Beni Affet'in 1477 bölümlük serüveni sona erdi: 'Tadında bırakın' gibi esprilere çok güldük

Star TV'nin bin 477 bölümlük günlük dizisi Beni Affet ekranlara veda etti. Dizinin senaryo ekibi içerisinde yer alan Sertaç Sayın'la 8 yıla yakın ekranlarda olan Beni Affet'in serüvenine ve ekonomik olarak zor günler yaşayan dizi sektöründeki iddialara dair konuştuk.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye televizyon tarihinin uzun soluklu dizileri arasında yer alan Beni Affet 28 Aralık'ta Star TV'de yayınlanan bin 477’inci bölümüyle ekranlara veda etti. Güney Amerika'dan Avrupa'ya birçok ülkede gösterilen Ankara merkezli Beni Affet, 57'nci Monte-Carlo Televizyon Festivali'nde, 'Telenovelas/Soap Opera' kategorisinde en çok izlenen ilk üç dizi arasında yer almıştı. Ankara'da çekilen iki günlük diziden biri olan 'Beni Affet'in senaryo ekibinde yer alan Sertaç Sayın ile bin 477 bölümlük dizinin serüvenine ve ekonomik anlamda zor günler yaşayan televizyon sektörüne dair konuştuk. Sayın, dizinin finalinin yaptığı haberinin ardından sosyal medyadaki yorumlara ilişkin, "'Tadında bırakın' gibi esprilere çok güldük" dedi.

Senarist Sertaç Sayın ve Serkan Alan

Beni Affet dizisine kaçıncı yılında dahil oldunuz?

Dizi 3.5'uncu yılındayken ben de senaryo ekibinde yer alarak dahil oldum. Senaryo ekibi bu süreçte 8 ile 11 kişi arasında değişti .Günlük dizilerde sürekli sirkülasyon olan bir alan senaryo kısmı. Haftalık dizilerin senaryoları yüz sayfa civarı yazılıyor. Beni Affet 45- 50 dakika sürüyordu fakat günlük yayınlandığı için haftada 160 ile 170 sayfa arasında senaryo yazıyorduk. Senaryo dışında bölüm yazarlığı ve kurgu aşamasında da bulundum.

Beni Affet sekiz yıla yakın televizyonda izleyicilerle buluştu. Dizinin serüvenini sizden dinleyelim.

Beni Affet günlük dizisi ilk başta yapıldığı zaman İstanbul sektörü büyük bir şok yaşadı. Orada çok büyük maliyetlerle, büyük bütçelerle diziler yapılıyordu. Beni Affet ise Ankara'da çok daha küçük bütçelerle aynı işi yaptı. İstanbul'un keşmekeşi içerisinde günlük dizi yetiştirmek çok zorken Ankara'da özellikle ulaşım anlamında daha kolaydı. Bu düşük bütçelerle Beni Affet reytinglerde milli maçlara kafa tutuyordu bir dönem. İvme uzun seneler yüksek gitti. Reytinglerde ilk ondan düşmedi ve bir istikrar sağladı. Dünyanın birçok ülkesinde yayınlandı. Fas'ta Fransa'da, Güney Amerika'da... Hâlâ Fas'ta reyting rekorları kırıyor. Türkiye sınırlarını aşan bir iş oldu.

'BİN 477 BÖLÜM SÜRDÜREBİLMENİN BAŞARI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'

Son iki üç sezonda ise oyuncu anlamında dizi kan kaybı yaşadı. Oyuncular hep aynı yüzle tanınmak istemedikleri için bazı başrollerimiz projeden ayrıldı. Yerine yenileri geldi fakat seyircinin adapte olması reytingleri olumsuz anlamda etkiledi. Bu yıl ise reytingler iyice düştü. Yapımcı ve kanal ortak karar vererek bitirme kararı aldılar. Bin 477 bölümlük serüven sona erdi. Artık televizyonlarda iki bölümde yayından kaldırılan dizilerin haberlerini duyuyoruz. Eskiden 13 bölümlük anlaşmalar yapılırdı ondan sonra biterse biterdi. Beni Affet'i bin 477 bölüm sürdürebilmenin başarı olduğunu düşünüyorum.

