandı. Bu davalarda bin 398 kişi yargılandı.

Raporun lansmanında konuşan MLSA Eş-Direktörü Veysel Ok, 2012 yılından bu yana ifade özgürlüğü davalarını takip ettiklerini belirtti. Ok, gazetecilerin bu davaları izlerken yargısal tacize maruz kaldıklarını söyledi.

Dava izleme projesinin ortaklarından Friedrich Naumann Vakfı (FNF) Türkiye Ofisi Direktörü Beate Apelt, “Gazetecilere, aktivistlere, öğrencilere açılan davalarda genellikle hak ihlalleri olduğunu görüyoruz” dedi. Raporda, Türkiye’de hukukun üstünlüğünün nasıl zarar gördüğüne dair tespitlerin yer aldığını söyleyen Beate Apelt, bir tweet attığı ya da barışçıl bir gösteriye katıldığı için ceza alan çok sayıda kişinin hayatının değiştiğini ifade etti: “Aleyhlerinde dava açılmış ve aklanmış kişilerin de hayatı da değişiyor. Bu kişiler öncelikle korku yaşıyorlar. Kendilerini savunmak için para harcıyorlar. Kariyerleri ya da işyerleri tehlike altına girmiş olabilir. Bütün bu gelişmeler hepimizin hayatını etkiliyor. Kendimizi, söylediklerimizi sınırlıyoruz. Kendi kendimize otosansür uyguluyoruz.”

Friedrich Naumann Vakfı (FNF) Türkiye Ofisi Direktörü Beate Apelt

EN ÇOK TERÖRİZM SUÇLAMASI YAPILDI

11 aylık dönemde takip edilen ifade özgürlüğü davalarında en çok terörizm suçlamaları yapıldı. “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması olan 62 davanın 46’sında; “terör örgütü üyeliği” suçlaması olan 44 davanın 38’inde yalnızca gazeteciler yargılandı. Yargılamalarda, kişilerin yazdıkları haberler, yazılar, çektikleri fotoğraflar ve sosyal medya paylaşımları sıklıkla delil olarak gösterildi.

'SAVCI, İDDİANAMEDE SÖZDE MUHABİR DİYOR'

Araştırmayı kaleme alan MLSA dava izleme koordinatörü Mümtaz Murat Kök, gazetecilere terör örgütü propagandası suçlaması yöneltilen mahkemelerde sıklıkla karşılaşılan eğilimlerden birini şöyle anlatıyor: “Savcılar, bazı iddianamelerde yargılanmasını talep ettiği gazeteciler hakkında 'sözde muhabir' diyecek kadar ileri gidiyorlar.”

Kök, masumiyet karinesi ilkesinin ifade özgürlüğü davalarında giderek unutulduğunu belirtiyor: “Bir kişi en temel hakkını kullandığı için çoğu zaman masumiyet karinesi hiçe sayılarak açılmaması gereken davalarda yargılanıyor ve cezalandırılıyor.”

HAPİS CEZALARINDA RADİKAL ARTIŞ

2018 yılından beri dava izleme raporları yayımlayan MLSA, bu dönemde verilen hapis cezalarında radikal bir artış gözlemlendiğini vurguladı. Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet, gazeteci Rojhat Doğru’ya verilen müebbet hapis cezalarına ek olarak bu dönemde karara bağlanan 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl 2 ay 24 gün hapis cezası verildi.

Hapis cezalarına benzer şekilde, beraat kararlarında da ciddi bir artış oldu.

En çok kişinin yargılandığı dava, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Melih Bulu’ya yönelik protestolarda gözaltına alınan arkadaşları ile dayanışmak için #bundansonrasıbizde çağrısı ile yapılan protestolarda gözaltına alınan 97 öğrenci oldu. Öğrenciler, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandı. Kök, “Çok sanıklı dava pratiği azalmış görünse de devam ediyor” diye konuştu.

