HDP İstanbul Eş Başkanları Birol ve Encu: Kongremiz Erdoğan'a güçlü bir mesajdı

HDP İstanbul İl Eş Başkanlığı'na İlknur Birol ve Ferhat Encu seçildi. HDP'nin hedef alındığı dönemde yapılan kongreyle ilgili Encu ve Birol, "Kongre Erdoğan ile Soylu'ya çok güçlü bir mesajdı" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul il kongresini tamamladı. 'Şimdi HDP Zamanı' sloganıyla gerçekleşen kongrede, partinin Merkez Yürütme Kurulu üyeleri İlknur Birol ve Ferhat Encu, İl Eş Başkanları olarak seçildi. Miting havasında geçen il kongresi öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Selahattin Demirtaş'a seslenerek, 'Tabanının mecali kalmadı' demişti. Eş başkanlar Birol ve Encu, "İl kongremiz Erdoğan'a ve Soylu'ya güçlü bir mesajdı" yanıtını verdi. 

HDP İstanbul İl Başkanları Eş Başkanları Ferhat Encu ve İlknur Birol'la, İstanbul'da çizecekleri yol haritasını, adaylık süreçlerini, Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun sözlerini ve muhtemel bir seçimde sloganlarının ne olacağını konuştuk...

ÖĞRETMENLİKTEN SİYASETE...

Biraz kendinizi anlatır mısınız?

İlknur Birol: 1988’de öğretmenliğe başladım. 12 Eylül darbesinin bütün izlerinin buram buram koktuğu, baskı ve yasakların olduğu bir dönemde üniversiteden çıktım. Öğretmenliğe başlamadan önce mücadelenin içinde çeşitli alanlarda bulunuyordum. Sendikal çalışmaların içinde yer aldım. Daha sonra Halkevleri’ndeki çalışmalarımda bölge temsilciliği, yürütme kurulu üyeliği ve genel başkanlık yaptım. Sendikal mücadeledeki bir mitingde yaptığım konuşma nedeniyle Mehmet Ağar’a (Eski İçişleri Bakanı) hakaret gerekçesiyle ceza aldım ve öğretmenlikten atıldım. Cezaevine girdim. 2014-16 yıllarında HDK’nin ve HDP’nin kuruluşunda geçen sürece kadar tartışmalarımla bir dış unsur olarak katkılarımı sundum. 2016’da öğretmenliğe geri döndüm. Ardından HDP’yle çalışmaya başladım. Emekli olduktan sonra yürütme görevlerinden bulundum. En son HDP’nin Merkez Yürütme Kurulu'nda çalışmalarıma devam ettim.

'YERELİN TALEPLERİ DOĞRULTUSUNDA BURADAYIZ'

HDP’de yer alan iki isim olarak Merkez Yürütme Kurulu üyesiydiniz. İstanbul İl Eş Başkanlığı'na adaylık süreciniz nasıl gelişti?

Ferhat Encu: 3 aylık bir çalışma yürütüldü. Aynı zamanda ben burada, Marmara Bölgesi'nde eş sözlük görevlerinde bulundum. Dolayısıyla İstanbul kongreye giderken İstanbul'un sorunlarını, nasıl bir yönetim ortaya çıkması gerektiği yönünde arkadaşlarla uzun uzun tartışan bir pozisyondan buraya geldik. Merkez Yürütme Kurulu'nda görev yürüttüğüm sürece buradaki çalışmaları takip edip, oradan çıkan kararları yerele yedirme konusunda çalışmalar yürütüyordum. Daha çok yerelde halkımızla yapılan tartışmalar, öneriler sonucunda aday gösterildik. Yerelin talepleri, yerelin önemleri doğrultusunda buraya geldik.

'HER DÖNEM YAPILAN HAREKET'

İstanbul İl Eş Başkanlığı’na seçildiğiniz gün Yeni Şafak gazetesi hakkınızda bir karalama haberi yayımladı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ferhat Encu: Milletvekilliğimden bugüne kadar Star, Akit, Yeni Şafak’ın propagandasına, saldırısına maruz kalan bir insanım. Dolayısıyla HDP’nin her yükselişinde, her kritik anında, devlet aklının sıkıştığı her dönemde bu coşkuyu, bu direnişi kırma adına bu tarz haberler yapıyorlar. İstanbul Kongresi'nin coşkusu, halkın sahiplenmesi neticesinde böyle bir karalama haberi yapmak istediler. Biz oralı değiliz. Biz halkımızın coşkusunu esas alan bir yerde olacağız. Bu her dönem yapılan bir hareket. HDP’yi nasıl kriminalize edebiliriz diye düşünüyorlar. Çünkü kongremizde çok güçlü bir fotoğraf ve çok güçlü bir mesaj ortaya çıktı.

