KHK'lı öğretmen Duygu Şahlar tüm Türkiye'ye masal anlattı

Duygu Şahlar, KHK ile ihraç edilmesinin ardından çocuklara masal anlatmaya başladı. Şahlar, tüm Türkiye'yi anlattığı masallarla dolaştı.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR -Duygu Şahlar, 29 Ekim’de yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Antakya’da görev yaptığı anaokulundaki işinden çıkartılan, Eğitim-Sen’li bir öğretmen. Çalıştığı anaokulu ile ilişiği kesilince memleketi Adana’ya giderek çocuklara masal anlatmaya başladı. Çocuklara anlattığı masalları büyüklere anlatma fikri de oluşunca masalları üzerine çalışmaya başladı. Derlediği masal ile de “Bi’Şey Anlatıcam Eee, Kurtulduk mu?” oyunuyla memleketi turlamaya karar verdi.

'ÖNCEDEN TEŞEKKÜR EDENLER ŞİMDİ İŞTEN ÇIKARIYORLAR'

Çalıştığı okulda şimdiye kadar kimseyle sorun yaşamadığını, yalnızca muhalif kimliğinden dolayı işinden ihraç edildiğini söyleyen Şahlar, şunları anlatıyor:

"Çocuk haklarının yanında durursan bu ülkede, kadınların yanında durursan; savaşın karşısında durursan, nükleerin karşısında durursan devlet dairelerinde seni istemezler. Mesela, daha önce dezavantajlı çocuklar için yaptığım çalışmalardan dolayı teşekkür belgesi alırken, muhtemelen yoksul mahallelerde çocuk hakları ile ilgili drama çalışmaları yaptığım için ihraç edilmiş olabilirim. Yani, konjonktür değişince işler de değişiyor. Önceden teşekkür edenler aynı sebeplerden dolayı şimdi işten çıkarıyorlar. Bu süreçte Ali İsmail Korkmaz Vakfı’nda çocuklarla, büyüklerle çalıştım. Ahmet Atakan Kütüphanesi’nde de… Belki bu isimlerdi onların sevmediği, onları rahatsız eden..."

İşinden uzaklaştırılmasının sosyal çalışmalarının önüne geçmediğini söyleyen Şahlar, “Bu şekilde bizi sadece sınıflardan uzaklaştırıp sokağa bırakmış oluyorlar. Etki alanımız daha çok genişliyor. Herkes daha fazla insana ulaşıp daha çok kişiyle konuşuyor, daha çoğuna temas ediyor. Bu yaptıkları bizde sadece konfor eksikliği yaratıyor, başka da bir şey yaratmaz” diyerek aslında bu sayede daha fazla insana temas edebildiğini de eklemeden geçmiyor.

BİZDE BİR UMUT OLMALIYDI

İhraç edildikten sonra herkes gibi başlangıçta biraz bocalama evresi yaşadığını ancak Adana’daki çocuklara masal anlatmaya başlayarak düştüğü boşluktan çıktığını söyleyen Şahlar, bu süreçte çocuklardan uzaklaşmadığını, "Çocuklardan kopamadığım için daha çok mahallelere gitmeye başladım, özellikle dezavantajlı mahallelere. Çocuk şenliklerine hep destek, dayanışma amaçlı giderken sonra bir de büyüklere anlatalım dedik işte şu masalı. Anlatırken böyle bir hikaye ortaya çıktı" sözleriyle vurguluyor.

İhraç edilmesinin ardından memleketi Adana’ya dönmek zorunda kaldığını ifade eden Şahlar, "Bizde bir umut olmalıydı geleceğe dair, geri döneceğimize dair; bir arada olmaya dair bir umut olmalıydı. Çünkü bir sürü haber okuyorduk, işinden atılan, ihraç edilen, bu yüzden inşaat işçisi olup, inşaattan düşen, intihar eden... Çok karamsar bir tablo görünmesine rağmen bizler direnmeye, küçük-büyük demeden mücadele etmeye devam ediyoruz. Kimisi bir kültürhane açıyor, kimisi sosyal medyadan devam ediyor mücadelesine; kimisi sokağa çıkıyor, kimisi açlık grevinde... Biz de dedik, elimizde ne varsa onu paylaşalım, hareketlenelim" diyerek umutlu olduğunu ifade etti.

