Aşırı genelleme: Gerçekten ‘herkes’ yavaş mı yürüyor?

"Neden herkes bu kadar yavaş yürüyor" veya "Neden devamlı kırmızı ışığa denk geliyorum" gibi cümleler kuruyor musunuz? Peki gerçekten ‘devamlı’ kırmızı ışığa denk geliyor musunuz? Gerçekten ‘herkes’ yavaş mı yürüyor? Yoksa aşırı genellemeye mi meyillisiniz?

Google Haberlere Abone ol

Ryan Martin

Geçen ay yıkıcılığın*, öfkeyle en çok ilişkili olan düşünce türlerinden biri olduğuna dair bir yazı yazmıştım. Bu, neden sinirlendiğimizi ve bu süreçlere dahil olma eğilimindeki düşünceleri anlattığım bir yazı dizisinin parçası.

İkinci kısım olarak, buna benzer düşünce türlerinden bir başkasına değinmek istiyorum: Aşırı genelleme.

Araba kullanıyor musunuz? Belki biraz geç kaldınız ve kırmızı ışıkta beklerken kendi kendinize şunu söylüyor musunuz: Neden devamlı her kırmızı ışığa yakalanıyorum?

‘HER ZAMAN’ VE ‘HERKES’ SORUNU

Eğer böyleyse, bu kelimeler muhtemelen tamamen doğru olmasa bile olayları değerlendirirken siz de ‘her zaman’ ve ‘her şey’ gibi kelimeleri kullanan birçok insana benziyorsunuz. Farklı biçimde söylersek, birçok kırmızı ışık tarafından durdurulmuş olabilirsiniz ama büyük ihtimalle ‘her zaman’, ‘her biri’ tarafından durdurulmuyorsunuzdur.

Bu, olaylar ya da insanlar hakkındaki değerlendirmelerimizde geniş çaplı dil kullanımında ortaya çıkan aşırı genellemeye bir örnektir. Aşırı genellemeleri, en net biçimde, insanların kışkırtıcı olaylar hakkında konuşurken kullandıkları dilde duyabilirsiniz. ‘Her zaman’, ‘asla’, ‘herkes’ ve ‘hiç kimse’ gibi kelimeler kullanırlar. Bu tür bir düşünme biçimi ve dil önemlidir; çünkü bir şeyin ‘her zaman’ başınıza geldiğini ifade ettiğinizde, yalnızca bir olay yerine, sürekli gerçekleşen bir olay örgüsünden bahsetmeye başlarsınız.

Mesela, önemli bir toplantıya gitmek üzere koşturduğunuzu ve ilerlediğiniz koridorda ağır adımlarla yürüyen küçük bir grup insan bulunduğunu hayal edin. Bu sinir bozucu bir deneyim olabilir ama yorumunuz “Neden herkes bu kadar yavaş yürüyor?” ise, büyük ihtimalle daha fazla sinirlenirsiniz; çünkü artık yalnızca önünüzdeki bu küçük insan grubu tarafından değil, herkes tarafından hayal kırıklığına uğratılmış gibi hissedersiniz.

AŞIRI GENELLEMEDEN UZAK DURMAK SAĞLIKLIDIR

İnce eleyip sık dokuyormuşum gibi gelebilir ama aslında öyle değil. Aşırı genelleme eğilimi, bizi daha gerçekçi ve doğru bir dil kullandığımız durumlara kıyasla daha öfkeli bir hale getirir. Aşırı genellemeci olan insanlar diğerlerinden daha öfkeli olma eğilimi taşır, bu öfkeyi daha sağlıksız yollarla ifade ederler ve öfkelerinin bir sonucu olarak daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalırlar.

Durum böyleyse, bu konuda ne yapabilirsiniz? İşte bazı seçenekler:

1. Duruma ilişkin ifadenizin doğruluğunu gözden geçirin. Kendinizi ‘her zaman’ ya da ‘asla’ gibi kelimeler kullanırken yakaladığınızda durdurun ve bu kelimelerin doğru olup olmadığını sorgulayın. Eşiniz size daha önce ‘hiç’ çiçek almadı mı? Evinizin yakınındaki fast-food lokantası siparişlerinizi ‘her zaman’ yanlış mı getiriyor? Eğer bu kelimeler gerçekten de doğruysa, tabii ki öfkelenin (ve belki de öfke sağlıklı bir motivasyon kaynağı olabileceğinden, bu konuda bir şeyler yapmayı düşünün).

2. Bu aşırı geniş çaplı dili daha gerçekçi bir yaklaşımla değiştirin. Çocuklarınızın tuvaleti ‘her zaman’ temizlemeyi unutmadığını fark ettikten sonra, bu dili daha doğru bir dille değiştirin. “Her zaman süt almayı unutur” yerine “sık sık süt almayı unutur” cümlesine doğru ince bir geçiş yapmak bile, öfkenizde değişime yol açabilir.

3. Yaşanan olayları gereğinden fazla da önemsizleştirmeyin. Bazen, kötü muameleye dair geçerli örnekler söz konusudur ve bunu önemsizleştirmeniz de sağlıksız bir yaklaşımdır. Mesela, eşiniz rutin olarak akşam yemeği planlarınızı son dakikada iptal ediyorsa (yani her zaman değil ama çoğu zaman), bu davranış kalıbının varlığını idrak etmek ve buna karşı hayal kırıklığı yaşamak tamamen mantıklı bir durumdur.

4. Pratik yapmaya devam edin. Düşüncedeki bu değişimler zaman alır ve yorumlama biçiminizi bir gecede değiştirebileceğinizi düşünmek gerçekçi değildir. Bu biraz zaman alabilir, bu nedenle çalışmayı sürdürün.

*Catastrophizing: Yıkıcılık/felaketleştirme. Kişileri, ufak bir aksiliğin ardından mümkün olan en kötü sonuca yönlendiren bilişsel bir çarpıtmadır. Bir durum üzücü olduğunda, ancak mutlak felaket olmadığında, bir kriz anının ortasındaymış gibi hissetme haline işaret eder.

Yazının aslı Psychology Today sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)