İstanbul Kongresi'ni nasıl değerlendiriyorsunuz? 

İlknur Birol: Kongreden güçlü bir fotoğraf çıkması kuşkusuz içerisinde bulunduğumuz dönemle de ilgili olduğu kadar HDP’nin yaptığı çalışmalarla da ilgili. Bizim kitlemiz politik bir kitle. Konjonktör okuyabilen, bu süreçte partisinin ne kadar anahtar durumda olduğunun bilincinde olan, önümüzdeki dönem önemli olacağını fark eden bir kitle. Her türlü baskıya, sindirmeye rağmen, operasyonlara, tutuklamalara rağmen, saldırılara rağmen bir politikliğin söz konusu olduğu kitleden bahsediyoruz. Bu dönemi oldukça fark eden bir kitlemiz var. Önümüzdeki günler yaşanacak bütün siyasi kırılmalarda HDP’nin ne kadar önemli bir yerde durduğunu bilen bir topluluk. Kongre çok uzak bir yerde (Küçükçekmece) yapıldı ve yağmurlu bir gündü. Eğer durumlar böyle olmasaydı katılım bu sayının çok çok üzerinde olurdu.

‘İLMEK İLMEK ÖRÜLMÜŞ ÖRGÜTLÜ BİR TOPLULUK VARDI’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Meclis’teki Bütçe konuşmalarında HDP’ye ‘Kürtler sizden nefret ediyor’ sözleriyle seslendi. İl Kongresi'nde bu durum tartışıldı mı?

İlknur Birol: Soylu’nun Kürtlere hakareti, partiye hakareti mutlaka bunu etkileyen, partiye duygusal bir bağ oluşturmuştur. Ama kongredeki kalabalık bununla oluşan bir kalabalık değildi. İlmek ilmek örülmüş bir örgütlü topluluk il kongresinde bulunuyordu.

‘İL KONGERİMİZ ERDOĞAN’A ÇOK GÜÇLÜ BİR MESAJDI’

Cumhurbaşkanı Erdoğan kongreden birkaç gün önce eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef alarak ‘Senin tabanın miting yapacak mecali kaldı mı’ diye seslenmişti... 

Ferhat Encu: Mecalimiz gerçekten bugüne kadar çok diriydi, tabanımızın mecali de çok diriydi. Bütün antidemokratik yönelimlere rağmen, tutuklamalardan gözaltılara kadar en ufak hakkını kullanmak isteyen başta partimiz olmak üzere, demokratik kitle örgütlerine kadar pervasızca saldıran tarihte ilk defa böyle bir yönetim anlayışı vardır. Dolayısıyla ‘bu saldırılarla toplumu sindirdim ben’ diyen bir yönetim vardı. Bu yönetimin aklı Erdoğan şahsında söyleme dönüştü. Algı yaratmaya çalışıyordu.

Biz HDP olarak her gün alanlardaydık. En son ‘HDP’liyiz her yerdeyiz’ diyerek köy köy, mahalle mahalle, ilçe ilçe, il il gezdik. Halkımızın enerjisini buradan aldık. Halkımızın sahiplenme biçimi belki çok fazla kitleselliğe dönüşmedi ama Newroz’u hatırlatırız! Yine daha 1 ay önce Tekirdağ’da binlerce insanın katıldığı miting yaptık. Orada stratejik bir hamle vardı. Bakın biz Türkiye’nin her yerinde tabanı olan bir partiyiz mesajı vardı. Erdoğan’ın söylemi bir algıyı yönetmeye yönelik hamleydi. İstanbul'da da halkımız bu algıyı yerle bir etti. Sadece oraya gelmekle değil, halaylarıyla, zılgıtlarıyla, sloganlarıyla çok diri, çok dinç bir sahiplenmenin olduğu bir mesaj verildi. Bu çok değerli. Bundan dolayı bütün İstanbul halkına teşekkür ediyorum. Sadece Kürt halkı değil, bileşenleriyle, demokratik kitle örgütleriyle oluşan bir sahiplenme duygusuyla kongremiz yapıldı. Bu çok kıymetli bir şey.

