Haluk Levent: Ahmet Kaya ve Cem Karaca'yı özlüyorum

Özkan Özgür ile 23 Soru'nun konuğu sanatçı Haluk Levent...

Google Haberlere Abone ol

1. Sizin için kullanılan hitap biçimlerinden hangisi daha çok hoşunuza gidiyor?

Bana daha önceleri ‘kartal’ derlerdi. Lakap olarak. Bazen ikinci ismim ‘Levent’ olarak da kullanılır. Hangisi daha çok hoşuma gidiyor? Kullananın durumuna göre diyebilirim.

2. Sizden daha zeki olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınız var mı?

Bugüne kadar benden daha zeki olduğunu düşündüğüm insanlar oldu. Antalya taraflarında turizmci bir arkadaşım var, ilk kez onda benden daha zeki biri olduğuna kanaat getirdim. (gülüyor)

3. Arada sırada saçma şeylerle uğraşmak zorunda olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Twitter’da takipçim olan bir kızın isteği doğrultusunda erkek arkadaşının doğum günü için aramıştım. Onlar mutlu olsunlar diye. Erkek arkadaşı değilmiş, meğer ayrıldığı erkek arkadaşıymış. Çocuk da; ‘kusura bakma Haluk abi, yani ben ona artık dönmem, biliyorum bunun için yapıyo’ dediğinde, hayatımın en saçma işini yaptığımı anladım. Her ne kadar iyi niyetle yapsam da kendimi saçma sapan bir işin ortasında bulmuştum. (gülüyor)

4. ‘Tüm yaşadığım sıkıntılara değdi bu!’ dediğiniz olaylar yaşadınız mı?

İnsanın kendisini sevmesi ve kendisine saygı duymasından öte bir şey yoktur. Yaşadığınız sıkıntılar sonrası bunu diyebiliyorsanız, yaşadığınız sıkıntının anlamı da kalmıyor, değeri de kalmıyor, acısı da kalmıyor, kini ve intikamı da kalmıyor.

5. Bir evcil hayvanın insanı mısınız? Geçmişte böyle bir deneyiminiz oldu mu, ileride bir gün düşünür müsünüz?

Kesinlikle evcil hayvanın insanıyım. Köpeklere çok düşkünüm. Çocukluğumdan itibaren avluda, bahçede köpekler beslerdim, kuşlar beslerdim, değişik kuşlar, güvercinler beslerdim. Ev kedilerine de merakım var. Tam bir evcil hayvan insanıyım diyebilirim. Şu anda konumumdan, durumumdan, yaşadığım yerlerden, gezginliğimden ötürü pek zaman ayıramıyorum ama öyleyim…

6. Çocukluğunuzdan kalan ve ilk fırsatta tatmak istediğiniz özel tat var mı?

Evet, öyle bir tat var. Adı ‘Bülbül Yuvası’. Diyeceksiniz ki bu ‘Bülbül Yuvası’ nedir? Bu, çocukluğumda Adana’da yediğim bir baklava çeşidi, bir tatlı çeşidi, hamur tatlısı. Dünyanın hiçbir yerinde bulamazdım böyle bir zevki. Öyle düşünüyordum. Çok severdim. Ama şu anda o tattan kalmadı. Bu da benim özlediğim tatlardan bir tanesi.

7. Sanatın ya da sanatınızın neresindesiniz?

Sanatın muhakkak bir yerindeyim. Kendi sanatımınsa çok dibindeyim. Kendi sanatımın çok daha yükselmesini istiyorum. Yaptığım her şey daha da eksikliklerimin olduğunu hissettiriyor bana. Bu nedenle daha çok yapılacak işler olduğunu düşünüyorum. İnsan her yeni öğrendiği ve yaptığı şeyden sonra ne kadar eksik olduğunu fark ediyor. Bir bakıma güzel bir şey, insanı daha çok kamçılıyor yeni ve daha güzel şeyler yapmak için.

8. Ezberinizde şiir var mı? Hangi şairin hangi şiiri?

Tabii ki var. Orhan Veli özellikle… Ardından Hasan Hüseyin Korkmazgil. Ardından Nazım Hikmet, ardından Brecht… Nevzat Çelik dâhil, birçok şiiri vardır.

9. Okuduktan sonra çok etkilendiğinizi düşündüğünüz bir kitap var mı?

Kitap okumayı hiç bırakmadım. Özellikle yolculuklarımda mutlaka okurum. Daha önceki bir röportajımda da altını çizmiştim, Hamdi Koç kitapları bende çok etki bırakmıştır. ‘Çiçeklerin Tanrısı’, ‘Melekler Erkek Olur’, ve en son okuduğum ‘İyi Dilekler Ülkesi’… Bence Türk Edebiyatı’nda çok sağlam biri… Etkisindeyimdir o kitapların.

