HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyyat Ceylan: Muhalefet AKP’den daha cesur olmalı

HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyyat Ceylan, Emek ve Demokrasi Güçleri’nin düzenlemek istediği basın açıklaması sırasında gözaltına alındı. Ceylan, tehlikeli süreci aşacaklarını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, Diyarbakır’da 21 Kasım’da Şeyh Said Meydanı’nda toplandı. Türkiye’nin Suriye ile Irak Kürdistan Bölgesi’ne gerçekleştirdiği hava saldırısını protesto edecek ve barış talebinde bulunacaklardı. Ancak grup daha toplanmadan polis çemberine alındı. Polis, grubun açıklama yapmasına, gazetecilerin görüntü almasına izin vermedi. Bir süre sonra, meydanı terk etmeyen grupta bulunan 47 kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alma sürecini gösteren yaklaşık 40 dakikalık bir video izledim. Video, çembere alınanların slogan atmadığını ve herhangi bir direnişte bulunmadığını gösteriyordu. Polisler de eylemci gruba karşı gayet sakin davranıyor, daha çok gazetecilerin görüntü almasını engellemeye çalışıyordu. Sonra gözaltı araçları meydana geldi ve hiçbir kargaşa çıkmadan grupta bulunanlar araçlara bindirildi. Benzer durumlarda görmeye alışık olduğumuz karmaşa, arbede, şiddet görüntüleri yoktu.

Gözaltına alınanlar arasında HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyyat Ceylan da vardı. Ceylan, 4 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılmıştı. Ceylan ile serbest bırakıldıktan hemen sonra görüşecektik. Ancak soğuk almıştı ve dinleniyordu. Söyleşi için HDP’de buluştuğumuzda hâlâ tam olarak iyileşememişti. “Gözaltına alınmadan önce soğuk almıştım zaten. Dört gün gözaltında kalınca ağırlaştı. Şimdi daha iyiyim” diyerek sağlık durumuyla ilgili bilgi verdi.

‘OLMAYAN BİR EYLEMDEN DOLAYI GÖZALTINA ALINDIK’

Siyasetçiler ile sivil toplum örgütü temsilcileri açıklama yapacak ve dağılacaklardı. Peki neden gözaltına alındılar? Ceylan, Anayasa’nın siyasetçilere, sivil toplum örgütlerine ve yurttaşlara tanıdığı kendini ifade etme hakkını hatırlatarak, “Mevcut AKP-MHP iktidarı döneminde ne yasa ne Anayasa kalmıştır. Kendilerini korumaya, toplumu da zapturapt altına almaya yönelik keyfi ve güvenlikçi politikalar uyguluyorlar. Her zaman söyledik, gözaltında da anlattık: Biz savaşa karşıyız, barış inşası için çalışan bir partiyiz. O gün de savaşa karşı olduğumuzu ifade etmek için toplanmıştık. Hem Irak Kürdistan Bölgesi’ne hem de Rojava’ya yönelik kapsamlı bir saldırı düzenlenmişti ve bunun nerede duracağı belli değildi. Biz buna karşı kamuoyu oluşturmak ve başarabilirsek saldırıyı durdurmak için toplandık. Ancak alana girer girmez engellemeyle karşılaştık. Ardından gözaltına alındık. Aslında olmayan bir eylemden dolayı gözaltına alındık. Bir gün olması gereken gözaltı süresi önce 2 güne, ardından keyfi muameleyle 4 güne çıkarıldı.”

Malum, polis talimat alınca gözaltına almak zorunda. Dolayısıyla talimat verenlerin sorgulanması gerektiğini belirten Ceylan, “Siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin görevleri arasında iktidarların yanlış politikalarını teşhir etmek ve uyarmak vardır. Biz de bunu yapmak istedik. Ancak AKP-MHP hükümeti yanlışlarının kamuoyu tarafından duyulmasını istemedi. Zaten 7 yıldır rızaya dayalı değil, zora dayalı bir şekilde iktidarlarını ayakta tutmaya çalışıyor.”

'GÖZALTINA ALARAK TOPLUMU TEHDİT EDİYORLAR'

Gözaltına alınan dört öğretmenin açığa alınmasına da değinen Ceylan, “Katıldığımız etkinlik HDP etkinliği değildi. Diyarbakır’da savaşa karşı olan sivil toplum örgütlerinin düzenlediği, ‘Amed Emek ve Demokrasi Güçleri’nin bir etkinliğiydi. Etkinliğe katılan öğretmen arkadaşlar da öğretmen kimlikleriyle değil, sendikacı kimlikleriyle oradaydılar. Hukuksuz bir şekilde gözaltına alındılar ve yine hukuksuz bir şekilde açığa alındılar. Onları açığa alarak susturmak istiyorlar, bunu kabul etmek mümkün değildir” ifadesini kullandı.

