HDP'li Kaçmaz'dan 'evinde terörist yakalandı' iddiasına yanıt: Soylu şov için baskını kendi yapardı

HDP'li Kaçmaz, İçişleri Bakanı Soylu'nun 'teröristi evinde yakaladık' sözlerine Meclis'te yanıt verdi: Süleyman Soylu evimde bir şüpheliyi sakladığımı düşünseydi kolluğa bırakmaz, baskını o yapardı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Bütçe görüşmelerinde ortaya attığı, eski AK Parti Cizre İlçe Başkanı Cihan Güven’in kardeşi Tahir Güven’e pusu kuran kişinin 'evinde yakalandığı' iddiasına Meclis'te yanıt verdi.

Kardeşiyle birlikte 3 kişinin tutuklandığı soruşturmayla ilgili TBMM Genel Kurulu'nda söz alan Kaçmaz, Şırnak Valiliği'nin olayla ilgili yaptığı açıklamanın kendi söylediklerini teyit ettiğini belirtti.

Meclis tutanaklarına göre HDP'li Kaçmaz şunları söyledi:  

"Değerli milletvekilleri, sahteliğin tüm zamanların rekorunu kırdığı bir devirde yaşıyoruz. 'Sahtelik, yalan ve iftira gerçeğe saldırsa da hiçbir zaman kazanamayacaktır' der Franz Kafka. Birkaç gün önce, 8 Aralık günü İçişleri Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde dediğimiz gibi, İçişleri Bakanı'nın iftirasına maruz kalmıştım ama birkaç gün içerisinde nasıl bir iftirayla karşı karşıya olduğumuz daha net ortaya çıktı.

'BİR BAKAN BU KADAR AÇIK YALAN SÖYLER Mİ?'

Değerli milletvekilleri, İçişleri Bakanı buradan '8 Aralık sabahı bir baskınla katili yakaladık' dedi, Cizre'de işlenen bir cinayet için. Ancak ortaya çıktı ki benim beyan ettiğim üzere söz konusu gözaltı 7 Aralık'ta yapılmıştı, 8 Aralık'ta değil ve yine 'Hüseyin Kaçmaz Vekilin evinde yakaladık' dediği kişi için benim beyan ettiğim üzere ne benim evimde ne ailemin evinde ne herhangi bir evde yakalanmadığı, gözaltına alınmadığı ortaya çıktı ve bu durum yine 9 Aralık günü Şırnak Valiliği'nin yaptığı açıklamayla da ortaya çıktı. Ve yine katil PKK'li, YPS üyesi dediği kişi de yine aslında bir iftiranın eseri olduğu ortaya çıktı çünkü söz konusu şahıs HDP Gençlik Meclisi üyesi bir arkadaşımız. Haftada bir gün hakkında uygulanan adli kontrol sebebiyle emniyete gidip imza atan biriydi. Bir İçişleri Bakanı, bu ülkenin bir bakanı bile isteye bu kadar açık ve net bir yalan söyler mi, bunu kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Tabii, bununla birlikte dediğimiz gibi, valilik benim dediklerimi teyit etti şurada, hemen göstereyim, basın açıklaması şeklinde paylaştı Şırnak Valiliği, herkes girip görebilir, şu an sayfasında duruyor.

'KOMPLO YÜZLERİNE, GÖZLERİNE BULAŞTI'

Tabii, bununla bitmedi. Burada net bir şekilde iftira attı Bakan, dediğimiz gibi ne lekelenmeme hakkını ne de masumiyet karinesini esas alan bir tutum sergilemeden 'zanlı' bile demedi, 'şüpheli' bile demedi. Ancak 11 Aralık'ta yani bu iftirada üç gün sonra Cizre'ye taziyeye geldi ve kendisinin ifadesini paylaşıyorum: 'Bu kalleşliği, bu tuzağı kim yaptıysa bulacağız.' Üç gün önce burada katili ilan etmişti oysa ki.

