Gazetecilikten atılınca kitapçı oldu

Gazetecilikten atılınca işsiz kaldığı dönemde bir arkadaşıyla kitap satmaya başlayan Özgür Çakır, bir hanın dördüncü katında açtıkları sahafta severek yol aldığı bir maceraya girişmiş. Ortağı Simin'le, Saray'a (Külliye) ve Orhan Pamuk'a bile kitap gönderdikleri bir ikinci el kitap dükkânı ortaya çıkarmışlar...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kadıköy'ün göz önünde olmayan ama merkezi bir konumunda bulunan Gallerium Elektronik İş Merkezi'nin dördüncü katında bir kitapçı. İsmi Kediköy Sahaf. “Gerçek sahaflara haksızlık etmeyelim, biz ikinci el kitap satıcısıyız,” diyen Özgür Çakır, ortağı Simin Kuzucu Şahin'le birlikte açmış burayı. Açma nedenleri ikisi için de aynı: İşsizlik ve kitap sevgisi.

Bir kitapseverin belki de en son yapmak isteyeceği şeydir kitaplarını satmak. Ancak hayatın ne getireceği bilinmez. Özgür Çakır, en son Akşam grubuna ait bir dergide çalışıyorken işten çıkarılır. Zaten öncesinde sosyal medya paylaşımları nedeniyle uyarılar almıştır.

“Bilmiyorum uzun uzun anlatmaya gerek var mı bilmiyorum ama Türkiye'de gazetecilik yapmanın koşulları ortadan kalktı,” diyen Özgür Çakır “Eskiden ana akım medyada çalışırken siyasi düşüncen ön planda değildi. Önemli olan işini yapmak, sütunu vermekti; haberin kendisi ön plandaydı. Başlangıçta yavaş gibi gözükse de bu durum artan bir şekilde yok oldu ve artık sadece 'benden misin, değil misin', 'susuyor musun, susmuyor musun' meselesine geldi. Birkaç yayın organını ayırırsak, medyada çalışmak için mide lazım artık,” diye devam ediyor.

Gazetecilik yapamama koşullarının sadece iktidar sorunu değil, Türkiye'nin demokratikleşme sorunu olduğunu söyleyen Çakır, içinde bulunduğumuz dönem içinse hiçbir dönemde olmadığı kadar iktidarın medyada doğrudan yer aldığını ekliyor: “Parti bülteni gibi çıkmaya başladı gazeteler.” İşten atıldığı dönemde gazeteciliğe neden devam etmediğini ise şöyle açıklıyor: “Belli bir dönem istedim ama bir süre sonra büyük işten çıkarılmalar başladı. Zaten mecra kalmamıştı çalışacak.”

1977 doğumlu Özgür Çakır'ın çocukluğu Göztepe ve Sahrayıcedit'te geçmiş. Liseden sonra üniversiteye başlayan Çakır, “İşletme okudum ama severek okumadım. Girmiş olmak için okudum, 'üniversiteye girelim de rahat ederiz' diye düşündüm. Ama tam tersi oldu, insanın sevmediği bir okulda okuması acı verici bir şeymiş. Zor da olsa bitirdim,” diyor ve ekliyor: “Ama severek yüksek lisans yaptım. Derdim okulda kalmak, asistan olmaktı. Sınıfın en çalışkanıydım ama sınıfın en tembelinin bir gün kağıt dağıttığını görünce o kapı da kapandı. 'Türkiye'de yoksulluk ve Deniz Fener Derneği' üzerine tez yazdım. Sonra da hemen askerliğe gittim.”

“Askerden döner dönmez içimde hep varolan gazeteciliğe alaylı olarak başladım,” diyen Çakır'ın ilk adresi Birgün gazetesi olmuş: “Çok değerli insanlardan işi öğrendim. Spor ve istihbarat dışında her bölümde çalıştım. Editörlük, muhabirlik yaptım. Sabah ve Taraf'ta da çalıştım. Çeşitli dergi deneyimlerim oldu. İMC TV'de televizyon deneyimim oldu.”

Sonra işsizlik dönemi. “Hem işsiz hem evsiz hem kitapsız kaldık. Anne evine geri döndük,” diyen Özgür Çakır devam ediyor: “Ortağım Simin'le konuşurken en iyi anladığımız şeyin kitap olduğuna karar verip önce kendi kitaplarımızla vedalaşıp sonra da kitap toplamaya başladık. Belki bugüne kadarki insani yatırımımızı da kullanarak çok sayıda kitap bağışı aldık. İşimizin çoğu internet üzerinden. Bir hanın dördüncü katındayız ama şu bizi hem şaşırtıyor hem de sevindiriyor: Kitabı arayan illa düzayak bir dükkân olmasına gerek yok, gelip buluyor.”