‘SORUŞTURMA DİKKATE ALDIĞIMIZ BİR ŞEY DEĞİL’

Kongrenin hemen ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kongreyle ilgili bir soruşturma başlattı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

İlknur Birol: Bu soruşturma hiç şaşırdığımız bir durum değil. Sürekli bir saldırıda bulunuluyor. AKP-MHP bloğu açısından HDP’yi bitirdik, sindirdik dedikleri bir anda onlar için ürkütücü olan bir kongre gerçekleşti. Ürkmekte haklılar, ürkmeliler zaten. Dolayısıyla soruşturmayla bir rutini gerçekleştiriyorlar. Dikkate aldığımız bir şey değil.

Ferhat Encu: Aslında şok halinin saldırma biçimini gerçekleştirdiler. Kongreyi gördükten sonra bir yansıma biçimi olarak soruşturma başlattılar.

Peki İstanbul'daki siyasi durumu nasıl görüyorsunuz? 

İlknur Birol: İstanbul yoksulluğun en büyük örneğiyle göründüğü bir kent. Bir genç, kadın, Kürt kenti. Dolayısıyla isyanın, itirazın doğrudan etki ettiği bir kent. AKP-MHP bloğu, devletin bütün güvenlik aygıtlarıyla bu itirazları etkisiz - görünmez kılma gibi bir stratejiyi İstanbul’da çok yoğun uyguluyor. Çok zamandır bu stratejiyi uyguluyorlar. İstanbul AKP-MHP ve tüm partiler için son derece önemli bir kent. 31 Mart’taki seçim kaybından sonraki travma devleti son derece sertleştiriyor. Desteklerinin azaldığının hissedildiği bir şehir. Biliyorlar ki hem mücadele açısından, demokrasi isteyen herkes açısından sokak ve meydanlarda olacak olan talep hareketlerinin onlar için iktidarlarını sarsacak en önemli yerdir burası. Yakın ya da uzak bir seçim sonuçlarıyla Türkiye’nin kaderini değiştirecek yerlerden biri İstanbul’dur. Demokratik bir değişim ve dönüşümün en önemli ayaklarından biri İstanbul’da gerçekleşecek. HDP çok uzun zamandır bunun farkında. HDP 2 MYK üyesini bu konuda tasarruf etmiştir. Bu da HDP’nin İstanbul’a verdiği önemin göstergesi.  

‘İSTANBUL’DA ORTAK MÜCADELE HATTINI ÖRECEĞİZ’

HDP İstanbul İl Örgütü yerel seçimlerde mahalle mahalle gezerek, oy kullanmayan bir seçmen kitlesi tespit etmişti. Bunun adına da ‘ısı haritası’ dedikleri bir yöntemle belirlemişlerdi. Sizin İstanbul için belirlediğiniz bir yol haritası var mı?

Ferhat Encu: Sadece seçimlere odaklanmamızın ötesinde özellikle Kürt halkının birliğini sağlama açısından bunu bir bilince dönüştürme yönünde çalışmalarımız olacak. Bunun sandığa yansıma biçimini örgütleyeceğiz. Kimi seçmenimiz kaygılarından, ön yargılarından, kararsızlıklarından dolayı sandığa yansıma biçimleri istediğimiz gibi olmayabiliyor. Ancak biz tamamında bu kaygıları, eleştirileri ortadan kaldıracak bir yol izleyeceğiz. Farklı inançlardaki insanların, farklı etnisitelerin kaygılarını ele alacağız. Ortak mücadele hattını örmeye çalışacağız. Bu ortak mücadele hattı uzun vadede Cumhuriyet'in demokratikleşmesini sağlayan, kısa vadede ise faşizmi kurumsallaştırmaya çalışan AKP-MHP iktidarına son vermeye çalışacağız. Ekonomik kaygısı olan, inanç konusunda baskı yaşayan, işi, aşı, ekmeği, ifade özgürlüğü elinden alınan, kendisini ifade edemeyen kitleleri bir araya getirip üçüncü yolun inşasına, seçim ittifakına dönüştürme perspektifini esas alan bir çalışma yürüteceğiz.

