Afitap’tan Ece’ye…

İmparatorluğun çöküşüne, işgal yıllarına, Cumhuriyet dönemine, Atatürk devrimlerine, İkinci Dünya Savaşı’na ve daha pek çok dönüm noktasına tanıklık eden ve sanatçıların, yazarların, siyaset dünyasının önde gelen isimlerinin vazgeçilmezi olan Afitap Kırtasiye, çoğumuzun tanıdığı Ece ajandasını yaratır. Uzun yıllardan bu yana varlığını sürdüren Ece ajandalarının serüvenini öğrenmek için geçmişe doğru bir yolculuk yapalım.

Google Haberlere Abone ol

Çoğumuzun belki de ninelerimizden, dedelerimizden bu yana çok yakından tanıdığı, hatta kullandığı bir ajanda vardır. Kalın, siyah kaplı, üstünde yaldızlı harflerle “Ece” yazan… Yılbaşlarında farklı boyutlarında olanlarını birbirimize armağan ettiğimiz çok bildik bir ajanda. İşte bu Ece ajandalarını, 128 yıl önce Babıali’de açılan “Afitap Kırtasiye”nin çıkardığını biliyor muydunuz? Gelin Ece ajandalarının serüvenini araştırmak için geçmişe doğru bir yolculuk yapalım.

“Güneş” anlamına gelen Afitap sözcüğü, 1892’de Afitap Kırtasiye’nin aydınlık yüzü olacaktır. Afitap’ın geçmişi bir dönemin de tanıklığıdır. Kırtasiye alanında pek çok yenilik Babıali’nin eşsiz kırtasiyesi Afitap sayesinde İstanbul’a gelir. Mont Blanc, Sheaffer ve Parker dolma kalemlerden Hermes daktilolara yepyeni pek çok ürünü İstanbullulara tanıtan Afitap Kırtasiye, bir de Ece ajandasını yaratır. Reşad Ekrem Koçu “cebi yufka olan” mekteplilerin dükkana pek uğrayamadığını söylese de, Afitap Kırtasiye Balkan Savaşları’na, İmparatorluğun çöküşüne, işgal yıllarına, Cumhuriyet dönemine, Atatürk devrimlerine, İkinci Dünya Savaşı’na ve daha pek çok dönüm noktasına tanıklık etmiş; sanatçıların, yazarların, iş ve siyaset dünyasının önde gelen isimlerinin vazgeçilmezi olmuştur.

.

HAYDARPAŞA GİŞESİNDEN CAĞALOĞLU AFİTAP TEZGAHINA

Afitap Kırtasiye, Cumhuriyet döneminde altın çağlarını yaşasa da kökleri çok daha eskilere gider. Hacı Kasım Bey İran’ın Hoy kentinden gelip, annesi ve kardeşi ile birlikte İstanbul’a yerleşir. İstanbul’a gelene kadar okuma yazma bilmeyen Hacı Kasım Bey, İstanbul’a yerleştikten sonra okuma yazma öğrenir. Tahminen 1860’lı yıllarda Babıali’nin ilk Müslüman kitapçısı olur. Maarif Kitaphanesi ve Şark Kitaphanesi’ni kurar. Daha sonraki yıllarda Hacı Kasım Bey’in büyük oğlu Naci Kasım, Maarif Kitaphanesi’ni devam ettirir ve günümüzde de varlığını sürdüren Saatli Maarif Takvimi’ni çıkarmaya başlar. Kızı Talat Hanım ise Mehmet Sadık Kağıtçı ile evlenir. Babasını çok küçük yaşta kaybeden Mehmet Sadık Bey dokuz yaşında para kazanmaya başlar. Henüz yirmi dört yaşındayken Afitap Kırtasiye’yi açar. Açıldığı günden bu yana çeşitli mekanlar değiştiren Afitap’ın Cağaloğlu’ndaki eski dükkanının çok önemli bir özelliği vardır. Cağaloğlu Afitap Kırtasiye’nin içi Haydarpaşa Garı’ndan artan malzemelerle dekore edilir. Başlangıç planında değişiklik yapılınca Haydarpaşa Garı için önceden ısmarlanan malzemeler ve gişeler yeni plana uymaz, Mehmet Sadık Bey de bu malzemeleri satın alır. Öyle ki Cağaloğlu’ndaki eski dükkanın satış tezgahı aslında Haydarpaşa Garı’nın bilet gişesidir. Açıldığı günden itibaren çok sevilen Afitap Kırtasiye’yi Cahit Uçuk anılarında şöyle anlatır; “Yeni kağıtlar, defterler, kalemime yeni altın uçlar, üç beş şişe mürekkep almalıydım. Babıali’ye gittim. Çocukluğumdan beri bütün kırtasiye gereksinimlerini aldığımız ünlü mağazaya uğrayacaktım. Bir zamanlar babamın Beyazıt Meydanı’ndaki dükkanında ahbap olduğu mağaza sahibi Sadık Bey’in yeni mağazası artık Cağaloğlu Yokuşu’ndaydı: Afitap Mağazası.

