HDP'liler anlatıyor: Abluka altında siyaset yapmak

HDP üzerindeki baskılar ve gözaltılar son dönemde daha da arttı. İstanbul'da HDP İl temsilcisi Refik Serhat, "İlçe binalarımıza kadar polis ablukasındayız. Mesaj veriliyor, HDP’nin başına gelecekleri görün, sizin de başınıza gelebilir deniyor" ifadesini kullanıyor. İl yöneticilerinden Fener Günana, "Güzel günlerin geleceğine dair inancımız olmasa bu kadar baskıya karşı niye mücadele verelim?" diye konuşuyor. Ahmet Subaşı ise "Bu baskıcı rejime son vereceğimize inancımız tam" diyor.

Ahmet Subaşı, Fener Günana, Refik Serhat (soldan sağa), HDP üzerindeki baskılara rağmen müc adeleye devam edeceklerini söylüyor.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, son günlerde 40 ilde yapılan operasyonlarda HDP’li siyasetçiler dahil 718 kişi gözaltına alındı. 

Tarlabaşı'daki HDP binası hemen her gün polisi ablukası altında denilebilir. Çay içerken sohbet ettiğimiz bir parti çalışanı durumu şöyle değerlendiriyor:

“Düşün, Gazete Duvar’da 15 kişi çalışıyorsunuz ama sürekli sizden birilerini alıyorlar. Ne yaparsınız? Kendimi bildim bileli bu siyaset içindeyim. Bir kişi gitti, yerine ertesi gün birisi mutlaka geldi. Böyle bitiremezler bizi. Seçim zamanı yine ‘Kürt kardeşlerimiz’ diyecekler. Bakalım, bulabilecekler mi o kardeşlerini…”

‘BENİM OYUMA TALİPSİN AMA BENİ TANIMIYORSUN’

HDP İl Temsilcisi Refik Serhat “İcazetli muaf dışında muhalafet bir bütündür” diye başlıyor sözlerine ve şöyle devam ediyor:

“Sistemin devamlılığını sağlayan muhalefet, muhalafet değildir. Önce bu bilinsin. Hepsi de diyor ki, biz Kürtlerin oylarına talibiz. CHP’sinden tut, MHP’ye, AKP’ye kadar. Kürtçe de konuşuyorlar. Benim oyuma talipsin ama beni tanımıyorsun. HDP, Kürt özneli bir parti değil. HDP; emeğin, gençliğin, kadınların, ezilmişlerin, yok sayılmışların partisidir. Emperyalizmin Ortadoğu’da politikası nedir? Böl, parçala ve yönet. Bu Türkiye’de iktidar tarafından hep uygulanageldi. Faşizm tekçidir, ırkçıdır, erkek egemendir. HDP, kadının sözünü esas alıyor, tekçi zihniyete karşı mücadele veriyor. Yani insanlığın kaybettiği yerden başlatıyor mücadeleyi. Bu anlamda HDP sistemi çatırdatıyor.”

“6 milyon oy almış bir partiden bahsediyoruz” diyor Serhat ve son günlerde HDP’ye yönelik kimi nefret söylemlerini hatırlatıyor:

“Birileri kalkıp diyor ki ‘ben bu partiyi tanımıyorum.’ Birisi çıkıp diyor ki, ‘HDP’ye verilen oyların Allah belasını versin.’ Biz de diyoruz ki, HDP İstanbul’da size bir sela okudu. Önümüzdeki seçimde yine sela okuyacağız, halkımız da bu selaya amin diyecek.”

‘BÜYÜK ŞEHİRLER HDP’NİN GÜCÜYLE ALINDI’

Serhat, yerel seçim sonuçlarını hatırlatarak büyük şehirlerdeki belediye değişikliğinin HDP’nin gücüyle olduğunu muhalefetin unutmaması gerektiğinin altını çiziyor:

“İlçe binalarımıza kadar polis ablukasındayız. Mesaj veriliyor, HDP’nin başına gelecekleri görün, sizin de başınıza gelebilir deniyor. Oysa İstanbul’da, Eskişehir’de, Ankara’da AKP’nin elinden alınan belediyeler HDP’nin gücüyle alındı. Mahallelerde insanlar tehdit ediliyor, partiye gitmeyin diye. Çare midir? Değildir. Faşizm böyledir; daraldıkça, tünelin ucunda ışığı gördükçe daha çok azgınlaşır. AKP, son dönemlerini yaşıyor, öyle diyeyim.”

‘HER ALLAH’IN GÜNÜ ARKADAŞLARIMIZ ALINIYOR’

HDP il yöneticisi Ahmet Subaşı son günlerde yaşananları şöyle anlatıyor:

“Her Allah’ın günü arkadaşlarımız gözaltına alınıyor. Zindan ya da ev hapsi bunlar arkadaşlarımızı yıldıramaz. HDP’nin mücadelesini yavaşlatacak ya da bizleri psikolojik olarak zayıflatacak bir durum söz konusu olamaz. Bir arkadaşımız alındığında onun yerine gelen onlarca arkadaşımız var. HDP olarak böyle bir partiyiz. Bu baskıcı rejime son vereceğimize inancımız tam. Çünkü biz bu ülkeden yaşayan halklara güveniyoruz.”

‘GÜZEL GÜNLERE İNANCIMIZ OLMASA BU KADAR BASKIYA KARŞI NİYE MÜCADELE VERELİM’

HDP il yöneticilerinden Fener Günana “Burası sürekli polis ablukasında ama bu yeni bir şey değil. Gizli saklı hiçbir şey yapmıyoruz, çekincemiz yok. Nerdeyse bizim ne yaptığımızı bizden daha iyi biliyorlar. Bu da onların ayıbı olsun” diyor. 

Günana bu derece baskının nedenini şu sözlerle anlatıyor:

“Şu anda var olan hükümete ve daha önceki iktidarlara en büyük, güçlü muhalafeti yapan partiyiz. Onlar da bu gücü farkında oldukları için bize yöneliyorlar. Yüzlerce arkadaşımız cezaevinde. Bu görevleri üstlenen arkadaşlarımız geçmişten gelen bilgi olarak bu durumun zorluğunu biliyorlardı. Bu yüzden kimse geri adım atmıyor. Ellerinden gelse hepimize kelepçe takacaklar ama nereye kadar? Biz milyonlarız.”

Günana, son olarak “Güzel günlerin geleceğine dair inancımız olmasa bu kadar baskıya karşı niye mücadele verelim?” diye soruyor. “Bir anneye çocuğunu kargoyla gönderebildiler. Gare’de öldürülen anneler için de aynı üzüntüyü duyuyoruz. Bu ülkeye barış getirmek için elimizden ne gelirse yapacağız.”