Tabii, bununla bitmedi, söz konusu bu kumpas, bu komplo yüzlerine, gözlerine bulaştı diye tabii hemen pes etmediler. Kötülükte hemen pes etmek yok, onu kendileri bir kez daha gösterdi. Ne oldu? Bu sefer de gözaltındaki kişiler... Onlarca arkadaşımız gözaltına alındı, parti yöneticisi arkadaşlarımız gözaltına alındı. Yine, partili olan kardeşim de gözaltına alındı. Ve her ne hikmetse gözaltındaki kişiler arasından 11 Aralık'ta yani İçişleri Bakanı'nın Şırnak'ta olduğu gün sadece kardeşim alelacele adliyeye getirilip, ifadesi alınıp ki kendisine dair hiçbir şey sorulmadan, suçluyu kayırma gibi ipe sapa gelmez bir iddiayla ki hukukçular bilir, katalog suçlar arasında değil, altı aydan başlar... Ama İçişleri Bakanı'nın bu yalanını, bu iftirasını toplum nezdinde kabul edilebilir yapmak için bu komployu, bu manipülasyonu, bu algıyı topluma hani anlatamadıkları için bu sefer de ne yaptılar? Dediğim gibi, böyle bir planı devreye soktular ve sadece kardeşim adliyeye getirilerek İçişleri Bakanı Şırnak'tayken kardeşim tutuklandı. Kolluk gücünü alet ettikleri yetmiyormuş gibi bu kumpasa, bu komploya bu sefer de savcı ve hâkim üzerinden de böyle bir kumpasa devam edildi. Sadece şu başlık için aslında kardeşim tutuklandı, şunu net söyleyeyim: Şu an benim kardeşim kurban, rehine ve aslında birçok yetkili de bunu biliyor. Şırnak Valiliği benim dediklerimi teyit etmişken sırf bu basına böyle bir haber servis etmek için kardeşimin tutuklu kalıyor olması aslında bizlerin alışık olduğu bir durum maalesef ki.

'SANSASYON OLSUN DİYE 8 ARALIK DENDİ'

Çünkü şu an binlerce arkadaşımız da içeride kurban, içeride siyasi rehine olarak tutuluyor. Tabii dosya hakkında... Dediğimiz gibi hemen servis edildi bu tutuklama, üç dakika sonra servis edildi, üç dakika, kararın verilmesiyle. Peki, daha öncesinde neler oldu? İlk bir ihbar oluyor 7 Aralık saat 13.26'da; aslı astarı olmayan, yer, zaman mekân belirtilmeyen bir ihbar ama her ne hikmetse takip ve göz mesafesinde, yakalama mesafesinde olan bir kişi hiçbir şekilde gözaltı yapılmıyor. Çünkü asıl plan 8 Aralık sabahı -İçişleri Bakanı'nın dediği gibi- "Burada biz bu sabah katili yakaladık, HDP'li vekillerle fotoğrafı var." şeklinde vermekti. Ama 'Allah'ın sopası yok' derler ya, bu sefer tesadüfen 11 Aralıktaki kongre çalışması için parti yöneticisi arkadaşlarımızın ağabeyimin evine gitmesi sonrasında plan değişti, plan değiştirilmiş. Ve evden çıktıktan sonra parti yöneticisi arkadaşlarımız -daha sonrasında herhâlde telefonla iletildiği için- hemen gözaltı yapılıyor. 7 Aralık akşamı gözaltı yapılıyor net bir şekilde ama bu daha sansasyonel olsun diye '8 Aralık' dendi. Tabii, yetmedi, 8 Aralık sabahı... Şunu net bir şekilde söyleyeyim değerli milletvekilleri: Bazı milletvekilleri, iktidar vekilleri, daha önceki gece de yine televizyonda hâlâ -söylediğim bu net beyanlara karşı- dediğimi ters yüz ederek sanki ben itirafta bulunmuşum, sanki evimde katil saklıyormuşum gibi bir iftirayı devam ettirme vicdansızlığını devam ettiriyorlar. Şunu net bir şekilde söyleyeyim değerli milletvekilleri: İlk gece de söyledim, şimdi de söylüyorum, ne benim ne ailemin ne herhangi bir akrabamın evinde herhangi bir gözaltı işlemi yapılmamış, bu net. Bununla birlikte şunu da söyleyeyim: Bahse konu gözaltına alınan kişi, parti gençlik meclisi üyesi arkadaşımız ve daha ifadesi alınmadan burada katil ilan edilen bir kişiydi. Bununla birlikte şunu da paylaşayım -herhâlde bu konuda hepimiz hemfikiriz- vallahi de billahi de Süleyman Soylu benim evimde bir şüpheliyi sakladığımı düşünseydi kolluk gücüne bırakmaz sırf o siyasi şov için baskını o yapardı, kameraları çeker ve baskını o yapardı. Bunu hepiniz de biliyorsunuz ama o gün buraya geldi ve hukuku ayaklar altına alarak, vicdanı ayaklar altına alarak böyle bir iftirada bulundu.