Türkiye ekonomisi çok parlak günler yaşamıyor. Televizyon sektöründe de krizin derinden yaşandığı sıkça konuşuluyor. Beni Affet'i de bu durumlar etkiledi mi?

Beni Affet'in bu reytingleri umut vadeden reytingler olabilirdi. Kanal değişikliğinin çok düşünüldüğünü biliyorum. Bu dönemde kimse de bu riske girmek istemiyor. Bizim izlenimimiz ekonomik koşulların, kanallardaki krizin Beni Affet'in sonlanmasında etkili olduğu...

'TADINDA BIRAKIN ESPİRİLERİNE ÇOK GÜLDÜK'

Dizinin final yapacağı duyurulduğunda özellikle sosyal medyada çok fazla yorum yapıldı. Bir kesim gündüz kuşağı izleyicisi dizinin bitmesine üzülürken bir kesim de esprili paylaşımlar yaptı. Siz tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

7.5 yıldır devam eden bir işten bahsettiğimizde seyirciyle bütünleştiğini de söylemeliyiz. Tepkileri şöyle ikiye ayırabilirim. Bir taraftan sosyal yaşamda kimi görsek, 'Artık bitsin' diyordu. Youtube ve Facebook'taki yorumları okuduğumuz zaman seyircilerin 'bitmesin' talebini görüyoruz. Özellikle Gazete Duvar'ın dizinin final yaptığını duyuran haberinden sonra sosyal medyada bu konu üzerine çok şey yazıldı. Biz de keyifle okuduk yazılanları. 'Tadında bırakın' gibi esprilere çok güldük. Günlük dizilerin çok saçmaladığına, konularının saçma olduğuna dair birçok eleştiri de vardı yorumlar arasında. Şunu unutmamak lazım, soap opera tarzının bir formatı var ve biz o format içerisinde kalarak diziyi yazmak durumundayız. Burada senaryo ekibinde yer alan 11 kişi de bu işin eğitimini almış insanlardı. Bu eleştirileri yaparken de günlük dizi formatının tam anlamıyla ne olduğunu bilmek gerekiyor. Çünkü bu dünya ayrı bir dünya.

'GÜNLÜK DİZİLERDE DAHA FAZLA OLAY VAR'

Televizyonlarda yayınlanan günlük diziler ile haftalık diziler arasında ne gibi farklar var?

Günlük dizi formatı Yalan Rüzgarları'na kadar dayanan bir format. Senaryo alanında uzman Robert Mckee'nin Story kitabında da literatüre girmiş, soap opera diye tarif edilen formata uygun bir dizi Beni Affet. Haftalık dizide işin mantığını kurmak biraz daha kolay. Daha yüksek bütçeli ve yazım teknikleri farklı. Günlük dizileri çok diri tutmak zorundasın ve bu yüzden çok fazla olay ile seyirci karşılaşır. Seyirciyi ertesi gün de ekran başında tutabilmek için olay örgüsünü çok fazla genişletmek zorunda kalıyorsun. İzleyiciler haftalık dizide bir olayı iki ya da üç hafta izleyebilirken günlükte bunu bir iki günde çözmek zorunda kalıyorduk.

'GÜNLÜK DİZİNİN BİR DÜNYASI VAR VE İZLEYEN İNANIYOR'

Öte yandan yarattığın karakterler de haftalık dizilerde daha karaktere benzerken günlük dizilerde daha tip oluyor. Mckee de bunun altını çiziyor zaten ve günlük dizilerde karakterlerden ziyade tip yaratılır diyor. İnsanlar günlük dizilere 'saçma' diyor ama günlük dizinin bir dünyası var ve o dünyayı izleyen de inanıyor. İzleyiciler Beni Affet'in bin 368'inci bölümünü açsalar, 'Bu final bölümü mü' derler. Günlük dizide her sahneyi yüksek yazmalı ve yüksek bitirmelisin. Bunu haftalık dizi haftada bir kere yaparken biz her gün yapıyorduk.