10. En son ne zaman tiyatroya gittiniz?

Bu soruyu sormasaydınız keşke. Çünkü kültürel olarak en büyük eksikliğimin tiyatro olduğunu düşünüyorum. Belki sinemaya gitmiyor olabilirim ama çıkan DVD’leri alıp izleyebiliyorum. Tiyatronun DVD’sini alsan bile o ruhu vermez, bambaşka bir sanat dalı. Son yıllarda en büyük eksiğim buydu. Ama bu yıl başaracağım.

11. Belleğinizde yer eden ve tavsiye edeceğiniz bir film var mı?

‘Forrest Gump’ filmi benim için çok özeldir. Tabii ‘12 Kızgın Adam’ filmini tavsiye edeceğim ama sanırım sinemaseverler izlemiştir.

12. Size göre ‘yabancı’ kimdir?

Çocukken yabancı kelimesini hep dış ülkelerdeki insanlar diye belleğime yazmıştım. Yabancı, yabancı adam, yabancı yazarlar, yabancı sanatçılar, müzikler gibi… Ama büyüdükçe benim için yabancının anlamı, olayları doğru tahlil edemeyen, ne için doğduğunu, ne için yaşadığını, ne için öleceğini, ne için çabaladığını bilemeyen insanların tamamı benim için yabancı.

13. En son ne zaman haksızlığa uğradığınızı düşündünüz?

2007- 2008 Yıllarında bu ülkede çok büyük haksızlıklara uğradığımı düşünüyorum. Onun dışında düşünmüyorum. Ama 2007 – 2008, bununla ilgili açılımı yapmak istemiyorum, elbet bir gün yaparım tabii ki…

14. Hak etmediğini düşündüğünüz birilerine saygı göstermek zorunda kaldığınız oldu mu?

Hak etmediğini düşündüğümüz insanlara saygı gösterebiliyoruz. Hak etmese de o saygıyı gösterebiliyoruz… Günlük kurallar içinde… Elden geldiğince muhatap olmamaya, hak etmiyorsa onunla aynı dünyada, ortamda ya da çevrede olmamaya da özen gösteriyoruz.

15. Günlük hayatta görünce nefret ettiğiniz hareket nedir?

Samimi olmayan ve samimi durmayan şeyler günlük hayatta nefret ettiğim şeylerdir.

16. Sizi umutlandıran bir duruma örnek verir misiniz?

Geçtiğimiz günlerde Yargıtay’ın verdiği bir karar, özellikle kadınlarla ilgili… Yerel mahkeme, bir kadının sevgilisi tarafından öldürülmesini, ‘çok yoğunluklu aşk’ olarak nitelendirip, ‘kendinden geçmesi’ olarak nitelendirip, var olan cezayı bayağı bir azaltmıştı. Yargıtay buna karşı çıktı. Artık ‘yoğunluklu aşk’, ‘aşkından dolayı’ gibi terimler kullanarak cezanın düşmeyeceğini söyledi. Kararı bozdu. Bunun ‘tasarlayarak adam öldürme’ olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bu, küçücük, küçücük de olsa, en azından kadınlarımızın bir bölümü için beni umutlandırdı bu.

17. Hayallerinizin peşinden koştunuz mu? Hayal kurmaya devam ediyor musunuz?

Hep hayal kurarım ve hep hayal kuruyorum… Hayaller olmazsa zaten yaşamanın anlamı olmaz, yani size bunu dedikten sonra da hayal kuracağım. Müzikte, edebiyatta, hayatta, sosyal işlerde her şeyde, duruma göre hayal kurduğum oluyor.

18. Rekabetçi olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Hayır, rekabetçi olduğumu düşünmüyorum.

19. Özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi ihmal ettiğiniz olur mu?

Teşekkür etmeyi ihmal ettiğim oluyor ama özür dilemeyi ihmal etmediğimi düşünüyorum. Elimden geldiğince hatalı ya da eksik davranmışsam, muhakkak özrümü diliyorum.

20. Neyi ya da kimi özlüyorsunuz?

Ahmet Abi’yi ve Cem Abi’yi özlüyorum. Yani Ahmet Kaya ve Cem Karaca… Özlüyorum işte, sohbetlerini… Keşke olsalardı diyorum. Eski Adana’yı, Eski İstanbul’u, eski Türkiye’yi özlüyorum. O kadar çok özlüyorum ki sayfalara sığmaz…

21. Stres atmak ya da kafanızı dağıtmak için ne yaparsınız?

Stres atmanın, kafa dağıtmanın en iyi yöntemi bende, eğer evcil hayvanlarım o anda yanımdaysa onlarla ilgilenmek. Bunun dışında maça gitmek, bunun dışında en son iki tek atmak, iki rakı muhabbeti yapmak.

22. Şu ana kadar geçen hayatınızı özetleyen kelime hangisidir?

Heyecanlı...

23. Allah gecinden versin, hak vaki olursa, geride kalanların sizi nasıl anacağını düşünüyorsunuz?

‘İnsan olmaya çalıştı’ desinler, başka bir şey demesinler.

Haluk Levent: Şakaydı gerçek oldu, AHBAP geliyor!Haluk Levent: Şakaydı gerçek oldu, AHBAP geliyor!