Dört gün boyunca gözaltında tutulmalarının nedenini “topluma tehdit mesajı vermek” olarak açıklayan Ceylan, “Bizi gözaltına alarak toplumu tehdit ediyorlar, ‘sesinizi çıkarmayın’ mesajı veriyorlar” dedi. Bu tehdidin amacına ulaşmadığını belirten Ceylan, “Eğer amacına ulaşsaydı daha sonra 40 kişiyi gözaltına almazlardı. Eğer başarılı olsalardı kadınlara yönelik gözaltına alma operasyonu gerçekleştirmezlerdi. Bu nedenle diyoruz, gözaltı furyaları, savaş politikaları çözüm değildir. Savaş politikalarında ısrar etmek, toplumu maddi manevi uçurumdan aşağı atmak demektir. Biz bunun önüne geçmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

'SAVAŞ POLİTİKASI KAYBEDECEK'

Gözaltı furyasının 2023’te gerçekleşmesi beklenen seçimler öncesinde toplumsal muhalefeti baskı altında tutmak amacı taşıdığını söyleyen Ceylan, 7 Haziran seçiminin iptal edildiğini hatırlattı. Kasım ayında yapılan seçime kadar Antep’te, Suruç’ta ve Ankara’da gerçekleşen katliamlara değinen Ceylan, “Mevcut hükümet bu koşullarda oluşturuldu. Şimdi de bir korku iklimi oluşturulmak isteniyor ancak bu kez toplum iktidarın bu manevralarının farkında ve bu nedenle AKP-MHP’nin savaş politikaları bu kez kazanamayacak” dedi.

Savaş ortamında milliyetçi duyguların kabartıldığına dikkat çeken Ceylan, Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları şöyle anlattı: “Hükümet Kürtlerden ziyade Batının oylarına göz dikmiş durumda. Ancak orada da hükümet eliyle oluşturulmuş bir kutuplaşma mevcut. Hükümete yakın küçük bir kesim parasını nereye harcayacağını bilmezken büyük çoğunluk geçinemez duruma geldi. Savaş politikaları nedeniyle hayatını kaybedenlere bakın, hepsi yoksul insanlar. Adaletli bir ekonomik paylaşımdan bahsedebilir miyiz? İnsanlar evlerine ekmek götüremiyor ve daha çok İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan insanlar bunu çok ciddi yaşıyor. İnsanları bu duruma getiren de savaş politikaları oldu. AKP-MHP iktidarı gitmediği sürece de bu kutuplaşma devam edecektir ve toplumun bunu gördüğünü düşünüyorum. Vatan, millet Sakarya hamasetinin de onları iktidarda tutamayacak.”

‘TEHLİKELİ SÜRECİN ÖNÜNE GEÇECEĞİZ’

Ceylan’a, “Altılı Masa’nın muhalefet etme biçimine Diyarbakır nasıl bakıyor” diye sorduk. Benzer sorulara Genel Merkez’in açıklamaları doğrultusunda cevap vermeye çalıştıklarını belirten Ceylan, şunları söyledi: “Biz seçim sürecini toplumsal barışın, Kürt meselesinin barışçıl bir şekilde çözülmesinin hizmetine sokabilir miyiz? Seçimden sonra demokratik bir anayasanın inşa sürecini gerçekleştirebilir miyiz? Biz bunlara katkı sunmak üzere çalışıyoruz. Diyarbakır onurlu barış için, demokrasi için ısrarla mücadele eden bir şehir. Biz de bu siyasetin pratikte yaşam bulabilmesi için ciddi bir çaba içerisindeyiz. Bizim dışımızdaki güçler de savaş politikalarından mustarip olduklarını düşünüyorlarsa, AKP-MHP’nin yarattığı antidemokratik zeminden, tekçi sistemden şikayetçi olduklarını ve bunun değişmesi gerektiğini söylüyorlarsa tutumlarında tutarlı bir şekillenmenin gerçekleşmesi gerekiyor. Bizim dışımızdaki muhalefet partileri, şu ana kadar sağlıklı bir pratik göstermediler. Muhalefet eğer iktidara gelmek istiyorsa, o zaman Kürt sorununun barışçıl çözümü için iki laflarının olması gerekiyor. Türkiye’nin demokratikleşmesiyle, tecrit politikalarıyla, cezaevlerinden çıkan cenazelerle ilgili sözlerinin olması gerekiyor. Muhalefetin iktidar olmak gibi bir hedefi varsa, AKP’den daha cesur olmak zorunda.

Büyük badireler atlatarak bugünlere gelmeyi başaran bir siyasi gelenekten geldiklerini vurgulayan Ceylan, “Büyük bir direngenliğe, deneyime sahibiz. Biz tolumun içinde örgütlenerek sıkıntılarla mücadele edeceğiz. Savaş karşıtı olan, demokrasi taraftarı olan, geleceğini toplumsal barışta gören milyonlarca insan var. Bunlara ulaşmaya çalışarak bu tehlikeli sürecin önüne geçeceğiz” dedi.

Etiketler hdp Zeyyat Ceylan