İstanbul’un en kaliteli Avrupa malzemelerini satan, en ünlü kırtasiye mağazasıydı. Babamla birlikte ilkokul defterlerimi, kalemlerimi hep oradan alırdık. Sonra yazı yazmaya başladığımda da yazı muhitim Babıali olduğu için, ben de hep oradan alışveriş yapardım.” Reşad Ekrem Koçu ise İstanbul Ansiklopedisi’nde Afitap’ı şöyle anlatır: “1890-1900 yıllarında Bayezid’de, Kağıtçılar ve Mürekkebçiler denilen, İnkılâb müzesi olan Bayezid medresesinin önündeki baraka dükkanların en nihayetinde namlı bir ticarethane idi… İrani kırtasiyecilerden yeni dükkanı Ankara caddesinde olup “Ece” muhtıra defterlerini basan M. Sadık tarafından yarım asır kadar evvel açılmış olan Afitap kırtasiye mağazası o zamanlar, malın en iyisini ve en pahalısını satmakla tanınmıştı.”

Mehmet Sadık Kağıtçı, 1910 yılında Afitap’ın ürünü olarak o zamanki adıyla “muhtıra” şimdiki adıyla Ece ajandasını çıkarır. Bu muhtıra defterleri Osmanlı’da Türklerin dil ve kültürüne göre düzenlenmiş ilk ajanda olma özelliğine sahiptir. Bayram günleri ve namaz saatleri Osmanlıca olarak yazılır. Mustafa Kemal Atatürk de Çanakkale’ye gitmeden önce günlük tutmak için ilk defa bu muhtıra defterlerinden alır. Genç Tuğgeneral Mustafa Kemal, deftere ilk notunu 25 Teşrinievvel 1332 (07 Kasım 1916) tarihinde alır. Defterin iç sayfasında “1331-1332/1915-1916, Tabi’ ve Naşiri Bab-ı Âli Caddesi’nde: Afitab ve Hurşid Kırtasiye mağazaları, 1331 Şems Matbaası” sözcükleri yazılıdır.  Daha sonraki yıllarda ise altı aylık olarak senede iki kez Atatürk adına özel beş numaralı ajandalar üretilir. Bu ajandalar Atatürk’ün ceket ceplerine sığacak boyutta üretilip, başka kimseye özel altı aylık ajanda üretilmemiştir.

