Bebek flamingo Sabit nasıl kurtuldu?

Hikâyemizin kahramanı Sabit, bir flamingo... Hem de sürüsünden ayrı düşmüş, yalnız bir bebek flamingo... Bozcaada’nın Beylik koyunda ne yapacağını bilmez ve korku dolu bir halde beklerken saatler süren bir operasyonla kurtarılan Sabit’in hikayesini okumaya davet ediyoruz sizi...

Google Haberlere Abone ol

ÇANAKKALE - İnce, uzun bacakları, yine uzun, ince ama eğri boyunları, kıvrık gagaları ve muhteşem renkleriyle çok ilgi çekici kuşlar flamingolar... Durgun sulara sahip göl, tuz gölü ve lagünlerde yaşayan flamingolar, Çanakkale civarında da birçok yerde görülebiliyor. Bu görkemli kuşların yavruları, her ne kadar eğitimden geçse ve sonrasında sürüler halinde gezse de bazen ailelerinden ayrı düşebiliyorlar.

İşte bu şanssız kuşlardan biri olan Sabit, elbette haberimizin baş kahramanı ama bu hikâyenin bir de “insan” kahramanları var. Ozan ve Şirvan Denizci Atasoy çifti... Bozcaada’daki tatillerinin son günündedir genç çiftimiz. Çok rüzgârlı bir hava vardır. Biraz da bu nedenle ne yapacaklarına bir süre karar veremezler. Ama sonunda yeni bir koy keşfetmek isterler ve Beylik koyuna gelirler. Yola çıkmadan önce her ne kadar çok tereddüt etseler de sonrasında “İyi ki gelmişiz” diyeceklerdir.

Ozan Atasoy ve Şirvan Denizci Atasoy

SABİT'İ KURTARMA OPERASYONU BAŞLIYOR

Bakir ve tesis olmayan bu koyda şemsiyelerini kuma saplayıp tam sandalyelerine oturacakken, ayak bileklerine kadar denizde kıpırdamadan duran bir kuş görürler. İlk baştan bu kuşu leylek sanırlar ama yanına gittiklerinde onun bebek bir flamingo olduğunu anlarlar. Hiç kıpırdamadan kafasını kanadına gömmüş bir şekilde duruyordur.

Rüzgara karşı kanat çırpamadığı için mi, yorulduğu için mi, beslenmek için mi bilemiyoruz yolu sürüden ayrı düşmüştür. Güneşin altında, tek başına ve çaresiz bir şekilde onun orada kalmasına gönülleri razı olmaz, bir şeyler yapmak isterler. Artık onlar için Ozan’ın “Sabit” ismini verdiği bu bebek flamingoyu kurtarmaktan başka bir ihtimal yoktur.

İşin kötü yanı internetleri hiç çekmiyordur ve telefonları da çok az çekiyordur. Kesilen telefon görüşmeleriyle üç saate kadar uzayacak olan “Sabit’i kurtarma operasyonu” başlamıştır.

SAATLER SÜREN TELEFON TRAFİĞİ

Konuyla ilgili tanıdıklar aranmaya başlanır. Onlardan hem Sabit’i nasıl besleyeceklerini hem de asıl kurtaracaklarını araştırmalarını isterler. Simurg Kuş Yuvası Derneği’ne ulaşmaya çalışırlar. Daha önce pencereden evine giren ebabil kuşunu kurtarmak için büyük çaba sarf eden ve bir takım prosedürleri takip ederek yetkililerin kuşu almalarını sağlayan tanıdıkları Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Esin Ertemsir’i ararlar. Kendisi Doğayı Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Müdürlüğü ile beraber birçok derneğin numarasını verir. Telefonların kimisi düşmez kimisinde ahizeyi kaldıran yoktur.

Bir yandan da Sabit’le ilgilenmeye devam ederler. Flamingoların küçük balıklarla, karidesle vs. beslendiğini öğrenmişlerdir ama bu ıssız koyda ellerinden bir şey gelmez. “Su içirelim bari” diye düşünürler ama muhtemelen halen annesi tarafından beslenmeye alışkın olan Sabit, önüne konulan kaptan bir yudum bile su içmez.

Daha sonra akıllarına aynı zamanda aile dostları olan Anadolu Üniversitesi’nden zoolog Sunay Balaban gelir. Asıl uzmanlığı akbabalar olan Balaban, “yaralı olmasa bile zayıf düşmüş olabileceğini ya da başka bir sorunu olabileceğini” söyleyerek onları DKMP Çanakkale Şube Müdürlüğü’ne yönlendirir.

DOĞRU ADRES BULUNUYOR

Evet, doğru adres bulunmuştur. Zira Sunay Balaban’ın aktardığına göre, yaban hayvanlarının kurtarılması için mutlaka önce DKMP aranmalıymış. Tedavi için başka bir yere gidecek olsa bile hayvanı önce onların teslim alması gerekiyormuş. Bu önemli bilgiyi verelim ve konumuza geri dönelim.

DKMP Çanakkale Şube Müdürlüğü’nden telefona bakan kişi, bilgiyi alır ve onlara döneceklerini söyler. Atasoy çifti için bu kez belirsiz bir bekleyiş başlar. Acaba arayacaklar mı? Ne zaman arayacaklar? Aramazlarsa ne yapacaklar? Aradıklarında telefon çekecek mi? Gerçekten de 15 dakika sonra telefonları çalar ve birini yönlendirdiklerini söylerler. Orman mühendisi Hayati Gürel, Atasoylar’la iletişime geçer. Hayati Gürel’in yoğun ilgisi bir nebze de olsa onları rahatlatır. Yarım saat sonra bir yetkili motosikletiyle gelir ve Sabit’i teslim alır.

MUTLU SON

Gerisi Sabit için mutlu son! Feribotla Çanakkale’ye yola çıkar, veteriner kontrolünden geçer. Zaten önemli bir sağlık sorunu yoktur. İki üç günlük bakımdan sonra doğaya salınır.

Hikâyenin şu kısmını da anlatmadan geçmeyelim. Elbette Atasoy çifti dışında sahilde başka duyarlı insanlar vardır ama bir de ne olduğunu umursamadan Sabit ile selfie çektirmek için birbiriyle yarışan insanlar da yok değildir.

Atasoy çifti ve koydaki diğer isimsiz kahramanlar, Sabit’in bir şansı olsun istediler ve ona yardım ellerini uzattılar. Ona “Sabit” ismini verdiler ama sabit bir şekilde kalmasına izin vermediler. Biz de aynı dilekte olduğumuzu belirterek Atasoylar’ın sözleriyle yazımızı bitirelim: “Umarız adı gibi Sabit kalmaz. Göçlerini tamamlayabilen, mutlu, özgür bir yetişkin flamingo olur bir gün. Lütfen, çaresiz hiçbir canı kaderine terk etmeyin. Sonuna kadar uğraşın. Mutlaka bir yol bulunuyor.”