İnternetten kitap satışı yapmanın ilginç yönü size kimin, ne zaman, hangi istekle ulaşacağını kestirememeniz. Çakır, “Saray'dan bile kitap siparişi geldi. Bir gün kargoları yaparken adres yazıyoruz, bir baktık adres Ankara, Beştepe, Saray. Şaşırıyorsun. Evet, bildiğimiz Saray. Siparişi kimin verdiğini şimdi hatırlamıyorum ama galiba danışmanlardan biriydi. Ergin Yıldızoğlu'nun Globalleşme ve Kriz adlı kitabı sipariş edildi. Geçen sene kriz beklentisi ortaya çıkınca bu danışman muhtemelen bir kriz okuması yapıyordu kendince.”

Tek sürprizi bu olmamış internetin: “Mesela Orhan Pamuk, Osmanlı dönemi ile ilgili bir kitap sipariş etmişti. Bunları 'bizi biliyorlar' diye söylemiyorum, internetin gücünü anlatmak için söylüyorum. Şöyle şeyler de oluyor: Adres, Kars polis lojmanları. Kitap, Noam Chomsky Dil ve Zihin. Kitapların sipariş edildiği yerler ve kitapların niteliği de bizim için tuhaf bir hikâye oluyor. Mesela Muş'tan Antik Yunan'da demokrasi ile ilgili bir kitap siparişinin 15 dakika sonrasında İzmir'den Ebru Şallı ile zayıflamanın yöntemleri üzerine kitap siparişi gelebiliyor.”

Bir sürpriz de Özgür Çakır'ın kendisinden geliyor söyleşi sırasında. “Okuma merakı olunca yazma merakı da geliyor. Gazetecilikten sıkıldığım bir dönemde oldu. Bir yayınevinin açtığı yarışmada ikinci olmuştum. Sonra birkaç yere yolladım ve 2015 yılında Sel Yayınları'ndan çıktı,” diye bahsettiği öykü kitabının ismi Yükşehir. Üstelik editörlerinden biri de Murat Uyurkulak.

Yaşadıklarının en güzel tarafının “sıfırdan kendine bir şey kurmak olduğunu” söyleyen Özgür Çakır, “Sadece kendi kitaplarımızla başlamıştık. İlk başta evden yapıyorduk. Farklı evlerden. Kitapla vedalaşmaktan çekinmemek gerek belki de; üç, beş senede bir eldeki kitapları revize etmek gerekir. Buradan bir ekonomi yaratacak hale gelene kadar burada ısrar etmek durumundayız. Bu işi çok sevdik ikimiz de. İnadımıza biz zile şaşırıyoruz,” diye anlatıyor.

Bir süre sonra Kediköy'ün müdavimleri de oluşmaya başlamış: “Buraya gelip edebiyat, siyaset, kültür gibi konuları konuştuğumuz insanlar varolmaya başladı. Kendi kahvesini yapıp, bizim çalışmamızı engellemeyen insanlar geliyorlar.”

“Bazen bir sene boyunca satılmayan ama çok sevdiğimiz bir kitabı eve götürüp sahiplendiğimiz oluyor,” diyen Özgür Çakır, “Bir tür kitap satışı kanalı olma yolunda da ilerliyoruz. Bir takım değerli kitapları sahibinden satın almak yerine, onlar adına satma yoluna gidiyoruz,” diyor. Bu sayede elindeki kitapları değerlendirmeyi düşünen ama bunu nasıl yapacağını bilemeyen insanlar için bir fırsat ortaya çıkıyor.

Şu an ellerinde 10 binden fazla kitap bulunduğunu söyleyen Özgür Çakır, “Bunu en az iki, mümkünse üç katına çıkarmaya çalışıyoruz. Ancak o zaman burasının kendi ekonomisini yaratma şansı olacak,” diyor.

Umarım o şansı elde etmek için bu kez önlerine bir engel çıkmaz...

Adres: Gallerium Elektronik İş Merkezi, Çuhadarağa Sok. No: 23 Kat: 4 Dükkan: 112, Osmanağa / Kadıköy / İstanbul

Astsubaylık terk 'aylenizin sahafı'Astsubaylık terk 'aylenizin sahafı'