Tabii, dosya içerisinde ifadeler alınınca şunu fark ettik -dediğimiz gibi- düzmece bir ihbar yapılıyor -ki isteyenlerle paylaşabilirim, tutanaklar şu an yanımda, nasıl kumpas hazırlandığını net bir şekilde görebiliyorsunuz- daha sonrasında 13:26'da oluşturulan bu ihbara, asılsız, düzmece ihbara rağmen gözaltı yapılmıyor çünkü -dediğim gibi- kumpas 8 Aralık sabahı içindi, İçişleri Bakanlığının bütçesinin görüşüldüğü gün, daha sansasyonel olacak ya. Yine, kumpas 'Katili yakaladık, HDP'li vekillerle fotoğrafı var' şeklinde olacaktı ama herhâlde bu kumpası hazırlayanlar, bu senaryoyu hazırlayanlar 'Katili HDP'li milletvekili Hüseyin Kaçmaz'ın evinde bu sabah yakaladık desek daha sansasyonel olur' dediler herhâlde plan tam da buydu çünkü daha sonrasında, ilk ihbardan sonra, ilk gözaltı işlemi yapıldıktan sonrasındaki bir sürede 23:12'de bir ihbar daha yapılıyor ama her 2 ihbarda da cinayetle ilgili tek bir ifade yok. Sadece 8 Aralık saat 00.41'de yani gece yarısından hemen sonra 3'üncü bir ihbar daha yapılıyor, diğer iki ihbarla hiç alakası olmayan bir ihbar ve bu sefer direkt cinayetle bağlantılı bir ifade kullanılıyor. O gün de Bakan Bey'e söyledim, bakın, bu işler bu kadar kolay olmamalı. Bizden nefret edebilirsiniz, bize kin duyabilirsiniz, bizi düşman olarak dâhi görebilirsiniz ama ben eskiden derdim, insanlar niye 'Düşmanım da mert olsun' der diye demek ki bu sebeptenmiş Sayın Başkan, demek ki bu sebeptenmiş çünkü Sayın Bakan sırf burada siyasi şov yapacak diye ya da kendisi hakkındaki sorulara cevap vermemek için çıktı burada böyle ipe sapa gelmez -ki üç gün sonra kendisinin de aksini ifade ettiği- bir şey söyledi. Orada aileleri, aşiretleri, belki binlerce kişiyi birbirine husumet besleyebilecek bir noktaya getirmiş durumda ve şu ana kadar da çıkıp bir özür dilemiş bile değil. Tabii, bu dosyada hâlen kolluk gücü de bu kumpasa alet edilerek, yine savcı ve hâkimler de kumpas edilerek sahte deliller üretilmeye çalışılıyor; bir kere ellerine yüzlerine bulaştı ya. Dediğimiz gibi, Soylu bu kumpasa kendisi hakkındaki sorulara cevap vermemek için başvurdu.

'HERKESİN GÜVENLİĞİ TEHLİKEDE'

Tabii, bununla birlikte sadece bize mi bu tehdidi yaptı? Bu tehlike sadece bizim için mi geçerli? Hayır. 84 milyon yurttaş için şu an bu durum herkesin can ve mal güvenliğinin tehlikede olduğunu aslında ispatlar niteliktedir.

Tabii, dediğimiz gibi bu durum sadece bizi alakadar etmemektedir, sadece bizi mi tehdit etti? Daha önce iktidar vekillerini de dolaylı olarak -ismini zikrederek- neredeyse tehdit etti. Televizyon programında "Çocuklarımın evinde ayakkabı kutuları, para sayma makinesi çıkmadı." şeklinde iktidarı tehdit etti, "10 bin dolar alan milletvekilini açıklarım." şeklinde aslında iktidarı tehdit etti. Dolayısıyla sizler de bunun farkındasınız ancak susuyorsunuz. Bu suskunluk sadece bize değil, size de sirayet edecektir. Bu iftira, bu yalan ortaya çıktı ancak sizin suskunluğunuz tarihte yerini alacaktır."

ELİTAŞ: SOYLU'YU UZUN ZAMANDIR TANIRIM, MERT ADAMDIR, PKK'NİN BAŞININ BELASIDIR'

Kaçmaz'ın açıklamaları sonrasında söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, "Kaçmaz'ın kin ve nefret ifadeleriyle yaptığı konuşma, İçişleri Bakanı Soylu'nun, bakanlığı döneminde terör örgütüne diz çöktürmesiyle alakalı" dedi. Elitaş şöyle devam etti: "8 Aralık itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde 165 terörist kalması, son birkaç günde Türkiye içinde ve dışındaki terör örgütü üyelerinin 10-15'inin etkisiz hale getirilmesi, Soylu'nun terörle mücadele konusundaki büyük başarıları birilerini gereksiz şekilde rahatsız ediyor. Süleyman Soylu'yu uzun zamandır tanırım. Birlikte milletvekilliği yaptık, MYK'da bulunduk. Süleyman Soylu mert adamdır, net adamdır, PKK'nın da başının belasıdır." (HABER MERKEZİ)