'TERÖRLE MÜCADELEDE GÖREV ALMIŞ KİŞİ TANIMI BELİRSİZ'

Terör örgütü propagandası yapmak, terör örgütü üyeliği, terörle mücadelede görev almış kişilerin kimliğini açıklamak/yaymak, hedef göstermek en çok dava açılan terör suçlarından oldu. Kök, kanunda yer alan terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme suçunun fiiliyatta nasıl işletildiğine dikkat çekiyor: “Bu maddeyle ilgili sıkıntı şu: Terörle mücadelede görev almış kişi kim? Bu kişi Berkin Elvan davasında tanıklık yapmış bir polis de olabilirken aynı zamanda teröre karşı açıklamalar yaptığı için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da olabilir.”

MLSA Dava İzleme Koordinatörü Mümtaz Murat Kök
EN ÇOK ALBAYRAKLAR VE BAYRAKTARLAR SLAPP DAVASI AÇTI

Bu dönemde Coalition Against SLAPPs in Europe (CASE) tarafından “güçlü kişi ve şirketlerin yargıyı suistimal ederek eleştirel ifadeyi susturmak için açtıkları davalar” olarak tanımlanan 5 davanın duruşmaları görüldü. Takip edilen beş SLAPP davasının dördü gazetecileri hedef aldı.

Kök, Albayrak ve Bayraktar ailelerinin sık sık gazetecilere SLAPP davası açtığını söyledi:

“Kişisel ve ticari itibarlarının zedelendiği iddiasıyla sürekli dava açıyorlar. Bu bağlamda bir örnek vermek gerekirse Selçuk Bayraktar’ın, Sözcü gazetesinde yayımlanan 'İBB’den Vakıflara Hizmet Raporu' yazısını gerekçe göstererek gazeteci Çiğdem Toker aleyhine 80.000 TL talebiyle açtığı tazminat davasını gösterebilriz.”

ÖZENSİZ İDDİANAMELERLE AÇILAN DAVALARDAN ÇIKAN BERAAT KARARLARI

Mümtaz Murat Kök, beraat sayısındaki artışın dönemin önemli başlıklarından olduğunu söylüyor: “Bu olumlu bir sonuç. Fakat bu aynı zamanda başka bir eğilimin de göstergesi. Özensiz, aslında belki kabul edilmemesi gereken iddianameler kolaylıkla mahkemeler tarafından kabul ediliyor. Bu iddianamelerle çok kolay davalar açılıyor. Aynı iddianameyi kabul eden mahkemeler, daha sonra bu kişilerin beraatine karar veriyor."

DURUŞMALAR ORTALAMA 40 DAKİKA GEÇ BAŞLIYOR

1 Eylül 2021-20 Temmuz 2022 döneminde takip edilen 446 duruşmanın 269’u geç başladı. Bu dönemde takip edilen 16 duruşma planlanandan erken başlarken yalnızca 161 duruşma zamanında başladı. Geç başladığı kaydedilen duruşmalar ortalama 40 dakika gecikme ile başladı.

Gözlemciler, sanıkların açık yargılanma hakkına aykırı bir şekilde bu dönemde takip edilen 68 duruşmada duruşma salonuna hiçbir gözlemcinin alınmadığını kaydettiler. MLSA gözlemcileri, kapalı yapılmak istenen 18 duruşmaya basın mensubu olduklarını belirterek girebildiklerini belirttiler.

Gözlemciler, 30 duruşmaya pandemi tedbirleri gerekçe gösterilerek alınmadılar. MLSA gözlemcileri, pandemi tedbirlerinin bahane olarak kullanıldığına dair gözlemlerde bulundular. Bu gözlemleri doğrulayacak şekilde, 30 Haziran 2021 tarihli pandemi tedbirlerine yönelik genelgenin 9 Nisan 2022 tarihli ve 2022/2 sayılı genelge ile yürürlükten kaldırılmasının ardından basın mensupları ve gözlemciler pandemi tedbirleri gerekçe gösterilerek 3 duruşmada salona alınmadılar.