İlknur Birol: Yol haritamız bizim merkez politikamızın İstanbul’a tercüme halidir. 27 Eylül deklarasyonuyla Türkiye siyasi arenasında demokratik muhalefete söylediğimiz bir çerçeve var. Bu, yol açıcı bir çerçeve. Bu deklarasyondaki ilkeler doğrultusunda yan yana gelecek demokrasi güçlerinin Türkiye’nin zorunlu demokrasi yolculuğuna başlarken birbirini reddetmeden oluşturabilecek bir masa çerçevesinde olur. Aktör değiştirerek sistemin aynı kaldığı bir fotoğrafa mahkum değiliz. Dolayısıyla deklarasyonumuzda sistemin değişikliğini ön gören bir çağrı yapıldı. İstanbul bu açıdan iddiamızın karşılık bulacağı yerlerden biri. İstanbul’daki bütün demokratik güçler, ezilenlerle bu büyük kuvveti hızlandırmak, görünür kılmak, bunun aşağıya yayılması için çalışacağız. Çocuklar beslenemez halde, kadınlar baskıyla karşı karşıya. Bunların karşısında oluşturulacak talepleri birlikte seslendirmesini sağlayacak bir yerelleşmeden söz ediyoruz.

MUHTEMEL SLOGAN…

Muhtemel seçim sürecinde İstanbul sloganınız ne olacak? 

İlknur Birol: Geliyoruz… HDP’de kadınlar zamanı…

Ferhat Encu: İlknur Başkan'a katılıyorum. Ben de ek yapayım: İstanbul’da HDP zamanı…

'BOTAN'IN DİRENÇLİ RUHU İSTANBUL'DA'

Şırnak milletvekilliğinden İstanbul HDP İl Eş başkanlığına uzanan bir siyasetçisiniz... Siz aynı zamanda Şırnak’ta sevilen bir siyasetçisiniz. İstanbul HDP Eş Başkanı seçildiğinizde Botan’dan nasıl geri dönüşler aldınız… Sizden beklentileri ne?

Ferhat Encü: Sayısız mesaj aldım. Botan bölgesinin o dirençli mücadelesinin İstanbul’da yansıma biçiminin çok değerli olacağı yönünde mesajlar aldım. Çok güvendiklerini ifade ettiler. ‘Biz umuyoruz ki Botan’ın sesinin İstanbul halkının sesiyle buluştuğu ve bu topraklara barışı, demokrasiyi, birlikte yaşamı inşa edeceğimiz sürecin içerisine gireceğiz’ mesajı en anlamı mesajdı benim için.

‘HİÇBİR YER BİRLEŞEMESE BİLE KADINLAR BİRLEŞİR’

Kadınlara bir çağrınız var mı?

İlknur Birol: Önümüzdeki dönemin en önemli belirleyici gücü kadınlar olacak. Kuşkusuz emek, sınıf ve diğerleri… Ancak en önemli güç kadınlardır. Kadınlar için Türkiye bir cehennem haline geldi. Şiddet, yoksulluk, kadını yok sayan mekanizmalarla birlikte yaşamın inanılmaz hale geldiği bir dönemdeyiz. Kadına yönelik şiddet, erkek egemen bakış iktidarın diliyle yayılıyor. Her gün vahşete varan kadın cinayetleriyle karşılaşıyoruz. Taciz, tecavüz, istismar gündelik rutin haline gelmiş durumda. Kadınların mücadeleleriyle kazanılmış hakların korunması bir yana onları lağveden uygulamalar çok hızlanmış durumda. İdeolojik olarak bir kadın düşmanlığıyla karşı karşıyayız. Toplumun bütün çürümüşlükleri kadına şiddet olarak katlanarak dönüyor. Kadınların, kadın hareketinin, kadın gücünün tüm bunların karşısında mücadelesi katlanarak büyüyor. Bunu onurla söylüyorum: AKP iktidarının bütün yönelmesine rağmen bir adım atmamış bir hareket var. AKP kendi kitle çalışmasında dahi kadını nesneleştirerek, bir vitrin süsü haline araçsallaştırarak devam ediyor ve söylemlerini bunun üzerinde koruyor. Özgürlüklerini, eşitliklerini alarak… Hiçbir yer birleşmese bile kadınlar birleşir! Biz HDP’yi bir kadın partisi olarak görürüz. Eş başkanlık sistemimiz, eşit temsil sistemimiz bunu gösteren mekanizmalardır. Kadın mücadelesi bu açıdan birinci önemde. İstanbul bir kadın şehri ve kadınlara yapılmış bunca eziyetin karşısında daha büyük bir kadın gücünü görecek şekilde konumlanacağız. Kadınlara bu iktidarı götürüp sistemi değiştirecek politik güç olduğunu göstereceksiniz diyoruz.