AŞKIN DEFTERİ ECE…

1932 yılına gelindiğinde Keriman Halis güzellik yarışmasında birinci seçilir ve Atatürk tarafından Keriman Halis’e Ece ismi verilir. Aynı yıl muhtıra defterleri de Ece ismini alır ve bundan sonra Ece ajandası olarak çıkmaya başlar. Uzun yıllar ajandaların yeni ismi olan Ece, Keriman Halis ile ilişkilendirilse de bu isim değişikliğinin arkasındaki kadın bambaşka bir “Ece”dir. Mehmet Sadık Kağıtçı’nın oğlu Ahmet Bey pilot olmak için Romanya’ya gider. Oradan da ünlü bir doktor olan ağabeyi Mehmet Ali Bey’in yanına Afganistan’a geçer. Afganistan’da Ece isminde bir hasta bakıcıya aşık olur. Ahmet Kağıtçı sevdiği kadınla evlenmek ister fakat aile içinde bu evliliğe onay alamaz. Bu engelden dolayı Ece ile evlenemeyen Ahmet Kağıtçı intihar eder. Bu aşkın anısına baba Mehmet Sadık Kağıtçı da muhtıra defterlerinin ismini Ece ajandası olarak değiştirir.

Cahit Uçuk ve Murtaza Kağıtçı

LOGOSU CAHİT UÇUK’UN EL YAZISIYLA

Mehmet Sadık Kağıtçı’dan sonra Afitap Kırtasiye’yi torunu Murtaza Kağıtçı devralır. Murtaza Bey’in eşi, yazar Cahit Uçuk anılarında eşinin okulu bırakıp kırtasiyede çalışmaya başlamasını şöyle anlatır: “Hacı Baba dediği dedesi yani annesinin babası kendi oğullarını okuttuğuna çok pişman olmuş. Bir oğlu doktor olup Almanya’ya gitmiş, sonra Alman bir kızla dönünce ortalık birbirine girmiş. Zavallı kız ailenin zoruyla geri gönderilmiş. Murtaza Bey’in öbür dayısı da eczacı olmuş, İran’a gitmiş. Oğulları kırtasiyecilik mesleğini devam ettirememişler. Kızına, ‘Kocan oğullarını okutacak da ne olacak? Onlar da kaçıp gidecekler’ diye telkin ederek Murtaza Bey’i de, ağabeyini de okuldan aldırmış. İki kardeş küçük çıraklar olarak dükkanda çalışmaya başlamışlar. Ancak Murtaza Bey’in babasının gönlü çocuklarının cahil kalmasına razı olmamış, ikisini de İngiliz okuluna yazdırmış. Fakat bir gün o uzun boylu, sakallı, eli bastonlu dede gelip ikisi de çok sevdikleri okullarından gözyaşlarıyla, yalvarıp yakarmalarına aldırmadan çekip almış.” Mehmet Sadık Bey, torunlarını okuldan alırken belki çok büyük bir haksızlık yapar fakat gelecekte yaşanacak büyük bir aşkın başlamasına da dolaylı olarak katkıda bulunur. Dönemin ünlü yazarı Cahit Uçuk ile Murtaza Kağıtçı Babıali’deki Afitap Kırtasiye’de tanışıp, büyük bir aşkla birbirlerini sevip, evlenirler. Murtaza Bey, ajandaların logosunda eşinin el yazısını kullanır. Ajandaların üstündeki o zarif Ece yazısı Cahit Uçuk’un el yazısıdır.

Ece ajandaları her yılbaşında insanların birbirine verdikleri değerli hediyelerin ilk sıralarındaki yerini korumaya devam ediyor. Uzun yıllardan bu yana varlığını sürdürmesinin arkasında belki de büyük aşklara tanıklık etmesi yatıyor.

Kaynakça

  • Cahit Uçuk, (2003) Yıllar Sadece Sayı, İstanbul: YKY.
  • Burak Aldemir, Ece Süreyya Dağdelen ve diğerleri. Ece Ajandası’nın Tarihi. Bilkent Üniversitesi.
  • Bir Defterin Arkasındaki Büyük Aile, Milli Reüsürans Sanat Galerisi Yayınları. Kültür, Sosyal Tarih, Sergi Kataloğu.