'ANKARA'DA YATIRIM ALANLARININ ARTTIRILMASI GEREKİYOR'

Ankara'da en son haftalık dizi örneği olarak Behzat Ç çekilmişti. Günlük dizilerden Beni Affet ve Beni Unutma dizileri Ankara'da çekilirken bu sayı da şimdi teke düştü. Ankara'da dizi sektörü nasıl işliyor?

Ankara'da Behzat Ç çekildi fakat ekibi İstanbul'dan geliyordu. Ondan bu yana Ankara'da bir haftalık dizi yapılmıyor ve günlük dizilerle piyasa ilerliyor. Ankara ile İstanbul kıyaslandığında burada bütçelerin daha düşük olduğunu görüyoruz. Bu da set işçilerinden yönetmene, oyuncusundan senaryoyu yazanlara kadar etki ediyor. Ankara'da tanıştığım yapımcıların birçoğunun kamuyla çalıştıklarını görüyorum. Bu da daha küçük düşünülmeye neden oluyor. Ankara'da yatırım alanlarının arttırılması gerekiyor. Ankara'nın çok büyük avantajları var bakıldığında. Çok iyi oyuncular ve yazarlar burada. Oyuncu, yönetmen ve yazar anlamında çok malzeme varken organizasyon sağlamada eksiklikler var. Gerçekten vizyonu olan insanlar olduğunda güzel işler çıkabilir.

'GELECEK VADEDEN DİZİLER BİLE YAYINDAN KALDIRILABİLİYOR'

Dizi sektöründe birçok farklı iddia duyuyoruz son günlerde. Birçok dizinin ücretli izleneceği ya da reklam verenlerle anlaşma sağlanması için dizilere üç hafta ara verildiği iddialar arasında. Dizi sektörünü daha kötü günler mi bekliyor?

Bu iddialar gerçeği yansıtıyor mu kesin bir şekilde bilmiyorum fakat ulusal yayın yapan bir kanalın bir dizisini ücretsiz iki dizisini ücretli yapması çok mümkün görünmüyor. Bunun için ya internet ortamını kullanmak ya da dekoder satabilmek gerekiyor. Fiziki koşulları düşünce de bu bana çok gerçekçi gelmiyor. Dizilerin üç hafta mola vereceği ve sonrasında geri dönmeyeceğine dair de duyumlar var. Artık reyting anlamında gelecek vadeden diziler bile yayından kaldırılabiliyor. Reklam gelirleri düştüğü ve krizin etkisinin hissedildiği konuşuluyor.

'SEKTÖRDE ÇALIŞANLAR İÇİN İNSANİ KOŞULLAR YOK'

Yayınlar kaldırılsa da mutlaka kanallar o boşalan saatleri doldurmak durumunda kalacak. Dizilerin yerine yarışma programı koyabilir ama onun da bir bütçesi var. Ya da tekrar yayınlarla boşluk doldurulmaya çalışılabilir fakat bunun da izleyici açısından olumsuz olacağını biliyoruz. Dizi sektörünün fazla uzun olmasının sorun olduğunu biliyoruz. Sektörde çalışanlar için insani koşullar maalesef yok. Bir düzene girmesi gerekiyor ve bunun için de toplu hareket etmek gerekiyor. Toplu hareket edilebilirse dizi sektörü daha kaliteli ürünler verebilir.Dizilerin bütçelerinin düşürülmesi gibi bir ortak anlaşmalar sağlanabilir. Bu da ne kadar kabul edilir, oyuncu ne kadar kabul eder bilinmiyor.

'KANALLAR DRAMAYA İHTİYAÇ DUYUYORLAR'

Televizyonlar dizilerden vazgeçebilirler mi?

Dizi sektörünün kan kaybetse de biteceğini düşünmüyorum. Kanallar dramaya ihtiyaç duyuyorlar. Türkiye'nin dizi sektörü eksikliği olmasına rağmen birçok ülkenin sektörüne göre iyi durumda. Dönem dönem böyle krizler oluyor. Bu krizden belki de dizi sektörü güçlenerek çıkacaktır. Süreler kısalır ve daha kaliteli yapımlar ortaya çıkabilir. Bunlar umut tabii ki ama bir şekilde dizi sektörü devam edecektir. (DUVAR)

Etiketler dizi senaryo beni affet