'YAŞANANLARI TARİHE NOT DÜŞELİM İSTEDİK'

Şahlar’a göre, hayata geçirdikleri Türkiye turu şu ana kadar umduğundan daha iyi geçmiş. Sendikası ile birlikte planladıkları turnenin nasıl ortaya çıktığını sorduğumuzda şöyle özetliyor: “Bu tura çıkarken amaçlarımızdan bir tanesi ihraç edilen öğretmenlerle buluşmak, birbirimizin hikayesini dinlemekti. İkincisi ise şehirde muhalifler ve sanatçılarla, aynı baskı altında yaşayanlarla buluşmaktı. Bir yandan da masalları anlatıp geçmeyelim, sürecin bir de video günlüğünü yapalım, yaşananları tarihe bir not olarak düşelim istedik. O yüzden bir de belgesel çalışması yapıyoruz bu süreçte.

Gittiğimiz yerlerde oyun oynuyor, ardından söyleşi yapıyoruz. Yaptığımız her şeyin videosunu çekiyoruz. Çok güzel hikayeler birikiyor! Bu taraftan bakınca hiç de umutsuz, karamsar bir tablo yok aslında. Onların güçleri, baskıları var evet; ama bizim de umudumuz var. Bu hiç de azımsanacak bir şey değil. "

Tur boyunca yeni yol arkadaşları da edindiklerini söyleyen Şahlar, “Eğitim-Sen’le birlikte planladığımız bu yola başlangıçta üç kişi olarak çıktık, ama yol aldıkça çeşitlendik, çoğaldık. Ticari bir kaygımız yok, elimizde ne varsa paylaşıyoruz. Zaten bizler böyle bir kültürden geldik. Bu yüzden de hem elimizdeki umudu hem maddi olanaklarımızı paylaşıyoruz diyebilirim. Gittiğimiz yerlerde diğer işlerinden ihraç edilenlerle bir araya geliyoruz. Bir yandan da uğradığımız şehirlerdeki durumu, mücadeleyi, o direngenliği de bizzat o şehrin muhataplarından dinlemiş oluyoruz. Böylece biz de onların mücadele alanlarıyla temas etmiş oluyoruz.’’, diyerek yeni yerlerde kurdukları ilişkilerin ve bağların onları daha da güçlendirdiğini dile getirdi.

'BİRAZ DA BİZ ANLATALIM ONLAR DİNLESİN'

Biz doğduğumuzdan itibaren aslında sınıfsal olarak da bu yolun içinde bulduk kendimizi, bu yolda yürümeye devam ediyoruz. Elbette zorluklar çıkıyor karşımıza, asılıyoruz, kesiliyoruz, öldürülüyoruz; bir sürü şey yaşıyoruz ama yola devam ediyoruz. Yola çıkınca yalnız olmadığınızı anlıyorsunuz. Birden çoğalıyorsunuz" diyen Şahlar, masal turnesinde yaşadıklarını "Hareket beraberinde dayanışmayı da getiriyor. Yani, yolun kendisini seviyoruz, bu yolda yürümeyi seviyoruz, ne olursa olsun yürüyeceğiz. Biz çok fazlayız!’’ diyen Şahlar ve yol arkadaşlarının büyük bir ilgiyle karşılaştıkları turlarını bitirmelerine ne kendileri ne de seyircileri istekli görünüyor.

“Şimdi yolculuğumuz devam ediyor. Son gösterimlere hazırlanıyoruz. Son gösterim tarih ve yeri olarak 29 Kasım’da İhraç edildiğim il olan Antakya’yı belirlemiştik ama öyle olmayacak galiba. Yolculuk boyunca birçok Eğitim-Sen şubesi aradı ‘Bize de gelin!’ diye. Yeniden planlama yapıp masal anlatmaya devam edeceğiz gibi görünüyor bir süre daha. Hep biz mi masal dinleyeceğiz biraz da biz anlatalım onlar dinlesin!" sözleriyle sonlandırdı. (DUVAR)