Mert Fırat: Taciz olayına tanık olup susanlar suç ortağıdır

Oyuncu Mert Fırat ile Uçan Süpürge Vakfı'nın panelinin ardından konuştuk. Çalışmaları devam eden 'Yanınızdayız Derneği' hakkında bilgi veren Fırat, sette yaşanan taciz olaylarına ilişkin, "Bu tarz taciz olaylarına tanık olup susanlar suç ortağıdır" diye konuştu.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Uçan Süpürge Vakfı'nın düzenlediği, "Farklı bir erkeklik umut edilebilir mi?" panelinin konuşmacıları arasında yer alan oyuncu Mert Fırat ile panelin ardından konuştuk.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)'nın 'İyi Niyet Elçisi' olan Fırat, çalışmaları devam eden 'Yanınızdayız Derneği' ile de hak temelli çalışmalar yürütmeye devam edecek. Bugüne dek çalıştığı setlerde taciz olayına tanıklık etmediğini söyleyen Fırat, "Bu tarz taciz olaylarına tanık olup susanlar suç ortağıdır" dedi.

Çalışmalarına devam ettiğiniz Yanındayız Derneği nasıl çalışacak?

Biz 50 kişilik bir ekibiz. Bunun içinde kadınların da erkeklerin de olduğu birçok kanaat önderinin, yazarın, şirket yöneticilerinin kadın girişimcilerin farklı meslek gruplarından insanların olduğu bir ekip yaratıyoruz. Çokça kitleye ulaşabilen ve onlarda reaksiyon yaratabilen bir ekip bu. Temeldeki dert de erkeğin erkeği değiştirmesi hali. Erkeğin erkeğe meseleyi kavratmasını amaçlıyoruz. Eğer insanlar peşine düşer bu derneğin takipçisi olursa hak temelli mücadelemiz, ideallerimiz gerçekleşir. Örneğin bir projede 280 şirketin kadın çalışanı yokken 2 yıl içerisinde bu sayı 8 şirkete kadar düşürüldü. Bu mükemmel bir başarı. Bu konuda da umutluyum. Kadınların hiçbir ayrıma maruz kalmadan çalışabileceğini düşünüyorum.

'DİZİ SEKTÖRÜNDE İŞÇİLER İLE OYUNCULAR ARASINDA FARK VAR'

Özellikle dizilerdeki erkek oyuncuların kadın oyunculara göre daha fazla maaş aldığından söz ediliyor. Sektördeki adaletsizliğe ilişkin neler söylemek istersiniz?

Aslında dizi sektöründe işçiler ile oyuncu çalışanlar arasında fark var. Bence giderilmesi ya da yaklaştırılması gereken en büyük oran o. Bunun için ne yapılabilir ona bakmak gerekiyor ve çalışmak gerekiyor. Bir taraftan da kadın oyuncuların aldığı ücretler erkeklere göre daha az demek benim için bir veri değil. Gerçekten bilmiyorum. Bilmediğim bir şey hakkında da konuşamam. Ama tam tersi olduğu durumları da gördüm. Kadın oyuncuların çok daha yüksek rakamlara el sıkıştıklarını gördüm. Buradaki dert bir taban fiyat belirlemekse topluca sendikal haklar bağlamında bambaşka bir konudur, bunun üzerine çalışılabilir. Fırsat eşitliği üzerine konuşuluyorsa orada bir eşitlik olduğunu düşünüyorum. Bu tezi ortaya atanlar kimin ne kadar aldığını nasıl bilebiliyor bilmiyorum. Ben kimsenin aldığı ücreti bilmiyorum mesela. Ama böyle bir dert varsa, eşitlenmelidir.

'KADIN HAREKETİ İÇERİSİNDE ÖRGÜTLENMENİN ŞART OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'

ABD'de kadınlar sinema sektöründeki tacizlere karşı 'Me too' hareketiyle seslerini duyurarak tacizci yapımcı, yönetmen ve set çalışanlarının ortaya çıkmasını sağladı. Türkiye'de de en son oyuncu Talat Bulut'un bir set çalışanını taciz ettiği iddiası gündeme geldi ve yargıya intikal etti. Türkiye'de kadınların yaşadığı bu tarz taciz ve şiddet olaylarını dillendirmelerinin önünde bir engel olduğunu düşünüyor musunuz?

Toplumsal baskı ve çevresel koşullardan dolayı kadınlar bunu dillendirmiyor olabilir. Bunun önünü açmak için de kadınların daha çok cesaretlendirici yapıların içerisinde yer almaları gerekiyor. Kadın hareketi içerisinde örgütlenmenin şart olduğunu düşünüyorum. Okullarda da çokça farklı seçim yapabileceğiniz dernekler kuruluyor, topluluklar var. Bu mücadele kültürünün kazanılmasıyla bundan kurtulabiliriz. Böylece kadınlar kendilerini yalnız hissetmezler, destek hissederler. Yasal düzenlemelerin de onlara katacağı avantaj göz önünde bulundurulursa her kadın uğradığı tacize karşı ses çıkaracaktır. Hiçbir kadın eğer gerçekten böyle olmamışsa 'Ben dayak yedim' demez. Dayak yemek onur kırıcı bir şeydir aynı zamanda.

'ADALETLİ BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLMESİ İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPARDIM'

Siz hiç çalıştığınız setlerde buna benzer taciz olaylarıyla karşılaştınız mı?

Hayır benim olmadı.

Peki olsaydı nasıl tepki gösterirdiniz? Buna tanık olan insanlar ne yapmalılar?

Böyle bir şeye tanık olsaydım durumun adaletli bir şekilde çözülmesi için elimden geleni yapardım. Bu tarz taciz olaylarına tanık olup susanlar suç ortağıdır.

'TOPLUMSAL OLARAK BİR DÜZELMEYE İHTİYAÇ VAR'

Dizilerdeki ve sinema filmlerindeki senaryolarda cinsiyetçi söylemlerin oldukça yoğun olduğunu görüyoruz.

Bu durum kökten değişmez. Müdahalelerle ve düzeltmelerle farkındalığı arttırarak çözülebilir. Hepsinin düzelmesi de gerekmiyor aslında. Bazen tepki çekecek bir tekstin de faydası olabilir, onun üzerinden fikir yürütülebilir. Bu farkındalıkla ve cezalarla çözülecek. Yazarlar üzerinden düzelecek. Yazarlar ne kadar onu yazsalar da yapımcılar buna karşı gelince düzelecek. Aslında toplumsal olarak bir düzelmeye ihtiyaç var.